Paralel yapıya yönelik 22 Temmuz operasyonunda tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan'ın imzasıyla Marmara bölgesindeki bütün maillerin izlenmesi talep edilmiş. 16 Ekim 2009'da lağvedilen özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de talebi onaylamış. Müfettişlerin ortaya çıkardığı bu skandal, Marmara bölgesinde yaşayan istisnasız tüm kişilerin gönderdiği ya da aldığı maillerin 2009'dan itibaren izlendiğini gösteriyor. Talep için terör örgütlerinin iletişimlerini mail yoluyla yaptıkları gerekçe gösterilmiş. Bu durum Selam-Tevhid soruşturmasında 2280 kişinin terör örgütü üyeliği şüphesiyle dinlenmesi skandalını hatırlara getirdi. Ancak anlaşılıyor ki, tüm vatandaşlar terör bahanesi ile izlemeye alınmış. Paralel çete tüm vatandaşlara ait kişisel bilgileri elde etmiş.
13.08.2014 16:04 22 Temmuz operasyonunda tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan'ın imzasıyla Marmara bölgesindeki bütün maillerin izlenmesi talep edildi. 16 Ekim 2009'da lağvedilen özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi talebi onayladı.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, İstanbul Emniyeti Müdürlüğü’nde illegal dinlemeler yapıldığı iddiasına ilişkin polis müfettişlerince hazırlanan raporun ek klasörlerinde iki skandal belgeye yer verildi. İlk belge, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan’ın imzasını taşıyor. Demirhan tarafından 16 Ekim 2009’da lağvedilen özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan altı sayfalık yazıda; daha önce telefon ve sinyal bilgilerinin incelenmesine mahkemece üç ay süreyle izin verildiğini, bu sürenin de evrakla aynı gün dolduğu ifade ediliyor.
Demirhan’ın yazısında, yasadışı örgütlerin takipten kurtulmak için internetten iletişim kurduğu vurgulandı. “Örgütsel iletişim sağlanması, eylem hazırlıkları ve talimatlarının iletilmesi ve patlayıcı düzeneklerinin kurulması gibi son derece önemli hususların sosyal paylaşım siteleri gibi görüntü, ses ve data iletişiminin yapıldığı alanlarda paylaştıkları” belirtildi. Örgütlerin “güvenlik güçleri tarafından değerlendirilemeyeceğinden hareketle yurtdışındaki internet servis sağlayıcı şirketler üzerinden iletişim kurmaya özen gösterdikleri” savunuldu. İnternetin, eylem üstlenmesinde de kullanıldığı belirtilerek “Eylemlerin üstlenilmesi sırasında kullanılan elektronik posta haberleşmesinin takibi, eylemlerin aydınlatılması, eylemleri gerçekleştirenlerin yakalanmasında ve bu şekilde, faili belli olmayan eylemler ile ülkemizin içerisinde bulunduğu demokratikleşme sürecine darbe vurulmasına engel olunmaktadır” denildi. Yazıda şöyle devam edildi:
“Eylemler karşısında gerek toplumumuzda terörle mücadele alanında devletimizin yeterince başarılı olamadığı kanısının oluşmasını engellemek, gerekse uluslara arası alanda faili meçhul cinayetlerin işlenebildiği ve devlet aygıtı tarafından bunların aydınlatılmasında yetersiz kalındığı bir ülke olarak tanımlanmamamız için internet üzerinden yapılan örgütsel iletişimin takibi ayrın bir önem kazanmaktadır.”
Herkesi kapsayan karar
Yazıda Emniyet’in DHKP/C, Devrimci Karargah, MKLP, PKK , Hizbullah, El Kaide ve Hizbuttahrir ile organize suç örgütlerine yönelik operasyonlarından bazı bilgileri ve bu örgütlerin kimi eylemlerine yer verildi. Ardından “Bu örgütlerin ve birtakım isimler altındaki grupların ileriye dönük stratejilerinin tespit edilebilmesi ve toplumda meydana gelebilecek muhtemel provokatif olay ve oluşumların istihbar edilebilmesi, eylemlerin planlama ve hazırlık aşamasında deşifre edilebilmesi” için bir dizi talep sıralandı. Lağvedilmiş özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Gökmen Demircan’ın mahkemenin yargı çevresi kapsamında kalan İstanbul, Marmara, Trakya ve Bursa civarında yaşayan herkes tarafından kullanılan, “Hotmail” ve “Yahoo” gibi yurtdışında bulunan servis sağlayıcılarına ait bütün e-posta ve sinyal bilgilerinin üç ay süreyle incelenmesi talebinde bulunuldu. Aynı süre içerisinde tüm internet sitelerinin iletişim ve sinyal bilgileri ile yurt içindeki servis sağlayıcılarının abonelerine ait kimlik bilgileri, kimlik fotokopileri ve hatta bayi bilgileri dahi talep edildi. Bu bilgilerin TİB’den, Türk Telekom’dan ve diğer internet servis sağlayıcılarının internet altyapılarından online olarak alınmasını istedi. Yazıda, bilgilerin delil olarak değil, istihbari amaçlı kullanılacağı, kullanıldığı takdirde sorumluluğun Emniyet Müdürlüğü’ne ve ilgili personele ait olduğu kaydedildi.
Aynı gün onandı
Soruşturma olmaksızın yapılan bu talep, bir savcılık üzerinden değil, doğrudan mahkemeye sunuldu. İkinci skandal belgede Hakim Gökmen Demircan de talebi aynı gün onadı. İki sayfalık kararda, “İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube yazısında belirtildiği gibi ülkemiz genelinde devamlı eylemler gerçekleştiren terör faaliyetlerini fırsat buldukça uygulamaya koyan yıkıcı ve bölücü terör örgütlerinin takibi, militanların yakalanması, gerçekleştirebilecekleri eylemlerin önceden haber alınarak önlenmesi açısından kişiler aleyhine delil olmayacak şekilde münhasıran istihbarat hizmetinde kullanılmak üzere tüm detay kayıtlarının alınmasının zorunlu olduğu” ileri sürüldü. Dosyaya giren evraklarına göre; bu karar uyarınca kimi gazeteciler ve polislerin e-posta adresleri ve ADSL hattı sahte isimlerle takibe alındı.
(13 Ağustos 2014, 16:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: