Poyrazköy davasında 83 sanık için verilen beraat kararından sonra gerekçeli karar da açıklandı. 1774 sayfalık gerekçeli kararda; soruşturma ve kovuşturma makamında görev alanların belli bir grup ya da yapı adına hareket ettiklerine dair kuvvetli şüphelerin bulunduğu belirtildi. Kararda, tüm dosyanın sahte delillerle oluşturulduğu, dijital delillere sonradan ekleme ve silme yapıldığı belirtildi. Kararda 'hep aynı ekibin görev alması şüpheli bulunmuştur' denildi. Ayrıca, 'Poyrazköy'de bulunan mühimmatın sanıklarla ilişkisi tespit edilmedi' bilgisi yer alırken, 'sahtecilikle ilgili sorumlular cezalandırılsın' denildi.
23.10.2015 19:16 "Kafes eylem planı", "Amirallere suikast", "Gölcük'te ele geçirilen belgeler" ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştirildiği 84 sanıklı "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat" davasında mahkeme heyeti gerekçeli kararı da açıkladı.
"Belli bir grup ya da yapı adına hareket ettikleri şüphesi.."
Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi 1774 sayfa ve 13 bölümde anlattığı beraat gerekçesini, "Delillerin kanuna aykırı bir şekilde elde edilişi, imaj alma işlemlerinin yapılmamış oluşu, dijital delillere el konulduktan sonra ve dijital delillerin soruşturma makamlarının elinde iken verilerle oynanmış oluşu, ekleme ve silinme işlemlerinin yapılıp verilerin değiştirilmiş oluşu, benzer tüm dava dosyalarında özel olarak belirlenmiş aynı kişilerin tüm soruşturma aşamalarında görev almış olmaları, dijital delillerin incelenmesine yönelik soruşturma ve kovuşturma aşamasında takınılan olumsuz tavırlar, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için sanıklar ve müdafiileri tarafından yapılan pek çok talebin kanuna uygun gerekçe gösterilmeden reddedilmiş oluşu dikkate alındığında soruşturma ve kovuşturma makamında görev alanların belli bir grup ya da yapı adına hareket ettiklerine dair kuvvetli şüphelerin bulunması, açıkça delillere el konulduktan sonra sahteciliğin yapılmış olduğu" şeklinde sıraladı.
Suçu işlemediler
Aralarında emekli Koramiraller Kadir Sağdıç ve Ahmet Feyyaz Öğütçü ile Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar ve emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın da bulunduğu 83 sanığın üzerlerine atılı suçu işlemedikleri gerekçesiyle beraatını, vefat eden bir sanığın dosyasının da düşürülmesini karar veren mahkeme delillerin inandırıcı olamadığının da altını çizdi. Mahkeme beraat kararını davanın delillerini, Adli Bilişim standartlarına ve uluslararası olay yeri inceleme, delil toplama, delil koruma ve delil bütünlüğü kural ve regülasyonları ile CMK ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nde belirtilen sınırlar dahilinde değerlendirerek verdiğini belirtti.
Beraat gerekçesi ise şöyle detaylandırıldı:
Poyrazköy davası yönünden:
"Poyrazköy davası olarak bilinen davada Beykoz İlçesi Poyrazköy Keçilik Mevkii ve Kaynarca Köyünde bulunan mühimmatla sanıkların bağını kuracak, somut ispat edilebilir delillerin dosyada mevcut olmadığı, aksine sanıkların mühimmatları gömerken gören kimsenin bulunmadığı, olay yerinden elde edilen kıl numuneleri ile sanıklar arasında herhangi bir irtibatın belirlenemediğinin rapor edildiği, sinyal bilgilerine göre sanıkların mühimmatların gömüldüğü tarihlerde olay mahallinde bulunmadıkları dikkate alındığında mühimmatlarla herhangi bir ilgilerinin tespit edilemediği..."
Kafes Eylem Planı davası yönünden:
"Davanın temelini sanıklardan Levent Bektaş'ta bulunan 1 Nolu CD ve 3 Nolu DVD olarak adlandırılan dijital delillerin oluşturmaktadır. Davaya ilişkin olarak emniyetin hazırladığı tüm tutanak ve inceleme raporlarının adli bilişim temel prensipleri ve standartlarına göre eksik hazırlandığı, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davaya konu olan dijital delillerin incelenmesinin hangi inceleme yazılımı ile ve hangi sürümü ile yapıldığı, delile ait fiziksel bilgiler delilin bütünlüğünün bozulmaması için kullanılan donanım veya yazılıma ait bilgiler saat bilgileri, orjinal delilin nereye ve nasıl kopyalandığı, incelemeyi yapan kişinin uzmanlığının ne olduğu gibi hususların tutulan tutanak ve raporlarda açıkça belirtilmemiştir. Tanık ifadeleri, el koyma işlemleri birlikte değerlendirildiğinde el konulan delillerin emniyete taşınması sırasında da gerekli hassasiyetin gösterilmediği, yalnızca bir defa açılabilecek şekilde tasarlanmış delil torbalarının kullanılmadığının anlaşılmıştır. Soruşturmanın daha başında delillerin güvenilirliğini yitirdiği ve delil bütünlüğünün bozulduğu anlaşılmıştır..."
Emniyet eleştirildi
Gerekçeli kararda, Emniyet tarafından 22/04/2009 tarihinde gerçekleştirilen arama ve el koyma sırasında kanun ve yönetmeliklere aykırı hareket edildiği belirtildi. Bu konuda, "El konulan dijital materyallerin adli imajlarının olay yerinden alınmaması, yine adli ve önleme aramaları yönetmeliğine aykırı şekilde dijital delillere ait imaj kopyalarının sanıklara veya vekillerine el koymadan sonra uzun bir süre verilmemesi, suç unsuru içeren dosyaların bulunduğu dijital delillerin 22 Nisan ve 4 Mayıs 2009 tarihleri arasında emniyet müdürlüğünde imajlarının alınmaması, alınmış olsa dahi raporlanmaması, imajlara ait HASH değerleri hesaplanmadığı için delil bütünlüğünün sağlanamamış oluşu, delillerin güvenilirliğine ilişkin ciddi şüphelerin oluşturmuştur. CD ve DVD'lerde bulunan suç unsurunu içeren dosyaların tarih ve saatleri ile oynanmış olması ve manipüle edilmiş olması, suç unsuru içeren dosyaların emniyette inceleme altında olduğu, 24/04/2009 ve 09/05/2009 tarihleri arasındaki süre içerisinde bilgisayar sistem tarihinin geri alınması suretiyle 1 Nolu CD ve 3 Nolu DVD'ye eklendiğine dair ciddi şüphelerin oluşması, elektronik verilerden elde edilen bulguların delil olarak kullanılabilmesi ve yargı makamına sunulabilmesi için gereken akla uygunluk, kabul edilebilirlik, gerçeklik, eksiksiz olmak, güvenilirlik, inanılabilirlik ve tekrar edilebilirlik gibi unsurların dava dosyasının pek çok aşamasında gerçekleşmemiş oluşu, kanun, yönetmelik, uluslararası hukuk ve bilimsel yöntemlere uygun olmayan son derece şüpheli ve manipülasyona uğramış dijital delillerin mahkememizce delil olarak kabul edilmesinin mümkün değildir" değerlendirilmesi dikkat çekti.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile Çağdaş Eğitim Vakfı Davası yönünden:
"Çağdaş Yasamı Destekleme Derneği'nin Kadıköy Şubesi'nde ele geçirilen Maxtor marka hard disk içerisinde yer alan suç unsuru taşıyan dosyalarda sahtecilik yapılmış olması nedeniyle itibar edilmesinin mümkün bulunmadığı, sanıkların bu dijital veriye dayalı olarak suçlandıkları ve üzerlerine atılı suçları işlemedikleri anlaşıldığından tüm sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır."
Amirallere suikast davası yönünden:
Soruşturma başlangıcına esas olan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Elektronik Şube Müdürlüğüne 15.07.2009 günü yapılan7468 nolu Elektronik posta ihbarında bir kısım Deniz Harp Okulu öğrencisinin uyuşturucu kullandığı, birbirlerine uyuşturucu temin ettikleri, fuhuş yaptıkları, fuhuş için kadın temin ettikleri iddia edilmiş, açık adres bilgileri verildiği hatırlatıldı. Devamında da "Yapılan soruşturma ve kovuşturma aşamasında bu yönde herhangi bir delil bulunamamıştır. Sahte olduğu anlaşılan bir ihbara dayanılan aramada bulunduğu ifade edilen belgenin sanığa ya da sanıklara aidiyeti konusunda hiç bir kanıt bulunmamaktadır. Sanıkların terör olayında kullanacakları iddia edilen bombanın üzerinde ‘Alb. Tayfun Duman'dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa'ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş Orhan Yücel Albay üzerinden iletecek Size teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz.' notunu yazmaları ya da bulundurmaları, ihbar mektubunun inandırıcılığı ile birlikte değerlendirildiğinde hayatın olağan akışına uygun bulunmamaktadır. Kaldı ki isimleri geçen Eşref Uğur Yiğit ve M.Metin Ataç mahkemece tanık olarak dinlenmiş olup beyanlarında bu iddialarla ilgili herhangi bir bilgi veya duyumlarının dahi olmadığını, bu yönde herhangi bir şüphelerinin de bulunmadığını beyan etmişlerdir..."
İnandırıcı delil yok
Gerekçeli kararda, "Sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri yönünde somut, kabul edilebilir, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin dosya kapsamında elde edilemediği anlaşıldığından, tüm sanıkların üzerlerine atılı bulunan suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır..."
Dosyaya sehven giren evraklar tespit edildi
Adli emanette bulunan ve dosya delilleri ile ilgili olarak yapılan incelemede şaşırttı. Mahkeme dosyaya sehven girmiş evraklar olduğunu da tespit etti. Bu evraklarla ilgili olarak, "2009/706 sırasında kayıtlı bulunan; Ceren Ertürk, Sibel Kanneci, İpek Mavili, Osman Karaduman, Sibel Musaoğlu, Cihan Demirci, Senem Kursun, Recep Altan Erarslan'dan elde edildiği belirtilen emanet eşyalarının mahkememiz dava dosyası ile ilgili olmadığı, sehven dosyamız emanetine girdiği anlaşılmakta"
Bombalar orduya iade edilecek
Dava sonunda mahkeme emanette kayıtlı bulunan Tapa M206A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesi, Tapa M204A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesi, Tapa M206A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesi, Tapa M206A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesinin Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kasımpaşa Askeri Savcılığı'nın 05/08/2014 tarih ve 2009/mtf.395 sayılı yazıları gereği Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na iadesine" karar verildi.
Poyrazköy gerekçesi sitemizde
Poyrazköy davası beraatle bitti
Poyrazköy davasıyla ilgili manşetlerimiz
KUMPAS ŞÜPHESİYLE İLGİLİ HABERLER
Balyoz ve Ergenekon davalarında yaşanan delil tartışmaları
Odatv davasında yaşanan delil tartışmaları
Paralel yapı-Tüm manşetlerimiz
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
(23 Ekim 2015, 19:16), son güncel.: (23 Ekim 2015, 20:13)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: