Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, Fethullah Gülen'e kendisine iftirada bulunduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Pazarcı, 6 Kasım tarihili yazısında suç duyurusuna hazırlandığının işaretlerini vermişti. Gülen'in iftira ettiğinin en büyük delili, kendisi aleyhinde ilk verilen suç duyurularında delillerin gösterilmesine karşın, kendisinin misilleme şikayetinde ise delillere yer vermemesi ve kısaca; 'bana suç duyurusu yaptılar, kişiliğimi sarstılar' gibi kısa bir tuhaf gerekçeyle karşı suç duyuruları yapmış olmasıydı. Hatta hızlarını alamayan Gülen ve avukatları, 30 ilin savcılığına başvurmuş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturmaya katkı sunmamalarını, talimatları yerine getirmemelerini, müvekkillerinin soruşturulmasının kanunsuz olduğunu, aksi halde sorumluların yasalar önünde sorumlu olacaklarını belirtmiş, açıkça tehdit yöneltmişlerdi. 30 ilin savcılığı da bu başvuruları reddederek gereğinin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiş, skandal başvurular Gülen yapılanmasına dair önemli bir delil olarak dosyaya konulmuştu.
17.01.2015 11:04 Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, kendisine iftirada bulundukları gerekçesiyle Fetullah Gülen ve avukatı Nurullah Albayrak hakkında duyurusunda bulundu. Emin Pazarcı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusu öncesinde adliye önünde basın açıklaması yaptı.
YA TUTARSA MANTIĞIYLA DAVA AÇIYOR
Gülen tarafından uzun zamandır bir suç duyurusu kampanyasıyla karşı karşıya kalanlardan biri olduğu belirten Pazarcı, "Paralel yapıdan bahseden, kendisiyle ilgili yazı yazan herkese 'ya tutarsa' mantığıyla suç duyurularında bulunuyor. Bunlardan nasibini alanlardan biri de benim" dedi.
Kendisi hakkındaki suç duyurularından ikisinin takipsizlikle sonuçlandığını ifade eden Emin Pazarcı, şunları kaydetti:
İFTİRADAN SUÇ DUYURUSU
"Bana malesef işlemediğim, hukuka aykırı bir fiil istinat edildi ve ben bunlardan takipsizlik kararı aldım. Şimdi Fetullah Gülen ve avukatı Nurullah Albayrak hakkında iftiradan dolayı suç duyurusunda bulunmaya geldim. İlginç olan şu, bu yazılarda ne Fetullah Gülen'in adından bahs edilmiştir ne de hukuken mağduriyet sayılabilecek herhangi bir ifade de bulunulmuştur. 'Özgür basına darbe' diye bahsedenler, aslında bizlerin yazı yazmasını engellemeye çalışmışlardır. Yargı kararı verecek. Ben aklandım şimdi, onlarla ilgili karşı şikayette bulunacağım, bakalım yargı ne diyecek?"
Bir gazetecinin "Gülen, suç duyurusunda neyi iddia etmişti?" sorusu üzerine Pazarcı, "Kendi adından hiç bahsedilmemesine rağmen, iftira ve hakaret ettiğimi iddia etmişti. Aynı konuda başka suç duyuruları da onların da takipsizlikle sonuçlanacağını düşünüyorum. Şimdi direkt Fethullah Gülen kendisi suç duyurusunda bulunmuyor. Suçlanan, haklarında soruşturma açılan polisler de isimleri geçmemesine rağmen suç duyurusunda bulunuyor" cevabını verdi.
Açıklamanın ardında Pazarcı dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etti.
BASININ SESİNİ KISMAYA YÖNELİK
Dilekçede, "Şüphelilerin eylemi, sadece şahsıma yönelik bir 'iftira' olmakla kalmayıp, özgür basının sesini kısmaya da yöneliktir. Şüpheli Fetullah Gülen, yurt dışında olduğu için kendisi ile birlikte şahsıma yöneltilen suç duyurularına aracılık eden avukatı Nurullah Albayrak hakkında da suç duyurusunda bulunma zarureti hasıl olmuştur" değerlendirilmesine yer verildi.
YÜZLERCE DAVA AÇTI, ADININ GEÇMEDİĞİ HABERLERE BİLE
Paralel yapılanmayı eleştiren hemen her basın haberine Fetullah Gülen avukatları aracılığıyla dava açtı. Paralel yapılanmayı hedef alan suç duyurularını yapan vatandaşlar ile açıklama yapan siyasiler de adeta istisnasız Gülen'in karşı suç duyurusu ile karşılık gördü. Öyle ki, Gülen tarafından açılan davaların sayısının aylar önce 1000'i aştığı basında dile getirilmişti. Son sayının ne olduğu merak ediliyor. Bu davalardan bazılarının kabul edilerek Gülen lehine tazminat ve ceza ile sonuçlandığı, çoğunun ise reddedildiği biliniyor.
Örneğin sonuçlanan son dava, Gülen'in Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'e açtığı 50 bin liralık manevi tazminat davası oldu. Fetullah Gülen'in, bazı gazetelerde yer alan bir röportajında kendisine iftirada bulunduğu iddiasıyla eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'e açtığı 50 bin liralık manevi tazminat davası reddedildi. Dava dilekçesinde, İşler'in bazı gazetelerde yer alan "Karanlığın arkasındaki çete, cemaat bitmiştir" başlıklı röportajında Gülen'in "Kişilik haklarına saldırdığı" ileri sürülerek, 50 bin lira manevi tazminat talep ediliyordu. Mahkeme davanın reddine karar verdiğini açıkladı.
Bu dava dediğimiz gibi 1 yılı doldurmaya yaklaşan 17 Aralık paralel yapı tartışmaları sürecindeki sadece son örneklerden biri oldu. Hemen hergün basına bir başka davayla ilgili gelişmeler yansıyor.
-Emin Pazarcı suç duyurusunun geleceğini haber vermişti-
Ve bu noktada Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı hukukçulara dayandırdığı haberinde ilginç bir olasılığı gündeme getirmişti. Pazarcı, 6 Kasım 2014 tarihinde "Fethullah Gülen’i bekleyen tehlike" başlığıyla Akşam gazetesinde kaleme aldığı yazısında; Fethullah Gülen'in suç duyurusuyla açtırdığı davalarda hakkında takipsizlik kararı verilenlerin karşı suç duyurusunda bulunabileceğini yazıyordu. Yazar, bu görüşüne dava açma hakkının bir baskı aracı olarak kullanılmaması için getirilen ve “İftira Suçunu” düzenleyen TCK'nin 267. Maddesi’nin birinci fıkrasını gösteriyordu.
Gerçekten de Pazarcı'nın yazısında dile getirdiği gibi Gülen, içinde kendi adı geçmeyen cemaatle ilgili her haber ve gelişmeye karşı hemen dava açmakta. Öyle ki, kendisi hakkında suç duyurusu yapanlara karşı aynı gün hemen karşı suç duyurusunda bulunuyor. Kendisiyle ilgili dile getirilen şikayet ve delillerin doğruluğunu araştırmak için bile bir süre gerekirken bu yapılmıyor. Bunun en büyük delili de, Gülen'in şikayet dilekçelerinde hedef şahsı sadece kısaca şikayet etmek ve kendisine iftira edildiğini belirtmek ile yetinmesi oluyor. Aleyhinde sunulan somut delillere dair bir açıklama ve savunma getirmiyor. Bu nedenle Gülen'in bu karşı suç duyuruları yapmaktaki amacının, kendisi hakkında gelebilecek başka suç duyurusu ve şikayetlerin önüne geçmek, göz korkutmaya çalışmak olduğu ilk günlerden beri dile getirilen bir değerlendirme oldu.
GÜLEN: BENİ SORUŞTURAN SUÇ İŞLER!
Bu değerlendirmeyi haklı kılan şok edici ve skandal bir girişim daha gelmişti. Fetullah Gülen'in paralel yapılanmaya karşı en büyük soruşturmayı yürüttüğü ortaya çıkan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına karşı harekete geçtiği ortaya çıktı. Hem avukatı aracılığıyla soruşturma savcısını HSYK'ya şikayet etti ve görevden alınmasını istedi, hem de 30 ilin savcılığa dilekçeyle başvurarak "Ankara savcılığının talimatlarını uygulamayın, paralel örgütü soruşturmayın. Masum kişilerin soruşturulması suçtur" konulu gözdağı niteliğinde suç duyuruları yaptı. Ancak Gülen'in beklediğinin tam aksi gerçekleşti. Suç duyuruları o illerin savcılığınca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi ve paralel yapı iddialarını güçlendiren bir delil olarak dosyaya girdi.
MAHKEMEDEN 'YURTDIŞI' VURGUSU
Aleyhinde gelişen bu şikayet, soruşturma ve gazete haberleri fırtınasının önüne geçebilmek için Gülen'in sergilediği çaba mahkemeleri bile isyan ettirdi. Öyle ki, Gülen'in şikayetine tazminat talebine bakan bir mahkeme yurtdışında ikameti olması ve yazışmalarda kendisine ulaşma güçlüğü nedeniyle, açtığı dava için Gülen'in 5bin TL teminat yatırması gerektiğine hükmetti. Emsal hale gelmesi beklenen kararda Gülen'in yurtdışında olmasına vurgu yapılmış olması bir anlamda çok dikkat çekiciydi.
Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi, “Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının dava açmasına” ilişkin kanun maddesi uyarınca Gülen’in yargılama giderleri teminatı yatırmasına karar verdi. Hukukçular bu gelişme üzerine, “Gülen’in Türkiye’de mutad adresi yok. Kanunun maddesi açık. Gülen’in, açtığı bütün davalarda teminat yatırması gerekecek. Hakimler HMK gereği, Gülen’den teminat istemek zorundalar” değerlendirmesini yaptı.
Sonuç olarak; Gülen'in aleyhindeki haberler için açtığı davalarda mahkemeler ret kararı veriyor. Ret gerekçelerinde, 'basının, somut verilerden yola çıkarak bir dereceye kadar abartıya da kaçarak yorum ve eleştiri yapmasının engellenmemesi gerektiği' belirtiliyor. Gülen'in açtığı diğer davaların da çoğunlukla takipsizlikle sonuçlanmakta olduğu gözleniyor.
İşte bu nedenlerle Gülen'e yönelik suç duyurusu yapanlardan Gülen'in karşı suç duyurusuna muhatap olanların Gazeteci Emin Pazarcı'nın dile getirdiği gibi takipsizlik kararlarını almaları sonrası hemen savcılığa başvurarak iftira suçlamasıyla Gülen hakkında suç duyurusunda bulunabilecekleri belirtiliyor.
Bu noktada bir kez daha hatırlatmak gerekirse; Gülen, avukatları aracılığıyla kendisi hakkında suç duyurusu yapmış olanlara karşı aynı gün hemen karşı suç duyurusunda bulunmuştu. Kendisiyle ilgili dile getirilen şikayet ve delillerin doğruluğunu araştırmak için bile bir süre gerekirken Gülen bunu yapmamıştı. Bunun en büyük delili de, Gülen'in şikayet dilekçelerinde hedef şahsı sadece kısaca şikayet etmek ve kendisine iftira edildiğini belirtmek ile yetinmesi olmuştu. Aleyhinde sunulan somut delillere dair bir açıklama ve savunma getirmemişti. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(17 Ocak 2015, 11:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: