Yargıtay 9. Ceza Dairesi´ndeki 361 sanıklı Balyoz davasının temyiz 10. duruşması saat 9.00´da başladı. Duruşmada sanık avukatları savunmalarını yapmaya devam ediyor. 117 avukattan 48´i önceki duruşmalarda savunmalarını tamamlamıştı. 49´uncu olarak, 2 sanığın avukatı Muammer Küçük bugünkü duruşmada savunma yapmak için kürsüye gelen ilk isim oldu.
30.07.2013 10:14 Aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan´ın da bulunduğu tarihi Balyoz davasının 10. temyiz duruşması bu sabah 09.00´da Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nde başladı. Duruşmaya sanık avukatları ile aileleri katıldı.
Önceki duruşmalarda müvekkilleri olan sanıklar adına savunma yapan 117 avukattan 48´inin savunması tamamlanmıştı. Yine bu avukatların temsil ettiği 180 sanığın savunması da tamamlanmış oldu. Savunmalarda süre kısıtlaması bulunmuyor. Bazı avukatların savunması 5 dakika sürerken kimisinin ise saatlerce sürebiliyor.
2 SANIĞIN AVUKATI MUAMMER KÜÇÜK´ÜN SAVUNMASI
Duruşmada ilk olarak, sanıklar İzzet Ocak ve Suat Aytın´ın avukatı Muammer Küçük kürsüye geldi ve savunmasını yapmaya başladı. Silivri´deki olumsuzlukları dile getiren Küçük, cezaevi koşullarında yargılama yapıldığını iddia etti. İçeri yiyecek bile sokmak yasaktı. diyen Küçük, Silivri´deki durumu Guetamala´ya benzetti. Küçük adil yargılanma ilkesinin çiğnendiğini ileri sürdü.
Kararı veren Özel Yetkili Mahkemelerin Anayasaya uygun olup olmadıklarını değerlendiren Küçük, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin yargılama yaptığı binaya cep telefonlarının dahi alınmadığını belirtti. Küçük, ?Dışarıdan bir şişe su, bir tane elinizde dürümle giremezsiniz. Cep telefonlarını sokamazsınız oraya. Girişte verilen mahkeme kartlarında cezaevinin mührü var. Orada cezaevi koşullarında yargılama yapılmıştır. Türkiye´de cezaevlerinde yargılamalar yapılmıştır darbe döneminde. Tesadüfe bakın ki komutanlar darbeye kalkıştıkları iddiasıyla cezaevinde yargılandılar. Guantanamo üssü yaratıldı. Bu durum adil yargılanma ilkesine karşıdır? dedi. Savunma olmadan yargılamaya devam edilmesinin ve karar alınmasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına göre bozma nedeni olduğunu ifade eden Küçük, tahliyelere ilişkin AİHM kararlarına atıfta bulundu. Müvekkillerinin davanın en uzun süre tutuklu kalan sanıkları olduğunu, iki kere tutuklanıp tahliye edildiklerini anlatan Küçük, yakalama kararını televizyondan öğrendiklerini ifade etti.
Savcılığın yakalama kararını kısıtlama olduğu gerekçesiyle kendilerine vermediğini anlatan Küçük, dijital bir dava ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Seminer yapmanın yasal bir zorunluluk olduğunu ifade eden Avukat Küçük, seminer yapılması konusunda emirler bulunduğunu kaydetti. Ordunun barış zamanında savaşlara hazırlanması gerektiğini söyleyen Küçük, ?Semineri suç gibi algılamayız? dedi.
Küçük´ün yargılama aşamasındaki hükme aykırılıkları sıralarken araya giren Daire Başkanı Ekrem Ertuğrul, ?Aykırılıkları maddi olgularla açıklamanız çok güzel savunma için sizlere bir süre belirlemedik. Sizler savunmayı kendiniz belirleyin istedik, ´mahkemelerde adalet aramış müdafiler olarak kendi aralarında da adalet arayacaklardır´ dedik. Mümkün mertebe suç oluşturmaya yakın söylemlerde müdahale ettik. Sizler en güzel şekilde ayarlayacaksınız. Sanıklar savunmalarını size emanet ettiler. Ancak bu aşamada bugün 10. gün. Hükme aykırılıklar sık sık anlatıldı biz onları unutmadık. Savunma süresini sizin takdirinize bırakıyorum? dedi.
Bunun üzerine Avukat Küçük de Karadenizli olduğunu belirterek Başkan Ertuğrul´a şu fıkra ile yanıt verdi: ?Temel ile Dursun konuşuyor, o diyor ben onu yaparım öteki ben bunu yaparın diyor. Sonunda Temel, ´100 metreyi 5 saniyede koşarım´ diyor. Dursun şaşırıyor nasıl yani diyor. Temel, ben kestirmeden gidiyorum´ diyor. Başkanım ben de burada kestirmeden gitmeye çalışıyorum ama olmuyor.?
Bunun üzerine Başkan Ertuğrul da Avukat Küçük´e Karadeniz fıkrası ile karşılık verdi. Ertuğrul şu fıkrayı anlattı: ?Uzayla ilgili çalışmalar yürütülürken ABD´li ben aya gideceğim demiş. Temel de dayanamamış ben de güneşe gideceğim demiş. ABD´li şaşmış nasıl gideceksin güneşe çok sıcak nasıl olur deyince Temel ´haçan biz onu düşündük akşam serinliğinde gideceğiz´ demiş.?
Duruşma salonunda gülüşmeler yaşanırken Avukat Küçük, 3. fıkrayı anlattı. Küçük, ?Başkanım Temele sormuşlar ´avukatın iyisini nasıl anlarsın diye. O da konuşmasına bakarım demiş. Ya konuşmazsa. O kadar iyisine hiç rastlamadım´ demiş? dedi.
Müvekkillerine yönelik savunmasına devam eden Avukat Küçük, İzzet Ocak´ın adına imza bloğu açıldığını, yetkili personel listesinde adı olduğu için ceza aldığını ifade etti. Küçük, ?O komutanların adını kim yazdıysa oraya İzzet Ocak´ın adını da yazan aynı kişidir. Darbe planı yapılacak, seminer düzenlenecek, kolordu komutanları, tugay komutanları böyle bir seminere katılmayı kabul edecek ve bunlara bir kurmay albay görev verecek. Engin Alan 2. Kolordu Komutanıdır o, albaya sen kimsin demez mi?? dedi.
Müvekkili İzzet Ocak´a daha sonra Mahkeme Heyeti´nde yer alan hakîm Ali Efendi Peksak´ın sorguda tek soru sorduğunu ama bunu tutanaklara soru gibi geçirmediğini belirterek şunu anlattı: ?Siz Türkan Saylan´ı tanıyor musunuz?? diye sordu. Müvekkilim tanıyordu, Güneydoğu´da tanışmışlardı ve Saylan o sırada rahmetli olmuştu. Balyoz´la Saylan´ın ne ilgisi var. İşte bakış açıları böyle.?
Avukat Küçük, 1. Orduda yapılan plan semineri için ?Kurtlar Vadisi? benzetmesini yapıp, ?Bu tip plan seminerlerinin yapılması zorunlu. Darbeyle ilgisi yok. Bakın ?Kurtlar Vadisi? diye bir dizi var. Burada bir yığın insan öldürülüyor ama soruşturma açılmıyor. İşte plan seminerleri denilen şey bir tür senaryo? dedi.
Sahte planlara göre bir milli mutabakat hükümeti kurulacağını, Başbakanı´nın da Rıfat Hisarcıklıoğlu olacağını anlatan Küçük, Hisarcıklıoğlu´nun ifadeye çağrılmadığını belirtti. Söz konusu milli mutabakat hükümetinin Bakanlar Kurulu´nda da Köksal Toptan´ın yer alacağını anımsatan Küçük, ?Adam zaten bakan. Seçimle gelmiş bakan olmuş niye kendi hükümetini devirsin? dedi.
Bu davanın amacının yaradılış sebebinin kişiler üzerinden, TSK´nın yargılanması olduğunu öne süren Küçük, Victor Hugo´nun Fransız hükümetine yazdığı, ?Her yerde polis var, adalet yok? sözünü hatırlatarak, ?Biz bunu yaşıyoruz, adalet var mı, yok mu sizin kararınız gösterecek ama en büyük yargıç Tanrı ve tarihtir. Tanrı ve tarihin adaleti şaşmaz. Sizden iyilik değil adalet bekliyoruz. Yine Victor Hugo´nun bir sözünü hatırlatayım, ?İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır? dedi.
Avukat Küçük savunmasını şu fıkra ve sözlerle bitirdi: ?Temel´i gözaltına almışlar, falancayı öldürdüğünü söylemişler. Temel, ´tanımıyorum´ demiş. Sorguda çok sıkıştırmışlar. Temel, yine ´tanımıyorum´ demiş. Yorulunca Temel´i bırakıp, ´iyi düşün, aklını başına devşir . Birazdan geleceğiz´ demişler. Odalarından Temel´i izlemişler. Temel, kafasını duvarlara vuruyormuş, ?Hatırla, hatırla, hatırla? diye. Bizim komutanlar da bu durumda. Bir suç işlemediler. Bu dosya için çok kolay olan bir şey yapmanızı bekliyoruz, adalet bekliyoruz.?
3 SANIĞIN AVUKATI VASFİ SEDAT KÜÇÜKYILMAZ´IN SAVUNMASI
Avukat Muammer Küçük´ün 1,5 saat süren savunmasını tamamlamasının ardından kürsüye Ergin Saygun, Gökhan Gökay ve Fatih Musa Çınar gibi 3 sanığın avukatı Vasfi Sedat Küçükyılmaz geldi ve savunmasına başladı. Avukat Küçükyılmaz, CD´lere ilişkin TÜBİTAK raporuna atıfta bulunarak bilirkişi incelemesi yapılmadığını ifade etti.
Avukat Küçükyılmaz, ABD yetkililerinin Ergenekon davalarıyla ilgili çeşitli sözlerini hatırlatarak ABD´nin bu komplonun içinde olduğunu söyledi.
Mahkeme Heyeti´ne Ergin Saygun´un ?Balyoz?, Özden Örnek´in ?Cambazı bırak Balyoz´a bak?, Cem Gürdeniz´in ?Hedefteki Donanma?, Ali Türkşen´in ?Kardak´ta Kahraman Hasdal´da Esir? ve Mustafa Özder´in ?Beşiktaş´ta Sırtlan Pususu? isimli kitaplarını veren Küçükyılmaz, Ergin Saygun´un bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Saygun´un son anda ameliyat masasında tahliye edildiğini hatırlatan Küçükyılmaz şöyle devam etti: ?Şu anda Saygun üç yerde tedavi görüyor. Ama bakın 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin 21 Haziran 2013´te artık dosyadan el çektiği, dosyanın Yargıtay´da bulunduğu bir tarihte adli tıpa yazı yazarak, Saygun´un cezaevinde kalıp kalmayacağının yeniden değerlendirilmesini istiyor. Demokles´in kılıcı gibi. Saygun buraya gelmek istiyordu. Ancak gittiği Anamur´da rahatsızlandı. Şu anda Anamur Devlet Hastanesi´nde tedavi altında.?
Her şeyin insan için olması gerektiğinin altını çizen Küçükyılmaz, sözlerine şöyle devam etti: ?Hüküm ispatlanıncaya kadar sanık masumdur denilmesine karşın, ´hayır´ sanık suçludur deniliyor. Eski Roma´da bir sözden bahseden Küçükyılmaz, ?İmparator soruyor halk bizden nefret mi ediyor diye, evet cevabını veriyorlar. Halk bizden korkuyor mu diye soruyor, evet cevabını veriyorlar. İyi, korktukları sürece nefret etmeye devam etsinler diyor. Biz bu korkuyu ABD´nin haydut devlet anlayışında görüyoruz. Benzerleri de iç piyasada kendi halkına korku salarak iktidarlarını sürdürüyorlar? dedi.
Gazeteci-yazar Mehmet Baransu´nun gizli belgeleri ele geçirdiğini iddia eden Küçükyılmaz, ancak konuya ilişkin bir soruşturma açılmadığını kaydetti. Balyoz´un komplo ve siyasi bir dava olduğunu ileri süren Küçükyılmaz, Amerika´nın da bunun içinde olduğunu savundu. Çözüm süreciyle Balyoz davasının ilintili olduğunu iddia etti.
?Askerler cami bombalayacak? haberinden üç gün sonra Mahir Kaynak´ın Star´da bunun bir komplo olduğunu anlatan yazısını okuyan, Alper Görmüş´ün de 2004 Abant platformunda yapılan konuşmalara ilişkin açıklamasını anlatan Küçükyılmaz sözlerini şöyle tamamladı: ?Bunlar itiraflar olarak yerini almıştır. Umarım heyetiniz tüm bunları değerlendirir. Ortada işlenmemiş bir suçtan dolayı nahak yere 324 kişi tutuklu ve ağır cezalar aldı. Askerin karısı dul çocukları yetimdir denir. Tüm bunları göz önünde tutarak beraat kararı vermenizi bekliyorum.?
SANIK ALİ CENGİZ ŞİRİN´İN AVUKATI SUAT NARİN´İN SAVUNMASI
Avukat Küçükyılmaz´ın 40 dakika süren savunmasının ardından kürsüye sanık Ali Cengiz Şirin´in avukatı Suat Narin geldi ve savunmasına başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´nın beraat talebinde bulunduğu Ali Cengiz Şirin´in Avukatı Suat Narin, müvekkili hakkında beraat istedi. Müvekkilinin isminin geçtiği dijital yazıda imzasının bulunmadığın ifade eden Narin, verilerin Şirin´in görev yaptığı yerlerde ele geçirilmediğini anlattı.
ÖĞLE ARASI
Avukat Narin´in yarım saat süren savunmasını tamamlamasının ardından saat 12.00´de duruşmaya 13.30´a kadar öğle arası verildi.
16 SANIĞIN AVUKATI ŞULE NAZLIOĞLU EROL´UN SAVUNMASI
Duruşmanın öğleden sonra başlayan oturumunda kürsüye ilk olarak, Utku Arslan, Mustafa Yuvanç, Harun Özdemir, Fatih Uluç Yeğin, Ercan İrençin, Yaşar Barbaros Büyüksağnak, Taner Gül, Soner Polat, Ramazan Cem Gürdeniz, Kıvanç Kırmacı, Hasan Gülkaya, Faruk Doğan, Cem Aziz Çakmak, Bora Serdar, Ali Semih Çetin, Kürşat Güven Ertaş gibi 16 sanığın avukatı olan Şule Nazlıoğlu Erol geldi ve savunmasına başladı.
Bir milyon sayfa bulunan dava dosyasında 16 sanık için ancak üçer dakikalık konuşabildiğini belirten Erol ?Yargıtay´a gittiğimde mutlaka konuşacağım demiştim? diyerek söze başladı. Sanıkların ikisi hariç sözde SUGA planından yargılandığını belirterek mahkeme heyetine bu planın birer örneğini sunan Erol, şöyle devam etti: ?Mahkeme başkanı olsam ilk yapacağım şey Deniz Kuvvetleri´ne gönderip sormak olurdu. Bu sahte bile olsa bir plana uymuyor. İçerideki ve dışarıdaki hainlerle birlikte böyle bir plan çıkmış. Denizci eşlerini, bürokratları toplayıp denizcilik anlatacaklarmış. Bu sizce cebir hareketi midir? Huzurunuza geldim tek umudum sözleriniz. Çaresizlik içinde kıvranan asker eşleri dinliyor. Onlara demiştim ki inşallah bizi 10 sene verip göndermezler. Böyle olursa evrak üzerinden incelenir gider. 10 senenin üstünde verirlerse gider anlatırız dedim. Dediğim çıktı. Özden Örnek başta olmak üzere amiraller, albaylar 3 seneye yakın maalesef tutuklu.
-Atlama olayı-
Bu davayla aklımızla oynandı. Adalet inancı çok yüksek bir insanım. Hâkimlere müthiş saygı duyarım. Ama 10. Ağır Ceza Mahkemesi´ne değil. Silivri´deki davada bir şey söyledim. Savcı bana, 59 yaşındaki bu kadına ?atlama, hep atlıyorsun? dedi. Suç duyurusunda bulundum. Mahkeme ara karar verdi. Türk Dil Kurumu´ndan sözlüğün ?atlamak? tabirini bulmuşlar. Benim anladığım anlamda değilmiş. Savcıyı kurtarmak için argo tabiri akladılar. Bu argo tabir aklandığı için de atlama kelimesi çok sık kullanıldı. Adalete olan inancımı ve saygımı zorladılar. İnsafsızlar salladı beni. Bunu şov için söylemiyorum canım yandı. Lütfen bayram arasında duruşma tutanaklarına bakın. Biz burada neyiz? Çer çöp müyüz dedim başkan bana güldü.
-Zaman gazetesi muhabiri olayı-
Güldüğü başka bir şey ihsas-ı rey anlamındaydı. Bir gün bir Zaman muhabiri yanıma geldi. Size bir şey söyleyeceğim dedi. İstediğiniz kadar hoplayın, zıplayın Nisan´da karar verilecek. Yargıtay ayarlandı oradan gelip geçecek dedi. Bunun üzerine başkana gittim söyledim. Ne yaptı biliyor musunuz? Yok canım diyerek gülmeye başladı. Bir gazeteciyle konuştum ama bu yanlış anlaşılmış dedi. Halbuki ben konuştuğum kişinin gazeteci olduğunu söylemedim. Bu kadar adam ne yapmış hani eylem? Parmağını mı kaldırmış ayağını mı sallamış?
Kararda ?kanaatine varılmıştır? diyorlar. ceza yazdırmaları bu kadar kolay mı? En içimi acıtan da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne gitmek. Benim ülkemde yargı varken niye gideyim niye şikayet edeyim? Beni çok rencide ediyor. Ben kendi yargımdan bu adaletsizliğin giderilmesini istiyorum. Bir milyon sayfayı bu kadar karmaşık hazırladılar. Düşündüler ki avukatların çapı yetmez, hakimler okumuyor, askerler de zaten anlamaz. Oysa ki askerimiz çok iyi yetişmiş, onları telef ettik.
Bir Hilmi Özkök´ü, Aytaç Yalman´ı getirip dinlediler. Oysa Avrupa´da, Amerika´da hakimler devlet başkanlarını çağırıyor. Kimsenin de gıkı çıkmıyor. Çünkü yargının, tarafsız, bağımsız olduğuna inanıyorlar. Ben buranın da öyle olduğunu düşünerek geldim. Allah aşkına sözde plana bakın. Bir tane gemi yok. Ankara Bölge Koordinatörü´ne izleme görevi vermişler. Gençlik Parkını kayıklarla mı izleyecekti? Adamların darbeden haberi yok, neye uğradıklarını şaşırdılar.
Şu yapılmamalı, 27 Mayıs´ta neyi tartışıyoruz? Yargı kararlarını tartışıyoruz. Çünkü siyasetin cinayeti olmaz. İş yargının başına patladı. 12 Mart´ta neyi tartışıyoruz. İdam kararlarını tartışıyoruz. 12 Eylül´de yine mahkeme kararlarını tartışıyoruz. Buna bir son verin. Yargı tartışılmayacak kadar üstündür. Toplumun temel direğidir, çektiğimiz anda tepemize çöker. İstediği kadar güçlü siyasal iktidar olsun, durduramazsınız.
Denizcilerin bir tane tedhiş hareketi var mı? Bu adamlar telef oldu. Bu ülkeye, devlete yazık. Yukarıda birileri çatışıyor, aşağıda biz eziliyoruz. Artık yargı yumruğunu adaletten yana vurmalı. Ne yazık ki o kadar insanın hakkı yendi. Burada kul hakkı var. Bunun altında kalmak çok zor. Bu davada adaletin sanık lehine tecellisi şart. Aynı anda düğmeye basıldı. Türkiye´nin dört bir tarafından komutanlar toplandı. Beşiktaş Adliyesi´nde 25-30 emekli, muvazzafla bir araya getirildi. Kimse Taraf gazetesinde yazılanlar dışında bir şey bilmiyordu. Tecrübeli hakimsiniz. 367 kişiden biri mi falso yapmazdı, kendini kurtarmak için bir şey söylemezdi.?
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül dendiğinde hep mahkeme kararlarının tartışıldığını dile getiren Erol, Hep yargı kararları tartışıldı. Sayın başkanım buna bir son verin. Yargı tartışılmayacak kadar üstündür. Toplumun temel direğidir. Çektiğiniz anda çatı çöker. İnsanların yargıya olan algısı, güveni zayıfladığı takdirde istediğiniz kadar güçlü iktidar olun hiç önemli değil, orayı durduramazsınız. Yargı çok ama çok önemlidir. Bana göre yargı artık yumruğunu vurmalı, ciddi anlamda vurmalı, adaletten yana vurmalı değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa Mahkemesinin Yargıtay 6. Hukuk Dairesi eski Başkanı Hasan Erdoğan ile ilgili kararında yasa dışı delilleri yok sayarak beraat kararı verdiğini anımsatan Erol, Biz niye ceza aldık? Çetin Doğan ile Fazıl Diren arasındaki konuşma iddianameye girmez mi? Tarafsız bir savcı, inançlı bir savcı eğer Allah´a inanıyorsa bunun altını özellikle çiziyorum, getirir o Fazıl Diren olayını ´burada çok ciddi bir olay var´ der, bu davayı açmaz bile. Lütfen elinizdeki dosyaya bakın, Marmara nakliyat planı var mı, sahil güvenlik botları var mı ifadesini kullandı.
Erol, Seminerde Suga hiç tartışılmamış, nasıl oldu da ceza verdiniz bu insanlara, hiç mi bir insanın hayatını kararttık diye düşünmüyor bu insanlar? Yastığa kafasını koyunca uyuyabiliyor mu? Hiç zannetmiyorum. Yalnız kaldığında vicdanına hesap veremez, hele Allah´a hiç hesap veremez diye konuştu.
SUGA planını Özden Örnek´in hazırladığını hatırlatan Erol, ?Özden´i 5 ay sonra Hilmi Özkök onu Deniz Kuvvetleri Komutanı yaptı. Hani darbe plancısı haberi vardı? dedi.
Silivri´deki mahkemenin delilleri tartışmadığını vurgulayan Erol, ?bizi kandırdı? ifadesini kullandı. Erol, 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin böylesine kolay karar vermesi ile ilgili olarak sert bir benzetme yaptı: ?Peygamber postunda mı oturuyorsunuz? Anadolu´da hakimler için böyle denir. Çünkü hakimlik önemli iştir. Ama gerekçeli karar ortada işte. İnsan hayatını karartmak bu kadar kolay mı??
Avukat Erol, müvekkili Cem Aziz Çakmak´ı anlatırken şunları söyledi: ?Tuğamiraldi artık emekli. Gerçekte bu ülkeye çok faydası olacakken bu yüzden emekli ettiler. Bunu yapanlar Allah huzurunda çok zor öderler ama bu dünyada da çıkacağına inanıyorum. Mütalaa, yargılama devam ederken hazırlanmaya çıktı. Bunu söyledik yine sadece güldüler. Böyle bir mahkeme tarafsız denir mi? Tarafsız değillerdi, çok bilinçli hareket ettiler.?
Denizcilerin sözde belgelerini hazırladığı bilgisayarda ?Deniz Company? yazdığını belirten Erol, ?Deniz Kuvvetleri´ne baskın yapıp niye o bilgisayarı bulmadılar. Sahte belgeleri hazırlayıp insanların üzerine atmak bu kadar kolay mı?? dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesini eleştiren Erol, ? kusura bakmayın, dosya okunmadı diye düşünüyorum. Okunsa mutlaka vicdanınız galebe çalardı? şeklinde konuştu.
-Avukat, Baransu´ya çete dedi, hakaret etti, Mahkeme Başkanı müdahale etmedi-
Avukat Erol, müvekkili Ali Semih Çetin´in savunmasına geldiğinde olayı bizzat ondan dinlediği için Gölcük Donanma´da yaptığı aramayı uygulamalı olarak gösterip elleriyle ?elleriyle koymuşlar gibi açmışlar. Bu ihbarı yapanın IP numarası var. Kimmiş belli. Niye araştırmadılar? Bu dava daha çok sürecek. O yüzden bu çetenin üzerine düşmek zorundalar. Baransu´nun bile... Baransu 2009´da Aksiyon dergisine ´Bir takım darbe planları, Balyoz vs. diyerek geçiştiriyor. Aksiyon´un kimlerce yönetildiğini söylemeyeceğim. Baransu uzun saçlı biri getirdi diyor. Baransu yalan söylüyor, yalan. Zaten yalandan mahkum oldu? dedi.
Erol, mahkeme heyetinden sunduğu belge ve savunmaları okumalarını rica edince, araya giren mahkeme başkanı ?Şule Hanım, emin olun sözlü savunmayı nasıl dinliyorsak, dilekçeleri de aynı dikkatle okuyoruz? dedi. Bunun üzerine Erol, ?Eminim, zaten ben de buraya gelmeden önce sizler hakkında fikir edindim? karşılığını verdi. Bu diyalog üzerine mahkeme başkanı 10 dakika ara verdi.
-Avukat, Allah´tan ve Peygamber Efendimizden bahsetti, kafirlikten sözetti-
Erol, savunma sonunda şu genel değerlendirmeleri yaptı: ?Mahkeme heyeti delilleri görmezden gelip illa da ceza vereceğim demişti. Savcı lehte delilleri emanete gönderip sakladı. Bu nasıl bir vicdandır. Sonra da karara, ´bu listeler gelen cevaplarla uyumludur´ yazdılar. Bu kadar da olmaz. Eğer bu deliller dikkate alınırsa soruşturma aşamasında takipsizlik kararı verilir ve böyle bir dava açılmazdı. Adalet adına böyle haksızlık olabilir mi? Karşınızdaki düşmanınız olabilir, nefret edebilirsiniz. Peygamber Efendimiz demiştir ki: ´Bir saat adaletle davranmak bir ömür ibadetten hayırlıdır.´ Bu kadar açık söylüyorum. Karşınızdaki kafir bile olsa bu yapılmaz. 12 Eylül Sıkıyönetim Mahkemeleri´nde bile böylesi vahim ve bilinçli kararlara imza atılmamıştı. Allah var ve herkesin sahibidir. Adalet vicdanın derse ki bu cezaları hakkettiler söyleyen yok. ?Soyut iddialara dayanan kararın tamamının esastan bozulmasını ve acilen 3 yıla yaklaşan haksız tutukluluklara son verilmesini yüce mahkemeden talep ediyorum.?
SANIK OĞUZ TÜRKSOY´UN AVUKATI OSMAN OĞUZHAN´IN SAVUNMASI
Avukat Erol´un 3 saat süren savunmasını tamamlamasının ardından kürsüye sanık Oğuz Türksoyu´nun avukatı Osman Oğuzhan geldi ve savunmasına başladı. Avukat Oğuzhan, Türkiye´de bir ilk yaşandığını ifade ederek, Hep askerler ihtilal yapmış ve başarılı olmuş, olmamış alma hiçbirisi yargılanmamış. İlk defa askerler yargılanıyor, Yargıtay´da karar arıyoruz dedi. Müvekkilinin suç isnat edilen tarihlerde Kara Harp Akademisini kazandığını ve öğrenci olarak İstanbul geldiğini belirten Oğuzhan, Türksoyu´nun listelerde İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı´nda görev yaptığının yazdığını ancak burada hiç görev yapmadığını ifade etti. Müvekkilinin akademide öğrenci olarak yüzbaşı rütbesinde yer aldığını belirten Oğuzhan, Zurnanın son deliği dedi. 28 Şubat mağduru olduğunu belirten Oğuzhan, 12 Eylül 1980´de binlerce nesli yok ettik diyerek, müvekkilinin darbe iddialarıyla alakasının bulunmadığını belirtti.
Oğuzhan, savunmasına şu sözlerle son verdi: Ben annemin, babamın Menderes´in idamını radyodan dinleyip ağladığını gördüm. Kimse bana ihtilali savunduramaz, ihtilalciyi de savunduramaz. 28 Şubat mağdurlarından biriyim. İhtilallerde bir nesli yok ettik. Sizin vereceğiniz karar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk. O nedenle vereceğiniz karar peygamber vekili olan sizlerin, hak ve adalet duygusunun bu toplumda yeniden yerleşmesi için ´Ankara´da hakimler var´ denecek bir karar vermelisiniz.
SANIK ÖMER FARUK AĞA YARMAN´IN AVUKATI MEHMET ORAL´IN SAVUNMASI
Avukat Oğuzhan´ın yarım saat süren savunmasının ardından saat 17.10´da kürsüye sanık Havelsan Genel Müdürü Ömer Faruk Ağa Yarman´ın avukatı Mehmet Oral geldi ve savunmasına başladı. Avukatı Mehmet Oral, Berlin´de olduğu gibi ben Ankara´da hakimler olduğuna inanıyorum. Bu yanlıştan bir yerde dönülecek ben bunun Ankara´dan döneceğine inanıyorum değerlendirmesinde bulundu.
Sanık Ömer Faruk Ağa Yarman´ın avukatı Mehmet Oral, müvekkilinin davanın tek sivil sanığı olduğunu söyledi. Oral, HAVELSAN Genel Müdürü Yarman´ın çok önemli projelerde görev yaptığını, bugün tüm yargının kullanığı UYAP sistemini tasarladığını, 2003 yılından, tutuklandığı 2011 yılına kadar Havelsan Genel Müdürü olduğunu anlattı.
Ömer Faruk Ağa Yarman´ın Avukatı Mehmet Oral, müvekkili ile iki senedir mücadele verdiğini anlatarak, 364 general biraya gelecek yanlarına Havelsan Genel Müdürü´nü alacaklar ve darbe yapacaklar, başka da sivil olmayacak. İdare kendisinden şikayetçi olmamıştır. İdarenin ne istihbaratı ve başka birimleri kendisinden şüphe etmemişlerdir. Çok önemli projelerde UYAP da dahil hizmetine başvurulmuştur dedi. Mahkemenin kararında biz asla dijital delillere dayanmıyoruz, delillerin hepsinin plan seminerinde açıklaması var, onlarla bunları karşılaştırıyorum, ortaya çıkan uyumla bu noktaya ulaşıyorum´ dediğini anlatan Oral, Seminer kayıtlarında ne Yarman´ın ismi var ne savunma sanayi ismi ne de savunma sanayine verilmiş rolle ilgili tartışma var. dedi.
Avukat Oral konuşmasına devam ederek, Çetin Doğan, seminerde diyor ki bu arada savunma sanayi şirketlerine Havelsan, TAİ, Aselsan, Roketsan´da eskiden olduğu gibi Silahlı Kuvvetlerden emekli subayların idaresine verme işlemine devam edeceğiz´ diyor dedi.
Avukat Oral, müvekkilinin suç tarihinde Havelsan Genel Müdürü olmadığını bunu da resmi belge ile belgelediklerini ancak mahkeme tarafından kabul edilmediğini belirterek, Suç tarihinde genel müdür değil. Havelsan´dan belge getirdik ama kararda suç tarihinde Havelsan´ın Genel Müdürü olduğu anlaşılan Yarman deniliyor. Daha ne getireyim, resmi belge kabul edilmedi değerlendirmesinde bulundu.
Yarman tarafından hazırlandığı iddia edilen listelerde ismi geçen kişilerden 143´ünün suç tarihinde Havelsan´da çalışmadığını dile getiren Oral, Havelsan´dan bu konuda gelen evrakın savcılık tarafından soruşturma dosyasına konulmadığını ileri sürdü. Oral, listenin 2003 yılından 2009´a kadar Havelsan´a girmiş çıkmış personelin isimlerini içerdiğini bildirdi.
Bu dijital veri dışında müvekkiliyle ilgili başka herhangi bir iddia bulunmadığını ifade eden Oral, şunları söyledi: Savcılık müvekkilimi emekli albay zannediyor galiba. Müvekkilim mühendistir, askerliğini de 40 gün yapmıştır. Eğer bir adama 14 sene ceza verecekseniz, dosyayı bütün olarak ele alamazsınız. Herkesi tek tek incelemek zorundasınız. Savunma hakkı demek uzun uzun konuşturmak demek değil. Dinlemezseniz, savunmanın hiçbir talebin kabul etmezseniz bunun adı boş konuşmak olur. Biz Silivri´de öyle yaptık, boş konuştuk.
Müvekkilinin suçlandığı dijital veriyi üçüncü bir kişinin açtığının ve son kez kaydettiğinin iddianamede de yer aldığını anlatan Oral, Artık o dijital dosyadan ben sorumlu tutulamam. Nasıl adam öldürme davasında parmak izi torbası açılmış, başka parmak izleri karışmışsa delilin güvenilirliği kaybolmuştur diyorsunuz. Aynı şey. Bizi mahkum eden tek delilin sağlamlığı konusunda bu denli şüphe varken, üzerimize atılı siğil konusunda bu denli şüphe varken sayın mahkemenin değerlendirmeden, cevap dahi vermeden, yok sayarak, sanki 365 sanığın içerisinde bu da kaybolur tarzında önünüze yollamasını kabul edemiyorum. O meslektaşlarımın bunu yapmasını sindiremiyorum içime diye konuştu.
Bilirkişi incelemelerine değinen Oral, Savunma Sanayi dosyasıyla ilgili bir tek bilirkişi incelemesi olmadığını savundu. Müvekkilinin 3. soruşturmayla tutuklandığını anımsatan Oral, Nasıl olacak? UYAP´ı yapan, böylesine yetiştirdiğimiz bir insanı 13 yıla mahkum ediyoruz, saygı duyup dosyasını bilirkişiye göndermiyoruz. Bari bunu yapalım, mahkum edeceksek bile bari bunu yapalım dedi.
Teşebbüs kısmını tartışmayı abes buluyorum, hepiniz isim sahibi kişilersiniz diyen Oral, Mühendis savunmak çok zor, çok matematik düşünüyorlar. Ama en zoru ağabeyine şunu açıklayamıyorum. ´Kardeşim niye tutuklu´. Birinci Dünya Savaşı´nda ´her cephede çok iyi savaştık ama beraber savaştıklarımız yenildiği için yenik sayıldık´ derler ya çok benzer bir durum. Bir sürü medyanın önünde adamlar var, çok iyi isimlendiremiyorum ama biz de onların arasında kaynadık diyorum. Cezanın şahsiliği konusunu mahkemeye kabul ettiremiyoruz ifadesini kullandı.
Yarman tarafından hazırlandığı iddia edilen listenin torba liste olduğunu ve şu anki Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayer´in de adının bulunduğunu belirten Avukat Oral, Darbe olsaymış Murat Bayer zaten o darbenin elemanı olarak refere edilmişmiş. Hükümet bile bu listeyi ciddiye almıyor ki hala Savunma Sanayi Müsteşarı Bayer´dir dedi.
-Mahkemeyi ve Yargıtay Başsavcısını suçladı-
Başsavcılığın müvekkili hakkında beraat talebinde bulunmamasını bizi unuttular´ şeklinde değerlendiren Oral, Berlin´de olduğu gibi ben Ankara´da hakimler olduğuna inanıyorum. Bu yanlıştan bir yerde dönülecek. Ben bunun Ankara´dan döneceğine inanıyorum değerlendirmesinde bulundu.
DURUŞMA SONA ERDİ
Avukat Oral´ın 1 saate yakın süren savunmasının ardından saat 18.00´de duruşma yarın sabah 09:00´a ertelendi.
(30 Temmuz 2013, 10:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Balyoz temyiz duruşmaları manşetlerimiz
Yargıtay Başsavcılığı: Balyoz onansın
Flaş!!! Balyoz davası bitti
Balyoz Planı ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
Balyoz ve diğer davalardaki delil tartışmaları
BM´nin balyoz raporu çöktü
AİHM: Tutuklama ve deliller doğru
Sanıklara bir darbe de AİHM´den
Çetin Doğan´a AİHM balyozu
Yargıtay´dan Çetin Doğan´a ret
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap