Geçtiğimiz günlerde Zaman yöneticisi Ekrem Dumanlı'nın gözaltına alınmasını basın özgürlüğüne darbe olarak nitelendiren paralel kesimler Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'a dava açtı. Savcılığın basın özgürlüğü gerekçesiyle takipsizlik kararı vermesine rağmen Fetullah Gülen'in itirazı üzerine, Bakırköy 5. Sulh Ceza hakimliği, müştekinin adının yazıda geçip geçmediğine hiç bakmaksızın ve şikayet başvurusunda sözü edilmemesine karşın Dilipak'a dava açtı. Davada savunma yapan Dilipak, her fırsatta basın özgürlüğü ve yolsuzluklar konusunu gündeme getiren çevrelerin bu davayı açmasına tepki gösterdi.
01.01.2015 23:14 Fetullah Gülen, Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'a dava açtı. Savcılığın basın özgürlüğü gerekçesiyle takipsizlik karar vermesine rağmen Gülen'in mahkemeye gitmesi üzerine Dilipak'a dava açıldı. Davada savunma yapan Dilipak, her fırsatta basın özgürlüğü ve yolsuzluklar konusunu gündeme getiren çevrelerin bu davayı açmasına tepki gösterdi.
Paralel Yapı'nın basın özgürlüğünden anladığı bu mu?
Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, "Ah şu bizimkilerin işleri" yazısı nedeniyle adliyede ifade verdi. Dilipak, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na, Fetullah Gülen’in avukatı Nurullah Albayrak tarafından yapılan suç duyurusu ile ilgili olarak basına yazılı bir açıklama da yaptı.
Dilipak, suç duyurusunun ve daha sonrası süreçte yaşananların Paralel yapının basın özgürlüğüne bakışı ve hukuk açısından skandallarla dolu olduğunu söyledi..
21.4.2014 tarihinde, yerel seçimlerden hemen sonra Dilipak’ın Yeni Akit gazetesindeki köşesinde yayınlanan “Ah şu bizimkilerin işleri!” başlıklı, yerel yöneticileri rüşvet ve yolsuzluklar konusunda uyaran yazısı, her fırsatta basın özgürlüğü ve yolsuzluklar konusunu gündeme getiren çevreler tarafından şikayet konusu yapıldı.
ADI GEÇMİYOR AMA GÜLEN MÜŞTEKİ
Söz konusu yazıda Fetullah Gülen’in adı hiç geçmemesine rağmen Gülen’in müşteki olduğu 10 sayfalık suç duyurusunda, Dilipak’ın TCK 125/1-2-3B-4 ve TCK 267/1-2’ den toplamda 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor..
DİLİPAK’IN SUÇ KABUL EDİLEN SÖZLERİ
Suç duyurusunda Dilipak’ın suç kabul edilen ifadeleri “Paralel yapı” ve “Verilen himmetlerin ‘zorunlu bağış’ şeklinde alındığı” ifadesi ile ilgili..
Gülen’in şikayeti ile ilgili olarak, Dilipak savcılığa verdiği ifadede şunları söyledi:
Yazımda Paralel kelimesi bir defa geçiyor, o da şöyle: 20 himmet alan paralelci ile 20 rüşvet alan kamu görevlisi arasında ne fark olabilir ki?.. İkisi de zorunlu bağış değil mi?
Bir genelleme yaparak, herkesi ilgilendiren bir şekilde “Rüşvetin adını Himmet koyarak kendisi kandıramazsınız” demişim. Ayrıca “Şeytan herkese gaspını meşrulaştıracak bir bahane, bir yalan buluyor” demişim.. Bu da suçmuş..
Suç duyurusuna göre “Dernek ve Vakıfların devlet malını gayrımeşru olarak götürdüğü” şeklinde bir ifadeyle suçlanıyorum. İfadenin aslı şöyle: Yerel seçimlerden hemen sonra, yeni seçilen belediye başkanlarına sesleniyorum ve diyorum ki, “Yeni seçilen başkanları uyarıyorum: Şeytan size vakıf ve dernek bahanesi ile gelmesin. Teşkilat ve milletvekili bahanesi ile gelmesin. İşi ehline verin. Torpil yapmayın.. Daha ilk günden bu adlarla kapınızı çalarlar. Siz orada otururken birileri malı götürmeye başlar. Vebali size ait olan bir işte herkes malı götürürken, madem onlar yiyor, ben niye yemiyorum diye düşünmeye başlarsınız. Siz de önce cami, dernek diye başlarsınız.. Yapmayın.” Cemaat, paralel yapı bu sözleri kendi üzerine alıyor ve suç duyurusunda bulunuyor..
Yazının tamamı: Yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/ah-su-bizimkilerin-isleri-5721.html
Gülenin avukatları, rüşvet ve yolsuzluklar konusunda yerel yönetimlere ve bürokratlara karşı uyarısı Paralel yapı tarafından suç gibi gösterilerek şikayete konu edildi.
SAVCILIK SUÇ DUYURUSUNU REDDETTİ AMA..
Savcılık bu suç duyurusunu inceleyerek 2014-37195 sayılı kararı ile basın özgürlüğünü hatırlatarak, suç oluşmadığı gerekçesi ile dava açılması talebini reddetti.. Gerçekten de, yazının muhatabı Gülen değildi, hatta yazıda Gülen’in adı bile geçmiyordu..
Kovuşturmama kararına Gülenin avukatının itirazı üzerine, Bakırköy 5. Sulh Ceza hakimliği, müştekinin adının yazıda geçip geçmediğine hiç bakmaksızın ve şikayet başvurusunda sözü edilmemesine rağmen bu kez “..dosya içeriğine göre HİZMET adı altında gasp yapıldığı şeklindeki ifadesinin, şüphelinin ifadesinin alınarak…” diyerek 21.11.2014 tarihli 2014/1891 D.İş sayılı kararı ile Dilipak’ın ifadesinin alınmasına karar verdi.. Dilipak’ın yazısındaki “HİMMET”, Mahkeme kararında “HİZMET” oldu ve mahkeme itiraz yolu kapalı olarak KESİN niteliğinde bir kararla, Dilipak’ın ifadesinin alınmasına hükmetti.
DİLİPAK: HER YAZIMA YÜZLERCE DİLEKÇE İLE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULARAK İFADEYE ZORLANMAM DA AYRI BİR CEZALANDIRMAYA DÖNÜŞEBİLİR
Dilipak bu konu ile ilgili olarak, “Bu tür suç duyurularının ön inceleme ile zanlının ifadesinin alınmadan takipsizlik kararı verilmesinin önü kesilirse, ilgili ilgisiz bir çok kişi her yazarın bütün yazıları için onlarca, yüzlerce suç duyurusunda bulunabilir. Her suç duyurusu için savcılığa gidip ifade vermek, gitmezseniz ihzar/zorla getirilme kararı verilmesi, ayrı bir cezaya, hukukun istismarına yol açabilir ve bu kabul edilemez bir durumdur” dedi.
Dilipak; TBMM, Adalet Bakanlığı, HSYK nezdinde ve Baro nezdinde hukukun istismarına yönelik bu tür yaklaşımlar konusunda girişimde bulunacağını belirtirken, “başkalarının gözünde çöp arayanların, önce kendi gözlerindeki merteği çıkartması gerektiği” hatırlatmasında bulundu.
İŞTE GÜLEN'İN AVUKATI ARACILIĞIYLA VERDİĞİ ŞİKAYET DİLEKÇESİ
(01 Ocak 2015, 23:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: