Tam
EskidenYeniye
 

Bahtiyar Aydın davasına devam

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesi, çıkan olaylarda ise 16 kişinin ölümüyle ilgili davaya devam edildi. Sanık Tünay Yanardağ hayatını kaybettiği için yargılanan tek sanık olan dönemin Diyarbakır Jandarma Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu, ilk kez hakim karşısına çıkıp ifade verdi. Mahkeme, sanığın tutuklanma talebini reddetti.

Önceki haber title=Sonraki haber

18.03.2016 18:38 Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesi, çıkan olaylarda 16 kişinin ölümüyle ilgili zaman aşımı olan 20 yıla bir gün kala açılan davaya İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

Duruşmaya müebbet ve 24 yıla kadar hapis cezaları istenen sanık Diyarbakır Jandarma Komutanı emekli Eşref Hatipoğlu, daha önce sağlık ve güvenlik gerekçesiyle mazeret bildirdiği duruşmaya ilk kez katıldı.

Duruşmanın başında mağdur ve müşteki avukatları, sanık Hatipoğlu'nun taraflar olmadan yapılan duruşmada ifadesinin alındığını, bunun usule aykırı olduğunu belirterek mahkeme salonunda iddianamenin yüzüne okunmasını ve ifade vermesini talep etti. Ancak mahkeme heyeti, bu talebi kabul etmedi.

Ardından mağdur ve müşteki avukatlarının sanık Hatipoğlu'na soru sormasına geçildi. Eski Diyarbakır Barosu Başkanı olan mağdur avukatlarından Fethi Gümüş, “Bizim talebimizi reddettiniz ama biz talebimizde ısrar ediyoruz. Hukuka aykırı bir karar verdiğiniz ve bunu işleyeceğiz. Dileriz bu dosya Yargıtay’dan dönmez. Sanığa şunu sormak istiyorum, hangi suçlardan dolayı mahkeme huzuruna gelmiştir, suçlarının ne olduğunu biliyor mu?" dedi.

Soruya sanık Eşref Hatipoğlu ise “Ben 1991- 1995 yılları arasında Diyarbakır İl Jandarma Komutanı olarak devletin kararnamesiyle görev yaptım. Bir çok olaya müdahale ettim, bunlardan biri de Lice’deki olaydır. Askeri birliğe PKK saldırmış, birlik kendini savunmuştur. 19 sene 365 gün sonra, zaman aşımına 1 günden az kala dava açılmıştır. Dava açılırken tam araştırılmamış, sadece tanık beyanları zapta geçmiştir. Avukat bey haberimin olup olmadığını soruyor. Ben buraya top oynamaya gelmedim tabi ki biliyorum. 12 bin askerin komutanıyım, örgüt kurmakla suçlanıyorum. Bir diğeri Lice halkını devlete karşı isyana teşvik ettiğim iddia ediliyor. Ana unsurlar bunlar. Biz bir saldırıyı püskürtmek için bulunuyorduk, bize açılan ateşe karşılık verdik, ‘Şunu öldürün bunu asın’ dememiz söz konusu olamaz." dedi.

Avukatı Mehmet Eren Turan ve asker-sivil polis korumalarıyla birlikte duruşmaya katılan 70 yaşındaki Emekli Albay Eşref Hatipoğlu, öldürülen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın sınıf arkadaşı olduğunu, kendisine komplo kurulduğunu belirtti. Hatipoğlu savunmasında şunları söyledi:

"Bahtiyar Aydın'ın şehit edildiği gün aynı helikopterdeydik. Lice'ye inmeye birlikte karar verdik. Lice'ye operasyon veya çatışma esnasında gitmedik. Aydın ile aile dostuz ve devre arkadaşıyız. Sık sık görüşürdük. Aydın, belirli güçler tarafından öldürüldü. Ekim 1993'te Lice'de PKK'lılar eylem yaparak terör estiriyordu. Başarılı bir operasyon ile devlet hakimiyeti sağlandı. Bu operasyonda 14 terörist öldürülmüştür. Bu olaylar Avrupa İnsan Hakları Komisyonu tarafından yerinde incelenmiş ve Lice halkına zarar verecek işlem yapılmadığı rapor edilmiştir. Ben yıllarca teröre karşı savaştım. İnsan kendi arkadaşını neden öldürsün? Orada ne ben ne de askerim, sivil halka ateş etmiştir. Helikopter iner inmez karşıdan ateş edildi. Bu ateş sırasında Bahtiyar Aydın vurulup şehit oldu. Olayla ilgili tutulan tutanakların hepsi doğrudur. Benim terör örgütü kurup, yönettiğim ve 14 kişiyi tek başına katlettiğim gibi akla hayale gelmez iddialar var. Asılsız olan suçlamaları kabul etmiyorum."

Müşteki avukatların bazı sorularını gizli bilgi niteliğinde olduğu gerekçesiyle yanıtlamayan Eşref Hatipoğlu ile müşteki avukatları arasında PKK'ya hitap şekli yüzünden de gerginlik yaşandı. Katliam günü bir çatışma olmadığını, resmi kayıtlara göre 400 ev, 249 işyerinin tamamen yakılıp yıkıldığını 17 kişinin öldüğünü ifade ederken örgütün adını PKK'liler olarak dile getiren avukat Gümüş'e tepki gösteren Hatipoğlu, "Önce o örgütün adını nasıl telaffuz edeceğini öğren" dedi. Avukat, "Siz farklı söylersiniz, biz farklı farklı söyleriz" dedi. Hatipoğlu da, "Biz derken neyi kastediyorsunuz. Siz kimsiniz" diyerek sert tepki gösterdi.

Araya giren mahkeme başkanı her iki tarafı uyararak duruşmaya devam etti. Davada bir başka dikkat çeken konu, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ı öldüren mermi çekirdeğinin adli emanette olmadığı ortaya çıktı. Sanık Hatipoğlu, "Mermi çekirdeğinin adli emanete alınmadığını biliyorum" dedi.

Avukat Seyfi Gümüş ise sanık Hatipoğlu'nun Diyarbakır'da görev yaptığı dönemin faili meçhul olayların en yoğun olduğu dönem olduğunu iddia etti. Av. Gümüş, şunları söyledi: "Dağ köylerinin yüzde 90’ının boşaltıldığı dönemdir. Olaylara bizzat katılan bir insan, birçok olay o süreçte meydana geldi. Kendisinin orada görevli olduğu dönemde yüzlerce itirafçı, tetikçi kişiler kullanılmış ve binlerce faili meçhul olaylar yaşandı. Bu olayların bir çoğu süre aşımından düşürülmüştür, bir kısmıyla ilgili de dava açılmıştır. Sanığın o süreçte Diyarbakır’da çok keyfi bir şekilde hareket ettiğini bütün Diyarbakır bilmektedir. Sanık alay komutanı be de o dönemde Diyarbakır Baro Başkanıydım. O dönemde 24 meslektaşım, Diyarbakır merkezinde işyerleri ve evlerine jandarma baskınıyla gözaltına alınıp işkencelerden geçirildi. Sanık o dönem İl Jandarma Komutanı’ydı ben Ankara’ya gidip şikayette bulundum. Uzun bir süre sonra meslektaşlarım mahkemeye getirildi, bir kısmı tutuklandı, serbest bırakılanlar da hemen tekrar gözaltına alınıp hakaretler edildi. Başbakanlık teftiş raporunda var, o tarihte benim peşime JİTEM'ciler takıldı, sanığın görevli olduğu o dönemde Diyarbakır allak bullak olmuştu. Sanığın ifadesine göre PKK tarafından askeri birliğe saldırı düzenlenmiştir. Ancak Bayındırlık Müdürlüğü ve emniyetin tespitleri var, ilçe merkezinde 800 ev ve işyeri yakılmıştır orada askeri bir birlik bulunmuyor. Orada ölenlerden 9’u başlarından vurulmuştur. Askeri birliğin karşısındaki mahallede özellikle ölenler. Birliğin hedef alınması söz konusu değildir. Sanık ifadesinde, PKK’nın Lice halkını uyardığını o gün hiç kimsenin okula gitmediğini söylüyor, sunacağım belgede öğrencilerin okula gittiği görülüyor."

ADAYLIĞIMI KOYSAM SEÇİLİRDİM

Sanık Eşref Hatipoğlu da, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesiyle ilgili 5 gizli tanığın ifade verdiğini, bunların hepsinin de birbirinden farklı şeyler söylediğini, bunların yalan olduğunu ifade etti. Diyarbakır'da göreve başladığında Lice'de 2 bin 500 silahlı terör örgütü PKK mensubu olduğunu anlatan Hatipoğlu, bunun sebebinin coğrafik yapı olduğunu aktardı. Kendisinin görev yaptığı dönemde ilçedeki terörist sayısının 150'ye kadar düştüğünü, halkın kendisini çok sevdiğini ifade eden Hatipoğlu, "Orada beni o kadar tanıyan vardı ki adaylığımı koysam kazanırdım. Kızlar erkekler sabahlara kadar sokaklarda dolaşıyordu. Benim o bölgede yaptığım görevimin izahı budur.” diye cevap verdi.

Avukat Fethi Gümüş, “Tuğgeneralin kanasla vurulduğu söyleniyor, o silah ele geçirildi mi, mermi elde mi?” diye sordu. Bu soruya Hatipoğlu, “Bana bir emir verildi, TRT'den bir muhabirin gönderileceği ve olay yerini göstermem istendi. Ben de bu emir çerçevesinde, o gün görevli olanları göreve çağırdım, haber sırasındaki gösterilenler canlandırmadır. Biz o dönemde silah ele geçirmedik, ama komutanımızın şehit edildiği silahın bir benzerini gösterdik. Bununla şehit edildi diye. Bir mermi bulundu ama komutanımızı vuran mermi mi onu bilemem, her yerde mermi vardı." karşılığını verdi.

Mağdur ve müşteki avukatları sanık Hatipoğlu'na, şehit general Bahtiyar Aydın'ın ölümüne neden olan mermi çekirdeğinin en önemli delil olduğunu hatırlatarak merminin nerede olduğunu sordu. Hatipoğlu ise, çekirdeği çok önemsemediklerini belirterek söz konusu çekirdeğin adli emanette olmadığını da belirtti.

Sanık Hatipoğlu, helikopterlerin Lice'nin üzerine ateş etmediğini belirterek kendisine yöneltilen suçlamaların tamamını reddetti.

Bir kısım mağdurun avukatı Yunus Muratakan, “Lice’ye yönelik harekat planı kaç gün önce hazırlandı” diye sordu. Hatipoğlu, harekat planlarının gizli olduğunu, bu nedenle bilgi veremeyeceğini söyledi. Müşteki olarak dinlenen beş kişi de, o dönemde evleri yakan kişilerin askerler olduğunu iddia ederek, karşılıklı çatışma olmadığını, şikayetçi olduklarını, suçluların cezalandırılması gerektiğini belirttiler.

1993 yılında Lice Belediyesi Başkan Vekili olduğunu belirten Ebedi Delidere ise, helikopterlerin ateş ettiğini, akşam saatlerinde de tüm dükkanların yakıldığını ve karakoldan belediye binasına doğru ateş edildiğini anlattı. O dönemde askerden kaçarak polise sığındıklarını mahkemede anlatan Delidere, "Evimizi yaktılar. Karşılıklı çalışma olmadı." diye konuştu.

Söz alan avukat Gümüş, Hatipoğlu'nun daha önce "PKK'nın şehre saldırı düzenleyeceği, çocukların okula gönderilmemesi yönünde Lice halkını uyardığı, kimsenin çocuğunu okula göndermediği" yönünde ifade verdiğini, fakat o gün çocukların okula gittiğine dair belgelerin bulunduğunu belirterek 15 kişinin ölümü, bazı ev ve iş yerlerinin zarar görmesi, köylerin boşaltılmasına ilişkin sorularının sanığa yöneltilmesini istedi.

Hatipoğlu, görev yaptığı dönemde, terör örgütünden ve çatışmalardan rahatsız olan vatandaşların bulundukları köylerini terk ettiklerini belirterek şöyle konuştu:

"Köylerin yerini değiştirme ya da köylerin boşaltılması kararı Bakanlar Kurulu'na aittir. Lice'de bize saldıranlar belli noktalara mevzilenmişlerdi. Orada sadece halka ait binalar zarar görmedi, askeriye ve okullara ait devlet kurumları da zarar gördü. Daha sonra o saldırganlar, halkın arasına karışıp kayboldular.

Göreve geldiğimde Diyarbakır'da 2 bin 500 PKK terör örgütü mensubu çeşitli ilçelerde idi. Bunun esas sebebi de coğrafyanın bu tür olaylara elverişli olmasıdır. Beni o bölgede çok fazla seven insan da vardı. Seçimlerde adaylığımı koysam hiçbir siyasi parti desteği olmadan seçilebilirdim. Bunun yanında sevmeyenler de vardır. Lice'den ayrılırken 150'ye yakın terörist kalmıştı. Gece sabahlara kadar gençler sokaklarda dolaşabiliyordu. Benim o bölgede yaptığım görevimin izahı budur."

Avukat Gümüş'ün "Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın ölümüne sebep olan silah ve buna ait mermi bulundu mu?" sorusunu da cevaplayan Hatipoğlu "O silahı, yani keskin nişancı silahını hiç bir zaman ele geçirmedik. Olaylar sona erdikten sonra olay yerine çekimlere gelen TRT muhabirine bazı canlandırmalar yaptık. O programda görülen silah ve mermiler, olayda kullanılanlar değildir. Komutanımızın şehit edildiği silahın bir benzerini gösterdik. Bir mermi bulundu ama komutanımızı vuran mermi mi onu bilemem. Her yerde mermi vardı çünkü" ifadelerini kullandı.

Söz alan mağdur avukatlarından Yunus Muratakan'ın, güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla ilgili sorusuna "devlet sırlarına ilişkin bu ve benzer sorulara cevap vermeyeceğini" söyleyen Hatipoğlu, avukatın tuzak sorular sorduğunu öne sürdü.

Hatipoğlu, "Güya bombaların köyü etkileyeceğini söylemeye çalışıyor. Ama operasyon planlanırken bir şey kullanılacaksa bunun hesabı yapılır. Zaten öyle bir tehlike olsa pilotlar o bölgeyi bombalamaz. O insanları biz öldürmedik, orada yaşayan insanlar benim vatandaşım. Bana verilen görev devletime karşı gelen insanları yakalamaktır. Bizim orada yaptığımız meşru müdafaadan başka bir şey değildi. Helikopterler Lice üzerine ateş etmedi. Olay yerine gelen ilk helikopter silahsızdı, diğeri ise PKK'lı teröristlerin kaçış bölgesi olan dağın yamacına ateş eden Kobra tipi helikopterdi" diye konuştu.

Hatipoğlu, Bahtiyar Aydın'ın vurulmasına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Saat 09.00 sıralarında nereden geldiğini bilmediğim bir roket yakınıma düştü. Uzun namlulu silahtan gelen mermiler düşmeye başlayınca atışların nereden yapıldığını anlamak için siper aldık. Mermilerin şehirden geldiğini fark ettikten sonra askerler o noktaya ateş açtı. Daha sonra Bir üsteğmeni zırhlı araçla şehre gönderdim. Şehirdeki okulların ve iş yerlerinin kapalı olduğunu, basit bir taciz ateşi değil planlı bir saldırı yapıldığını, her yerden ateş açıldığını söyledi. Ben de Bahtiyar Aydın paşamı bilgilendirdim. O da hemen birliklerin operasyon bölgesinden çekilmesi talimatını verdi. Bulunduğumuz yerdeki herkes mevziye geldi. Eğer orada PKK başarılı olup bizi, yani Bahtiyar Aydın ile beni öldürse ya da esir alsa dünya çapında bir eylem olacaktı. Daha sonra birlikler yaklaştı ve Lice'ye zırhlı araçları gönderdik. Askerleri güvenli bölgeden alıp bizim yanımıza getirdi. Bu esnada bir astsubay açılan ateşle şehit oldu. Bahtiyar Paşa birliği sevk idare ediyordu, mevzileri geziyordu. Ben de, 'Hedef olabileceği ve uzaktan görülebileceği' yönünde kendisini uyardım. Daha sonra birkaç adım attığımda yanındaki subayın bağırdığını duyunca paşamızın sağ gözünün altından vurulduğunu gördüm. Hemen bir helikopter istedik, Bahtiyar Paşayı zırhlı araçla Yatılı Bölge Okuluna götürdük. Helikopterle gönderdiğimiz hastanede şehit oldu. Kurşunun hangi taraftan geldiğini kestiremedim. Bahtiyar Paşanın nasıl vurulduğuyla ilgili değişik senaryolar üretildi. Ben gerçeği anlatıyorum. Yapılan otopside atışın yakından yapılmadığı belirlenmiş, nereden yapıldığını bilemem."

TUZAK SORU BUNLAR

Avukat Yunus Murat Akan, "Siz PKK'nın Lice'ye saldırı yapacağı yönünde bir bilgi aldınız mı? Operasyon belgesine uçak istediniz mi?" sorusunu yöneltti.

Hatipoğlu, "Avukat bey tuzak sorular yöneltiyor" diye başladığı konuşmasında, olayları ve Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesini şöyle anlattı:

"Güya uçakların bombalarının köyü etkileyeceğini söylemeye çalışıyor. Ama operasyon planlanırken bir şey kullanılacaksa bunun hesabı yapılır. Zaten öyle bir tehlike olsa pilotlar da o bölgeyi bombalayamaz. Avrupa insanlar hakları heyeti ilçeye geldiğinde Lice halkının yaşam hakkının engellenmediğini belirlemiştir. O insanları biz öldürmedik. Bizim orada yaptığımız meşru müdafaadır. Helikopterler Lice üzerine ateş etmedi. Biz Dibek köyüne gitmedik. Kulp'a giderken, uçakları yönlendirecektik. Uçaklar gelmeyince Lice'ye gittik. Uçakların gelmesi iptal olunca topçu ateşi yönlendirildik. Ben anlamıyorum, Dibek köyü şu an da bile PKK yuvasıdır. Şehirden alınan çocuklar oradan dağa götürülür. Helikopter kalkarken kim varsa yine aynı kişiler var. Havada yolcu alacak halimiz yok. Söylediklerimi dinlemiyorlar, sonra ben itiraz edince kızıyorlar. Lice'ye aynı kişilerle gittik ve ilk indiğimizde topçu birliğinin başındaki komutanla görüştük. Bizim verdiğimiz noktaya top atışı yapılıp yapılmayacağını sorduk. Saat 09.00 sıralarında yakınıma bir roket düştü ama nereden geldiğini bilmiyorum. Sarsıldık ve daha sonra mermiler düşmeye başladı. Uzun namlulu silahtan gelen mermilerdi bunlar. Siper alıp atışların nereden yapıldığını anlamaya çalıştık. Merminin şehirden geldiğini fark ettik ve ateşin açıldığı noktaya askerler de ateş etti. Daha sonra ben bir üsteğmeni zırhlı araçla şehre gönderdim. Bana şehrin içinde okulların ve işyerlerinin kapalı olduğunu söyledi. Biz vatandaşlarımızın zarar görmemesi için sürekli anons ettik. Bugün Sur'da da yaşananlar da aynısıdır. Eğer vatandaşlarımızın korunması düşünmese 3 günde temizlenirdi Sur. Üsteğmen bunun bizim düşündüğümüz gibi basit bir taciz ateşi olmadığını söyledi. Ben de Bahtiyar Paşama bilgi verdim. Hemen birliklerin operasyondan çekilmesini söyledi. Bizim bulunduğumuz yerdeki herkes mevziye geldi. Eğer orada PKK başarılı olup bizi öldürüp esir alsa dünya çapında bir eylem olacaktı. Daha sonra birlikler yaklaştı ve Lice'ye zırhlı araçları gönderdik. Askerleri güvenli bölgeden alıp bizim yanımıza getirdi. Bu sırada da bir astsubay açılan ateşte şehit oldu. Bahtiyar Paşa sevk idare ediyordu, mevzileri geziyordu. Ben de kendisini uyardım ve uzaktan görülebileceğini söyledim. Bunu söyledikten sonra birkaç adım ayrıldım ve yanındaki subayın bağırdığını duyunca paşamızın sağ göz altından vurulduğunu gördüm. Daha sonra helikopter istedik ve hastaneye kaldırıldı, şehit oldu. Yapılan otopside atışın yakından yapılmadığı belirlenmiş. Atışın nereden yapıldığını bilemem. Mermi çekirdeği vardı. Ne oldu bilmiyorum alt tarafı bir çekirdek. Adli emanette yok diye biliyorum."

Avukat Yunus Murat Akan, sanık Hatipoğlu'nun tutuklanmasını talep etti. Sanığın avukatı da tutuklama talebinin reddine ve müvekkilini duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Cumhuriyet Savcısı da, mütalaasında sanığın tutuklanma isteminin reddine ve duruşmalardan vareste tutulmasını istedi.

Mahkeme heyeti talepleri değerlendirmek için duruşmaya kısa bir ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın tutuklanma istemini reddedip, duruşmalardan vareste tutulmasına ve eksik belgelerin tamamlanması için duruşmayı 26 Haziran’a erteledi.

İddianame ve davanın geçmişi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin ölümü nedeniyle dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu ile o dönem üsteğmen olan emekli Jandarma Kurmay Albay Tünay Yanardağ hakkında, "taammüden öldürme", "halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıla kadar hapis cezası istenmişti.

Güvenlik gerekçesiyle Eskişehir'e nakledilen davanın, bu kentte TMK ile görevli mahkeme olmaması nedeniyle Yargıtay tarafından İzmir'de görülmesine karar verilmişti.

İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan davanın ilk duruşmasında, sanık avukatının talebi üzerine "soruşturma izni alınması" için yargılama durdurulmuştu. Sanığın dosyası Adalet Bakanlığına gönderilmiş, HSYK, "soruşturma iznine gerek olmadan yargılamanın yapılabileceği" yanıtını verince dosya yeniden görülmeye başlanmıştı.

Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikastiyle ilgili manşetlerimiz

(18 Mart 2016, 18:38)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=7796    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.037.583