Odatv davasına 10. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada bazı sanıkların taleplerinin ardından tutuksuz sanık İklim Bayraktar´ın savunmasına geçildi. Ancak gergin olan Kaleli ağlamaya başlayınca hakim sanıkların tamamını mahkeme salonundan dışarı çıkarttırdı.
27.01.2012 11:39 ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Odatv´de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın´ın da aralarında bulunduğu 12´si tutuklu 14 sanık hakkında açılan davanın 10. duruşması başlamak üzere. İstanbul Adalet Sarayı´ndaki özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşma, İstanbul´daki kötü hava koşullarından etkilendi. Saat 10:00´da başlaması gereken dava saat 11:00´ı geçmesine rağmen başlamadı. Davanın bugünkü duruşmasında tutuksuz sanık İklim Bayraktar´ın savunması alınacak. Davada daha önce tutuklu sanıkların savunmaları alınmıştı. Davanın bugünkü duruşmasında bir ara karar da çıkması bekleniyor.
11:58 Duruşma gergin başladı
Oda TV davası, İstanbul Çağlayan Adliyesi´nde devam ediyor. Duruşma, Yalçın Küçük´ün Hanefi Avcı ve Nedim Şener´in bir önceki duruşmadaki ifadelerine tepki göstermesi dolayısıyla gergin başladı. Ergenekon soruşturması kapsamında açılan Oda TV davasına İstanbul Özel Yetkili 16´ncı Ağır Ceza Mahkemesi´nde bugün devam ediliyor. Saat 10.00´da başlaması beklenen duruşma kar yüzünden bir saat ertelendi. Karlı havaya rağmen katılımın yüksek olduğu ve içeri giremeyenlerin mahkeme binası dışında bekledikleri de gelen haberler arasında. Saat 11.00 sularında sanıklar salona alındı. Tutuklu sanıklardan Müyesser Yıldız, girişte, Cümleten hayırlı Cumalar diyerek salonu selamladı. Tutuksuz sanıklardan İklim Bayraktar da salonda ancak Mümtaz İdil yok. Mahkeme salonunda sanıklar, aileleri ve gazetecilerin yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ve Denizli Milletvekili İlhan Cihaner´in de bulunduğu belirtiliyor. Daha önceki duruşmalara da gelen Uğur Dündar´ın yine salonda olduğu bildirildi.
Yoklamanın ardından hakim, ses kayıtlarıyla ilgili TÜBİTAK raporunun ve Doğan Yurdakul´un sağlık raporunun mahkeme heyetine ulaştığını belirtti. Yurdakul´ın raporda tahlil ve tedavi gerektiği yönünde hükümler olduğunun altını çizen hakim, bu durumun göz önüne alınacağını söyledi.
KÜÇÜK SİNİRLENDİ
Yalçın Küçük, Hanefi Avcı ve Nedim Şener´i kast ederek, Diğer tanıkların ifadeleri yüzünden bana söz hakkı doğdu. Bizle ilgili çok ağır suçlamalar yaptılar. 15 dakika konuşmak istiyorum dedi. Sinirlenen Küçük, Ben arkadaşlara sormak istiyorum, onlara emir verdim mi, vermedim mi? diye konuştu. Hakim, Küçük´e, Size konuşmanız için yeterince zaman vereceğiz dedi.
İklim Bayraktar´ın sorgusunun ardından avukatların taleplerine geçileceğinin açıklanması üzerine Küçük´ün avukatları çapraz sorgu yapılmasını istedi. Böyle bir durumda tahliye taleplerine sıra gelmeyebilir. Ancak çapraz sorgunun bugün yapılmayacağı da bildiriliyor.
VİRÜS İDDİASI
Söz alan Hanefi Avcı ise mahkemeye teknik meselelerle ilgili bir dilekçe ve belge sundu. Virüs iddiasının iddianamenin esasıyla ilgili ciddi bir iddia olduğunu da belirten yargıç, bunun üzerine gidileceğini belirtti. Başkan Ekinci, İddia edildiği gibi görevi kötüye kullanma ve komplo varsa biz sonuna kadar gideceğiz. İlgili belgeleri sizin üniversitelerden aldığınızla birlikte TÜBİTAK´a göndereceğiz. Gelen rapora göre kararımızı vereceğiz diye konuştu.
SANIK YILDIZ´DAN BAŞBAKANA TEPKİ
Davanın tutuklu sanığı Müyesser Yıldız söz isteyerek Başbakan Tayyip Erdoğan´ın Odatv davasından bir gün önce tutuklu gazetecilerle ilgili yaptığı açıklamayı eleştirdi. Yıldız, heyete Başbakan´ın açıklamalarının ardından ne hissettiklerini ve etkilenip etkilenmediklerini sordu. Yıldız Bu açıklamayı nasıl değerlendirmeliyiz. Yargıya müdahale mi? Adil yargılamayı etkilemek mi? Mahkemeye bir talimat mı? Acaba sayın savcı veya savcılar sayın Başbakan hakkında bir fezleke düzenleyebilecek mi? İzninizle sayın Başbakana ´one minute´ demek istiyorum. Tecavüzcü değilim. Polis asker katili değilim. Terörist-darbeci değilim. Sadece ve sadece gazeteciyim dedi. Yıldız, Başbakan ile ilgili eleştirilerini, Sayın Başbakan´a sormak lazım kendisi bu davanın gerçek savcısı mıdır? Öyleyse buraya gelip iddialarını ispatlamakla mükelleftir diye sürdürdü. Başbakan´ın davanın gerçek ve gizli davacısı olduğunu da ileri sürdü. Yıldız, Başbakan´ın davaya müdahil edilmesini de talep etti. Yıldız konuşmasını mahkemeden üyesi oldukları iddia edilen örgütün numarasını ve adresinin verilmesini isteyerek, Mektupla üyelik başvurusu yapıp, parlamento muhabirleri derneğinden sonra buraya da üye olacağım. Böylece hem terörist gazeteci suçlamasını hak edeceğim, hem de yattığıma değsin. Zira olmayan bir örgüt yüzünden bunca aydır yatmak ciddi şekilde onuruma dokunuyor. Adalete tecavüz edildi. Olmayan bir örgüt yüzünden içeride yatmaktan sıkıldım diye konuştu.
Olmayan örgütün medya kolu olarak burada ne yapıyoruz? Bu nasıl bir garabet? Bu Oda TV değil virüs davasıdır diyen Uğur, TÜBİTAK´ın incelemelerini bir an önce tamamlaması gerektiğini söyledi. Yıldız, hakimin, Biz TÜBİTAK´ın hızlı hareket etmesi için elimizden geleni yapıyoruz müdahalesine, Allah razı olsun diye yanıt verdi.
SAVCI TARAFSIZ DAVRANMIYOR
Yıldız´ın ardından Mümtaz İdil´in avukatı Tugay Topbaş söz aldı. Topbaş, Biz savcının tarafsız davranmadığı düşüncesindeyiz. Savcılık makamı soruşturma aşamasında sanık lehine delil toplamamıştır. Savcılık bizim savunma hakkımızı kısıtlamakla birlikte bu delilleri hukuka aykırı bir şekilde gündeme getirmiştir dedi.
ARANIN ARDINDAN SÖZ BAYRAKTAR´DA
Savunmanın ardından oturuma kısa bir ara verildi. İki dakika olması beklenen ancak 25 dakika süren aranın ardından kürsüye İklim Bayraktar çıktı.
SANIK KALELİ AĞLAMAYA BAŞLAYINCA SALON BOŞALTILDI
Oda TV davası, İstanbul Çağlayan Adliyesi´nde devam ediyor. Gergin başlayan duruşmada, tutuksuz sanıklardan İklim Bayraktar´ın ifadesi öncesi diğer sanıkların tamamı mahkeme salonundan dışarı çıkarıldı. Hakim, kararına gerekçe olarak Bayraktar´ın ağlamasını gösterdi. Mahkemenin kararı, avukatların tepkilerine neden oldu. Bir avukat, Talep ve tehdit yokken böyle bir uygulama sanığı tanık yerine koymak anlamına geliyor dedi. Hakim, Ama sanık ağlıyor diye kararını savunurken, avukat, Sanığın neden ağladığı bizce meçhul. 14 kişinin savunması kısıtlanıyor diye itirazını ortaya koydu. Daha sonra dışarı çıkarılanlar içeri alındı.
Mahkeme Başkanı Hüseyin Ekinci, sanığın talebi ve kendi gözlemleri çerçevesinde ara karar alacaklarını belirtti. Başkan Ekinci, Kaleli´nin avukatı ve kendi gözlemlerinde sanığın ilaç kullandığı, gergin olduğu ve sürekli ağladığını tespit ettiklerini belirtti. Ardından da CMK 200 maddesi gereğince diğer sanıkların duruşmadan çıkarılacağını belirtti.
CMK 200´üncü maddede şöyle deniyor: Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verebilir. Sanık tekrar getirildiğinde, tutanaklar okunur ve gerektiğinde içeriği anlatılır.
Sanıkların duruşmadan çıkarılmasının ardından Kaleli savunmasına Odatv ile olan ilişkisine değinerek başladı. Kaleli, O dönem ANKA, Habertürk, Sözcü ve Odatv´ye iş başvurusunda bulunmuştum. Bana olumlu yanıtı Odatv verdiği için orada çalışmaya başladım. Yalçın Küçük´le de Ulusal Kanal´ın gecesinde tanışmıştım. Onun dışında bir tanışıklığımız yok. Zaten hakkımdaki iddialardan sonrada bir daha görüşmedim. Beni tanıyacağını bile sanmıyorum dedi.
Deniz Baykal´la ilgili iddialara da yanıt veren Kaleli, Bu iddiaları ortaya atan ben değilim. Ben kimsenin özel hayatının gizliliği ilkesini ihlal etmedim. Örgüt talimatlarıyla siyasi parti temsilcileri ile de irtibata geçmiş değilim. şeklinde konuştu. Her duruşmaya katıldığını belirten Kaleli, Ben bu davanın sanığıysam ve örgütün üyesiysem, bu nasıl bir örgüttür ki herkes bana vebalı gibi davranıyor. Kimse bana selam bile vermiyor. iddiasında bulundu. Başkanı Ekinci ise Biz bunu gözlemlediğimiz için böyle bir karar aldık zaten. dedi.
Savunma yaparken kendisini sürekli olarak baskı altında hissettiğini anlatan Kaleli, Hakkımda internette çıkmış binlerce haber var. Hepsi de yanlıştır. Savunma için söylediğim sözlerin basın tarafından cımbızlanarak yanlış anlamlar çıkarılmasından korkuyorum. dedi.
Tutuksuz sanık Kaleli´nin bu kaygısını birçok kez dile getirmesi üzerine Başkan Ekinci, Sürekli baskı altında bulunduğunuzu söylemeyin. Talep ederseniz beyanlarınızın yayınlanmasının yasaklanması gibi bir yola gidilebilir. Sonra ´Baskı altındaydım, kendimi savunamadım´ gibi durumlar oluşabilir. diye konuştu. Kaleli bunun üzerine yayın yasağı talebinde bulunmayacağını söyledi.
ODATV İLE BAĞLANTISINI ANLATTI
Kaleli, diğer sanıklar salonda olmadan verdiği ifadesinde kendisine yönelik suçlamalara değinerek Odatv ile olan bağlantısını anlattı. Odatv, muhalif bir mecra idi. Çok sevdiğim gazetecilik mesleğini en iyi orada icra edebileceğimi düşündüm. Soner Yalçın´la başıma gelen talihsiz olaydan sonra tanıştık diye konuşan Kaleli, Ahmet Şık, Nedim Şener, Hanefi Avcı, Kaşif Kozinoğlu ve Coşkun Musluk´u tanımadığını söyledi. Odatv için yaptığı haberlerin başlıklarını paylaşan Kaleli, bir de Aşık Dertli´nin meşhur taşlaması Şeytan Bunun Neresindeyi, örgüt bunun neresinde olarak okudu.
Kaleli, tutuklu sanıklardan Barış Pehlivan´ın kendisi hakkındaki yazısına çok kızgın olduğunu söyleyerek, kurban edildiği karalama kampanyası dolayısıyla avukat bile bulamadığını belirtti.
Duruşma salonunda bulunan Uğur Dündar´ın kendisi hakkındaki Gizli servis tarafından yönetiliyor yorumlarını da eleştiren Kaleli, Ben Sayın Deniz Baykal´la ilgili hiçbir iddia ortaya atmadım. Telefon tape´leri 44 gün sonra gazetelerde yer aldı. Birileri kasıtlı yaydı. Güçsüzüm, arkamda eşimden başka kimse yok. Ben bu davanın sanığı değil mağduruyum dedi.
Kaleli, yazdığı kitabı da kanıt ve savunması olarak gösterdi.
SONER YALÇIN´I ELEŞTİRDİ
Soner Yalçın´ın savunmasında kendisiyle ilgili olarak sürekli iddia ifadesini kullanmasını da eleştiren Kaleli, Madem iddiaydı, neden Yalçın, Nazlı Ilıcak ve Deniz Baykal´dan özür diledi diye konuştu. Yalçın´ın Ankara´da olmasına rağmen kendisiyle yüz yüze değil telefonda konuşmuş olmasını manidar olarak nitelendiren Kaleli, Bu konuşma telefonda yapılmamış olsa ben bu davada sanık olmayabilirdim ifadelerini kullandı.
Kaleli şöyle devam etti: Defalarca siyasi parti liderleriyle konuştuğum söyleniyor. Sadece bir kere konuştum. Halk TV sürecini en son ben öğrendim. Deniz Baykal´a asla şantaj yapmadım, komplo kurmadım. Odatv´den hiç kimse bana Deniz Baykal´la ilgili talimat vermedi. Baykal meselesinin tamamen şahsi meselem olduğunu düşündüğüm için Odatv´ye bilgi vermedim ´Tohum attım, bekliyorum´ sözlerimle Olcay Baykal´la yapmak istediğim röportajı kast ettim.
Kaleli, savunma olarak dinleme tape´lerini okudu.
Saat 13.00´te duruşmaya bir saatlik öğlen arası verildi.
´DAVANIN SANIĞI DEĞİL MAĞDURUYUM´
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Odatv davasında tutuksuz sanık Kaleli, Ben Deniz Baykal´la ilgili hiçbir iddia ortaya atmadım. Telefon konuşma tapeleri 44 gün sonra gazetelerde yer aldı. Birileri kasıtlı yaydı. Güçsüzüm, arkamda eşimden başka kimse yok. Ben bu davanın sanığı değil mağduruyum. diye konuştu.
HAKİMDEN KALELİ´YE ÇARPICI SORU: MADEM TACİZ EDİLDİNİZ NİÇİN İKİNCİ KEZ ARADINIZ?
Kaleli´nin savunması sırasında Başkan Hüseyin Ekinci, Madem taciz edildiniz, neden Deniz Baykal´ı daha sonra yeniden aradınız? diye sordu. Kaleli, bu olaylar yaşandıktan sonra Gürsel Tekin ile daha sonra ise Soner Yalçın ile konuştuğunu ve bir şey olmadığını anlattı. Olaydan 20 gün sonra telefon konuşmalarının sızdığını belirten Kaleli, Muharrem İnce ile ilgili de haberler yapıldı. Ben Deniz Baykal´ı aradım. Olayı ispat edemeyeceğim ve ne olacağını bilmek için aradım. dedi. Bunun üzerin Başkan Ekinci, İlk olayı ispatlayamayacağınız için mi Deniz Baykal ile ikinci görüşmeyi yapıyorsunuz. Yani bu komplo mu oluyor?´ diye sordu. Kaleli ise ilkini ispatlayamayacağı için ikinci kez aradığını söyledi.
´ÖLEYİM DE KURTULUN´
Kaleli, savunmasında mahkemenin henüz bir hüküm vermediğini ancak kendisinin kamuoyu önünde asıldığını öne sürdü. Kaleli, Benim arkamda kimse yok. Yorgunum. Bir araştırmaya göre, Saddam Hüseyin ve Abdullah Öcalan´dan sonra 1,5 ay boyunca gündemde olan tek insanım. Ben bunlara daha fazla dayanamam. Siz sağlıklı karara ulaşın. Düşmanlarımla baş edemeyeceğim. Ben öleyim de kurtulun. diye konuştu.
Kaleli, hakkında çıkan haberleri mahkeme heyetine göstererek, Baykal, benimle ilgili ´Bu kadını da üzerime saldılar´ ithamında bulundu. dedi. CHP içinde çok sayıda tanıdığı bulunduğunu ve bu kişilerin de haberlerini de yaptığını belirten Kaleli, Ama sanki seçim öncesi CHP´ye komplo kurmak için son anda dâhil olmuşum gibi bir hava oluşturuldu. Gürsel Tekin canlı yayınlarda daha önce yaptığım ama CHP´ye zarar verecek haberleri yayınlamadığım için bana çokça teşekkür etmişti. ifadelerini kullandı.
KALELİ´NİN SAVUNMASI TAMAMLANDI, DİĞER SANIKLAR SALONA ALINDI
Kaleli´nin, ?Bu davanın sanığı değil mağduruyum? sözleriyle tamamladığı savunmasının saatler sürmesi davayı izleyenlerin tepkisine neden oldu. Kaleli´nin ifadesinin tamamlanmasının ardından diğer sanıklar yeniden mahkeme salonuna alındı. Sanıklara, Kaleli´nin ifadesi özetlendi. Kaleli´nin avukatı, Bu davanın içinde Erol Taş da var Tecavüzcü Coşkun da var ama Hulusi Kentmen gibi babacan bir hakimimiz de var? diye konuştu.
Aranın ardından Yalçın Küçük hakkındaki iddialara yanıt veremediği gerekçesiyle yeniden söz aldı. Küçük, ?Ahmet Şık´lar Silivri´de bir üst katımda kalıyor. Bir kere selam vermediler. Bu nasıl örgüt?? dedi. Küçük´ten sonra Soner Yalçın ve Barış Terkoğlu da kürsüye geldi. Terkoğlu, bir önceki duruşmada bir televizyon kanalının mahkemenin kararını açıklanmadan 20 dakika önce seyircilerine duyurduğunu hatırlatarak, mahkeme heyetini eleştirdi. Coşkun Musluk ise beraatini ve tahliyesini istedi.
Daha sonra tutuklu sanıkların tahliye taleplerine geçildi. Tutuklu sanık Nedim Şener, tahliye talebinde bulunurken, Ahmet Şık ise ?Hiç bir talebim yok? dedi.
Tutuklu sanık Soner Yalçın da, yaklaşık bir yıldır tutuklu olduklarını ifade ederek, ?Bunca savunmanın, bilirkişi raporunun hiç önemi yok mu? Dışarı çıksak adam mı öldüreceğiz? Elimizde silah mı var? Ama ben buna şaşmıyorum ve üzülmüyorum. Sevdiklerimin şaşmasına üzülüyorum. Sizden isteğim bizi şaşırtın? ifadelerini kullandı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Müyesser Yıldız, ?Birileri bizim burada kalmamızı istiyor. Bir kısmımız ipotek kalalım. Sait ile Coşkun öğrenci, bırakın okusunlar. Barış´lar yeni evli, Doğan Yurdakul hasta, onları bırakın? dedi.
Sanık Hanefi Avcı da, kitabını kendisinin yazdığını ve kimseden yardım almadığını belirterek, tahliyesini istedi. Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundular.
Duruşma, sanık avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.
Oda TV´de tahliye yok
28.01.2012 00:05 İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan, bilirkişi incelemesinin sonucunun beklenmesini, Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun´un tanık olarak dinlenmesini istedi.
Savcı Ermertcan, mevcut delil durumu, atılı suçun vasfı ve dosya içeriğinin göz önüne alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Bunun üzerine duruşmaya iki saat ara veren mahkeme heyeti, aranın ardından sanık ve avukatların taleplerine ilişkin ara kararını açıkladı.
Buna göre mahkeme heyeti, TÜBİTAK´a müzekkere yazılarak, dosyanın dijital ortamdaki bir suretinin bilirkişi raporu düzenlenmek üzere gönderilmesine, iddia olunan ´Ergenekon terör örgütü´ ile ilgili İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğüne bilgi notu istenilmesine yönelik yazılan yazının yeniden akıbetinin sorulmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti, sanıklar Nedim Şener´in ismini belirttiği tanıkların ve Cumhuriyet Savcısının Sabri Uzun isimli kişinin tanık olarak dinlenmesini, sanıkların çapraz sorgusunun yapılmasından sonra değerlendirilmesine hükmetti.
Mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıklardan elde edilen dokümanlar, iletişim tespit tutanakları, dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, henüz delilerin toplanmamış olması, sanık müdafilerinin dosya sundukları belgelerin hukuk tekniği açısında bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, mahkeme tarafından bilirkişi raporu aldırılmamış olmasından dolayı tutukluluk hallerinin devamına oy birliğiyle karar verdi.
Sanık Doğan Yurdakul´un Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor doğrultusunda tedavisinin yapılması amacıyla en kısa sürede Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastalıkları Hastanesine sevk edilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı 12 Mart 2012 tarihine ertelendi. ( AA)
CEZA İSTEMLERİ
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianamede, Yalçın Küçük´ün ´silahlı örgüt kurmak ve yönetmek´, ´kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek´, ´devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ekmek´, ´yasaklanan bilgileri temin etmek´, ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek´ suçlarından ve ´örgüt yöneticisi sıfatıyla diğer şüphelilerin işlemiş olduğu özel hayatın gizliliğini ihlal etmek´ suçundan 21 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Soner Yalçın´ın ´silahlı örgüte üye olmak´, ´kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek´, ´devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek´, ´yasaklanan bilgileri temin etmek´, ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek´, ´özel hayatın gizliğini ihlal etmek´ ve ´kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek´ suçlarından 14 ile 36,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, gazeteci Ahmet Şık ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın ´silahlı örgüte yardım etmek´ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Kaşif Kozinoğlu´nun ´silahlı örgüte üye olmak´, ´devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek´ ve ´yasaklanan bilgileri temin etmek´ suçlarından 11,5 yıldan 26 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Nedim Şener´in de ´silahlı örgüte yardım etmek´ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
İddianamede, diğer sanıkların da benzer suçlara ilişkin olarak 7,5 ila 23 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.
MAHKEME TÜBİTAK´TAN BİLİRKİŞİ HEYETİNİ DEĞİŞTİRMESİNİ İSTEDİ
07.02.2012 10:40 Oda TV davasında mahkeme, avukatların itirazı üzerine virüslü olduğu iddia edilen belgeleri incelemek için TÜBİTAK´tan görevlendirilen bilirkişi heyeti üyelerinin değiştirilmesini istedi.İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, virüslü olduğu öne sürülen belgelerin incelenmesi konusunda TÜBİTAK´tan rapor istenilmesine karar vermişti. Mahkeme, TÜBİTAK´a yazı yazarak rapor hazırlayacak heyetteki isimlerin kendilerine gönderilmesini istemişti. Geçtiğimiz duruşmada bilirkişiler Yılmaz Çankaya, Erdem Alparslan ve Tahsin Türköz´ün de aralarında bulunduğu 5 isim TÜBİTAK´tan mahkemeye gönderildi.
Ancak bu isimlere sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz itiraz etti. Bilirkişiler arasında bulunan Yılmaz Çankaya, Erdem Alparslan, Burak Bayoğlu ve Tahsin Türköz´e itiraz eden avukat Ersöz, Bu 4 isimle verdikleri raporlar nedeniyle davalık olduk. Bu nedenle onlara güvenmiyoruz. Bu isimlerin hazırlayacağı bir raporu, objektif ve tarafsız olmayacağı için kabul etmeyeceğiz. dedi.
Bu itiraz üzerine mahkeme, yeni bir karar aldı. TÜBİTAK´a tekrar yazı gönderen mahkeme heyeti bilirkişi listesinin değiştirilmesini ve yeni 5 kişilik bilirkişi listesinin acilen gönderilmesini talep etti. Mahkeme heyetinin 5 kişilik listeden seçeceği 3 isim virüslü olduğu öne sürülen belgelerin incelenmesini yaparak rapor hazırlayacak. (Cihan)
TUTUKLU SANIK YURDAKUL SAĞLIK NEDENİYLE TAHLİYE EDİLDİ
22.02.2012 17:24 Oda TV davasının tutuklu sanığı Doğan Yurdakul, sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi.Oda TV Genel Koordinatörü Doğan Yurdakul´un avukatı Hüseyin Ersöz, davayı yürüten İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´ne verdiği dilekçe ile tutuklu sanık Yurdakul´un tahliyesini talep etmişti. Avukat Ersöz, dilekçesinde Yurdakul´un muayenesinde damar tıkanıklığı, gizli şeker, kalp ritminde bozukluk, hipertansiyon, böbrek yetmezliği ve sağ böbreğinde kist tespit edildiğini tahliye gerekçesi olarak göstermişti. Yargılamayı yürüten İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, verilen dilekçenin ardından Doğan Yurdakul hakkında sağlık sorunları nedeniyle tahliye kararı verdi. 7 Mart 2011 tarihinde tutuklanan Yurdakul, yaklaşık 1 yıldır tutuklu bulunuyordu. ( Cihan)
(27 Ocak 2012), son güncel.: (22 Şubat 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Odatv davası duruşmaları
Odatv iddianamesinde arama yap
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Flaş!!! Odatv´ye 2. baskın
Flaş!!! Odatv´ye baskın
Virüs adı: Oda.. Hedefi: Ergenekon´u bozmak
Ergenekon medyası ´karanlık oda´da yapılandırıldı
Sabah Akşam ´Karanlık Oda´yı aydınlattı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap