KCK soruşturmasında Hakan Fidan ile birlikte ifadeleri alınmak istenen iki MİT´çi, paravan şirket ile PKK ve KCK´nın Avrupa´daki kritik bir isminden bilgi sızdırmaya başladı. Ancak savcılık iki MİT´çiyi örgüte yardım etmekle suçladı. Eski MİT´çi Mahir Kaynak, ´Şirket kurarak istihbarat edinme yöntemi yabancı servisler tarafından çok kullanılır. Başarılı bir yöntemdir ve doğaldır. İstihbarat taktiğinin soruşturulmasını doğru bulmuyorum´ dedi. Yine Kaynak, Taraf gazetesi-Stratfor işbirliği ile gündeme getirilen Başbakanın sağlığıyla ilgili haberlerin geri planına dair ilginç tespitlerde bulunuyor.
11.03.2012 21:46 İşte kamuoyunu günlerdir meşgul eden ve yargı- MİT krizine yol açan soruşturma belgelerindeki ayrıntılar... Bu ayrıntılara göre paravan şirket kurarak ticari faaliyetlerle PKK´ya sızma operasyonu yürüten MİT görevlileri Yaşar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu, İstanbul 14´üncü Ağır Ceza Mahkemesi´nce çıkartılan yakalama müzekkeresinde silahlı terör örgütüne bilerek veya isteyerek yardım etmek ile suçlanıyor. Aynı suçlama eski Müsteşar Emre Taner ile eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş´e de yöneltiliyor. Özel yetkili savcılar Oslo görüşmelerinin yanı sıra bu konuyla ilgili de operasyon emrini veren MİT Müsteşarı Hakan Fidan´ın ifadesini şüpheli sıfatıyla almak istedi. Sabah gazetesinin edindiği bilgilere göre MİT´te saha sorumlusu olarak görev yapan Yıldırım ve Kuzuoğlu ile ilgili gözaltı kararına gerekçe olarak sunulan ifadenin bir MİT muhbirine ait olduğu öğrenildi. MİT muhbirinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´ndeki ifadesinde, Kandil ve PKK kamplarına gidip elde ettiği bilgileri MİT´e ilettiğini söylediği belirtildi.
HEDEFTEKİ İSİM ´KARAYILAN´DI
Muhbirin ifadesinde şunları söylediği öğrenildi: MİT, PKK´nın ´beyni´ olarak gördüğü Avrupa´daki kadrosuna ve Kuzey Irak´taki isimlere ulaşmak için paravan şirket kurdu. MİT´in örtülü ödenekten sağlanan aylık 17 bin 500 TL bütçe ile kurduğu şirketle ulaşmak istediği isimlerden biri de Murat Karayılan´dı. Karayılan´ın kaldığı ev tahmini noktası bilinse de adres konusunda tereddüt vardı. Muhbir, örgüt liderlerinin yerlerini öğrenmeye çalışıyordu. Kuzey Irak-Avrupa hattında faaliyet gösteren şirket, dikkat çekmemek için İstanbul´da kuruldu.
´GÖRÜŞMELERİ KAYDA ALDIK´
Muhbirin ifadesinde şunları söylediği belirtildi: PKK´nın Avrupa yönetimindeki kişiye bir şirket kurmak fikrimi açıp destek istedim. Yusuf´un da (MİT görevlisi Yaşar Hakan Yıldırım) sponsor olacağını söyledim. O kişiyi, ortak ettiğimiz şirket üzerinden MİT´e angaje ettik. Sonra Kuzuoğlu bize katıldı. 2010 Nisan´ında Yıldırım ve Kuzuoğlu ile Almanya´nın Frankfurt kentine gittik. Burada görüştüğümüz PKK yöneticisi kafalandı. Görüşmeleri telefonla kayıt altına alıp fotoğraf çektirdik. Yıldırım bana ´Örgütün Avrupa´daki beynine girdik´ dedi. Operasyon için bütçe çıkardık. MİT projeyi kabul etti. Paranın kontrolünü Yıldırım yapar ve faturaları kendisi alırdı. PKK´lı, bize örgütün tavırlarını, davranışlarını yansıtan bilgiler ulaştırırdı. Bunu yaparken de MİT´e değil, şirkete çalıştığını zannediyordu.
´İstihbarat taktiği soruşturulamaz´
Eski MİT´çi Mahir Kaynak: Şirket kurarak istihbarat edinme yöntemi yabancı servisler tarafından çok kullanılır. Başarılı bir yöntemdir ve doğaldır. İstihbarat taktiğinin soruşturulmasını doğru bulmuyorum dedi. Genelkurmay eski Başsavcısı Saim Öztürk ise, Bu istihbaratı yapan elemanların yasalar karşısında korunabilmesi için bu işin yasal zemine oturtulması şarttır. Yönetim, devletin bekası için çalışan istihbaratçıları ateşe atmamalı diye konuştu. ( Sabah)
İstihbarat operasyonu
Eski MİT´çi Mahir Kaynak yine Star gazetesindeki yazısında, Taraf gazetesinin Amerikan Stratfor istihbarat şirketine dayandırarak Başbakanın sağlığıyla ilgili geçtiğimiz günlerde gündeme getirdiği ve büyük tepki çeken ´2 yıl ömrü kaldı´ haberiyle ilgili ilginç tespitlerde bulunuyor. Kaynak bu haberlerin arkasında derin istihbarat operasyonlarının yer aldığını, amacın Başbakan Erdoğan´ın siyasetten çekilmesi sonrası yerine gelecek kişiyi belirlemesini engelleme gayretinin yattığını belirtiyor. Kaynak, operasyonun ABD devleti kaynaklı olduğunu iddia ediyor. MİT´in, yöneticilerinin KCK soruşturması kapsamında savcılarca ifadeye çağrılması yoluyla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını savunan Kaynak´ın yazısı şu şekilde:
Ülkemizin bölgesel bir güç olma yolunda ilerlerken birçok istihbarat operasyonuna maruz kalması doğaldır. Bundan şikayet etmek yerine hedeflerini belirlemek ve bunları ya etkisiz hale getirmek ya da ülke yararına olacak şekilde yönlendirmek gerekir. Son günlerde Stratfor örgütünün ülkemize yönelik yayınları dikkat çekiyor. ABD için önemli olan bir ülkeye devletten habersiz operasyon yapılması mümkün değildir ve bu nedenle operasyonu bir ABD operasyonu olarak kabul etmek gerekiyor. Bir operasyonun niçin yapıldığı yaratacağı sonuçlarla ölçülür. Öyleyse basına yansıyanların ne gibi sonuçlar yaratacağını araştırmak gerekir. Yayınlar muhalefeti ilgilendirmiyor. İktidar içinde etkiler yaratması bekleniyor.
Düşünce kuruluşlarının abonelerini bilgilendirmek ya da halkı aydınlatmak için kurulduğu söylenir. Ama gerçek çoğunlukla farklıdır. Bunlar bir gücün halkı yönlendirmek için kullandığı araçlardır. Ancak o ülkenin hükümeti yapılanların kendi politikalarına karşı olmasına izin vermez. Bunun temel şartı hedef hükümetin, verilen bilgiler arasına gizlenmiş operasyonu anlamasıdır.
Önümüzdeki dönemde ülkemizde çok büyük politik değişmeler olacağı bilinmektedir. Başbakan 3 defa üst üste seçildikten sonra Meclise giremeyecektir. Aynı durumda olan birçok milletvekili de seçimlere katılamayacaktır. Yeni kadronun Başbakanın etkisi ile oluşmasını engellemek için onun sağlık durumu hakkında olumsuz şeyler söylenmiştir. Yani o artık söz sahibi değildir denmiş ama yeni gücün kim olacağı sonraya bırakılmıştır.
Sadece Stratfor değil ülkeyi yönlendirmek isteyenlerin üzerinde çalıştıkları konu yeni başbakanın ve cumhurbaşkanının kim olacağıdır. Bu değerlendirmeler genelde kişiler üzerinde yapılır ve onun ideolojisi belirleyicidir. İtiraz edilenler için partinin dünya görüşüne ters görünen tarafları ön plana çıkarılır ya da böyle bir intiba yaratmak için komplolar hazırlanır. Oysa bir yabancı gücü ilgilendiren gelecek kişinin dış politikasıdır. Bu konuda ya onun eğilimlerine bakarak karar verilir ya da iktidara gelebilmesi için ön şart olarak önüne konur. Tabii bunu gerçekleştirmek için o ülkenin bizde etkin bir yapısının olması gerekir. Bu yapı ekonomi ve medya başta olmak üzere çeşitli güç odaklarında bulunabilir.
Bu ve benzeri operasyonları tespit edecek ve etkisiz hale getirecek olan ülkenin istihbarat teşkilatıdır. Öyleyse yapılacak ilk şey onu etkisiz hale getirmektir. Bu durumda teşkilatı yöneten kim olursa olsun, onun yeteneklerine ve dünya görüşüne bakılmaz ve etkisiz hale getirilir. Bu konuda yapılan propaganda halkın teşkilata güvenmesini engeller ve yeni gelen kim olursa olsun güvenilmez. Tabii daha sonra da kurumu güvenilmez hale getirecek sözler söylenir. Mesela ülkenin en önemli sorunu olan teröre karşı olmayan hatta onu kuran ve yöneten, köylülerin ölmesine yol açan yanlış bilgileri askere veren bir teşkilat varmış gibi gösterilerek kurum güvenilmez hale getirilir...
Kurumlarımız hem güvenilir olmalıdır, hem de ülkeyi yönetenler tarafından kontrol edilmelidir. Ancak ülkemizde etkili bir kurum oluşturmak çok zordur. Çünkü en iyisini de kursanız muhalefet onu eleştirir. Muhalefet bu gibi konularda iktidarı yıpratmaktan çok ülkenin çıkarlarını düşünmelidir. ( Mahir Kaynak / Star)
ASIL HEDEF BAŞBAKAN MI?
25.03.2012 13:00 Sevilay Yükselir (Sabah): İstanbul Adliyesi´nde görevli haber kaynağım dün arayıp, Gelin bir kahve içelim dışarıda. Hem geç gelen ´baharın´ tadını çıkaralım. Hem de Başbakan´ın Güney Kore´ye hareketinden önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan´ın ifadeye çağrılmasına ilişkin yaptığı şu ´kritik´ açıklamanın kodlarını çözelim! demese inanın ben de atlayacaktım! Dün o dikkatime sununca fark ettim ki, gerçekten de ´çok ilginç´ bir açıklama Başbakan´ın giderayak yaptığı o son açıklama. Kaynağıma göre Başbakan´ın, Bu konuyla ilgili olarak çıkan yasa belli. Bu yasa çerçevesi içerisinde de şu anda önüme gelen bir yazı yok! Yazıyı gördükten sonra da takınacağım tavır ortadadır, bellidir! ifadesinin özü aslında şu; Kimin ne yapmak istediğinin bal gibi farkındayım! Acelem yok! O yazı, ben ne zaman istersem o zaman gelir önüme! Ve yasanın bana verdiği yetkiyi kullanırım! Elbette ki... Eğer Kardeşim nedir Başbakan´ı bu kadar öfkelendiren? diye sorgulama yapmıyorsanız, onu bu açıklamadan dolayı, pekala ´aman ne diktatör bir Başbakanımız var´ şeklinde ´yaftalamanız´ mümkün! Ama işte... Durum sizin sandığınız gibi ´sade´ değil! Savcıların MİT´çileri soruşturma ısrarının derinliklerine indiğinizde afallayıp kalıyorsunuz ki ister istemez; Ne oluyoruz kardeşim? deyip paniğe kapılıyorsunuz.
Mesela birini söyleyeyim size... Hiç dikkatinizi çekti mi bilmem. Savcılar Başbakan´dan 5 MİT´çi için izin istiyor değil mi? İlk üçünün kim olduklarını biliyoruz. Müsteşar Hakan Fidan. Eski Müsteşar Emre Taner. Eski Müsteşar Yardımcısı Fatma Afet Güneş! Teşkilatın 3 tepe adamı yani. Peki ya diğer ikisi? Onlar kim? O kişileri küçümsediğimden değil. Ama o kişi bürokratik teamüller gereği en tepe adamlarla yan yana konulamayacak düzeyde pozisyonları düşük olan iki eleman! Kadroları, ´Saha Sorumlusu´ şeklinde geçiyormuş. Peki ne alaka? Yani ne işi var şimdi bu iki sıradan elemanın teşkilatın en tepe kadrolarının isimlerinin yanında?
Kaynağım bu duruma şöyle bir açıklık getiriyor; Bu iki elemanı ne Fidan, ne Taner ne de teşkilatın üst düzeyindeki herhangi bir isim tanımıyordur bile. Adım gibi eminim. Bunların yüzünü sorumlu oldukları Şube Müdüründen başkası görmemiştir. Ama bu iki isim, Oslo görüşmelerinin sorumlularına ulaşabilmenin önünü açacak yolun başka bir adresi. Hani eğer sorgulanmaları için Başbakan, Fidan, Taner ve Güneş için izin vermese dahi bizim gözü kara savcılarımız bu iki elemandan yola çıkıp yine asıl hedefe ulaşırlar! Biliyorum... Şimdi duyduklarınız karşısında siz de benim gibi; Nasıl yani? filan oldunuz. Nasıl yanisi filan yok bu işin! diyor benim derin gırtlak! Ve 5 aşamalı dediği planın şifrelerini tek tek kırarak anlatmaya devam ediyor; KCK soruşturmasında gözaltına alınan bir haber elemanın ifadelerinden yola çıkarak ulaştılar bu iki isme. Yaşar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu, PKK´nın içine sızmak için paravan bir haber ajansı şirketi kurmuşlar. Kurdukları bu şirket aracılığı ile de epeyce istihbarat toplamayı başarmışlar. Karayılan´ın dibine kadar girmişler haber yapma ayağıyla. Haliyle bu şirketin bütün masrafları da MİT´ten karşılanmış. Aman aman bir para da değil yani. İddiaya göre aylık 17.500 TL bir ödenek ayrılmış. PKK´lı ya da bağlantılı olan kişilere ödeme yapılmış. Savcılara göre MİT bu yolla PKK´ya para aktarmış yani! Suç işlemiş! Mevzuya buradan girecekler yani Merak işte. Ben de haliyle bunun üzerine; Eee diyelim girdiler.
Ne olacak ki sonunda? diye sordum. Ne mi olacak? Önce Kuzuoğlu ve Yıldırım sonra da sırasıyla onların bu paravan şirket işine onay veren teşkilatın bütün üst düzey adamları ifadeye çağrılacak. Olan biten her şeyden haberdar olan Hakan Fidan´a da sonunda, ´sen de gel bakalım´ diyecekler!! cevabını verince de patladım artık! Yalan yok! Biraz abartılı geldi anlattıkları. Güldüm... Valla komplo teorisyenlerine taş çıkarttınız bu anlattıklarınızla! Bir de, ´Fidan´dan sonra Başbakanı da ifadeye çağıracaklar, ´Sana bağlı olan MİT Müsteşarı PKK´ya para aktarmış! Sorumlusun! Suçlusun!´ diyecekler deyin de tam olsun senaryonuz bari! dedim. Biraz bozuldu benim bu gayri ciddi tavrıma. Size şu kadarını söyleyeyim. İnanmayabilirsiniz bu anlattıklarıma ama gerçekten de durum vahim. Giderler mi daha doğrusu gidebilirler mi bilmiyorum ama niyetleri hakikaten bu işi Başbakan´a kadar götürmek! dedi ve sonra da ani bir hareketle kalkıp gitti masadan... ( Sevilay Yükselir / Sabah)
(11 Mart 2012), son güncel.: (25 Mart 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
MİT BAŞKAN VE GÖREVLİLERİNİN İFADEYE ÇAĞRILMASI KRİZİYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Başsavcılık: İstihbaratçılar suç işledi
Cemaat-MİT çatışması mı yaşanıyor?
Hükümet sivil darbeyi engelledi
KCK savcısı görevden alındı
MİT kanunu Perşembe çıkıyor
MİT´çilere yakalama kararı
MİT müsteşarı Fidan hedefte
Odatv-Aydınlık-İsrail´in hedefi: Fidan
´Mesaja mesaj´ ses kaydı
Osman Can savcıların soruşturmasını hukuksuz ilan etti: MİT yasası görmezden gelindi
ERGENEKON, BALYOZ VE DİĞER İDDİANAMELERDE ARAMA YAP