Devletin zirvesini kripto telefonlardan dinleyen paralel örgüt üyelerine ilişkin hazırlanan fezlekede 28 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Casusluk kayıtları için TİB ile TÜBİTAK'ın işbirliği içinde çalıştığına dikkat çeken fezleke, çarpıcı ayrıntıları ortaya döktü.
21.03.2015 17:49 Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı, devletin zirvesinin kullandığı kriptolu telefonları dinlemesiyle ilgili soruşturmayı tamamladı. 'Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak', 'siyasal veya askeri casusluk', 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak' ve 'haberleşmenin gizliliğini ihlal' suçlarından aralarında TİB eski Başkanvekili Osman Nihat Şen ve TÜBİTAK eski Başkan Yardımcısı Hasan Palaz'ın da bulunduğu 28 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen 93 sayfalık fezlekede, kripto casusluğa ilişkin çarpıcı ayrıntılara yer verildi. Şen'in 'örgüt lideri' olarak gösterildiği fezlekede, IMEI numaralarının kriptolu telefonların yazılımını yapan Hasan Palaz ve ekibi tarafından TİB'e bildirildiği, dinlemelerin ise 'KUBİK' ve 'HİTAP' veritabanlarına kaydı yapılmadan gerçekleştiği kaydedildi. O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu devletin zirvesinin kriptolu telefonlardan yaptığı konuşmaları montajlayarak yaymak amacıyla TİB ve TÜBİTAK bünyesinde örgüt kurulduğu belirtilen fezlekede, “Sanki devletin üst düzey yetkili ve görevlileri tarafından konuşma yapılmış gibi yeni bir konuşma türetilerek 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde ve 2014 yılı mahalli idareler seçimlerinden önce internet, görsel ve yazılı basında kamuoyuna servis edildiği tespit edilmiştir” denildi.
DİNLEMEYE HAZIR ÜRETİM
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcısı Ali Çalık'ın imzasını taşıyan fezlekede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu devlet zirvesinin, 'kurulan suç örgütünce' dinlendiği anlatıldı. Yazılımları TÜBİTAK tarafından hazırlanan ve K-1 ile K-2 şeklinde iki model olarak üretilen kriptolu telefonlar, fezlekeye göre 'dinlemeye hazır' şekilde düzenlendi. Fezlekede, Hasan Palaz'ın da içinde bulunduğu 6 kişilik TÜBİTAK ekibinin, kripto telefonların IMEI numaralarını 'casusluk amacıyla' TİB'deki suç örgütü üyelerine bildirdiğine dikkat çekildi.
DEPODAN ÇIKARIP MONTAJLADILAR
Kripto telefonların hiçbir mahkeme kararı olmaksızın dinlendiğine işaret edilen fezlekede, gizli görüşmeleri IMEI numaraları üzerinden dinleyen TİB ekibinin, mevzuattaki aşamaları da takip etmedikleri ifade edildi. Buna göre casusluk kayıtları, 'hedef bilgisi', 'talep eden kurum bilgisi', 'takip periyodu' bilgilerinin girildiği sistem olan 'KUBİK' ile hedef bilgilerinin işletmeci sistemlerine tanımlanmasını sağlayan sistem olan 'HİTAP' veritabanlarına kayıt yapılmaksızın oluşturuldu. Kriptolu telefonlara ait ses kayıtlarını korsan şekilde depolayan örgütün bu kayıtları kullanarak yeni montaj kayıtlar oluşturduğu ve seçimler öncesi bunları 'yeni bir kayıtmış gibi' servis ettiği belirtildi.
AMAÇ: KAOS VE KARGAŞA
Montajlanarak sahte olarak üretilen ve kamuoyuna servis edilen ses kayıtları ile halk arasında kaosa sebebiyet vermek amacıyla devletin birliğini bozmaya çalışıldığı kaydedilen fezlekede, şu ifadelere yer verildi: “Bu suç örgütünün diğer amacının da devletin güvenliği ile iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek olduğu tespit edilmiştir. Yine siyasi, idari, adli ve iş adamı kimliği taşıyan kişilerin telefonla yaptıkları konuşmalardan elde edilecek bazı bilgileri gerektiğinde kullanabilmek için bu kişilerin de telefon konuşmalarının dinlenip kayda alındığı tespit edilmiştir.”
Devlet zirvesinin kullandığı 31 kriptolu telefonun bu yöntemlerle toplamda 363 kez dinlendiği tespit edilmişti.
Arşivi dışarı taşıdılar
Soruşturmanın şüphelilerinden TİB Koordinatör İletişim Uzmanı Hamza Demirezen'in, kendisine ait kullanıcı hesabıyla sisteme girerek 'bash-history' dosyalarını sildiği bilgisi de fezlekede yeraldı. Ancak bazı sunucularda tamamen silinen kayıtlardan bazıları kurtarıldı. Örgüt üyeleri, sözkonusu silme işlemini TİB arşivini dışarıda depoladıktan sonra gerçekleştirdi. Fezlekede bu olay şu ifadelerle anlatıldı: “TİB Başkanlığı'nda görevli olan suç örgütünün yönetici ve üyelerinin devletin üst düzey yetkili ve görevlilerinin konuşmalarından elde ettikleri ses kayıtlarını kendileri başka bir yerde depoladıktan sonra TİB veri tabanından silinmesi gerçekleştirildi, fakat Gölbaşı Başsavcılığı tarafından TİB'deki bilgisayarların veri tabanlarında yapılan incelemede silinmiş haldeki bir kısım dosya kurtarıldı.”
Zaman ayarlı dijital bomba
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda (TİB) depolanan ses ve log kayıtlarının silme işlemini Osman Nihat Şen, İlhan Elieyioğlu, Barış Yaslan, Adil Biçer ve Halil Biçer'in gerçekleştirdiği belirtilen fezleke, paralel örgütün dijital saatli bomba saldırısını da açığa çıkardı. 17 Aralık sonrası TİB'de görevden almalar başladığında Ali Osman Tekin'in (Veri İşlemleri Koordinatör İletişim Uzman Yardımcısı) sistemlerde kullanılan 'tib_utils.jar' program parçacığına 26 Nisan 2014 tarihinde gerçekleşmek üzere zaman ayarlı virüs yerleştirdiği belirtildi. Sisteme 26 Nisan'da aktive olmak üzere saatli bomba yerleştiren Tekin'in, bununla yazılım ve uygulamaların işlem göremez hale gelmesi, silinmesi, değiştirilmesi ya da bozulmasını amaçladığı kaydedildi. Diğer görevli Yunus Şahin (Veri İşlemleri Koordinatör İletişim Uzman Yardımcısı) ise TİB arşiv sunucusunda usülsüz birçok işlem yaptı.
Kasetler montajlandı amaç kaos çıkarmaktı
‘Askeri ve siyasi casusluk’ suçlamasının yer aldığı savcılık fezlekesinde sanıkların devletin zirvesini 363 kez dinlediği elde ettikleri kayıtları montajlayarak kamuoyuna sunduğu ve böylece kaos çıkarmayı hedefledikleri belirtildi.
Ankara Gölbaşı Cumhuriyet Savcısı Ali Çalık, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Milli Güvenlik Kurulu üyeleri ile eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a ait kriptolu ve normal telefonların dinlendiği iddialarına ilişkin başlattığı soruşturmasını tamamlayarak fezlekesini yazdı.
Savcılık fezlekesinde; paralel suç şebekesinin 30 Mart yerel seçimleri öncesinde kriptolu konuşmaları başka bir yerde depoladığı, bunları montajladığı ve ayrı bir konuşma oluşturduğu tespitinde bulunuldu. Fezlekede “Bu şekilde kamuoyuna servis edilen ve montajlanarak sahte olarak üretilen ses kayıtları ile halk arasında kaosa sebebiyet vermek suretiyle devletin birliği bozulmaya çalışıldı” denildi.
IMEI’leri 5 kişi biliyordu
Savcı Ali Çalık, iddianameyi ise Ankara Başsavcılığı’na gönderecek. Savcı Çalık, 28 şüpheli hakkında TCK’nın “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” başlıklı 302. maddesi, “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Kriptolu telefonların telefonlara ait IMEI numaralarının ise Böcek davası sanıkları arasında da yer alan dönemin TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Hasan Palaz ile birlikte 5 şüpheli tarafından bilindiği anlatılan fezlekede özetle şu tespitler yapıldı:
“Kriptolu telefonlarla yapılan konuşmaların İMEİ numaraları üzerinde 2013 yılı sonu 2014 yılı başına kadar TİB’deki ilgili dinleme merkezi tarafından KUBİK ve HİTAP veri tabanlarına kaydı yapılmadan dinleme ve kayda alma işlemi yapılmaya başlandı. Elde edilen ses kayıtlarının bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere depolanmaya başlandığı. Depolanan bu ses kayıtları kesilip yapıştırılmak suretiyle montajlanarak ve böylece tamamen sahte bir konuşma üretilerek sanki devletin üst düzey yetkili ve görevlileri tarafından konuşma yapılmış gibi yeni bir konuşma türetilerek 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde ve 2014 yılı mahalli idareler seçimlerinden internet, görsel ve yazılı basında kamuoyuna servis edildiği tespit edilmiştir. “
Amaç birliği bozmak
“Bu şekilde kamuoyuna servis edilen ve montajlanarak sahte olarak üretilen ses kayıtları ile halk arasında kaosa sebebiyet vermek suretiyle devletin birliği bozulmaya çalışıldı.”
Siyasi ve askeri casusluk
“Yine bizatihi devletin üst düzey görevlilerinin dinlenmek suretiyle niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri elde etmek amaçlandığından, bu suç örgütünün diğer amacının da devletin güvenliği ile iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin olduğu tespit edilmiştir.”
ÖRGÜT LİDERİ TİB BAŞKANVEKİLİ OSMAN NİHAT ŞEN
Fezlekede suç örgütünün liderinin TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen, yöneticilerinin ise şüpheliler İlhan Elieyioğlu, Adil Biçer, Barış Yaslan, Bülent Kocagürbüz, Ferhat Saraç ve Hasan Palaz olduğu belirtildi.
PENSİLVANYA ÇAYCISI
Operasyon kapsamında tutuklanan TİB Uzman Yardımcısı İsmail Bakar’ın devlet bursuyla eğitim için ABD’de 5 yıl kaldığı, ancak Fethullah Gülen’in özel hizmetinde bulunduğu ortaya çıkmıştı. TİB sistemine numara girişi yapma yetkisi ve şifresi bulunan İsmail Bakar’ın, bu ‘hizmeti’ nedeniyle kurumda ‘Pensilvanya çaycısı’ olarak tanındığı ileri sürülmüştü. Bakar’ın, Devletin zirvesindeki isimlerin kullandığı kriptolu telefonlarla yapılan konuşmaların yasadışı kayıtlarını sildiği ‘kullanıcı log kayıtları’ndan ortaya çıkarılmıştı.
‘Kes-Yapıştır’ tespit edilmişti
O dönem Başbakan olan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarına ilişkin tartışmaya Amerikalı ses mühendisi Robin Lai analiz raporuyla son noktayı koymuştu. STAR gazetesinin ‘Kes-Yapıştır’ başlığıyla duyurduğu raporda; “Kaydedilen telefon görüşmesi, belli noktalarda değiştirilmiş ve montajlanmış. Ses kayıtları üzerinde oynama var. Bunu arka plan seslerinin uyuşmazlığından da anlayabiliyoruz” denilmişti.
363 kez dinlendi
Savcı soruşturma kapsamında 31 kriptolu telefonun 363 kez dinlendiğini tespit etti. Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 ayrı kriptolu telefonu 55, Başbakan Davutoğlu’nun 26, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel’in 28, Başbakan Yardımcılarından Babacan’ın 31, Arınç’ın 5, İçişleri Bakanı Ala’nın 6, Enerji Bakanı Yıldız’ın 14 ve MİT Müsteşarı Fidan’ın ise 28 kez dinlendiği belirlenmişti.
KOZMİK KOPYALAMANIN ARDINDAN DA PALAZ ÇIKTI
Öte yandan TÜBİTAK'ta yuvalanan Paralel Yapı'nın, Kozmik Oda soruşturmasında 'devlet sırrı' niteliğindeki bilgileri kopyaladığı ve iz bırakmamak için kurumdaki bilgisayarın hafızasını sildiği de ortaya çıktı. TÜBİTAK, dijital verilerin kopyasının alınmasını da sağlayan tüm teknik donanımı incelemeye aldı. Araştırma sonrası Ergenekon, Balyoz gibi davalarda "yanlı rapor hazırladıkları" için kurumla ilişiği kesilen paralel bilirkişilerin oyunu ortaya çıktı. Söz konusu bilirkişilerin kozmik oda kopyalama işleminin de gerçekleştirildiği bilgisayara format attıkları yani hafıza kayıtlarını sildikleri tespit edildi. İlk belirlemelerde, devlet sırrı niteliğindeki hangi bilgilerin kimler tarafından kopyalandığı, kaç kopya üretildiği gibi stratejik kayıtların yok edildiği anlaşıldı. Söz konusu kayıt cihazının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde ofisine konan böceklerle ilgili davada sanık olan TÜBİTAK eski Başkan Yardımcısı Hasan Palaz'ın tüm davalarda tercih ettiği tespit edildi.
İŞTE MÜŞTEKİ-MAĞDURLAR
24.03.2015 14:19 Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının devlet büyüklerinin kriptolu ve normal telefonlarının usulsüz dinlendiği iddialarına ilişkin, TİB ve TÜBİTAK görevlisi 28 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmaya ilişkin fezleke Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
Fezlekede, "müştekiler" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin olarak gösterildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, eski bakanlar Erdoğan Bayraktar, Binali Yıldırım, Recep Akdağ, Zafer Çağlayan, Efkan Ala ve İdris Naim Şahin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da arasında bulunduğu bazı kişilerin "mağdur" olarak yer aldığı fezlekede, şüphelilere "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "yönetmek ve üye olmak", "haberleşmenin gizliliğini ihlal", "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ile "siyasal ve askeri casusluk" suçlamaları yöneltildi.
Fezlekede, kriptolu telefonların yazılımını yapan ve IMEI numaralarını bilen şüphelilerin, "kamuoyunda 17-25 Aralık olayları olarak bilinen, 17-25 Aralık 2013'ten önce ve yine Mart 2014'te yapılan mahalli seçimler öncesinde, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin ederek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek maksadıyla devletin idari, askeri ve yargı teşkilatında görev yapan üst düzey yöneticilerin konuşmalarını hukuka aykırı olarak kayda alıp, daha sonra montajlamak suretiyle görsel ve internet medyasında yayımlamak için örgüt kurdukları" ifade edildi.
Hiyerarşik bir yapı içinde hareket
"Örgütün liderinin şüphelilerden eski TİB Başkan Vekili Osman Nihat Şen, yöneticilerinin ise İlhan Elieyioğlu, Adil Biçer, Barış Yaslan, Bülent Kocagürbüz, Ferhat Saraç ve Hasan Palaz olduğu" savunulan fezlekede, diğer şüphelilerin ise örgüt üyesi olduğu kaydedildi.
Fezlekede, "Böylece, bütün şüphelilerin hiyerarşik bir yapı içinde eylem ve fikir birliği halinde hareket etmeye karar vererek, terör örgütü kurdukları, söz konusu suçların hiyerarşik bir örgüt yapısı olmadan, bireysel olarak işlenmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmıştır" denildi.
Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki örgütlerin silahlı olması zorunluluğunun aranmadığı ifade edilen fezlekede, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bir kararında, "Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek amacıyla kurulmuş silahsız terör örgütü niteliğindeki Hizbut Tahrir örgütüne üye olmak suçundan" bir sanığın cezalandırılmasına karar verdiği nakledildi ve "Böylelikle, terör örgütünün silahsız da olabileceği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, telefonların dinlenilmesi, kayda alınması ve montajlanarak kullanılması baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit anlamına gelmektedir" değerlendirmesinde bulunuldu.
"Cebir" kavramının ise manevi cebri de kapsadığı kaydedilen fezlekede, devletin üst düzey yetkilileri ile hükümet üyelerini dinlemek suretiyle devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerin elde edilmesi, açıklanması veya bu kayıtların montajlanarak kullanılması suretiyle hükümet üzerinde baskı kurarak, görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edildiği için suçun yasal unsurlarının gerçekleştiği öne sürüldü.
TİB'DE PARALEL TEMİZLİK YAPILIYOR
Öte yandan 17-25 Aralık darbe girişimine kadar paralel örgütün dinleme üssü olarak kullandığı TİB’de paralel yapıya çalıştığı tespit edilen 45 uzman ve uzman yardımcısı görevden uzaklaştırıldı. Suçu tespit edilenler için de savcılık soruşturma başlattı.
Paralel yapı tarafından 'paralel karargah' olarak kullanılan ve artık kullanılamaz hale gelen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) binasının yerine yeni bir bina yapılması için hazırlıklar devam ederken bir yandan da paralel personel temizliği yapılıyor. TİB'de paralel yapı elemanı olduğu tespit edilen 45 uzman ve uzman yardımcısının uzaklaştırıldığı öğrenildi. Uzman ve uzman yardımcıları, geçici görevle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Diyarbakır ve Erzurum Bölge Müdürlükleri'nde görevlendirildi.
ADETA PARALEL YAPININ ÇİFTLİĞİNE DÖNMÜŞTÜ
17-25 Aralık darbe girişiminden hemen sonra dinlemelere çeki düzen vermek için kurulan TİB'de inceleme yapan müfettişler paralel yapının kurumu ele geçirdiğini tespit etmiş, personelin yüzde 90'ının paralel yapıya yakın olduğunu belirlemişti. Her konuda Cemaate yakın şirketlerden yardım alındığı, TİB'in birkaç şirkete bağımlı kılındığı tespiti de o dönemde yapılan inceleme raporlarına yansımıştı. Darbe girişimin hemen ardından TİB'deki daire başkanları görevinden alınmış, haklarında soruşturma başlatılmıştı.
ALT KADROLARDA TEMİZLİK
17/25 Aralık darbe girişimine kadar paralel örgütün hakimiyetine giren kurumda üst düzey temizliğin ardından alt kadrolarda da paralel temizlik başlatıldı. Bu kapsamda bir yıllık çalışma sonucunda TİB'de paralel yapı elemanı olan 45 uzman ve uzman yardımcısı tespit edildi. Belirlenen 45 uzman ve uzman yardımcısının TİB'den uzaklaştırıldığı öğrenildi. Paralel uzman ve uzman yardımcıları, geçici görevle BTK Diyarbakır ve Erzurum Bölge Müdürlükleri'nde görevlendirildi.
PERSONELLE İLGİLİ ÇARPRAZ KONTROLLER YAPILIYOR
Paralel yapının merkez üs haline getirdiği TİB'deki 'paralel temizlik harekatı'nın devam edeceği öğrenildi. Halen TİB'de tespit edilemeyen paralel yapının üyelerine karşı önlemler alındı. Çapraz kontroller yapılarak tespit işlemleri hızlandırıldı. Öte yandan Gölbaşı savcılığı tarafından haklarında iddianame düzenlenen BTK ve TİB personeli hakkında ise idari soruşturma başlatıldı.
(21 Mart 2015, 17:49), son güncel.: (24 Mart 2015 14:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: