İkinci Ergenekon davasına 153. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada, tutuksuz yargılanan Tanju Güvendiren´in savunması alınıyor.
02.02.2012 12:05 İkinci ´Ergenekon´ davasına 153. duruşma ile devam ediliyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile CHP İzmir Milletvekili olan gazeteci Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanık ile ´Odatv davası´ kapsamında tutuklu olan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük katıldı. Tutuklu sanıklardan CHP Zonguldak Milletvekili ve eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile Oğuz Bulut, İbrahim Özcan ve Mustafa Dönmez´in gelmediği duruşmada, tutuksuz sanıklar Tanju Güvendiren ile Ufuk Mehmet Büyükçelebi, Adnan Bulut ve Halis Yavuz Işıklar da hazır bulundu.
HALİS YAVUZ IŞIKLAR´IN SAVUNMASI
Duruşmada savunma yapan Halis Yavuz Işıklar, iddia edilen terör örgütünden haberinin olmadığını belirterek, bu davada yargılanan sanıklardan Şener Eruygur ile İlker Güven´i tanıdığını kaydetti. Yapımcı ve yönetmen olduğunu anlatan Işıklar, 40 yıldır çalıştığı sinema sektöründe bile herhangi bir derneğe üye olmadığını ifade etti. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök´ün Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde kendisini Ankara´ya çağırdığını belirten Işıklar, Kara Kuvvetleri ile ilgili film çekme teklif ettiğini kaydetti. Işıklar, emekli Orgeneral Şener Eruygur´un da o dönemde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı olduğunu anlatarak, daha sonra film işini birkaç kez Eruygur´la konuştuklarını ifade etti. Çektikleri filmin adını ´Hakideki Alyürek´ koyduklarını anlatan Işıklar, ´Belgesel tarzındaki bu filmi çektikten sonra Hilmi Özkök Paşa, ´PKK terörünü anlatan bir film yapalım´ dedi. Ancak sponsor bulamadığımız için yapamadık´ şeklinde konuştu.
UFUK MEHMET BÜYÜKÇELEBİ´NİN SAVUNMASI
Işıklar´ın ardından söz alan tutuksuz sanık Ufuk Mehmet Büyükçelebi de emniyet ve savcılıktaki ifadelerini kabul ettiğini anlatarak, hazırladığı yazılı savunmasını mahkeme heyetine sundu. Büyükçelebi´nin avukatı Emrah Pamuk da müvekkilinin söz konusu örgütten haberdar olmadığını belirterek, beraatine karar verilmesini istedi.
TANJU GÜVENDİREN´İN SAVUNMASI
Duruşmada tutuksuz sanık eski Askeri Yargıtay Üyesi emekli hakim Albay Tanju Güvendiren savunmasını yaptı. İddianamedeki iddialar tahmin, faraziye, yorum ve varsayımlara dayanıyor diyen Güvendiren şöyle devam etti: Önce neden şüpheli duruma düşürülüyorum, neden sanık yapıldım? İddianamede baştan aşağı bunları inceledim. Evimin ve işyerimin aranması için gerekli olan makul şüphe nedir? Neye göre, hangi maddi delile göre sanığım? Burada bir suç var, o da benim yargılanmamdır.
Kendisine yüklenin suça ilişkin tek bir olay, tek bir delil bulunmadığını belirten Güvendiren, İddianamede bana ait bölümde toptancı zihniyetle ´ele geçen doküman, belge ve beyanlardan anlaşılmaktadır´ diye karalama yapmışlardır diye konuştu. Davada tutuksuz yargılanan eski Genelkurmay Adli Müşaviri emekli tümgeneral Erdal Şenel´i görevi nedeniyle 20 yıldır tanıdığını ifade eden Güvendiren, Erdal Şenel ile Balyoz davasından tutuklu bulunan Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Özden Örnek arasındaki bir telefon görüşmesinde ´Tanju isimli şahsın güvenilir olduğu ve kollanması gerektiğine ilişkin ifadeler olduğuna dikkat çekti. Güvendiren, Ben Özden Örnek´i tanımam. Günlüklerin kendisine ait olmadığını iddia etmektedir. Hayatım boyunca karşılamadığım bu kişi görevdeyken ben emekliydim ifadesini kullandı.
Güvendiren, tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan ile görüşmeleri nedeniyle suçlandığına dikkat çekerek Tuncay Özkan´ın benden destek istediği, fikir aldığı ve benim onu yönlendirdiğim şeklinde bir suçlama olabilir mi? Madem yönlendirdim, yönlendirmem sonucu Tuncay Özkan hangi eylemi yaptığını iddianameye neden yazmıyorsunuz? diye sordu. Güvendiren şöyle devam etti: Tuncay Özkan bana kardeşimden daha yakındır. Ben onun ağabeyi olurum. Kendisine hep ilk adıyla hitap ederim. Her türlü darbeye karşıdır. TBMM´yi milletin kabesi olarak kabul eder. Ankara´da bir mitingde Meclis´e yürümek isteyenlere ´Bizim kabemizdir yürüyemezsiniz´ diye karşı çıkmıştır.
Tanju Güvendiren, bir telefon görüşmesini Tuncay Özkan´a ADD´nin Genel Başkanlık seçimi nedeniyle Eruygur ile mücadeleye girmemesini söyledim. Özkan´ı yönlendirmek ne zamandan beri suç olmuştur. Yönlendirmiş olsaydım ADD seçiminde Özkan´ın Eruygur´a oy verdirmesi gerekmez miydi diye açıkladı. Hakkındaki Örgütün üst düzey yöneticileriyle yakın ilişki kurmakta ve şüphelilerle gizli toplantılar yapmaktadır. Tuncay Özkan´ın da bağlantısını sağlamaktadır şeklindeki suçlamalara dikkat çeken Güvendiren, İddianamede anlamsız, delilsiz, hiçbir hukukiliği olmayan akıl dışı, vicdanla bağdaşmaya isnatlar kullanılmıştır diye konuştu.
Eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile gizli toplantı yaptıkları iddialarına ilişkin Sanık Güvendiren şöyle konuştu: Demek ki iki emekli orgenerali, emekli albay olarak gizli toplantıya ben çağırıyorum. Kapının üstünde içinde kırmızı ışık yapan tabelada gizli mi yazıyordu, Başımızda peruk mu vardı? Tanınmayalım diye iki orgeneralle birlikte başımıza filmlerde olduğu gibi naylon çorap mı geçirdik? Toplantının gizli olduğunu nereden anladınız?
Belirgin bir rahatsızlıkla bizlere düşman muamelesi yapılmıştır diyen Farz edilen iddianame ile suçlanıyoruz. Farz edilen suç yani mefruz suç olur mu? Ortada suç ve delil yok, ancak mefruz sanıklar vardır diye konuştu. Sanık Güvendiren 1987 yılında Genel Kurmay Askeri Savcılığı görevindeyken Hurşit Tolon´un tuğgeneral rütbesiyle Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri olduğunu ve o tarihten beri tanıdığını anlattı. Şener Eruygur´un Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı yaptığını anımsatan Güvendiren Sıralı sicil amirlerimden biridir. Sizler nasıl Adalete Bakanlığı müsteşarlarını tanıyorsanız bizler de MSB Müsteşarlarını tanırız diye açıklama yaptı. Yasadışı tespit edildiğini savunduğu 11 görüşmenin iddianameden çıkarılmasını talep eden Güvendiren 1 Ocak 2008´den 10 Mart 2008 tarihine kadar mahkeme kararı olmaksızın dinlendiğini iddia etti. Güvendiren, Yasadışı tespit edilen 11 görüşmenin iddianameden çıkarılmasını talep ediyorum. Telefon görüşmeleri özeldir, herhangi bir suçla ilişkisi yoktur, Özel yaşamımıza ilişkindir dedi. Güvendiren, hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılarak beraatine karar verilmesini talep etti.
HAKİMDEN KRİTİK SORU: YARGITAY SEÇİMLERİNE MÜDAHALE ETTİNİZ Mİ?
Başkan Özese, yaptıkları bir görüşmede Tuncay Özkan´a ´Yahu hocam, Yargıtay´da Hasan Gerçeker´in bir oya ihtiyacı varmış. Şuna bir oy verdirseniz.´ şeklindeki sözünü sordu. Güvendiren ise Tuncay Özkan´ın zaman zaman böyle alakası olmayan konular söylediğini belirterek, Böyle bir şey istenir mi? Zaten ben de bu durumu ciddiye almadım ve söylediğini de geçiştirdim. ifadesini kullandı. Başkan Özese, Yaptığı bir telefon konuşmasında sizi kastederek ´Paşayı gönderdim.´ diyor. Bu durumu açıklar mısınız? diye sordu. Güvendiren, Beni nereye gönderecekmiş, ben onun kuryesi değilim ki. Onun ağabeyiyim. Bir konuşma içinde söylenmiş bir sözdür. dedi.
Bu sırada sanık Tuncay Özkan da, kendisi ile alakalı sorularla alakalı açıklama yapmak için söz aldı. Önce ´Paşayı gönderdim.´ sözü ile ilgili açıklama yapan Özkan, Üslubumun çirkinliğine verin. Benim yanımdan oraya gitti demek istedim. diye konuştu. Tanju Güvendiren´e bir dost olarak çok değer verdiğini belirten Özkan, Aramızda iğneleyici, şaka içerikli konuşmalar yapardık. Mesela Kuleli kapatılmadan ve orgeneraller tasfiye edilmeden Türkiye´nin kurtulamayacağını söyledim. Hasan Gerçeker konusu da böyle bir şakalaşmadır. ´Hadi bakalım´ dedim, madem güçlü olduğunuzu söylüyorsunuz, kazandırın da görelim dedim. Yoksa ne Tanju ağabeyin ne de benim böyle bir şeye gücüm yetmez. savunmasını yaptı.
ADNAN BULUT´UN SAVUNMASI
Duruşmada tutuksuz sanık gazeteci Adnan Bulut´un savunmasının alınmasına geçildi. Yargılandığım iddia edilen Ergenekon örgütü ile ilgili bilgi sahibi değilim diyen sanık Bulut, Neyle suçlandığımı da bilmiyorum. Oysa 21 yıl aktif gazetecilik yapmış, birçok başarılar elde etmiştim. Ulusal ve uluslararası ödüller aldım. Meslek onurunu hep önde tuttum, kalemimi kamu yararına kullandım şeklinde konuştu. Ergenekon davası sanığı olması nedeniyle gazetecik yapma olanağının kalmadığını söyleyen Bulut Ben de kalemimi satmak veya kiraya vermek yerine onurlu bir şekilde kırdım ve haysiyet yazılı bir kutunun içine emanete bıraktım. Belki bir gün gazetecilik yapma olanağı olursa kalemimi o kutudan çıkarırım. O kalemi ülkemin iyiliği, insanlarımızın refahı ve güzel bir dünya için kullanacağım günü bekliyorum diye konuştu. Bulut, En kötü koşullardaki çoğulcu parlamenter yönetimin bile darbeci cuntacıların yönetiminden daha iyi olduğuna gönülden inanırım dedi.
Tutuksuz sanıklardan Adnan Bulut, iddianameye konulan telefon görüşmelerinden hiçbir örgütle bağlantısının olmadığının ortaya çıktığını söyledi. Bulut, sadece Kanaltürk izleyicilerinin oluşturduğu gönüllülük esasına dayalı ´Bizkaçkişiyiz Sivil Toplu Platformu´yla ilişkisinin olduğunu söyledi.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese´nin soruları üzerine sanık Bulut, tutuklu sanık Tuncay Özkan´ın, 1997 yılında kendisine getirdiği bir teklifi değerlendirdiğini ve 2008 yılına kadar birlikte çalıştıklarını söyledi. Bulut, davanın tutuksuz sanıklarından Adil Serdar Saçan´ı da tanıdığını söyledi. Polis-istihbarat muhabirliği kökenli olduğunu belirten Bulut, Tuncay Bey´in arkadaşı olarak biliyorum. Bir dönemin efsane polis müdürüydü. Biz de polis istihbarat muhabirleri, müdürler ile aramızı iyi tutmaya çalışırdık. Bu dava kapsamında tutuklu yargılanıyordu. Tahliye olmasından sonra ilişkimiz daha sıkı oldu. dedi.
Sanık Bulut, tutuklu sanık Tuncay Özkan´ın, 3 televizyon kanalının bir araya getirilmesi ile ulusal bir kanal oluşturulmasına çalıştığı iddialarına ilişkin soruları cevapladı. Bulut, sanık Özkan´ın böyle bir projesi olduğundan haberi olmadığını, bu konu ile herhangi birisi ile görüşme yaptığına da şahit olmadığını söyledi. Bulut, Kanalın, Avrupa yayını yapan Euroturk adlı kanalının izlenme oranını çok düşüktü ve yükseltmek bir düşüncemiz vardı. İçeriği konusunda detaylı bir bilgim yok ama tahminimi söyleyeyim. Rahmetli İlhan Ağabey gelir giderdi. Onun işaret etmesiyle Cumhuriyet gazetesinde görev yapan bazı gazeteciler gelir program yapar diye düşündüm. Cumhuriyet gazetesinin bize desteği olabilirdi. Ancak bu proje gerçekleşmedi. Hemşerim olan dava sanığı Gürbüz Çapan da 1994 yılında Cumhuriyet TV kurmayı planlamış. Ancak projesi yatmıştı. Ben de hazır frekansı varken gidip konuşayım dedim. Belki frekansını alabiliriz diye düşündüm. Ancak üzerinden çok zaman geçtiği için frekansı ölmüştü. İşimize yaramaz hale gelmişti. dedi. Savunmasını bitiren Bulut beraatini talep etti.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese Odatv davası kapsamında tutuklu bu davada tutuksuz sanık Yalçın Küçük´e savunmasını yapıp yapmayacağını sordu. Küçük´ün hazır olmadığını söylemesi üzerine duruşma, yarın saat 09.00´a ertelendi. ( DHA, Cihan)
(02 Şubat 2012, 12:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: