Ankara´da işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmada, 6 eski Özel Harekatçının tutuklanmasına, Ayhan Çarkın´ın yer gösterme tutanaklarının dayanak oluşturduğu ortaya çıktı. Çarkın´ın ifadeleriyle, jandarmanın olay yeri inceleme raporu örtüşüyor. Çarkın´ın itirafları sonrası başlatılan soruşturmada birçok önemli ismin ifadeye çağrılması bekleniyor. Soruşturmanın dönemin MGK üyeleri ile Başbakanı Tansu Çiller´e kadar uzayabileceği öğrenildi. Geçtiğimiz hafta tutuklanan eski Özel Harekat Polisi Enver Ulu, savcılık ifadesinde, olaylarla ilgili olarak dönemin Başbakanı Tansu Çiller´i işaret etmişti.
Çarkın soruşturması Çiller´e uzanabilir
Ankara´da işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmada, 6 eski Özel Harekatçının tutuklanmasına, Ayhan Çarkın´ın yer gösterme tutanaklarının dayanak oluşturduğu ortaya çıktı. Çarkın´ın ifadeleriyle, jandarmanın olay yeri inceleme raporu örtüşüyor. Çarkın´ın itirafları sonrası başlatılan soruşturmada birçok önemli ismin ifadeye çağrılması bekleniyor. Soruşturmanın dönemin MGK üyeleri ile Başbakanı Tansu Çiller´e kadar uzayabileceği öğrenildi. Geçtiğimiz hafta tutuklanan eski Özel Harekat Polisi Enver Ulu, savcılık ifadesinde, olaylarla ilgili olarak dönemin Başbakanı Tansu Çiller´i işaret etmişti.
Ankara´da işlenen faili meçhul cinayetlerin üzerindeki sis perdesi aralanıyor. Faili meçhul cinayetler soruşturmasında tutuklanarak cezaevine gönderilen eski Özel Harekat polislerini, Ayhan Çarkın´ın yer gösterme tutanaklarının yaktığı öğrenildi. Avukatlar Yusuf Ekinci ve Faik Candan ile Namık Erdoğan ve Mecit Baskın´ın cesetlerinin bulunduğu yerleri tek tek gösteren Çarkın´ın ´keşif´ anlatımlarının, jandarmanın cesetlerin bulunduğu yerlerdeki olay yeri inceleme raporlarıyla örtüştüğü belirtildi.
Ayhan Çarkın´ın itiraflarını, 19 yıldır uyuşturucu madde bağımlısı olduğu iddiasıyla ´deli saçması´ olarak nitelendiren sanıklar mahkemede jandarmanın olay yeri inceleme raporuyla şok oldu. Savcı Hakan Yüksel, eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın´ın ifadelerinin tutarlılığını yer gösterme ve keşif tutanakları ile cesetlerin bulunduğu dönemdeki jandarmanın olay yeri inceleme raporuyla örtüşüp örtüşmediğini test ettiği ortaya çıktı.
JANDARMANIN RAPORUYLA PARALEL İFADELER
Savcı Yüksel, her iki tutanağın da örtüşmesi üzerine 10 eski Özel Harekat Polisi´nin yakalanması için harekete geçti. Savcı Yüksel, Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak ve örgüt faaliyeti kapsamında kasten birden fazla adam öldürmekten tutuklanmaları istemiyle sanıklar Ayhan Akça, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Uğur Şahin, Enver Ulu ve Ahmet Demirel ile birlikte Çarkın´ın yer gösterme tutanaklarını da mahkemeye gönderdi. Jandarmanın olay yeri inceleme raporlarıyla Çarkın´ın yer gösterme tutanaklarının örtüştüğüne karar veren mahkeme sanıkları kuvvetli suç süphesi gerekçesiyle tutuklanmalarına karar verdi.
TANSU ÇİLLER´E DE UZAYABİLİR
Geçtiğimiz hafta tutuklanan eski Özel Harekat Polisi Enver Ulu, savcılık ifadesinde, olaylarla ilgili olarak dönemin Başbakanı Tansu Çiller´i işaret etmişti. Ulu ifadesinde ..Ayrıca o dönemde Başbakan olarak görev yapan Tansu Çiller dahil basına beyanat vermişti bu beyanatında ´PKK´ya yardım eden iş adamları var biz bunları biliyoruz´ şeklinde beyanda bulunmuştu. Ancak bana sorduğunuz öldürülmesi gerekenlere ilişkin bir listeden haberim yoktur demişti.
ERCAN ERSOY DAHA ÖNCE TUTUKLANMIŞTI
Susurluk sanığı Ayhan Çarkın´ın ifadeleri kapsamında eski Özel Harekat Polisi Ercan Ersoy da tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Ercan Ersoy, infazların emir komuta zinciri altında yapıldığını ve Ekinci´yi gözaltına alan ekip arasında olduğunu itiraf etmişti. Ersoy´un bu itirafları son dalgada tutuklanan eski özel harekat polislerini sıkıntıya soktuğu teknik takibe takılmıştı.
DÖNEMİN MGK ÜYELERİNİN İFADESİ ALINABİLİR
Faili meçhul cinayetler ile ilgili soruşturmanın dönemin MGK üyeleri ile Başbakanı Tansu Çiller´e de uzayabileceği öğrenildi. Ayhan Çarkın ifadesinde, infazlardan MGK´nın bilgisinin bulunduğuna ilişkin konuşmalara şahit olduğunu söylemiş, bunun üzerine de Savcı Yüksel MGK´dan son 20 yılın kayıtlarında böyle bir bilginin bulunup bulunmadığını Genelkurmay Başkanlığına sordu. Çarkın ifadesinde, Ben Yusuf Ekinci´nin ne amaçla öldürüldüğünü bilmiyorum. Ben bazen sorduğumda ´Milli Güvenlik Kurulu ve devletin bilgisi dahilinde oluyor´ diye bir şeyler söyleniyordu. Korkut Eken danışman olarak görev yapıyordu demişti.
Evinde şüpheli ölüm
1994 yılında Kumrular Sokak´taki bürosundan Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´ne bağlı ekiplerce alınan ve üç gün sonra cesedi Gölbaşı mevkiinde bulunan Avukat Yusuf Ekinci´nin ailesinin başvurusuyla açılan faili meçhul cinayetler soruşturmasında, 7 eski özel harekat polisi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın´ın ifadeleri üzerine derinleşen soruşturmada yine eski bir Özel Harekatçı olan Sait Yıldırım evinde ölü olarak bulunmuştu. Yıldırım´ın ailesi intihar olmadığını ileri sürerek olayın aydınlatılmasını istedi. Ayhan Çarkın itiraflarının yer aldığı ifadesinde Sait Yıldırım´ın, Avukat Yusuf Ekinci cinayetiyle ilgisinin olduğunu söylemişti.
Emir komuta zincirine sorgu
Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel tarafından yürütülen soruşturmada, eski Özel Harekat polisleri Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy ifadelerinde olayların emir komuta zinciri dahilinde gerçekleştiğini belirtti. Bu ifadeler üzerine gözler dönemin Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ve dönemin Emniyet Müdürü Mehmet Ağar´a çevrilmişti. Yine Ayhan Çarkın´ın ifadesi kapsamında danışman olarak görev yaptığı ileri sürülen Susurluk sanığı Korkut Eken´in de ileriki dönemlerde ifadesine başvurulacağı öğrenildi. Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin´in şüpheli sıfatıyla ifadesine başvuracağı belirtilen Savcı Yüksel´in, Korkut Eken´in de ifadesini alacağı kaydedildi. ( Yenişafak)
SUSURLUK DOSYASI YENİDEN AÇILIR MI?
15 Ağustos 2011 - Fehmi Koru (Star): Ayhan Çarkın itiraflarıyla bir dizi tutuklamanın önünü açtı; Susurluk Dosyası yeniden ele alınır mı dersiniz? İsterseniz önce gerçek bir olay anlatayım.
1998 yılı; TOBB´un yeni faaliyete geçecek Avrupa Birliği Merkezi´nin açılışı vesilesiyle Brüksel´e uçuyoruz... Bir-iki politikacı, TOBB yetkilileri, bürokratlar ve çok sayıda gazeteciyle birlikte... O sıralarda haftalık dergiler bayağı siyasi gündem yakalama yarışında ve ´Aktüel´in son sayısında Kocaeli-Sakarya-Bolu üçgeninde infaz edilmiş birileriyle ilgili bir araştırma yer alıyor...
Okuduktan sonra, yanımdaki meslektaşa döndüm, ?Allah vere de? dedim, ?Bu iş bir gün öndeki Hanımefendi´nin kapısına kadar dayanmasa...?
Hanımefendi´nin eşi tam o sırada yanımızdan geçmesin ve duyduğuna inanamayan meslektaş kendisini durdurup ?Akıl almaz şeylerden söz ediyor? diye beni işaret etmesin mi? Ne demek istediğimi önce Hanımefendi´nin gözleri hayretten beş karış açılmış eşine, sonra da elimden tutarak yanına götürdüğü uçağın en ön sırasında oturan kendisine anlattım...
Üzerimde PALM cihazı vardı notlarımı tuttuğum; onu açtım, tarihleriyle birlikte 1994 yılnda Kocaeli-Sakarya-Bolu üçgeninde işlenen cinayetleri okumaya başladım: Behçet Cantürk 14 Ocak 1994... Fevzi Aslan ile yeğeni Salih Aslan 28 Mart 1994... Ve diğerleri: Savaş Buldan, Adnan Yıldırım, Hacı Karay (3 Haziran 1994)...
Listemde başka infazlar da yer alıyordu: Sağlık Bakanlığı´nda müfettiş Namık Erdoğan (9 Mayıs 1994)... Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın... Avukatlar Yusuf Ekinci (25 Şubat 1994)... Medet Serhat (12 Kasım 1994)... Faik Candan (2 Aralık 1994)...
?Yüzbaşı Ahmet Cem Ersever, yakın arkadaşı Mustafa Deniz ile kız arkadaşı Neval Boz´un infazlarıyla başladı bu süreç? demeyi de ihmal etmedim. 1 Kasım 1993´te Neval Boz´un, ertesi gün Mustafa Deniz´in, bir sonraki gün de Cem Ersever´in cesetleri Ankara´nın üç farklı çıkışında bulundu.
Yüzüme ?Bunların benimle ne ilişkisi var?? dye bakıldığını görünce yeniden PALM´a kaydettiğim notlarıma döndüm: 4 Kasım 1993 günü, yani Boz, Demir ve Ersever´in cesetlerinin sonuncusunun bulunmasından sadece bir gün sonra, o sırada devletin en önemli koltuklarından birini işgal etmekte olan Hanımefendi, bir toplantı sonrası kamuoyunun karşına çıkıp şu açıklamayı yapmıştı: ?PKK´nın haraç aldığı işadamları ve sanatçıların isimlerini tek tek belirledik, onlardan bunun hesabını soracağız...?
Kronoloji öncesiyle ve sonrasıyla hayli açıklayıcı... PKK´ya karşı verilen savaşın en zirve noktasına vardığı günlerdi o günler... Hanımefendi sorunu ´barışçı´ yollarla çözme niyetiyle koltuğa oturmuş, o yolda açıklamalar yapmıştı. PKK ise eylemlerini artırmış, yakın mesai arkadaşları Hanımefendi´yi sonunda sertleşmeye ikna etmişlerdi...
Sertleşince gözü kimseyi görmez olmuştu Hanımefendi´nin...
Aradan geçen yıllar cinayetlerle arasındaki nedensellik bağını unutturmuş olmalı ki, kendisine kronolojik sırayla olanları aktarınca müthiş gerildiğini fark ettim Hanımefendi´nin... Pilot uçağın ineceğini anons ettiğinde yanından kalkmak istedim. Kirece dönmüştü yüzü. Elimden tutarak kalkmamamı istedi. Uçağın tekerlekleri yere değene kadar da öylecene oturdu. Ben de yanında...
Sanıyorum, o anlarda gelecekte olabilecekleri değil geçmişte yapılanları gözünün önünden geçirmekteydi Hanımefendi...
Benim ?İleride başınıza iş açılabilir? uyarısını yaptığım seyahatten kısa bir süre önce (1997) Kutlu Savaş tarafından kaleme alınmış Susurluk Raporu´nda bir ´infaz grubu´ndan söz edilir. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, raporunda, ?Devlette kim ´infaz´ emri verebilir, bu yetki kimdedir?? haklı sorusunu da sormakta...
Verdiği cevabı aktarayım: ?Şu husus bilinmektedir: OHAL bölgesinde bu karar mercii, başçavuşlara, komiser yardımcılarına, çok daha önemlisi bu yetki dünkü terörist yarınki potansiyel suçlu itirafçılara kadar inmiştir.?
Kutlu Savaş, soruşturmalarının sonunda Ersever´in ´zararlı hale geldiği´ kanaatine varmıştır; ´yargı önünde cezalandırılmayı hak ettiği´ görüşündedir, ama infaz? ?Cem Ersever ve arkadaşlarının Ankara´da fâili meçhul bir cinayete kurban olmaları artık kamu yararının dışında kamu zararı tevlit eder boyutlara gelindiğini ispat eden bir örnek oluşturmaktadır? diye yazmış raporuna...
´Yeşil´ lâkaplı ´tetikçi´ yerine getirmiş ´infazları´ büyük ihtimalle... İsimleri de verilen iki itirafçının bu operasyonda görev almak üzere uçakla Ankara´ya götürüldüğünü, ancak adamlar ?Biz bu işte yokuz? deyince palas pandıras geldikleri yere gönderildiklerini de okuyoruz Susurluk Raporu´nda...
Ayhan Çarkın´ın itirafları mahkeme sürecine yol verdiğine göre Susurluk Dosyası yeniden açılır mı acaba? ( Fehmi Koru / Star)
(14 Ağustos 2011), son güncel.: (15 Ağustos 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ayhan Çarkın´ın şok itirafları ve gözaltına alınışı manşetlerimiz