Ergenekon örgütünün medya ayağına yönelik olarak açılan Aydınlık davasında ilk duruşmanın görülmesine başlandı. 14 sanıktan 12´si duruşmaya katıldı. Sanıkların, siyasi parti üyesi ve yöneticisi oldukları gerekçesiyle dava dosyasının Anayasa Mahkemesine ya da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi talepleri mahkemece reddedildi.
04.06.2012 12:16 Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in oğlu Mehmet Perinçek ve Aydınlık gazetesi sahibi Mehmet Sabuncu´nun da aralarında bulunduğu 14 şüpheliye ilişkin açılan davanın görülmesine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde başlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Bora Perinçek, İP Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin ve Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel ile İP Merkez Karar Kurulu üyesi ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turan Özlü ile tutuksuz yargılanan Aydınlık Gazetesi sahibi Mehmet Sabuncu, İP üyeleri Bahadır Berk, Zafer Şen, Bülent Baş, Ertuğrul Orta, İlyas Gümrükçü, Caner Taşpınar ve Mehmet Bozkurt katıldı. Tutuksuz yargılanan 2 sanık ise duruşmaya gelmedi.
-Sanıklar davanın Anayasa Mahkemesine ya da Yargıtay´a gönderilmesini istedi-
Sanıkların kimlik tespitinin ardından sanık avukatları adına söz alan avukat Hasan Basri Özbey, davada yargılanan sanıkların İP Genel Başkan Vekili, yardımcıları, MYK üyeleri ve yöneticileri olduğunu belirterek, İP´in kamuya açık siyasal faaliyetleri, parti belgeleri, partinin basın açıklamaları, iç ve dış yazışmaları ve parti binalarında yapılan aramalarda elde edildiği iddia edilen belge ve dijital kayıtların davanın dayanılan kanıtları olduğunu söyledi. Siyasi parti statüsüyle yürütülen parti çalışmalarının iddianamede yer aldığını ifade eden Özbey, iddianamede, İP yöneticilerinin partiye üye kazandırmak için yaptıkları çalışmaların suç sayıldığını, üye kazanmanın partilerin asli faaliyeti olduğunu kaydetti.
Özbey, müvekkilleri hakkında açılan davanın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´nın ve Anayasa Mahkemesi´nin soruşturma ve yargılama alanını da kapsadığından Anayasa´nın 68. maddesinde yer alan anayasal güvence ve Siyasi Partiler Kanunu´nun 98. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini anlattı. Parti yöneticilerinin bu sıfatla yürüttükleri faaliyetlerin suç oluşturması durumunda bu kişilerin cezai açıdan da sorumlu tutulacağını belirten Özbey, ´Sorun bu kişilerin parti yöneticisi sıfatıyla yürüttükleri faaliyetlerin yasaya aykırı olup olmadığını hangi yargı organının saptayacağıdır. Çünkü bu faaliyetlerin suç olarak belirlenmesi halinde ceza mahkemesi kaçınılmaz olarak siyasi parti hakkında da karar vermiş, Anayasa Mahkemesi´nin yetki alanına girmiş olacaktır´ dedi.Özbey, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu´nda öngörülen siyasi parti güvencesine ilişkin hükümler uyarınca müvekkillerinin İP yöneticisi sıfatıyla yürüttükleri faaliyetleri hakkındaki iddiaların bu dosyadan ayrılmasını isteyerek, buna yönelik iddialar ve dayanaklarının Siyasi Partiler Kanunu´nun 106. maddesine göre değerlendirilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilmesini talep etti.Mahkemenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yapılacak değerlendirme sonucunu beklemesini isteyen Özbey, sanıkların da tahliyesini talep etti.
Talebe ilişkin görüşünü açıklayan savcı Mehmet Ali Pekgüzel, bu yönde birinci ´Ergenekon´ davası kapsamında da talepte bulunulduğunu ve kabul edilmediğini anımsatarak, bu talebin de reddedilmesini istedi.Mahkeme heyeti, talebi değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi. Bu arada, duruşma salonunda izleyiciler için ayrılan yaklaşık 300 kişilik bölüm tamamen dolarken, duruşma salonunun önünde de partiler bekliyor. (AA)
ANAYASA MAHKEMESİ VE YARGITAY TALEPLERİ REDDEDİLDİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, avukat Hasan Basri Özbey´in talebine ilişkin alınan ara kararı açıkladı. Buna göre mahkeme heyeti, mahkemenin 13 Ekim 2009 tarihinde aynı talep konusunda karar verdiğini belirterek, davanın ´Ergenekon´ davasıyla birleştirilme talebiyle açıldığını kaydetti. Anayasa Mahkemesi´nin yargılama yetkisinin, ´Siyasi partilerin kapatmayı gerektiren faaliyetleri ve mal edinmeyle ilgili´ konularla sınırlı olduğunun altını çizen mahkeme heyeti, Anayasa Mahkemesi´nin siyasi partilerin kapatmasına ilişkin kararlarının da tedbir niteliğinde olduğunu vurguladı. Mahkeme heyeti, siyasi parti üyesi ve yöneticilerine ´örgüt suçu´ teşkil edebilecek konularda Anayasa Mahkemesi´nin bakmakla yetkili olmadığı belirterek, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilmesi talebini reddetti.
-İddianame okunuyor-
Duruşmada daha sonra yeni gelen tutuksuz sanıklardan Özlem Usta´nın kimlik tespiti yapıldı. Ardından, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan 93 sayfalık iddianamenin okunmasına geçildi. Duruşma, savcı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından iddianamenin okunmasıyla devam ediyor.
ERGENEKON´UN MEDYA AYAĞI
Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan 93 sayfalık iddianamede 14 şüpheli yer alıyor. Mehmet Sabuncu ve Mehmet Perinçek´in de aralarında yer aldığı şüpheliler, Ergenekon terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Soruşturmada Mehmet Perinçek ile birlikte şüpheliler İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, İP İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü tutuklanmıştı. Sabuncu ile birlikte 4 şüpheli ise sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Şüphelilerin, ikinci Ergenekon davası sanığı Deniz Yıldırım ile bağlantısı olmasından dolayı iddianamenin bu dava ile birleştirilmesi talebiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilmişti.
Soruşturma kapsamında Aydınlık Gazetesi´nde yapılan aramalarda, gazetenin imtiyaz sahibi Mehmet Sabuncu´nun ofisinde Başbakan Erdoğan adına brte@akparti.org.tr, Cihan Kansız adına ckansiz@hotmail.com.tr ve gazeteci Yasemin Çongar adına yasemin_congar@taraf.com.tr şeklinde oluşturulmuş mail adreslerinin ve el yazısıyla bir IP adresinin yazılı olduğu not bulunmuştu. Mailler üzerinden yapılan yazışmalarla Ergenekon operasyonunda AK Parti´nin parmağı olduğu ve muhaliflerini sindirmeyi amaçladığı, soruşturma çerçevesinde hazırlanan iddianamelerin Erdoğan´ın talimatıyla hazırlandığı izlenimi verilmeye çalışıldığı belirtilmişti.
Yapılan incelemede söz konusu adreslerden atılan maillerin İzmir´de iki farklı internet kafeden gönderildiği tespit edilmişti. Fakat haberleşme uzun süre önce yapıldığı için kafelerdeki kamera kayıtlarına ulaşılmadığı kaydedilmişti. Savcılık sorgusunda Sabuncu, mail adresleri ve el yazısıyla yazılı IP numarasının yazılı olduğu notun evinin posta kutusuna bırakıldığını, notu iş yerine getirdiğini, adreslere hiç girmediğini söylemişti. Polis Kriminal Laboratuarı´nda yapılan incelemede, notta bulunan el yazısının Sabuncu´ya ait olmadığı belirlenmişti. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(04 Haziran 2012, 12:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Aydınlık iddianamesi kabul edildi
Aydınlık soruşturması 2011´de başladı
Ergenekon Aydınlık´ta: Yeni belgeler
Kontrgerilla Medyası
Aydınlık ve Ulusal Kanal´a 2009´a yapılan Ergenekon operasyonları manşetlerimiz
Ergenekon´un henüz ortaya çıkarılamayan yedek (idhar) kadroları konulu manşetlerimiz
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap