Ergenekon davasına 230. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada, eski Başbakan Bülent Ecevit´in tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Hastanesi´nin Başhekimi Prof. Dr. Rengin Erdal, tanık olarak ifade veriyor.
14.09.2012 10:37 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 230´uncu duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin´in de aralarında bulunduğu 43 tutuklu sanık katıldı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Sedat Peker´in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmaya, merhum Başbakan Bülent Ecevit´in tedavi gördüğü dönemde Başkent Üniversitesi Hastanesi Başhekimi olan Prof. Dr. Rengin Erdal´ın ´tanık´ sıfatıyla dinlenilmesiyle devam ediliyor.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, 2002 yılında rahatsızlanması üzerine halen Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın rektörü olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde bir süre tedavi gördü. Ancak hastanede kaldığı süre boyunca iyileşemedi, durumu daha da kötüye gitti. O günlerde Ecevit´in yakınlarına gelen bir ihbar, Ecevit´in adeta kaçırılırcasına hastaneden çıkarılmasına ve tedavisinin evinde sürdürülmesine neden oldu. Bundan sonra Ecevit şaşırtıcı şekilde hızla iyileşti. Bu gelişme ihbarı doğrulamış oldu. Gelen ihbara göre, Ecevit kasıtlı olarak iyileştirilmiyordu. Amaç, iş göremez raporu verilerek Başbakanlık´tan düşürülmesi, yerine aynı parti içinden bir başkasının başbakanlığa geçirilmesiydi. 6 yıl sonra Ergenekon soruşturmasında ele geçen bilgilere göre, Başbakan değişikliği planının altında Ergenekon Terör Örgütü vardı. Ergenekon davasında işte bu iddia da yargılanıyor.
TANIK RENGİN ERDAL´IN İFADESİ
Duruşmada eski Başbakan Bülent Ecevit´in tedavisi sürecinde Başkent Hastanesi Başhekimi olan Rengin Erdal tanık olarak dinlendi. Bülent Ecevit´e ev sahipliği yaptıklarını söyleyen Erdal, Hacettepe Üniversitesi´nin rektörü olan Prof. Dr. Murat Tuncer, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´e nasıl sadece ev sahipliği yaptıysa ben ve sayın Haberal da aynı şekilde sayın Ecevit´in tedavi sürecine sadece ev sahipliği yaptık. Oluşturulan sağlık ekibinde yer almadık. Ancak tedavisine ilişkin bazı belgelerde, görevim nedeniyle imzam bulunmaktadır. dedi.
Daha önceki duruşmalarda tanık olarak dinlenen Mustafa Mustafa Bolkar´ın ifadeleri ile ilgili de Erdal, Biz okulda, birinci sınıftaki öğrencilere hastanın kalp rahatsızlığı ve solunumun durması sonucu öldüğünü anlattık. Bu durumda da hastaya ilaç tedavisi yapılabilmesi için damarlarının açılması amacıyla mayi (sıvı ilaç) verilmesi gerektiğini söyledik. Biz bu öğrencilerimize bunları yanlış mı öğretmişiz anlayamadım. Çünkü ismini daha önce hiç duymadığım Mustafa Bolkar isimli pratisyen bir doktor, bana Ecevit için nasıl bir mayi verilmesi gerektiğini sordu. Oysa sıvı tedavisi hastane ortamında kullanılır. Bunu bilmesi gerekir. Evde yapılan bir tedavide mayi kullanılması doğru bir tedavi şekli değildir. Böyle bir soru sorunca ben de ´Hasta sizindir, bizi ilgilendirmez´ cevabını verdim. Bunun için de adı geçen doktoru Tabipler Odası Bilim Yönetim Kurulu Onur üyelerine bildirdim. Hakkında ne gibi karar verecekleri ilerleyen günlerde belli olacaktır. Bunu sizlere bildiririm sayın Başkanım. dedi.
Savcı Pekgüzel´in, Acil durumda hastaya sıvı ilaç verilmez mi? şeklindeki sorusuna ise Erdal, Elinizin altında ne sıvı varsa verilir. Tuz ya da başka bir şey fark etmez. Amaç; damarını açmaktır ama dediğim gibi bu sıvının hastane ortamında verilmesi gerekir. cevabını verdi.
Ecevit´in hastaneye getirildiğinde Parkinson, akciğer ve göğüs hastalıkları ile bacak damarlarında tıkanma gibi bazı rahatsızlıkları olduğunu belirten Erdal, tedavisi sonunda Ecevit´in sağlığına kavuşmuş şekilde taburcu edildiğini söyledi. Ecevit için kesinlikle yatak istirahati tavsiye etmediklerini belirten Erdal, Oturarak 2 saat boyunca çalışma ofisinde mesai yapabileceğine ilişkin izin verdik. ifadesini kullandı.
-Görevdeki bir Başbakan niçin hastaneden iyileşemeden ayrılır, tedavisine evde devam eder ve iyileşir?-
-1. kritik soru hakimden: Hastanenizden memnun mu ayrıldılar?-
Hakim Özese, Bülent Ecevit, hastaneden şifa bularak mı ayrıldı. Ayrıldıklarında memnun muydular? diye sordu. Erdal bu soruya da, O kadar memnun ayrıldılar ki daha sonra teşekkür mesajları gönderdiler. dedi. Erdal, Hastanemize o dönemlerde Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz ve Cemil Çiçek gibi devlet büyükleri de tedavileri için bizim hastanemizi seçiyorlardı. Devlet büyüklerinin müdavimi olması, hastanemizin güvenilirliğini ortaya koymaktadır. ifadelerini kullandı.
-2. kritik soru savcıdan: Biz neden hastayı iyileştiremedik de başka ekip iyileştirdi diye inceleme yaptınız mı?-
Savcı Pekgüzel, Tanık olarak dinlediğimiz doktor Mücahit Pehlivan da Başkent Üniversitesi Hastanesinde uygulanan tedavi sonrasında oluşturulan sağlık ekibinde yer aldığını ve kortizon tedavisi kestikten sonra Ecevit´in hızla iyileştiğini, hatta seçim otobüsünün üzerine çıkarak halka seslendiğini söyledi. Siz daha sonra ´Biz neden hastayı iyileştiremedik de başka bir ekip iyileştirdi?´ diye sağlık belgelerini incelediniz mi? diye sordu. Erdal ise Mücahit Pehlivan, Tıp eğitimini Macaristan, Bulgaristan, Polonya gibi demir perde ülkelerinde almıştır. Bu ülkelerde en az ilaçla tedavi uygulanması esas alınır. Ayrıca bizim böyle bir durumu araştırma yetkimiz yok. Tedavisine katılan doktorların bunu araştırması gerekirdi. cevabını verdi.
(Yukarıdaki peşpeşe sıralanan iki soru, tanığın bir çelişkisini gözler önüne seriyor. Hakimin sorusuna cevap veren tanık başhekim, Ecevit´lerin hastanelerinden gayet memnun ayrıldığını söylüyor. Ancak savcının ustaca sorduğu ikinci soru, Ecevitlerin hastaneden iyileşemeden ayrıldığını, evlerinde tedaviye devam ettiğini dolayısıyla memnun ayrılmış olamayacağını gösteriyor. Bir hasta gayet memnunsa niçin hastaneden ayrılır da tedaviye evinde devam eder ve hızla iyileşir. Üstelik de bu kişi ülkenin Başbakanı ise?.. - Abdullah Harun)
Başkan Özese, Merhum Ecevit´in koruma müdürü Recai Birgün´ü tanık olarak dinledik. Eğer 11 Temmuz 2002´de Ecevit´in hastaneye tekrar gitmesi durumunda iş göremez raporunun verileceğini duyduğunu söyledi. Ecevit hakkında istirahat verilmesine ilişkin bir sağlık raporu düzenlenmesi düşünüldü mü? diye sordu. Tanık Erdal ise, Biz böyle bir rapor veremeyiz. Böyle bir yetkimiz yok. Ancak hasta veya yakınları ile mülki amirlerimizin istemesi durumunda böyle bir sağlık raporu verebiliriz. Recai Birgün de koruma müdürü müdür yoksa polis memuru mudur ya da personel midir anlayamadım. Personelin yanına gidip onlarla sohbet ediyordu. Çok cahilce söylenmiş bir söz. Bu iş görmezlik raporu ise sadece mülki amirin isteği üzerine verilebilecek bir rapordur. Bu mülki amir de Cumhurbaşkanıdır ve onun isteği ile olabilir. şeklinde konuştu.
Tutuklu sanıklardan Fatih Hilmioğlu´nun soruları üzerine Rengin Erdal, merhum Bülent Ecevit´in Başkent Üniversitesi Hastanesine gelmeden 2 yıl önce tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde Kortizon tedavisine başlandığını söyledi. Kortizon tedavisini kesmediklerini, dozajını da değiştirmediklerini belirten Erdal, 2 günde 4 miligram Kortizon veriliyordu. Verilebilecek en düşük dozdu bu. Birçok hastalıkta Kortizon tedavisi uygulanır. Tıpkı Aspirin gibi birçok alanda kullanılan bir ilaçtır. şeklinde konuştu.
Daha sonra söz alan tutuklu sanık Mehmet Haberal da Ecevit´in sağlığına kavuşturularak taburcu edildiğini, taburcu olduktan sonra 6 ay daha başbakanlık yaptığını ve 4,5 yıl sonra hayatını kaybettiğini ifade etti. Haberal, tedavi sürecine katılan ve emek veren bütün sağlık ekibine teşekkür ettiğini söyledi. ( Cihan)
ECEVİT´İN DOKTORU ANKARA TABİP ODASI´NA SAVUNMA VERDİ
15.10.2012 09:57 Merhum Başbakan Bülent Ecevit´in doktoru Mücahit Pehlivan, Ergenekon davasında Ecevit´in tedavi sürecine ilişkin ´tanık´ olarak ifade verdiği için Ankara Tabip Odası´na savunma verdi. Zaman, 12 Eylül 2012´de konuyu, ´Ergenekon´da tanıklık yapan Ecevit´in doktoru meslekten ihraç ediliyor!´ başlığı ile kamuoyuna duyurmuştu. Odadan gönderilen mektupta ek olarak sundukları Cumhuriyet gazetesinde çıkan haberlerin de incelenmesi gerektiği dikkat çekilmişti. Söz konusu gazetede yayımlanan haberlerde, Başkent Üniversitesi doktorlarının mahkemedeki savunmalarına yer veriliyordu. Erdal, Pehlivan´ı ´yalancı tanıklık´ yapmakla suçluyordu.
Savunmasında Ecevit ile hastalığına yönelik diyaloglarını anlatan Pehlivan, merhum Başbakan´ın kendisine, ´Yatakta yatma zorunluluğu bulunan bir hastalığım var mı?´ diye sorduğunu anlatan Pehlivan, ?Tedavisinin sonucunda çıkan sonuç beni manevî olarak tatmin etmiş ve bana haklı bir gurur yaşatmıştır.? dedi. Ecevit ailesinin isteği üzerine tedavi sürecini başlattığı bilgisini anlattı. Pehlivan, ?Ortopedi uzmanı olarak teşhisim 8 omurda kırıktı. Bu stabil bir kırıktı ve mutlak yatak istirahatini gerektirecek, hele 6-8 ay gibi uzun bir süre hastanın yatağa bağımlı kalmasını gerektirecek bir kırık tipi değildi. Bu aşamada ben merhum Başbakan´a bir an önce yatağa bağımlılıktan kurtulmasını aktif bir iş hayatına dönmesini telkin ettim. Omurga bölgesindeki kırığın oluşma nedenini araştırdığımda ise Sayın Başbakan´ın ileri derecede osteoporoz (kemik erimesi) olduğunu tespit ettim.? ifadelerini kullandı. Daha önce başlatılan tedavi sistemini değiştirmeye hakkı olduğunu belirtti. Bilimsel sınırlar içerisinde tedavi protokolünü uyguladığına dikkat çekti. Pehlivan, ?Ve bunun sonucunda Başbakan´ın sağlığına kavuştuğunu önce ailesi daha sonra medya ve kamuoyu da görmüştür. Bu süreçte de kendisinin yaşam kalitesi artmış ve görevini, süresi bitene kadar ifa etmiştir.? dedi. Ankara Tabip Odası´na kendisiyle ilgili şikâyet dilekçesi gönderen Başkent Üniversitesi doktorlarından Rengin Erdal´ın sözlerine de tepki gösteren Pehlivan, Erdal´la ilgili gerek kişilik haklarıma gerekse de meslekî kariyerime saldırı ve hakaretlerden dolayı cezaî ve hukukî yollara başvuracağını kaydetti. Pehlivan, ?Herkes haklarını kullanırken dürüstlük ve doğruluk kaidelerine uygun davranmalıdır. Bir hak kullanılırken kullanılan üslup ve ifadeler hakaret, iftira unsuru içermemelidir.? diye konuştu. ( Zaman)
(14 Eylül 2012), son güncel.: (15 Ekim 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ecevit´in ´iş göremez´ raporu ile başbakanlıktan düşürülmesi planı manşetlerimiz
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap