Türk ve dünya üniversitelerden 1128 akademisyenin devleti PKK ile mücadelede eleştiren ve katliam yapmakla suçlayan skandal bildirisine kamuoyunda büyük tepkiler geliyor. Adalet Platformu savcılığa suç duyurusunda bulunarak akademisyenler hakkında soruşturma başlatılmasını istedi. Bu arada bildiriye imza atanlardan bir isim imzasını geri çektiğini açıkladı. Çeşitli üniversiteler de, bildiride imzası olan mensuplarını üniversitedeki görevlerinden uzaklaştıracaklarını açıklamaya başladılar.
13.01.2016 07:17 Türk ve dünya üniversitelerden toplam 1128 akademisyen, devleti terör örgütü PKK ile mücadelesinde eleştiren ve katliam yapmakla suçlayan skandal bir bildiriye imza attı. Teröristlerin keskin nişancı tüfeği kanaslarla hemen her gün güvenlik güçlerini şehit ettiği, hendekler ve barikatlarla yolları kapattığı, heryere bombalı tuzaklar yerleştirerek, evleri birbirine tünellerle bağlayarak açık bir savaş verdiği, ambulanslara dahi saldırdığı biliniyor.
Terör örgütü mensupları, kazdıkları hendekler, kurdukları barikatlarla art arda özyönetim ilanları yapıyor, Türkiye'nin bir bölümünü silah zoruyla kendi yönetimleri altına almak istiyor. Güvenlik güçleri silahlı eylemlere karşılık veriyor, bölgede PKK'nın kontrolü eline almasına izin vermiyor. Gelişmeler herkesin gözü önünde açıkça yaşanırken PKK militanı gibi hareket eden bazı akademisyenler, gazeteciler ve siyasetçilerin terörle mücadeleyi 'katliam' olarak nitelendiriyor.
Tüm bu gelişmeler kamuoyunun gözü önünde yaşanırken yayınlanan bildiri kamuoyunda şok etkisi yaptı.
AKADEMİSYENLER BİLDİRİ İMZALADI, DEVLETİ KATLİAMLA SUÇLADI
Özel ve devlet, Türk ve yabancı üniversitelerde bulunan 1100 akademisyenin imzaladığı bildiride, "Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor" gibi skandal ifadeler yer aldı.
İşte bildiriden bazı bölümler:
KÜRT SİYASİ İRADESİNİN TALEPLERİ KARŞILANSIN
"Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.
DEVLET ŞİDDETİ HEMEN SON BULSUN
Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz."
1100 isimden skandal bildiri: "Terörle mücadele dursun!" İşte bildiri ve tüm isimler
YÖK ACİL TOPLANDI
Skandal bildiri üzerine Yükseköğretim Kurulu (YÖK) harekete geçti. Acilen toplanan YÖK'ten şu açıklama yapıldı:
"Bir grup akademisyen tarafından yayımlanan devletimizin, Güneydoğu'da sürmekte olan teröre karşı mücadelesini 'katliam ve kıyım' olarak niteleyen bildiri, tüm akademi camiasını zan altında bırakmaktadır. Teröre destek veren kişinin mesleği ve statüsü hiçbir demokratik ülkede kişiye imtiyaz sağlamaz, teröre destekçiliği hiçbir şekilde hafife alınamaz. Teröre destek veren bu bildiri, akademik özgürlük ile bağdaştırılamaz. Vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak devletin en temel görevidir. Bu bildiri ile ilgili olarak hukuk çerçevesinde gereği yapılacaktır. Rektörlerimiz ve Üniversitelerarası Kurul ile bu konuyu görüşmek üzere toplanacağız."
ADALET PLATFORMU SUÇ DUYURUSU YAPMAYA HAZIRLANIYOR
Skandal bildiri kamuoyundan da büyük tepki aldı. Sivil toplum kuruluşlarından Adalet Platformu savcılığa suç duyurusunda bulunarak skandal bildiriye imza atan akademisyenler hakkında derhal bir soruşturma başlatılmasını ve dava açılarak cezalandırılmalarını talep etmeye hazırlandığını bildirdi.
------------------------------------------------------------------------------
BİR İSİM BİLDİRİDEN İMZASINI ÇEKTİ
13.01.2016 12:52 Selçuk Üniversitesi (SÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin bildirisine verdiği desteği, barışa hizmet etmediği için geri çekti.
Akyeşilmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, barış faaliyetlerine destek veren ve bu yönde akademik çalışmalarda bulunan bir bilim insanı olarak "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" platformuna ilk etapta destek verdiğini söyledi.
"DESTEĞİMİ GERİ ÇEKMİŞ BULUNUYORUM"
Bildiri metnini dikkatle incelemediğine dikkati çeken Akyeşilmen, "Bildirinin tek taraflı, barışa hizmet etmeyen bir anlayış içerisinde olduğunu sonradan fark ettim. Yayımlanan bildiri dilinin de tek taraflı, dışlayıcı ve ötekileştirici olduğu anlaşılmıştır. Böyle bir ifadenin barışa hizmet etmeyeceği ortadadır. Barışı tersine götürecek, kutuplaşmaya neden olan bu platformun ifadelerine katılmıyorum. Listede isminin çıkarılması için platforma gönderdiğim e-mail gece saat 23.57 itibarıyla sonuçlandı. Desteğimi resmen geri çekmiş bulunuyorum" diye konuştu.
Hakkın şiddetle alınamayacağını belirten Akyeşilmen, şöyle konuştu:
"Son 30 yılda Kürt sorunu şiddetle çözülememiştir. Son üç yıllık barış sürecinin ülkeye kattığı huzur ve istikrar gösteriyor ki sürdürülebilir bir barışın toplum olarak bize kazandıracağı çok şey vardır. Dünyadaki örnekleri de göstermiştir ki eninde sonunda bu tür sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülebilmektedir ve çözülmelidir. Barış ve şiddet tek taraflı olmaz, bu nedenle kullanılan dil de tek taraflı, dışlayıcı ve ötekileştirici olmamalı. Böyle bir dilin barışa hizmet etmeyeceğini, tersine kutuplaşmaya hizmet edeceğini düşündüğüm için yararlı bulmuyorum."
------------------------------------------------------------------------------
9 AKADEMİSYENE SORUŞTURMA
13.01.2016 15:30 Kandil'de kaleme alınabilecek bir bildiriye imza atan bin 128 akademisyene karşı tepkiler çığ gibi büyüyor. OMÜ ve AİBÜ'de 9 akademisyen hakkında soruşturma açılırken, Bahçeşehir Üniversitesi Senatosu sert bir bildiri yayınladı. Terör örgütüne açık destek veren bu bildiriyi okumadan imza attığını belirten birçok öğretim görevlisinin ise imzasını çekeceği öğrenildi.
Doğu ve Güneydoğu'da adeta özerklik isyanı başlatması, sivilleri bile vurmaktan kaçınmayan PKK'ya yönelik başlatılan operasyonlar bazı akademisyenleri harekete geçirdi. Türkiye'nin birçok üniversitesinden ve yurtdışından bin 128 akademisyenin imza attığı skandal bildiriye karşı meslektaşları ve STK'lardan tepki geldi.
OMÜve AİBÜ'de 9 akademisyene soruşturma
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörlüğü, 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' bildirisinde imzası bulunan 6 öğretim üyesi hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmacının vereceği karar doğrultusunda, soruşturmanın sonucuna göre gerekli işlemler yapılacağı açıklandı.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildiride imzası bulunan 3 akademisyen hakkında soruşturma başlattıklarını belirtti.
Doğu ve Güneydoğu'da adeta özerklik isyanı başlatması, sivilleri bile vurmaktan kaçınmayan PKK'ya yönelik başlatılan operasyonlar bazı akademisyenleri harekete geçirdi. Türkiye'nin birçok üniversitesinden ve yurtdışından bin 128 akademisyen, skandal bir bildiriyle devleti itham etti. İstanbul ve Ankara'da basın toplantısıyla ihaneti duyurdular.Sivilleri bile vurmaktan kaçınmayan PKK'ya yönelik başlatılan operasyonlar sürerken, terör örgütü ve uzantısı HDP gerilimi tırmandırmak için çabalıyor. PKK'nın hendek ve barikatlarını kaldırmak, bölgede yeniden devlet otoritesini sağlamak için başlatılan operasyonlar terör örgütü PKK ve HDP yandaşı siyasiler, gazeteciler ve akademisyenler tarafından 'katliam' olarak lanse ediliyor. Son olarak kendilerine 'Barış İçin Akademisyenler' adını veren bir grup akademisyen devleti katliam yapmakla itham eden skandal bir bildiriye imza attı.
Bahçeşehir'den bilim dersi
Bahçeşehir Üniversitesi Senatosu ise "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayınladığı bildiride yer alan ifadeleri kabul etmenin mümkün olmadığını bildirdi. Senatodan yapılan açıklamada, tüm dünyada üniversitelerin bilimin üretildiği, öğretildiği, insan haklarının savunulduğu ve aydınlanmanın öncüsü olan kurumlar olduğu belirtildi. Açıklamada, Türkiye'de ve dünyada insanların yaşadığı tüm acılarla, özelde ülkedeki terör ve sonuçlarının, yüreklerini yaktığı aktarıldı.
Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç ise "Akademik özgürlük terörü savunmak için kullanılamaz" dedi. Kendilerini bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak tanımlayan bir grup öğretim elemanının, Türkiye Cumhuriyeti'ni, vatandaşlarını açlığa ve susuzluğa mahkum etmekle, yerleşim yerlerine ağır silahlarla saldırmakla, anayasal ve uluslararası hukuku ihmal etmekle, taammüden kıyım ve katliam yapmakla suçladığını ifade eden Aykaç, terörün hiçbir biçimde savunulamayacağını kaydetti.
ERDOĞAN'DAN TEPKİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKK'ya yönelik operasyonları 'katliam' olarak niteleyen bildiriye imza atan akademisyenlere tepki gösterdi. Erdoğan, "Sözde aydın müsveddeleri. Siz aydın değil, karanlıksınız" diye konuştu. Doğu ve Güneydoğu'da özerklik adı altında isyan başlatan, sivilleri bile vurmaktan kaçınmayan PKK'ya yönelik operasyonları, sözde akademisyenler katliam olarak nitelemesini ağır ifadelerle eleştiren Erdoğan "Ey aydın müsveddeleri siz karanlıksınız, karanlık" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Karanlık aydın müsveddeleri"
"Türkiye'nin Kürt vatandaşlarıyla hiçbir sorunu yoktur. Yani, Türkiye'de 'Kürt sorunu' diye bir mesele yoktur. Her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin kendilerine, yaşadıkları yerlere mahsus sıkıntıları olabilir. Bunları oturur, kendileriyle konuşur, çözeriz. Bugün Türkiye'nin sorunu dünyada pek çok ülkenin de bizar olduğu terör sorunudur, Kürt sorunu değildir. Kendimizi aldatmayalım. Bunu çok iyi anlatmamız lazım. Ama bu aydın müsveddeleri, ne yazık ki kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri siz karanlıksınız, karanlık. Aydın falan değilsiniz. Sizler ne Güneydoğu'yu, ne Doğu'yu buraların adresini bilemeyecek kadar karanlıksınız ve cahilsiniz. Ama oraları bizler kendi evimizin yolu, adresi gibi çok iyi biliriz."
"Türkiye'ye gelip görsünler"
"Sözde akademisyenler bildirisine imza atan, isimleri bizden ama zihinleri bize yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum. Sizden de şimdi bu konuda özellikle bir gayret istiyorum. Bu şekilde düşünen yabancı akademisyenlere benim bir teklifim var, ben kendilerini Türkiye'ye davet ediyorum. Buyursunlar Türkiye'ye gelsinler, öyle kuru kuruya imza atmakla olmaz. Gel Türkiye'ye. A'dan Z'ye Güneydoğu'da, Doğu'da bütün bu bölgelerde ne oluyor, ne bitiyor bunları müdellel olarak biz kendilerine anlatmaya hazırız."
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş de akademisyenlerin tepki gösterdi. Türkeş, bildiriye ilişkin "Bilgisi olmadan bildiri yayınlamak akademisyenlere yakışmıyor. Onlara sadece Allah akıl fikir versin demek gerekiyor" dedi.
CHP sahip çıktı
Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir bildiriye imza atan akademisyenlere yönelik sözlerini eleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, akademisyenlerin yaptığı çağrının yanında olduklarını açıkladı.
PKK'ya destek veren bildiriden imzalarını geri çektiler
Selçuk Üniversitesi (SÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin bildirisine verdiği desteği, barışa hizmet etmediği için geri çekti. Terör örgütüne açık destek veren bu bildiriyi okumadan imza attığını belirten birçok öğretim görevlisinin de imzasını çekeceğini başta Boğaziçi, Bilgi, Sabancı ve Koç olmak üzere ilgili üniversite yönetimlerine bildirdikleri öğrenildi.
YÖK harekete geçti
YÖK tarafından, dün bir grup akademisyenin teröre destek veren bildirisinin, akademik özgürlük ile bağdaştırılamayacağı vurgulanarak, hukuk çerçevesinde gereğinin yapılacağı açıklandı.
------------------------------------------------------------------------------
ADALET PLATFORMU ÇOK SAYIDA İLDE SUÇ DUYURULARI YAPTI
14.01.2016 15:42 PKK terörü ile mücadelenin durmasını imzaladıkları bildiriyle kamuoyuna açıklayan 1128 akademisyene tepkiler çoğalıyor. İki gün önce savcılığa suç duyurusunda bulunmaya hazırlandığını açıklayan Adalet Platformu, İstanbul, Sakarya ve Ankara'da savcılıklara başvurarak suç duyuruları yaptı. Platform, skandal bildiriye imza atan akademisyenler hakkında derhal soruşturma başlatılmasını ve dava açılarak cezalandırılmalarını talep etti.
İŞTE O SUÇ DUYURUSU
Üç ilde yapılan ve diğer illerde de yapılması planlanan suç duyurularından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen ve 2016/5374 no ile kaydedilen suç duyurusu dilekçesinin tam metni şu şekilde:
"CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA İSTANBUL
Konu: Suç duyurusu
Suçlar: Terör çıkararak ve devam ettirerek terörden ve terör ticaretinden rantlanmak, adam yaralamak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs etmek, hukuka ve kanunlara alenen uymamak ve uymamayı teşvik etmek, suça iştirak, kanunları uygulamayarak teröre yardım ve yataklık, Anayasal düzeni değiştirmeye darbeye teşebbüs etmek ve edenlere yardım etmek, halkı kin nefret ve düşmanlığa sevketmek. Çıkar amaçlı organize suç örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak. Kamu malına zarar vermek ve zarar verenlere yardımcı olmak. Kaosa sebeb olmak, insanları korkutmak. Ekonomik ve toplumsal krizlere sebebiyet vermek. Devletin güvenliğini ve güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini engellemek
Şüpheliler: Terör ve terörist destekcisi 1100 kişi (linki) http://www.pressmedya.com/manset/24301/pkkya-destek-bildirisine-kimler-imza-atti , HDP Parti Yönetimi, Cumhuriyet Gazetesi Yetkilileri araştırma ve soruşturma sonucunda tesbit edilecek tüzel ve özel kişiler.
Müşteki: Adem ÇEVİK (TC No) Adres www.AdaletPlatformu.org Tel.0532..
Deliller: Tüm yasal deliller, konuyla ilgili medya haberleri, Televizyonlar, mobesa ve polis kameraları, zarar görenler, medya daki haber ilan vesikaları
http://www.pressmedya.com/manset/24301/pkkya-destek-bildirisine-kimler-imza-atti
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/462120
İzah: Bu terör eylemleri sırasında ağırlıklı Bölge’de ve Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de onlarca sivil insan teröristlerce öldürülmüş yaralanmış ve sürgün edilmiş ve üzülerek ifade ediyoruz çok sayıda araç iş makinası kamu ve özel mallara zarar verilmiş, otobüs durağı, trafik ışık ve levhaları, MOBESE kameraları, bankamatikler okul ve camilere çeşitli zararlar meydana geldi. Arkadaşlarımızın yaptığı ilk tespitlerde, bu zararların 20 milyon liranın üzerinde olduğu ifade ediliyor. Özel iş yerlerinde ve diğer yerlerde yapılan tespitleri henüz dahil değil. Terör ve terör tüccarları 30 yılda 3 trilyon dolar zarara ve 30 bin insanın ölümüne sebeb olmuşlardır.
Açıklama: Kamu malına zarar veren hainlere sahip çıkanlara, suçu-suçluyu övenlere, teröre yardım-yataklık yapanlara, çıkan haberleri ihbar kabul edip soruşturma-inceleme yapmayanlara ayrıcalık-imtiyaz tanıyıp da idari, hukuki ve kamu dava açmayanlar da suçludur. Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığı da gerekli incelemeyi yaparak suça karışan partileri cezalandırmalıdır. İbadethanelere okullara ve tarihi eserlere zarar vermek. Trafiği engellemek
HUKUK devletinde her vatandaş eşittir, sınıf üstünlüğü yoktur suç işleyen siyasetcilere de Kamu malına zarar veren Hainlere, Teröre ve işbirlikcilerine, teröristleri ve hainleri tesbit edip soruşturma sonuçlanıncaya kadar açığa almayarak suça iştirak edenleri ilgili maddeleri uygulamayanlara da suça iştirakten, suçu-suçluyu gizlemekten, delillerin karartmasına sebebiyet, görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmaktan dava açılması gerekir.
Sigorta şirketleri de bu zararı sineye çekemezler. Bunu gider göstermeleri halinde, matrahtan düşecekleri giderleri vergi kaybına sebeb olacaktır. Dolaylı olarak kamu zararı söz konusudur. Onun için Sigorta şirketleri de kamera kayıtlarından yola çıkarak sigortadan tazmin edilecek giderler konusunda , zarar verenlerden, terör işbirlikcilerinden bu giderin tazmini için hukuk yoluna başvurmalıdır. Aksi halde dolaylı kamuya zarar yükledikleri için sorumlu olurlar..
HAİNLERDEN ve TERÖR TÜCCARLARINDAN KAMU MALINA VERDİKLERİ ZARARI KARŞILAMALARI İÇİN HUKUKİ ve İDARİ OLARAK GEREĞİNİ YAPMAYANLAR GÖREVİ İHMAL, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VE SUÇA ORTAKLIK SUÇU İŞLEMİŞLERDİR. İnsanlığa ve milletin malına savaş açan Terör tüccarlarıyla işbirliği yapan Hainler tesbit edilmeli ve acilen teröre yardım yataklıktan malvarlıklarına el konulmalıdır.
YÖK üyeleri de re’sen soruşturma açmayarak dolaylı teröre ve terör işbirlikcilerine destek vermekten dolayı suçu-suçluyu gizlemekten cezalandırılmalıdır. YÖK acilen terör destekcisi hain işbirlikcilerin görevlerine son verilmeli profesörlükleri ellerinden alınmalıdır.
İlgili maddeler ve 10 Aralık 2003 yılında anlaşması imzalanan ve 9 kasım 2006´da 5506 sayılı kanunla yürürlüğe giren anlaşmaya göre “Yolsuzlukları ve Görev Suistimallerini Önlemeye Yönelik BM sözleşmesi”ni ve Uluslararası Yolsuzlukla Savaş Sözleşmelerini, 5065, 4852, 5195, 4800, 4136 ve 4518 sayılı yolsuzlukla mücadele kanunlarını anayasanın 90.maddesi çerçevesinde işletilerek teröre, terör tüccarlarına, işsizliğe, kaosa, terör işbirlikçilerine, organize suçlara, işsizliğe, yolsuzluğa ve yoksulluğa yardım ve yataklıktan da dava açılması mecburiyettir.
NETİCE-İ Taleb: suça iştirak, anayasal düzeni ortadan kaldırmak, Terör çıkararak ve devam ettirerek terörden ve terör ticaretinden rantlanmak, adam yaralamak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs etmek, hukuka ve kanunlara alenen uymamak ve uymamayı teşvik etmek, darbe, kaos-korku-panik oluşturmak, suç işlemek için organize örgüt kurmak, yönetmek ve üyelerine yardım-yataklık etmek, görevi ihmal, görevi kötüye kullanmak, psikolojik harp, mobbing, anayasa ve kanunlardaki diğer benzeri suçlar işlendiğini düşünüyor, teröristlerin yaptıkları katliamlarla terör destekcisi işbirlikcilerin irtibatlarının araştırılmasını, ilgililerin cezalandırılmalarını istiyor Uluslararası sözleşmeleri uygulamayan ve basında çıkan haberleri ihbar kabul edib dava açmayanlara da görevi ihmal, suçu-suçluyu gizlemekten işlem yapılmasını, İNSANA,İNSAN SAĞLIĞINA ve KAMU MALINA ZARAR VEREN SEFİH VATAN HAİNLERİNİN TESBİT EDİLEREK ZARARLARIN TAZMİN EDİLMESİNİ dileriz.
14/01/2015 Adem ÇEVİK, Adalet Platformu Başkanı
EK-1 MİLLET MALINA ZARAR VERENLER TESBİT EDİLMELİ, MAL VARLIĞINA EL KONULMALI
TERÖRE YARDIM/YATAKLIK YAPANLAR, KAMU MALINA ZARAR VERENLER ZARARI KARŞILASIN
Zararın Bilançosu ortada.. Onlarca ilde olaylar çıkartıldı. Olay 10 ağacın sökülmesi, 2 ağacın kesilmesiyle başlatıldı.. Bu hemen her gün, İstanbulun herhangi bir köşesinde yol ya da bir başka inşaat ile ilgili olagelen bir hadise..
İnsanlığa karşı savaş açan darbeciler ve darbeseverler bir bahane arıyordu.. Gezi parkı nereden akıllarına geldi ise..
Orman ve Su İşleri Bakanlığı son 10 yılda 3 milyon 586 bin 425 hektar 3 milyar ağaç dikmiş. Bu bir rekor. Öte yandan ”ağaçlar kesiliyor” diye insanları sokağa döküp, bahçeleri, çimleri, çiçekleri perişan ettiler.
Kaş yapacaklardı, göz çıkarttılar.. İlk tesbitlere göre 1 Haziran 2013 - 2 Haziran 2013 11.00´e kadar 89 polis aracı, 42 özel araç, 4 otobüs, 18 belediye aracı, 4 kamuya ait binalar, bir polis merkezi çok sayıda otobüs durakları, yüzlerce reklam panosu yakıldı, yıkıldı.. Ki gerçek zarar daha sonra yapılacak çalışmalarla ortaya çıkacak..
Peki bunlar, yapanın yanına kâr mı kalacak.. Yüzlerce kişi gözaltına alınmış ve şimdi hemen hepsi serbest. Kamu malına zarar vermekten ceza dava açılacaktır herhalde bunlar hakkında. Ve tabi bunları azmettirenler, bu tezgahta yer alan kişiler, dernekler, partiler hakkında da.. Ve tabi bunları kışkırtıp, paniğe destek vermek için sosyal media ve diger mediada yalan haberleri yayanları da..
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının olaya karışan partiler hakkında soruşturma açması beklenir. Bu konuda bir parti kararı var mı, ya da partide bu konuda sorumluluğu olanların partiden ihracı gündeme gelecek mi? Utanç verici bir vandalizm, ilkellik, saldırganlık örneği sergilediler. Böyle bir barış, demokrasi, özgürlük hareketi olamaz.. Bunun Arap baharı ile filan bir alakası yok. Orada halk diktatörlüğe karşı ayaklandı, burada darbecilerin kaba bir komplosu sözkonusu.. Burada olan şey Reyhanlıdaki saldırının bir başka çeşididir..
Bu işin içinde darbeci çevrelerin, kayıt dışı siyaset ve çetelerin bir bağı var mı, araştırılmalı. Olmaması mümkün olmasa gerek.. Konuyla ilgili olarak dış mihraklar. MOSSAD; Muhaberat, Amerikadaki Neeoconlar.. İngiltere, Almanya bağlantısı, bu kirli tezgahta kim varsa, bunun peşine düşmek gerek. Bu kirli oyuna bulaşan, iktidar üzerinde baskı kurmaya çalışan çevreler var mı, onlar kim, ve kim adına hareket ediyorlar. Bu da MİT´in görevi olsa gerek.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı da herhalde konuyu araştıracaktır. Savcılık ve Emniyetin de konunun üzerine gitmeleri gerek..
Hatta TBMM bu konuyu araştırmak üzere bir komisyon kurabilir.?
Olaya karışanların kamera görüntüleri incelenerek, özellikle kamu malına zarar veren, araçları yakıp-yıkanlar kimler? 89 Polis aracı, 42 Özel araç, 4 otobüs, 18 Belediye aracı, 4 kamu binasına saldırılmış.. Sökülen kaldırım taşlarının faturasını kim ödeyecek. Kırılan camların, tahrip edilen bankamatikler, ve otobüs duraklarının faturası ne olacak. Otobüs durağını parçalamanın çevrecilikle barış, özgürlük ve demokrasi arayışı ile ne alakaları var? Azıcık, akıl ve vicdan sahibi olan hiç kimse bu olanları savunamaz.. O gün orada bulunanlar da bu sonucu gördükten sonra büyük çoğunluğu pişman olacaktır.. Ne yazık ki, son pişmanlık fayda vermiyor ve “cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir.” Ha! Bu olay hepimize ders olsun! Twitter haberleri ve CHP nin ipiyle bu tür haberlerin peşine takılmamak gerek!
O barikat kurma gayretleri ne ifade ediyor? “Mesele Park meselesi değil, hala anlamadın mı? Hadi taksime gel!” mesajı ne anlama geliyor.. Kim neyi alabora etmek istiyor? Bunlar 28 Şubattaki “topyekün savaş” anlamına mı geliyor.
O yalan haberleri kim uydurdu ve sosyal mediaya attı. Twitter, Facebook gibi sosyal media haberleşmeleri yakın takibe alınırsa, bu konuda psikolojik harp ajanları ve bunların taşıyıcı, etki ajanlarının adreslerine ulaşmak mümkün olabilir. Ve bu kişiler hakkında da hukuki ve idari süreçler başlatılmalı.
Bu halkın ödediği vergilerle alınan bu araçlardaki mali kayıplar, bu zararı verenlerden tahlil edilmesi gerekir.. Valilikler, Emniyet ve Belediyeler bu anlamda bir çalışma başlatmak zorunda, aksi halde kendileri bu kamu zararının karşılanması konusundaki ihmalleri sebebi ile sorumlu olurlar..
Sigorta şirketleri de bu zararı sineye çekemezler. Bunu gider göstermeleri halinde, matrahtan düşecekleri giderleri vergi kaybına sebeb olacaktır. Dolaylı olarak kamu zararı söz konusudur. Onun için Sigorta şirketleri de kamera kayıtlarından yola çıkarak sigortadan tazmin edilecek giderler konusunda , zarar verenlerden bu giderin tazmini için hukuk yoluna başvurmalıdır. Aksi halde dolaylı kamuya zarar yükledikleri için sorumlu olurlar..
Bu olay, Twitter ya da sosyal media denilen şeyin, kötü ve karanlık insanların elinde nasıl tehlikeli bir hal aldığını açıkça ortaya koymakta. Herkesin bundan sonra bu konuda daha dikkatli olması gerek. Öğretmenlerin ve ailelerin de..
Bu olay, başta CHP olarak, sureti haktan gözüken birilerinin karanlık ve kirli planlarını ortaya çıkarttı. Ergenekoncuların media-mafia ve siyaseti yönetebildiği görülüyor. Bu işi planlayanların niyetlerini ortaya koymak açısından ve estirdikleri terör açısından, bir isyan provası anlamı taşıyan hezeyanları ile suçüstü olmalarını sağladı..
Bu arada süreç öncesi ve sırasında İsrail, Suriye ve batı mediasındaki yorumlara da Türkiye de ki darbesever Esedsever Siyonizm dostu insanlık düşmanı medyaya da dikkat! Özellikle de Le Mondenin yorumlarına! Ve herkesin dikkatli olması gerek. Çünki bu senaryoyu yazanların yeni tezgahlar peşinde olduklarını da hesaba katmak gerek.
Seçimleri erteleme, özgürlükcü anayasayı engelleme girişimleri durdurulmalı. 35. madde acilen kaldırılmalı. Türkiye şer güçlerin bu karanlık tezgahından güçlenerek çıkmalı.. Saman alevi gibi başlayan isyan denemesi sağduyuyla çabuk bitirilmeli. Şimdi zarar verenlerden Hesap sorma ve hesab verme zamanı. Bu herkese ders olsun.
AdaletPlatformu.org Adem Çevik"
1100 isimden skandal bildiri: "Terörle mücadele dursun!" İşte bildiri ve tüm isimler
Adalet Platformu ile ilgili manşetlerimiz
(13 Ocak 2016, 07:17), son güncel.: (14 Ocak 2016, 15:42)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: