Poyrazköy davasının dünkü duruşmasında kritik gelişmeler yaşandı. Tanık olarak dinlenen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç, sanık Tuğamiral Fatih Ilğar´ın sorusu üzerine kendi yönetimi altındaki karargahta illegal toplantılar yapıldığından haberinin olamayabileceğini söyledi. Ataç´ın davadaki iddiaları güçlendirir nitelikteki bu ifadesi duruşma salonunda bulunan sanık yakınlarının tepkisine yol açtı. Ataç´ın ifadesi, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman´ın Balyoz ve Ergenekon davalarındaki ifadeleri gibi sanıkları zor durumda bırakabilir.
06.09.2013 14:20 ´Poyrazköy cephaneliği´, ´Kafes eylem planı´, ´Amirallere suikast 1 ve 2´, ´Gölcük belgeleri´ ile ´ÇYDD/ÇEV´ konulu 6 dava dosyasının birleştiği 8´i tutuklu 85 sanıklı ´Poyrazköy´de ele geçirilen mühimmat´ davasında dün 29. duruşma görüldü.
TANIK DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI METİN ATAÇ´IN İFADESİ
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmada ilk olarak eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Muzaffer Metin Ataç dinlendi. Davanın tutuklu sanıklarından Koramiral Deniz Cora, Metin Ataç´a kendisine yönelik suikast planından haberdar olup olmadığını sordu. Söz konusu plandan haberdar olmadığını belirten Ataç, Cora ile uzun yıllar birlikte görev yaptığını ifade etti.
SANIK SORDU, CEVAP ŞOK ETTİ
Tuğamiral Fatih Ilğar ise Muzaffer Metin Ataç´a, “Karargah içinde sizden habersiz toplantı olur mu?” sorusunu yöneltti. Karargahta 800 kişi olduğunun altını çizen Ataç, “Normal şartlarda karargah içindeki faaliyetlerden haberdar olurum. İllegal bir şey oluyorsa bilemem bunu tabii. Bilemiyorum ki...” şeklinde konuştu. Ataç´ın bu beyanlarının ardından seyircilerden tepkiler yükseldi.
-'Aklını kaçırmadıysa'-
Tutuksuz sanık Teğmen Faruk Akın’ın, “Deniz Harp Okulu’ndan yeni mezun olmuş bir subay size karşı bir faaliyette bulunabilir mi?” sorusunu Ataç, “Deniz Harp Okulu’ndan mezun olmuş bir subayın asla ve asla böyle bir faaliyet içinde olmaması gerekir. İmkansız. Tabii aklını kaçırmadıysa. Asla ve asla inanmıyorum” diye cevapladı.
-İhbar mektubundan hem Ataç´ın hem Genelkurmay´ın haberi var-
Daha sonra söz alan Balyoz davasının tutuklu sanıklarından Albay Ali Türkşen, Poyrazköy´de mühimmatların bulunmasına sebep olan 21 Nisan tarihli ihbar mektubunun daha önceden Metin Ataç´a ulaşıp ulaşmadığını sordu. Söz konusu ihbar mektubunun 5 Şubat 2009 tarihinde kendisine ulaştığını anlatan Ataç, “Bana yüzlerce ihbar mektubu gelir. Mert Türker imzalı bir ihbar mektubu geldi. Genelkurmay Başkanlığı üzerinden geldi. Sadece bu değil, yüzlerce ihbar mektubu geliyor.” dedi.
-Sanık Öğütçü ihbarı gizlemiş-
Ataç´ın konuşması sırasında mikrofonu isteyen sanık emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü, ihbar mektubunun kendisine getirildiğini aktararak, “Mektubu o dönem bana arz ettiler. Gizli tutulmasını söyledim. Koç Müzesi´ndeki denizaltında patlayıcı çıktıktan sonra mektubu tekrardan istedim. Raporla size gönderdim. Genelkurmay, dosyaya koyup rafa kaldırmış. Bakıp gereğini yapsaydı, bu tertiplerin hiçbiri yaşanmazdı.” diye konuştu. Ataç´a mektup geldiği dönemde Genelkurmay Başkanlığı görevini, halen Silivri´de tutuklu bulunan İlker Başbuğ yürütüyordu.
-'Aşıklar bile vardı'-
Üye Hakim Akif Hamzaçebi’nin, Poyrazköy’deki mühimmatları sorması üzerine Ataç, “Mühimmat bulunduktan sonra ‘acaba bizim mi’ diye merak ettim, sayım yaptırdım. ‘Bunlar bizim değil’ diye rapor edildi. Ama kime ait? Tüm sıkıntı burada zaten” dedi. Poyrazköy’deki alanın sivil olduğunu aktaran Ataç, “O mühimmat askeri alanda çıkarılsaydı, hepsine soruşturmayı ben açardım. Ama orası sivil bir arazi. Afedersiniz ama aşıklar bile vardı” dedi.
Ataç´ın ifadeleri sırasında seyirci ve sanıkların sık sık emekli komutana müdahale etmesi dikkat çekti. Metin Ataç´ın, “Karargahta sizden habersiz gizli toplantı olabilir mi?” sorusuna verdiği, “İllegal bir şey oluyorsa bilemem.” şeklindeki cevabı sanık yakınlarını rahatsız etti. İzleyici sıralarında oturanlar Ataç´a yönelik ağır sözler söyledi. Diğer yandan Ataç´a yöneltilen sorular sırasında tutuklu sanıkların sıkça araya girip tanığı yönlendirmeye çalıştıkları gözlendi.
-Yiğit: Hiçbir öğrenci suikasti düşünmez-
Duruşmada eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit de savunma tanığı olarak ifade verdi. Yiğit’e de sanıklar suikast iddialarını sordu. Yiğit ise, “Bütün personelim manipülatif dijital belgelerle suçlanıyordu. Ben hiçbir zaman hiçbirinden şüphe duymadım. Hepsine inancım tam ve halen de öyle” dedi. Yiğit, “Kafes eylem planını gördünüz mü?” sorusunu ise, “Gördüm. 15 dakika inceledim ve onlarca maddi hata gördüm. Bunun askeri bir personel tarafından hazırlanamayacağını anladım” diye yanıtladı.
-'Sizlerle gurur duydum'-
Kendisine suikast düzenleyeceği iddia edilen tutuksuz sanık Teğmen Faruk Akın’ın, “Yeni mezun olmuş bir Teğmenin suikast yapmak için yanınıza yaklaşması kolay mıdır?” sorusu üzerine Yiğit, “Hiçbir subayımın bana suikast için yaklaşmaz. Onlar bana en fazla sevgiyle bakarlar. Benim sizleri şahsen tanıdıktan sonra geleceğe olan güvenim arttı. Sizlerle gurur duydum. Gerek Albaylarım, gerek Teğmenlerimle ve diğer tüm subaylarımla ilgili böyle bir şüphe duymam. Aklımın ucundan bile geçmedi” diye konuştu.
-'İstifa ettim'-
Bir sanığın eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve beraberinde diğer kuvvet komutanlarıyla birlikte istifa eden dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit’e, “Neden emekli oldunuz” diye sorması üzerine Yiğit, “Bu soruya cevap vermek istemiyorum. Çünkü bu tek başıma aldığım bir karar değildi. Ancak personelinizin hakkını yasal çerçevede koruyamıyorsanız ben bu mesleği yapmam” dedi.
3 TAHLİYE
Duruşma sonunda mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan 3'ünün tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Koramiral Deniz Cora, Kurmay Albay Ümit Metin ve Binbaşı Kemalettin Yakar’ın, tutuklu kaldıkları süre ve isnat edilen suçların mahiyetini göz önüne alarak tahliyesine karar verdi. Ancak tahliye edilen üç sanık, ‘Balyoz’ davasından da tutuklu oldukları için cezaevinden çıkamayacak. Tahliyelerle birlikte davada tutuklu yargılanan sanık sayısı 5'e düştü. Mahkeme, sanıklar Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay ve Hüseyin Hançer’i ise kuvvetli suç şüphesini gösteren olgular bulunması nedeniyle tutuklu kalmasını kararlaştırdı.
-İstifa eden Donanma Komutanı duruşmada-
Öte yandan bir önceki duruşmaya gelen eski Donanma Komutanı Nusret Güner, dünkü celseyi de izleyici sıralarından takip etti. İzmir Casusluk davasının mağdur ve müştekileri arasında bulunan Güner, çetenin kızıyla ilgili bilgi topladığının ortaya çıkması üzerine, kısa süre sonra istifa etmişti. Önceki duruşma sonrası basına ilginç açıklamalar yapan Güner, Deniz Kuvvetlerinin hedef seçildiğini ileri sürmüştü.
ATAÇ´IN İFADESİ HİLMİ ÖZKÖK´ÜN Kİ GİBİ SANIKLARI ZOR DURUMDA BIRAKABİLİR
Ataç´ın illegal çalışmalar olabileceğine dair ifadesi davadaki iddiaları güçlendirici nitelik taşıyor. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün benzer nitelikteki ifadeleri Balyoz ve Ergenekon davası kararlarında önemli rol oynamıştı. Poyrazköy davasında Deniz Kuvvetlerinin en üst komutanından gelen ve ihbar mektubundaki iddiaları güçlendiren nitelikteki ifade sanıkları zor durumda bırakacak gibi görünüyor. Hatırlanacağı gibi Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ile yardımcısı Eşref Uğur Yiğit´e sanıklar tarafından suikast düzenleneceği ihbarı, Poyrazköy davası kapsamında yargılanan iddialar arasında yer alıyor.
FEYYAZ ÖĞÜTÇÜ´DEN İKİ ÖRTBAS
Duruşmadaki bir başka önemli detay, Ataç´ın Poyrazköy kazılarında ele geçirilen mühimmatların bulunmasını sağlayan 21 Nisan 2009 tarihli ihbar mektubunun daha önce 5 Şubat 2009´da kendisine geldiğini teyit etmesi oldu. Bununla bağlantılı olarak bir başka önemli detay da, ihbar mektubunun dava sanıklarından Feyyaz Öğütçü´ye ulaştığının ancak onun işlem yapmadığının ortaya çıkması oldu.
Öğütçü´nün örtbas ettiği ileri sürülen bir başka olay daha dava kapsamında yargılanıyor. Öğütçü, Koç Müzesi´nde sivil vatandaşların ziyaretine açık olan Uluç Ali Reis Denizaltısı´nda bulunan patlayıcıları sivil yetkililere haber vermeden alıp imha ettirmişti. Olay ihbar üzerine ortaya çıkmış, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz soruşturma başlatmıştı. Bu şekilde başlayan Kafes Eylem Planı soruşturması davaya dönüşmüş, daha sonra Poyrazköy davasıyla birleştirilmişti.
ATAÇ-ÖĞÜTÇÜ BENZERLİĞİ
Denizaltı´daki patlayıcıların imha emrini Öğütçü´nün değil Ataç´ın verdiği iddiası da var. Bunu dile getirenlere göre Öğütçü, bugün haksız yere bu konuyla ilgili suçlanırken, emri veren dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç her nedense soruşturma dışında tutuluyor ve bir nevi kurtarılıyor. Bu iddia, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki bir başka benzerliği de çağrıştırıyor. Hatırlanacağı gibi, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman için de benzer nitelikte iddiaları ileri sürenler oldu. Sanıklar ve avukatları bu iki komutana büyük tepki gösterdi. İki komutan verdikleri ifadelerle o davaların sanıklarını adeta yaktılar. Dava kararlarında çok önemli bir rol oynadılar. Ataç için bu iddianın doğruluğu kabul edilirse, o durumda iş farklı bir noktaya gelecek, dava konusu yapılanmanın Ataç ve yardımcısı Yiğit´e suikast düzenleyeceği iddiası da güçlenmiş olacaktır. Yine hatırlanacağı gibi eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün zehirlenme korkusu ile bir dönem sefertası içinde yemeklerini evinden karargaha götürdüğü ortaya çıkmıştı. Özkök bunun nedenini mide rahatsızlığına bağlamış olsa da bu açıklama zehirlenmeye çalışıldığı iddiasını ortadan kaldırmaya yetmemişti.
ÖĞÜTÇÜ BALYOZ´DAN HÜKÜM ALDI, KARARGAH EVLERİ´NDE ADI GEÇİYOR
Bu şekilde Poyrazköy davasının sanıkları arasına giren Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü, Balyoz darbe planı davasında da yargılandı ve 18 yıl hapis cezası aldı. Öğütçü´nün adı, Savcı Zekeriya Öz tarafından Ergenekon kapsamında 2008´de başlatılan ve halen devam eden Karargah Evleri soruşturmasında da geçiyor.
BAŞBUĞ DA İHBAR MEKTUBUNDAN HABERDAR
Dünkü duruşmada ortaya çıkan bir başka önemli detay da, aynı ihbar mektubunun Genelkurmay´a da gitmiş olduğunun ortaya çıkması oldu. O dönem Genelkurmay Başkanlığı görevinde Ergenekon davasında müebbet hapis cezası almış olan İlker Başbuğ bulunuyordu. Başbuğ´a yöneltilen suçlamalardan biri Ergenekon soruşturmalarını engellemeye çalışmaktı.
Genelkurmay´a ve Deniz Kuvvetleri´ne iletilen ihbar mektubu için askeri yetkililerin hiç bir şey yapmadığı, ihbarların ancak sivil savcılara ulaştırılmasından sonra soruşturmaların başlatıldığı anlaşılıyor. Ergenekon soruşturması, Ergenekon firarisi Bedrettin Dalan´ın Poyrazköy´deki arazisine gömülü law roketatar ve diğer cephaneler, Denizaltıdaki patlayıcılar ve diğer bağlantılı konulardaki soruşturmalar, Balyoz soruşturması, Gölcük Donanma Komutanlığı zemin karoları altına saklanan çuvallarca belge ve diğer tüm soruşturmalar hep savcılara gelen ihbarlarla başladı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(06 Eylül 2013, 14:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Poyrazköy: 6 davada ceza istemleri
Poyrazköy İddianamesinde ara
Poyrazköy manşetlerimiz
Amirallere suikast iddianamesinde ara
Amirallere suikast manşetlerimiz
Kafes iddianamesinde ara
afes Eylem Planı manşetlerimiz
Gölcük iddianamesinde ara
Gölcük Donanma´da ele geçen belgeler manşetlerimiz
ÇYDD iddianamesinde ara
ÇYDD davası duruşmaları
ÇYDD ve ÇEV konulu manşetlerimiz
Ergenekon, balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara