21 yıl önce yazar Musa Anter'in öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun yaralanması olayıyla ilgili açılan davaya Diyarbakır'da devam ediliyor. Duruşmada dava dosyasına önemli bir belge girdi. MİT tarafından mahkemeye gönderilen bir belgede 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın bir jandarma yetkilisi aracılığı ile Şemdin Sakık'ı öldürmek için başvurduğu, ancak bunun kabul edilmediği belirtiliyor.
24.01.2014 15:52 Kürt yazar Musa Anter'in 1992 yılında öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun ise yaralanmasına ilişkin Hamit Yıldırım, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, hakkında yakalama kararı bulunan Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ve Savaş Gevrekçi'nin yargılandığı davaya Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5'inci duruşmayla devam ediliyor.
Duruşmaya Anter olayında tetikçilikle suçlanan tutuklu sanık Hamit Yıldırım ile dönemin JİTEM komutanı olduğu belirtilen tutuksuz sanık emekli albay Savaş Gevrekçi katıldı.
GENELKURMAY: KORUCULAR BULUNDUKLARI YERDE ASKERLİK YAPMIYOR
Mahkeme Başkanı duruşmanın başlangıcında dosyaya gönderilen evrakları okudu. Tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın koruculuk yaptığı Şırnak'ta askerlik yaptığını belirtmesi üzerine talimat yazılan Genelkurmay Başkanlığı ASAL Daire Başkanlığı, Geçici Köy Korucuları'nın bulundukları yerde askerlik yaptıkları şeklinde bir uygulama olmadığı belirtti.
Bunun üzerine söz alan sanık Hamit Yıldırım, kendisiyle birlikte çok kişinin de koruculuk yaptığı yerde askerlik yaptığını, gerekirse isimlerini de verebileceğini belirtti. Hamit Yıldırım, "O dönem korucuların hepsi bulundukları yerde askerlik yaptı. Ben kendi kafama göre memleketimde askerlik yapamam. Tüm bölgede böyleydi" dedi.
YEŞİL'İN ÇALIŞTIĞINA DAİR BİLGİ YOK
Mahkemenin bir önceki duruşmada 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın hangi kurumda çalıştığına dair Jandarma, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği talimatların cevapları da dosyaya konuldu. MİT Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Yeşil'in kendileriyle çalıştığına ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığını bildirdi. MİT'ten gönderilen bir başka yazıda ise Yeşil'in bir jandarma yetkilisi aracılığıyla Şemdin Sakık'ı öldürmek için kendilerine başvurduğunu, ancak teklifin kabul edilmediği belirtildi.
Gönderilen belgeler üzerine söz alan Musa Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, belgelere bakıldığında yargılamaya yapılan engellemenin devam ettiğini belirterek, "Yeşil gibi bir suç makinası için devletin en uzman birimleri 'görmedik, duymadık' diyorlar. Yeşil, Hasan Tanrıkulu adıyla 22 defa yurtdışına çıkmış. 1995 yılının başından sonuna kadar Habur Sınır Kapısı'ndan 14 kez çıkışı var" dedi.
UZUN TUTUKLULUK SÜRESİ TARTIŞMASI ÇIKTI
Daha sonra söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, davanın iddianamesinde JİTEM yapılanmasının ayrıntılı izahatı olduğunu belirterek, "Bu yapı 2002 yılına kadar devam etmiştir. Bu illegal ama resmi bir yapıdır. Suç Türk Ceza Kanunu'nun en ağır suçunu oluşturuyor. Tutuksuz sanık emekli olsa da delilleri engellemesi durumu var. Örgüt üyeliği cezası 5 yıldır. Bu suç nedeniyle önünüze gelen sanığı neredeyse 5 yıl tutuklu yargılıyorsunuz. Ama burada sanık tutuklanmıyor" dedi.
Bunun üzerine söz alan Mahkeme Başkanı polemik yaratmak istemediğini belirterek, "Bizim mahkememizde 5 yıl tutuklu bulunan kimse yok"dedi. Elçi ise, "Sizin mahkemenizde de slogan atmaktan dolayı 3 yıllık tutuklu olanlar var" diye konuştu.
Tutukluluk süresi ile ilgili konuşmalar daha sonra Mahkeme Başkanı ve avukat Tahir Elçi arasında tartışmaya yol açtı. Mahkeme Başkanı, "Taş atmak olmayan, sadece slogan atmaktan 3 yıl tutuklu olan varsa getirin, haklısınız. Bizim uygulamamız aynıdır. Bu uygulama dışında özel bir karar vermiyoruz. Daha fazla açıklama yapmayacağım" diye konuştu.
Mahkeme Başkanına cevap veren Tahir Elçi ise, "Ben bu uygulamayı tutarlı bulmuyorum"dedi.
GEVREKÇİ: MİT, EMNİYET, JANDARMA AYRI TELDEN ÇALIYORDU
Duruşmada söz hakkı verilen emekli Albay Savaş Gevrekçi ise, MİT belgesinde geçen jandarma yetkilisinin kendisi olmadığını ifade ederek, "Resmi olarak kim olduğu konusunda cevap versinler. Resmi belgesi varsa getirsinler. Ben hiç bir zaman MİT ile biraraya gelmedim. Zaten Güneydoğu'nun sorunu buydu. MİT ayrı, jandarma ayrı, emniyet ayrı telden çalıyordu. Bu olayla kesinlikle bir ilgim yoktur" dedi.
ADAMINIZI GETİRİN TARTIŞMASI
İfadesinin devamında müdahil avukatların bulunduğu bölüme dönen Savaş Gevrekçi, Abdülkadir Aygan'ı kastederek, "Adamınızı getiriniz. Nasıl götürdünüzse öyle getiriniz. Karşınızda çocuk yok. Siz tuzak kuruyorsunuz" dedi. Bunun üzerine tepki gösteren Avukat Selim Okçuoğlu, "Haddinizi bilin. Abdülkadir Aygan bizim değil, sizin adamınızdır" diye konuştu.Tartışma üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Savaş Gevrekçi'ye, "Burada herkes işini yapsın. Bunu bir türlü izah edemedim. Siz kendinizi savunun, herkes de işini yapsın" dedi.
Duruşmanın sonunda tekrar söz alan avukat Selim Okçuoğlu, 1991 - 1993 yıllara arasındaki OHAL ve JİTEM kayıtlarının getirtilmesini istedi. Abdülkadir Aygan'ın sanık Savaş Gevrekçi gözetiminde bu cinayetleri işlediğini ileri süren Okçuoğlu, "Türkiye ya hukuk devleti olacak, ya çete devleti olmaya devam edecek"dedi.
Duruşmada söz alan avukatlardan Tahir Elçi, Diyarbakır'da yıllardır görülen ancak bir neticeye verilmeyen JİTEM davasının dosyasının mahkeme heyeti tarafından okunmasını talep etti. Anter davası iddianamesinin çok önemli olduğunu belirterek, "Çünkü iddianamede yıllardır inkar edilen JİTEM'in yapısını detaylı anlatıyor. İddianamede JİTEM'in devlet görevlisi kimliğiyle insanları götürüp öldürdüğünü, kaybettirdiğini ve işkence yaptığını anlatıyor" dedi.
Elçi, sanık Gevrekçi'nin tutuksuz yargılandığını belirterek, " Sanık emekli olsa da görevdeki arkadaşlarıyla ilişkisi devam ediyor ve delilleri etkileyebilecek konumda. Bu yüzden tutuklanmasını istiyoruz" diye konuştu.
Söz alan tutuksuz sanık Gevrekçi ise Avrupa'da yaşanan Aygan'ın kendisine iftira attığını ve kendisiyle ilgili hiçbir belge ve delil olmadığını dile getirdi.
Anter ailesinin avukatların Barış Yavuz da söz olarak elinde belge olduğunu ve bunu bir kez de mahkemeye sunmak istediğini söyledi.
MİT GÖNDERDİĞİ BELGEDE JİTEM YERİNE JANDARMA YETKİLİSİ İFADESİNİ KULLANDI
Yavuz, "Kutlu Savaş susurluk raporunda MİT'e ait bir bilgiye şöyle yer veriyor: '16.02.1993 tarihinde Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı Vekili, ilgili birimimizle yaptığı görüşmede; adı geçenin teşkilatımızla ilişki kurmak istediğini, yanında Muş Alan Sorumlusu bulunduğunu, Şemdin Sakık'ı öldürmeyi planladığını ve eylemden sonra İsviçre'ye gitme garantisi istediğini belirtmiştir.' Son olarak taleplerimiz doğrultusunda gönderilen belgede ise MİT bu görüşmeyi doğruluyor ama bu sefer sadece 'bir jandarma yetkilisi' ifadesini kullanıyor JİTEM ismini kullanmıyor" diye konuştu. Yavuz, MİT'in görüşmenin içeriğinden haberdar olduğunu, 1992 yılına ait belge bulundurduğunun ortaya çıktığını belirterek, " MİT o zaman bu görüşmeyi yapan JİTEM Grup Komukanı Vekilinin de kim olduğunu biliyor. Bizim yeni talebimiz bunun ilgili kurumdan istenmesi." dedi. Yavuz, belgede devletin kurumu olan MİT'in ve jandarmanın 'infaz emrini' kabul ettiğini belirterek, "Bu Şemdin Sakık için geçiyor ama buradan şunu anlamak gerekiyor demek ki infaz emirleri veriliyormuş." şeklinde konuştu.
YILDIRIM: KÖY KORUCULARI BULUNDUKLARI YERDE ASKERLİK YAPIYORDU
Davanın tutuklu sanığı Hamit Yıldırım ise önceki duruşmada köy korucularının bulunduğu yerlerde askerlik görevlerini yaptıklarını belirtmiş, kendisinin Şırnak'ın Kumçatı beldesinde vatani görevine yerine getirdiğini söylemişti. Mahkemenin talebi üzerine ASAL böyle bir uygulamanın olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Yıldırım, Kumçatı'da ikamet eden 4 kişinin ismini vererek bunların bulundukları yerde askerlik yaptığını ve fiiliyatta olduğunu dile getirdi. Yıldırım, Musa Anter olayıyla ilgisinin olmadığını ve tahliye edilmesini talep etti.
GEVREKÇİ: EN BÜYÜK SORUN MİT'LE BİR ARAYA GELEMEMEKTİ
Tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekçi ise 1992 yılında Diyarbakır'da çalıştıkları dönem en büyük sorunun MİT'le bir araya gelememelerinin olduğunu söyledi. Gevrekçi, " Zaten en büyük sorun buydu. Herkes kendi başına çalışırdı." dedi. Gevrekçi, itirafçı Abdulkadir Aygan'ın kendisine iftira attığını belirterek, " Türkiye Cumhuriyeti, cumhuriyetse onu yurtdışından getirsin yüzleşelim. Onu yurtdışına PKK çıkardı. Orhan Miroğlu'nun yazdığı kitabı savunmam olarak kullanıyorum çünkü bütün doğruları yazmış. PKK 45 bin dolarla onu yurtdışına çıkarmış. Onun yeri güvende o yüzden konuşuyor." dedi.
Gevrekçi'nin avukatı Hikmet İşler ise Aygan'ın her olayda kendisini masum gösterdiğini ancak bunun doğru olmadığını söyledi. İşler, "Aygan Diyarbakır'da 20 kişinin ölümü, iki gazete bürosunun bombalanması, iki aracın altına bomba konulması olaylarında yargılanıyor. Evet getirilsin buraya kim suçluysa ortaya çıksın" dedi.
AVUKATLAR ARASINDA TEVİLLİ İKRAR TARTIŞMASI
Avukat İşler'in bu sözleri üzerine ayağa kalkan mağdur avukatlarından Selim Okçuoğlu, sanık avukatının tevilli ikrarda bulunduğunu söyledi. Okçuoğlu, " Aygan'ın cinayetlerinden bahsettiniz. Aygan o dönemde nerede çalışıyordu. Bu bir tevilli ikrardır" dedi. Okçuoğlu, bu ifadelerin tutanağa geçirilmesini istedi.
İşler ise, meslektaşının kendisini suçladığını belirterek, düzeltmesini istedi. Ancak daha sonra tekrar söz alan İşler, dilinin sürçtüğünü, Aygan'ın avukatı olmadığını ve sadece müvekkilini savunduğunu dile getirdi.
Mahkeme ara kararlarını açıklamak üzere duruşmaya ara verdi.
------------------------------------------------------------------------------
ŞOK BELGE: YEŞİL'DEN MİT'E SUİKAST TALEBİ
Bu arada duruşmada önemli bir belge ayrıntı ortaya çıktı. Diyarbakır'da yazar Musa Anter cinayeti davası dosyasına Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından çarpıcı bir belge gönderildi.
MİT'ten gönderilen belgede 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın bir jandarma yetkilisi aracılığı ile Şemdin Sakık'ı öldürmek için başvurduğu; ancak bunun kabul edilmediği belirtildi.
Diyarbakır 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen yazar Musa Anter'in öldürülmesi davasında Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan çarpıcı bir belge gönderildi. Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nda yer alan Yeşil'in Şemdin Sakık'ı öldürmek için MİT'e başvuruda bulunduğu ifadeleri üzerine, Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi, olayın doğru olup olmadığını MİT Müsteşarlığı'na sordu.
Mahkemenin talebi üzerine Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı 4 gün önce olayla ilgili cevap yazdı. 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen cevap yazısında MİT kayıtlarında inceleme yapıldığı belirtilerek, "16.02.1993 tarihinde Diyarbakır'daki bir jandarma yetkilisinin ilgili birimimizle yaptığı görüşmede; Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın teşkilatımızla ilişki kurmak istediğini, yanında Muş alan sorumlusunun bulunduğunu, Şemdin Sakık'ı öldürmeyi planladığını ve eylemden sonra İsviçre'ye gitme garantisi istediğini belirttiği, anılan teklifin kabul edilmediği hususlarının yer aldığı belirlenmiştir" denildi.
Okunduktan sonra dava dosyasına konulan filigramlı belgede MİT Müsteşarı adına Hukuk Müşaviri'nin imzası yer aldı. (DHA)
İŞTE O BELGE:
(24 Ocak 2014, 15:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Musa Anter davası duruşmaları
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili manşetlerimiz
Anter iddianamesinde arama yap
Anter iddianamesi kabul edildi
Ergenekon, Anter iddianamesinde
Anter için 21 yıl sonra iddianame
Flaş!!! Anter´in katili yakalandı
Musa Anter cinayetiyle ilgili manşetlerimiz
Musa Anter ile ilgili tüm manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı diğer iddianamelerde arama yap
JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler
JİTEM´le ilgili tüm manşetlerimiz
JİTEM tartışmalarını maaş bordrosuyla bitiren Abdulkadir Aygan hakkında geniş bilgi
Diyarbakır´daki JİTEM davaları birleştirildi
JİTEM davası özel yetkili mahkemeye devredildi
JİTEM cinayetlerine mahkeme bulunabildi
JİTEM´ci Babat´ın itirafları mahkemede