2005´te Hakkari´nin Şemdinli İlçesi´nde Umut Kitabevi´nin bombalanması olayı ile ilgili iki astsubay ve bir PKK itirafçısının yeniden yargılanmasına Van´da devam edildi. Bugünkü 2. duruşmada mütaalasını veren savcı, daha önceki yargılamada verilen cezaların aynısını istedi. Mahkeme önceki yargılamada verdiği kararda sanıkları ´örgüt kurarak adam öldürmek´, ´çete kurmak´ ve ´adam öldürmeye teşebbüs´ suçlarından 39 yıl 5 ay 10´ar gün hapis cezasına çarptırmıştı. Sanıklar savcının mütalaasını kabul etmeyerek beraatlerini istediler. Müdahil avukatlar ise sanıklara anayasal düzene karşı suçlar kapsamında daha ağır cezalar verilmesini talep etti. Dava sanıkların savunmasını hazırlaması için 17 Kasım 2011´e ertelendi.
Şemdinli davasında aynı cezalar istendi
2005´te Hakkari´nin Şemdinli İlçesi´nde Umut Kitabevi´nin bombalanması olayı ile ilgili iki astsubay ve bir PKK itirafçısının yeniden yargılanmasına Van´da devam edildi. Bugünkü 2. duruşmada mütaalasını veren savcı, daha önceki yargılamada verilen cezaların aynısını istedi. Mahkeme önceki yargılamada verdiği kararda sanıkları ´örgüt kurarak adam öldürmek´, ´çete kurmak´ ve ´adam öldürmeye teşebbüs´ suçlarından 39 yıl 5 ay 10´ar gün hapis cezasına çarptırmıştı. Sanıklar savcının mütalaasını kabul etmeyerek beraatlerini istediler. Müdahil avukatlar ise sanıklara anayasal düzene karşı suçlar kapsamında daha ağır cezalar verilmesini talep etti. Dava sanıkların savunmasını hazırlaması için 17 Kasım 2011´e ertelendi.
Hakkari´nin Şemdinli İlçesi´nde eski PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz´a ait Umut Kitabevi´nin bombalanması olayı ile ilgili astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş´in yeniden yargılanmasına, Van 3´üncü Ağır Ceza Mahkemesi´nde ikinci duruşma ile bugün devam edildi. Duruşma öncesinde polis ile basın mensupları arasında gerginlik yaşandı. Gerginlik sırasında bazı muhabirlerin fotoğraf makinesi kırıldı, polisler Sizin suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum. Çekip silahı vurmayacağınızı nerden bileyim diyerek bağırdı.
Hakkari´nin Şemdinli İlçesi´nde, 9 Kasım 2005´te meydana gelen patlamayla ilgili dava Van 3´ncü Ağır Mahkemesi´ndeki ikinci duruşması bugün yapıldı. Mahkeme, 19 Haziran 2006 tarihinde bu davada verdiği kararda sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş´i ´adam öldürmek´, ´çete kurmak´ ve ´adam öldürmeye teşebbüs´ suçlarından 39 yıl 5 ay 10´ar gün hapis cezasına çarptırmıştı. Sanık avukatlarının, Van 3´üncü Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararına itirazı üzerine temyiz incelemesini 16 Mayıs 2007´de tamamlayan Yargıtay 9´uncu Ceza Dairesi, 3 sanık hakkında verilen kararı, usul ve görev yönünden bozdu. 13 Haziran 2007´de yeniden Van 3´üncü Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülmeye başlanan davanın 14 Eylül 2007´deki duruşmasında, mahkeme heyeti ´görevsizlik´ kararı vererek, dosyayı Van Askeri Mahkemesi´ne gönderdi.
Van Askeri Mahkemesi de 14 Aralık 2007 tarihindeki ilk duruşmada sanıkların tahliyesini kararlaştırdı. Askeri mahkeme 22 Ocak 2010 tarihindeki duruşmada dava dosyasının Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderme kararı aldı. Müdahil avukatlarının itirazı üzerine dosya, Uyuşmazlık Mahkemesi´ne gönderildi. Uyuşmazlık Mahkemesi de anayasanın bazı maddelerinde yapılan son değişikliği gözönünde bulundurarak 2 Mayıs 2011 tarihinde verdiği kararla, Şemdinli davası dosyasını yeniden Van 3´üncü Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdi. Van 3´üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi´nden gelen dosyayı inceleyip, 9 Haziran 2011´de sanıkların tutuklanmasına karar verdi ve ilk duruşma 21 Temmuz 2011´de yapıldı.
Tutuklu yargılanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş bu duruşmada da hazır bulunduruldu. Duruşma öncesi açıklamalarda bulunan sanık avukatı Vedat Gülşen, davanın kendi seyrinde devam ettiğini söyledi. Avukat Gülşen Yargıtay´ın davayı bozmasının ardından dava uyuşmazlık mahkemesine gitti. Uyuşmazlık mahkemesi askeri mahkemelerin yetkisini kaldıran evet-hayır anayasa oylamasından sonra kabul edilen 145. maddesi ile birlikte dava Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde devam etmeye başladı. Büyükanıt suç duyurusu bizimle ilgili bir konu değildir. Savcıda soruşturmayı yapar mı, takipsizlik mi verir, dava mı açacak, bu bizim davayı ilgilendiren bir konu değil dedi.
SAVCI MÜTALAASINDA AYNI CEZALARI İSTEDİ
Duruşma yarım saat sürdü. Duruşmaya sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş ile kitapevi bombalanan Seferi Yılmaz, patlamada hayatını kaybeden Zahir Korkmaz´ın kardeşi Metin Korkmaz, BDP Van milletvekili Nazmi Gür, BDP Eski Genel Başkanı Hamit Geylani, sanık ve müdahil avukatları katıldı.
Yapılan kimlik tespitinin ardından Cumhuriyet Savcısı Osman Özdamar, 10 sayfalık esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaasında davanın seyrini özetleyen Savcı Özdamar, ´Jandarma istihbarat mensubu ve kamu görevlisi olan sanıklar Ali Kaya ve Özcan İldeniz´in terörle mücadele adı altında yola çıkıp yanlarında kamu görevlisi olmayan eski bir PKK terör örgütü üyesi olan sanık Veysel Ateş ile birlikte dayanışma ve işbirliği içerisinde hareket ederek, PKK terör örgütü ile bağlantısı olduğunu düşündükleri Seferi Yılmaz´ın iş yerine bomba atmak suretiyle veya ona zarar vermek amacıyla aralarında anlaşmışlardır. Sanıkların eylemleri iştirak halinde adam öldürmek fiili sınırlı olmadığı, meydana getirdikleri oluşum ile bölgede başka suçlarda işleme amacında olduklarının tüm dosya içeriği ve araçta ele geçirilen belgelerden anlaşılmaktadır.´ dedi.
Savcı Özdamar, sanıkların ´silahlı örgüte üye olmak´, ´Tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs etmek´, ´Olası kastla adam öldürmek´ ve ´Olası kastla adam yaralamak´ suçlarından 52 yıl 5´er ay hapis cezası talebinde bulundu. Müdahil avukatlar, bu ceza talebine önceki yargılamada talep edilen cezaya yakın olduğu için tepki gösterdiler ve sanıkların anayasal düzene karşı işlenen suçlar kapsamında daha ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini iddia ettiler.
Cumhuriyet savcısının mütalaasına karşı Sanık Ali Kaya, esasa ilişkin savunmalarını 15 gün içinde yapmak istediklerini belirterek, dosyadaki mevcut deliller incelendiğinde hukuken beraat etmeleri gerektiğini ifade ederek, tahliyesini talep etti.
Sanık Özcan İldeniz ise Cumhuriyet Savcısının mütalaasını kabul etmediğini belirterek, suçsuz olduğunu bildirdi. Sanık Veysel Ateş de savunmasında, ´Davanın 7 yılına giriyoruz. Bu 7 yıl beni için dünyanın en büyük işkencesinden daha kötüdür. Onurum ayaklar altına alındı. Bu dava belli çevreler tarafından yönlendiriliyor. Cumhuriyet Savcısının hayalden öte mütalaasını kınıyorum´ şeklinde konuştu.
Sanık ve müdahil avukatlarının talebi doğrultusunda mahkeme, son savunmalarını yapmaları için duruşmayı 17 Kasım 2011 tarihine ertelerken, sanıkların tahliye taleplerini ise reddetti.
MÜDAHİL AVUKATLARDAN İTİRAZ: ANAYASAL DÜZENE KARŞI SUÇ SÖZ KONUSU, DAHA AĞIR CEZALAR VERİLMELİ
Duruşma çıkısında adliye önünde gazetecilere açıklamada bulunan müdahil avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, savcının mütalaasını son derece eksik bulduklarını bildirdi. Mütalaayı kabul edilebilir bulmadıklarını dile getiren Kozağaçlı, şunları söyledi: ´Devlet silahıyla ve aracıyla işlenmiş bir anayasal suçtur. Bu suçu bugün Türk Ceza Kanunu 220. maddesindeki küçük bir çete olarak tarif edilmesi kabul edilemez. Bu suçta devlet politikalarının, devlet yapısının alay komutanının, dönemin bölge komutanın, Büyükanıt´tan Kubat´a bütün sorumluların içerisinde bulunduğu büyük örgütten söz etmeden adalet yerine gelmiş olmayacaktır. Biz esas hakkındaki görüşümüzü bunun üzerinden kuracağız. Bu suça ilişkin Türk Ceza Kanunu´nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını öngören maddeler var. Savcılığın mütalaası ilk karar öncesi verilen mütalaaya çok benziyor. Bu durumda mahkeme bu mütalaaya uysa ilk karara yakın bir hapis cezası çıkacağı beklenebilir. Ancak bu yetersiz olur. Birinci karar son derece zor koşullarda verilmişti. Yargıçlar, savcılar bedel ödedi bu karar yüzünden. Verilen karar tamamen hukuk dışı haksız saldırıyla ortadan kaldırıldı. Birinci kararda karar verilebilmiş olması bile başarıydı. Ama bugün koşullar böyle değil. Kararın dönemin Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya´nın iddianamesinde belirtilen suçların dikkate alınması gerekiyor.´
Kozağaçlı, sanıkların eyleminin küçük bir çete eylemi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Kozağaçlı, savcının istediği cezayı yetersiz bulduklarını belirterek, Biz bu cezayı kabul etmiyoruz. Bugünkü karar geçmişte verilen karara çok benziyor. Geçmiş karar zor şartlar altında verilmişti. Bu yetersizdir. Şimdi biz bu cezaların büyük örgüt kapsamında verilmesini ve anayasal düzene karşı işlenen suç olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Bunun cezası da ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve sorumlu komutanlar hakkındaki soruşturma da bu dava ile birleştirilmelidir. Karşımızda büyük, kanlı ciddi bir örgüt var. Önemli bir ölçüde devlet desteği ve devlet politikası çerçevesinde hareket etmiş bir örgüt var. Bunun ortaya çıkartılmasını istiyoruz dedi.
BÜYÜKANIT İÇİN SUÇ DUYURUSU
Bu arada, geçen duruşmada müdahil avukatların talebi üzerine mahkeme heyeti dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile dönemin Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Selahattin Uğurlu, yine dönemin Hakkari İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Kubat ile halen Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanlığı görevini yürüten Tümgeneral Erdal Öztürk hakkında Van Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı´na suç duyusunda bulunulmasını istemiş ve bu talep mahkeme heyeti tarafından kabul edilmişti. Ancak bu duruşmada, istenen bu soruşturma ile ilgili her hangi bir gelişme olmadı.
POLİS-GAZETECİ GERGİNLİĞİ
Bu arada, Van´da Şemdinli davası duruşması öncesinde tutuklu sanık Veysel Ateş´in Van Adliyesi´ne çıkarılmasını görüntülemek isteyen basın mensuplarına, polisin izin vermemesi gerginliğe neden oldu. Gerginlik sırasında bazı muhabirlerin fotoğraf makineleri kırılırken, polisler, Sizin suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum. Çekip silahı vurmayacağınızı nerden bileyim diyerek görüntü çekmeye çalışan gazetecileri, adliye çevresinden uzaklaştırmak istedi.
Van Gölü Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yahya Öylek, adliye önünde basın açıklaması yaparak polisin tutumunu kınadı. Öylek, Gazetecilerin kamu görevi yaptıklarını izah etmemize rağmen çok sert bir tavırla karşılaştık. Çevik kuvvet ekipleri çağrıldı ve polisle gazeteciler arasında arbede yaşandı. Biz bu yaşanan olayı kınıyoruz. Kimler bu sert tavrı yaptıysa hakkında gerekli işlemlerin başlatılmasını istiyoruz ve takipçisi olacağız. Cumhuriyet Başsavcısına suç duyurusunda bulunacağız. ´Siz burada görüntü çekemezsiniz, suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum´ diyen bir zihniyetle karşı karşıya kaldık. Her şey kameralar önünde yaşandı dedi. ( DHA, Cihan)
KONTRGERİLLA ŞEMDİNLİ´DE SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞTI |
BÜYÜK SKANDALLAR YAŞANDI
Bu davada çok büyük skandallar yaşandı. İddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya HSYK tarafından hemen davadan alındı, meslekten de ihraç edildi. Ancak onun hazırladığı iddianame Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde kabul edildi. Olayla ilgili tutuklanan astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş hakkında 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile dava açıldı. Sanıklar, 19 Haziran 2006 tarihinde ´adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek´ suçlarından 39 yıl, 5 ay, 10´ar gün hapis cezasına çarptırıldı. Bu sonuçla Türkiye´de alışılmadık bir durum ortaya çıktı. Bu kararla adeta Kontrgerilla´nın varlığı tescillenmiş oldu. Ancak Kontrgerillacı çevreler pes etmedi. Yapılan itirazlar üzerine dava bir üst mahkeme olan Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi´nde tekrar görüldü. Durum değişmedi ve kararlar onandı. Ancak baskılar bitmedi. Devreye bu kez Yargıtay girdi ve yetkisizlik iddiasıyla kararı bozdu. Yargıtay sanıkların içinde halen görevde olan muvazzaf askerlerin de bulunması sebebiyle davanın askeri mahkemeye gönderilmesini istedi. Yargıtay´ın bu isteğini, davanın kendi yetkisinde olduğu gerekçesiyle yerine getirmeyen ve kararlarında direnen Van Mahkemeleri´nin karşısına HSYK çıkarıldı. Kurul, 3. ve 4. mahkeme heyetlerinin istisnasız tüm üyelerini ülkenin dört bir yanına sürgün etti, yerlerine yeni hakimler atadı. Yeni gelen heyet 14 Eylül 2007´deki ilk duruşmada görevsizlik kararı verip dosyayı Van Askeri Mahkemesi´ne gönderdi. Askeri mahkeme de 14 Aralık 2007 tarihinde görülen ilk duruşmada sanıkların tahliyesini kararlaştırdı.
HÜKÜMETİN ÇIKARDIĞI YASALAR SONRASI DAHA FAZLA DİRENEMEYEN ASKERLER DAVAYI SİVİLE GÖNDERDİ
Askeri mahkeme Şemdinli Davasını hükümetin çıkardığı yeni yasalar sonrası sivil mahkemeye göndermek zorunda kaldı. Dava askeri mahkeme tarafından 1 yıl önce, 22 Ocak 2010 tarihinde Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderildi. 22 Ocak 2010 tarihindeki duruşmada davayı sivil mahkemeye gönderen Van Askeri Mahkemesi, gerekçeli kararını 10 Şubat 2010 tarihinde açıkladı. Gerekçeli kararda, suçun vasfı ve işlendiği yer itibarıyla kovuşturma yapma, yetki ve görevinin, Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi´ne ait olduğu belirtildi ve meslekten ihraç edilen Savcı Ferhat Sarıkaya´nın hazırladığı Şemdinli iddianamesi de eleştirildi. Gerekçeli kararda, sanıkların birlik ve bütünlüğü bozma suçunu işlediklerine dair hiçbir delil bulunmadığı, eylemin ancak adam öldürme suçu oluşturabileceği belirtildi. Sivil ve asker sanıkların Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinde birlikte yargılanmalarına hükmedilen kararda, savcı Ferhat Sarıkaya´nın hazırladığı iddianame de eleştirildi. Kararda, Güvenlik güçlerine maledilen bombalama olaylarının mantığa uygun olmadığı, iddianamenin siyasal söylem ve kişisel yoruma dayalı olduğu belirtildi.
REFERANDUMDA EVET DİYEN HALK ŞEMDİNLİ DAVASINI RAYINA OTURTTU
Müdahil avukatlarının itirazı üzerine dosya, Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi yerine, Uyuşmazlık Mahkemesi´ne gönderildi. Uyuşmazlık Mahkemesi de geçtiğimiz yıl referandumda halk tarafından kabul edilen anayasa değişikliklerini göz önünde bulundurarak, 2 Mayıs 2011´de verdiği kararla, Şemdinli dava dosyasını Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi de, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş hakkında tutuklama kararı verdi. Sanıklar tutuklanarak Van´da cezaevine gönderildi.
İYİ ÇOCUKLAR BOŞ DURMAMIŞ
Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, sanıklardan Ali Kaya için Tanırım, iyi çocuktur demiş bu açıklama yargıya baskı olarak nitelendirilmişti. Hakikaten Şemdinli davası sürecinde inanılmaz skandallar yaşandı. Bu süreçte Yargıtay ve HSYK´nın devreye girmesiyle, savcı görevinden alındı hatta mesleğinden atıldı. Davaya bakan hakimler de yurdun çeşitli yerlerine sürgün edildi. Yerlerine atanan yeni hakimler davayı askeri mahkemeye gönderdi. Böylece dava adeta zorla sivil mahkemeden askeri mahkemeye aldırıldı. Sanıklar ilk duruşmada serbest bırakıldı. Adam öldürme suçuyla yargılanan sanıkların tahliye edildikten sonraki süreçte de boş durmadıkları ortaya çıktı.
YENİ KIŞKIRTMA, CİNAYET VE SOYGUNLAR İŞLESİNLER DİYE HAPİSTEN KURTARILDILAR
Sanıklardan astsubay Ali Kaya´nın yeni provokasyon hazırlığı içinde olduğu ileri sürüldü. Bir suç örgütüne yapılan operasyonda gözaltına alınan İlker Demir, Kaya´nın 2008´de Kürtleri sokağa dökmek için kendisinden, kapatılan DTP´nin önde gelen isimlerine suikast düzenlemesini istediğini iddia etti. Kaya´nın öğrettiği şekilde parça tesirli bomba hazırladığını ve dükkanının önündeki bahçeye gömdüğünü söyleyen Demir´in gösterdiği yerde çok sayıda patlayıcı bulundu. Diğer bir Şemdinli sanığı uzman çavuş Tanju Çavuş da serbest bırakıldıktan sonra Isparta´da bir işadamını öldürdü, arabasını ve altınlarını gaspetti. Isparta´daki mahkemesi sonuçlanan Çavuş, ´öldürme suçu´ sabit bulunarak burada da ağır hapis cezası aldı. Dolayısıyla Şemdinli´de ´adam öldürme´ suçundan ağır hapis cezası alan sanıklar hapiste tutulmaları gerekirken kontrgerillacıların devreye girmesiyle adeta ´tekrar cinayet işlemeleri için´ serbest bırakılmış oldular. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(18 Ekim 2011, 15:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İyi çocuklar serbest kalınca boş durmamış
Lanet olsun böyle iyi çocuklara
Flaş!!! Şemdinli sanıklarına tutuklama
Şemdinli davası tekrar Van 3. Ağır Ceza´da
ŞEMDİNLİ DAVASI İLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
ŞEMDİNLİ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP