Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilci Erdem Gül'ün Hatay ve Adana'da durdurulan MİT TIR'larına ilişkin görüntüleri yayınladıkları için yargılanmasına 2. duruşma ile devam edildi. Mahkeme, Dündar ve Gül'ün tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Duruşma öncesi adliye koridorlarında bir saldırı yaşandı. 'Soruşturmayı haber yapan gazetecilere 100'er bin TL'lik tazminat davası açtınız. Bununla ilgili bir şey söylemek ister misiniz? şeklindeki soruya Dündar 'Biz gazetecileri ayırıyoruz diğer tetikçilerden. Tetikçileri gazetecilerden ayırmayı öğrendik' yanıtını verdi. Cumhuriyet gazetesi Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu ise soruya sinirlenerek yumrukla saldırdı. Saldırıda Sabah muhabiri Dilek Yaman yaralandı.
02.04.2016 16:56 MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin görüntü ve haber yayınladıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilci Erdem Gül'ün yargılandığı davanın 1 Nisan'da görülen ikinci celsesi usül tartışmalarıyla başladı.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün duruşma öncesi dışarıda yaptıkları açıklamaların ardından CHP'li vekiller Enis Berberoğlu, Mahmut Tanal, İlhan Cihaner, Barış Yarkadaş, HDP'li vekiller Filiz Kerestecioğlu ve Garo Paylan ile Celal Başlangıç, Hasan Cemal, Nilgün Cerrahoğlu, Mete Akyol gibi gazeteciler ve izleyici kalabalığı ve sloganlar eşliğinde adliyeye girdi.
Kapalı yapılmasına karar verilmiş olan duruşmaya Dündar ve Gül'ün eşleriyle Dündar'ın annesi alındı. Dündar'ın oğlu Ege Dündar ise içeri alınmadı. Ancak avukatlar, oğlunun da içeri alınması için talepte bulundu. Duruşma öncesi yetki belgesi veren 477 avukatın salon dolana kadar duruşmaya alınmasına karar verildi.
Bu arada CHP'li ve HDP'li milletvekillerinin de bir dizi talebi oldu. CHP'li Barış Yarkadaş, Hilmi Yarayıcı, Tuncay Özkan ve Engin Özkoç'un TBMM'nin Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'nda görev yapmalarını gerekçe göstererek davaya gözlemci olarak katılma talebinde bulundu. 8 CHP'li milletvekili de suçtan zarar gördüklerini belirterek davaya müdahillik talebinde bulundu. 100'ün üzerinde avukatın girebildiği duruşmaya, saat 11.15 sıralarında başlandı. İddianamenin özeti okundu.
Talepleri değerlendiren mahkeme Milletvekillerinin taleplerinin tamamını reddetti, Dündar'ın oğlunun salona alınmasını kararlaştırıldı.
Saat 13.30'da savunmasına başlayan Dündar'ın ifadesi tamamlandı. Duruşmaya verilen yarım saat aranın ardından diğer sanık Erdem Gül'ün ifade vermesi de tamamlandı.
Duruşma sonunda mahkeme, Dündar ve Gül'ün yargılanmasına tututuksuz devam edilmesine karar verdi. Savcı da, Can Dündar ve Erdem Gül için tutuklama talebinde bulunmadı. İfadenin alınmasının ardından mahkeme, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davayı 22 Nisan'a ertelendi. Mahkeme ayrıca Dündar ve Gül'ün yurtdışına çıkış yasağının da devamına karar verdi.
Basına kapalı olarak gerçekleştirilen duruşmada iddianamenin özetinin okunmasının tamamlanmasının ardından, Suriye'deki Türkmenlere insani yardım taşıyan MİT'e ait yardım TIR'larının durdurulmasına ilişkin video görüntüleri duruşma esnasında izletildi. Ardından Dündar ve Gül yaklaşık 4 saat süren savunmalarını sundu. Duruşma savcısı Evliya Çalışkan, Dündar ve Gül'ün yargılanmalarına tutuksuz bir şekilde devam edilmesi yönünde mütalaa verdi. Çalışkan ayrıca, sanıkların hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının da kaldırılmasını istedi. Mahkeme heyeti karar vermek için duruşmaya ara verdi. Verilen ara sonrası kararını açıklayan heyet, Dündar ve Gül'ün yurtdışı çıkış yasaklarının kaldırılmasına yönelik talebi reddederken, yargılamanın tutuksuz devam etmesi gerektiğine hükmetti.
EMRE ERÇİŞ'E ZORLA GETİRME
Duruşmada Can Dündar'ın ifadesi 3 saat sürdü. Kapalı oturumda gerçekleşen davada Dündar'ın savunmasının ardından duruşma savcısı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Müsteşarlığı'nın avukatları Dündar'a sorular yöneltti. Dündar'ın ifadesi sonrası verilen aranın ardından duruşmada diğer sanık Erdem Gül de ifade verdi. Bir sonraki duruşmanın 22 Nisan'da yapılması kararı alınan celsede mahkeme, tanık gazeteci Emre Erciş hakkında ise zorla getirme yönünde emir çıkarılmasına hükmetti. Davada sanık olarak yargılanmak isteyen Mustafa Altuntaş'ın talebi ise reddedildi. Mahkeme, CHP Milletvekili Şafak Pavey'in duruşmaya katılma talebini de reddetti.
Konsoloslar bu sefer yok
Casusluk' davasının ilk duruşmasında Çağlayan Adliyesi'nde boy gösteren 'başkonsoloslar' ikinci duruşmada ortalıkta görünmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok sert tepki gösterdiği elçilerin yeniden Çağlayan'a gelmesi halinde devlet tarafından 'istenmeyen adam' (persona non grata) ilan edilme riski bulunuyordu.
Gazeteci yumrukladı
Dün Çağlayan Adliyesi koridorları bir zorbalığa sahne oldu. Sabah Gazetesi Muhabiri Nazif Karaman, Dündar'a, “Savcılık soruşturmasını haber yapan gazetecilere 100'er bin TL'lik tazminat davası açtınız. Ne söylersiniz?" diye sordu. Dündar ise “Biz gazetecileri ayırıyoruz diğer tetikçilerden" cevabı verdi. Karaman'ın soru sorduğu esnada yanında Sabah Gazetesi Muhabiri Dilek Yaman da bulunuyordu. Karaman'ın sorusuna sinirlenen Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Murat Sabuncu, “Kesin lan!" diye bağırarak Karaman ile Yaman'a yumruk savurdu. Yaşanan arbedede muhabir Dilek Yaman omuzundan yaralandı. Kalabalık grup, Sabah muhabirlerini itip kakarak duruşma salonu önünden uzaklaştırdı.
DÜNDAR 'YABANCI DİPLOMATLAR DA DURUŞMAYA KATILMALI' DEDİ, TARAFTARLARI BAYAN MUHABİRİ YUMRUKLADI!
Duruşmadan önce mahkeme salonuna giden koridorda gerginlik yaşandı. Bazı habercilerle duruşmayı izlemeye gelenler arasında yaşanan bu gerginlik öncesinde Can Dündar'la bazı haberciler arasında da gerginliğe yol açabilecek diyalog yaşandı. Uzun sürmeyen bu diyalog sırasında bazı cep telefonu kameraları kayıttaydı.
Duruşma öncesi İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yapan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar;“Biz aslında sorgulayan tarafta olmalıydık” dedi. Dündar konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Birincisi duruşmanın tarafları belli oldu. Cumhurbaşkanı ve Milli İstihbarat Teşkilatı müdahil olarak duruşmaya katılacaklar. İkincisi de kapalılık kararı alındı. Burada oturma düzeninde bir yanlışlık var. Cumhurbaşkanı ve MİT müsteşarlığına karşı gazeteciler, biz aslında burada sorgulayan tarafta olmalıydık. Olar suçlanan tarafta olmalıydı. Çünkü davanın özünde uluslar arası suç yargılanıyor. Ben bu oturma düzeninin yakında düzeleceğini ve gerçek olması gereken halini alacağını düşünüyorum. Burada yargılanması gereken biz değiliz. Burada yargılanan gazetecilik . Burada yargılanan haber alma hakkımız. Halkın öğrenme hakkı. Karşı tarafta ise, halktan gizlenen bir suç var. Biz şimdilik savunmamızı yapacağız. Ama artık bu sadece gazetecilik davası olmanın ötesine kaçtı. Uluslararası diplomatların davayı izleme hakkı da girdi işin içine. Halkın temsilcilerinin, meclisteki temsilcilerinin bu davayı izleyip, izleyemeyeceği de çıktı. Dolayısı ile diplomatlar ve milletvekilleri de hedef haline geldi. Bu davanın tarafı haline geldi."
Can Dündar “Baştan beri burada ortaya çıkan skandalı dünyanın gözünden saklamaya çalışıyorlar. Fakat Adana'da o TIR'lardan çıkan eşyalar, mühimmat gizlenmeye çalışıldıkça uluslararası bir öykü haline geldi. Tam ters tepti. Artık bütün dünyanın bildiği ve Amerika'da Cumhurbaşkanı'na sorulan bir olay haline geldi. Dolayısı ile ne kadar kapatmaya çalışırlarla o kadar aleniyet kazanıyor. Gene öyle olacak. Cumhurbaşkanı anayasayı tanımadığını, anayasa mahkemesinin kararına uymayacağını söyledi. Biz ona uymayacağız. Biz yasaları, anayasayı tanıyoruz. Mümkün olduğunca saygılı olmaya çalışacağız. O anayasa, bu Anayasa Mahkemesi kararı ve bu yasalar bizi beraate götürecek. Ona inanıyoruz. Sonuna kadar bu davada savunma hakkımızı kullanacağız. Tarihte her zaman kazandık, yine kazanacağız" dedi.
Erdem Gül ise konuşmasında “Bugün burada ne karar verilirse verilsin, sonuçta bu davada gazetecilik yargılanıyor. Haber yargılanıyor. Dolayısı ile burada yargılanmaya çalışılan şey gazetecilik faaliyetidir. Gazetecilik faaliyeti de suç olmadığına göre bu yargılamayı reddediyoruz. Dolayısı ile bu davanın bugün düşmesi gerekiyor" dedi.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün avukatı Akın Atalay ise savunmayı 500 den fazla avukatın üstlenmek istediğini belirterek “Arkadaşlar şu ana kadar Can ve Erdem'in müdafiliğini üstlenmek için tahminen beş yüzün üzerinde avukat arkadaşımız görev üstlenmek istedi. Onlar bugün duruşma salonunda olacaklar. Dolayısı ile duruşmanın kamuoyu denetiminden uzak yapılmasını bir nevi avukat arkadaşlarımız engel olmuş olacaklar. Hukuka aykırı, kanuna aykırı kararlara uymamızı kimse bizden beklemesin. Bir tiyatro oyununda rol alan figürler olmayacağımızı şimdiden size duyuralım" dedi.
Bir habercinin, “Geçen hafta duruşmaya konsoloslar da katılmıştı. Cumhurbaşkanımızın buna tepkisi olmuştu. Bu hafta gene katılım olacak mı sorusuna, Can Dündar, “Konsoloslardan bilmiyorum gelip gelen olup olmadığını. Ama onlar gereken cevabı verdiler, biliyorsunuz. Bu davayı izlemek en doğal hakları. Türkiye'de hukuk var mı yok mu? Takip etmek bütün yabancı diplomatların hakkı" dedi.
DÜNDAR: BİZ GAZETECİYİZ, DAVA AÇTIKLARIMIZ İSE GAZETECİ DEĞİL TETİKÇİ!
Bir gazetecinin savcılık soruşturmasını haber yapan gazetecilere 100'er bin TL'lik tazminat davası açtınız. Bununla ilgili bir şey söylemek ister misiniz? şeklindeki soruya "Biz gazetecileri ayırıyoruz diğer tetikçilerden. Tetikçileri gazetecilerden ayırmayı öğrendik" yanıtını verdi. Can Dündar ve Erdem Gül, aralarında gazeteci, milletvekili ve sivil toplum temsilcilerini alkışları arasında İstanbul Adalet Sarayı'na girdi.
CUMHURİYET YÖNETİCİSİNDEN BAYAN MUHABİRE SALDIRI
Dündar'ın gazeteciliğe bu bakış açısı şok etti. Dündar'ın açıklamalarından dakikalar sonra ise Cumhuriyet gazeteci yöneticilerinden bir bayan gazeteciye fiili saldırı meydana geldi. Dündar'a soru yönelten Sabah Gazetesi muhabirleri Nazif Karaman ve Dilek Yaman, Cumhuriyet gazetesi Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu tarafından darp edildi.
Duruşma salonu önünde iki gazeteci arkadaşıyla beklediği sırada çeşitli sataşmalara maruz kalan Dilek Yaman'ın da aralarında bulunduğu gazetecileri Can Dündar'ı desteklemeye gelen kalabalık tarafından soru sordukları gerekçesiyle itilip kakıldı.
Bu sırada Cumhuriyet Gazetesi yazarı Murat Sabuncu gazetecilerin üzerine doğru yumruk savurdu. Sabuncu'nun savurduğu yumruk, Sabah Gazetesi adliye muhabiri Dilek Yaman'ın omuzuna isabet etti. Yaman'ın omuzunda kızarıklık oluştu.
Olay yerinde meydana gelen kargaşanın ardından Can Dündar'ı desteklemeye gelen kalabalık Sabah muhabirine tehdit ve hakaret içerikli sözler savurdu. Olaya Sabah Muhabiri Nazif Karaman ve Star Gazetesi muhabiri Kemal Gümüş şahit oldu.
Ertesi gün medyaya yansıyan saldırı görüntüleri Cumhuriyet gazetesi taraftarlarının çarpık gazetecilik anlayışını tüm çıplaklığıyla ortaya serdi.
CUMHURBAŞKANINA SLOGANLI HAKARETE SORUŞTURMA
Öte yandan Can Dündar ve Erdem Gül hakkında açılan casusluk davasında İstanbul Adliyesi'nde Dündar ve Gül'ü desteklemeye giden kalabalık, gün boyu Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında hakaret dolu sloganlar attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik "faşiste direneceğiz, faşizme karşı omuz omuza" ve benzeri sloganlar atan kalabalık hakkında 2911 sayılı toplantı, gösteri ve yürüyüş kanununa aykırı davrandıkları için soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu'nun talimatıyla yasadışı eylem hakkında soruşturma başlatıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında hakaretvari sloganlar atan şüphelilerin güvenlik kameralarıyla tespit edileceği öğrenildi.
ENİS BERBEROĞLU DAVAYA SANIK OLARAK KATILABİLİR
Dava ile ilgili bir başka gelişme daha yaşanıyor. MİT TIR’ı görüntülerini Can Dündar’a temin ettiği iddia edilen CHP’li Enis Berberoğlu hakkında fezleke hazırlanıyor. Savcılık, Berberoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyecek.
Suriye'deki Türkmenlere insani yardım taşıyan MİT TIR'larına ilişkin görüntüleri Can Dündar'a temin ettiği iddia edilen CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında 'casusluk' suçu kapsamında fezleke hazırlandığı ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 7 Haziran seçimlerinden bir hafta önce Cumhuriyet gazetesinin manşetinden yayımlanan MİT TIR'larıyla ilgili görüntüleri CHP'li Berberoğlu'nun Can Dündar'a servis ettiğine dair önemli bir delil elde etmişti. Dündar, görüntülerin kendisine getirilişini şu cümlelerle anlatmıştı: “27 Mayıs Çarşamba günü öğleden sonra solcu bir milletvekili dostum getirdi görüntüleri. 'Merak ettiğin şey bu flash diskin içinde' dedi..."
Bu şekilde, görüntülerin 27 Mayıs 2015 günü öğleden sonra 'solcu bir milletvekili' tarafından kendisine getirildiğini açıklayan Dündar'ın HTS kayıtlarını inceleyen savcılık, sözkonusu gün ve bahsedilen zaman aralığında Dündar ile Berberoğlu'nun telefonlarının aynı noktadan sinyal verdiğini belirlemişti.
YENİ DELİL DOSYAYA GİRDİ
Saat 14.32'de yapılan görüşmede Berberoğlu'nun telefonunun Cumhuriyet'in Şişli'deki binasına çok yakın bir noktadan sinyal verdiği, Dündar'ın telefonunun da aynı noktada bulunduğu belirlendi. Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen yazıda, 27 Mayıs 2015 günü öğleden sonra Dündar ve Berberoğlu'nun yüzyüze görüştükleri, 14.32'de gerçekleşen 21 saniyelik telefon görüşmesinin de 'buluşmak için yer tayini' anlamına geldiği ifade edildi. Mahkeme, Fidan'ın gönderdiği yazıyı dosyaya işledi.
DOKUNULMAZLIĞININ KALDIRILMASI İSTENECEK
Soruşturmada yeni yaşanan bu gelişme üzerine Başsavcıvekili İrfan Fidan'ın milletvekili Enis Berberoğlu hakkında fezleke yazmaya başladığı öğrenildi. Dündar ve Gül'ün yargılandıkları dosya kapsamında ve 'casusluk' suçu çerçevesinde hazırlanacak fezlekenin, tamamlanmasının ardından TBMM'ye gönderileceği ve Berberoğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edileceği öğrenildi.
MAHKEME BİRLEŞTİRME TALEBİNİ REDDETTİ
22.04.2016 19:07 Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, gazetede, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulması olayına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara yer verdikleri gerekçesiyle 'casusluk', 'darbeye teşebbüs' ve 'FETÖ/PDY örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek yardım etmek' suçlarından yargılandıkları davanın yeni duruşmasında önemli bir gelişme yaşandı. Davanın, Yargıtay'daki MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davayla birleştirilmesi talebi reddedildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde kapalı yapılan duruşmada, MİT Müsteşarlığı adına Hazine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları müdahil olarak hazır bulundu. Sanıklar Dündar ve Gül'ü, 100'ü aşkın avukat temsil etti.
Duruşmada, dosyaya gelen evrakların okunmasının ardından gazeteci Emre Erciş'in tanık sıfatıyla ifadesine başvuruldu.
Tanık beyanının alınmasının ardından Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan, dava dosyasının, aradaki irtibat nedeniyle MİT tırlarının durdurulmasıyla ilgili eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, eski Adana İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Özkan Çokay, savcılar Aziz Takçı, Özcan Şişman ile Ahmet Karaca ile 33 askeri personelin yargılandığı Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki davayla birleştirilmesini talep etti.
Verilen aranın ardından yeniden başlayan duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dava dosyasının, aradaki irtibat nedeniyle MİT tırlarının durdurulmasıyla ilgili 38 kişinin yargılandığı Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki davayla birleştirilmesini talebini, irtibat varsa da yargılamanın geldiği safha ve dava dosyasının durumunu göz önüne alarak reddetti.
DOSYA MÜTAALA İÇİN SAVCIYA GÖNDERİLDİ
Dava dosyasının mütalaasını hazırlaması için Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan'a gönderilmesine hükmeden heyet, duruşmayı 6 Mayıs'a erteledi.
Dündar iddianamesi kabul edildi
Dündar TIR ihanetinden tutuklandı!
Cumhuriyet'e TIR soruşturması
Paralel yapı-19 Ocak (2014) TIR baskını ve soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-Selam-Tevhit kumpası manşetlerimiz
Dündar'n tahliyesine tepki gösteren Erdoğan: Ey AYM, anayasaya uy
(02 Nisan 2016, 16:56), son güncel.: (22 Nisan 2016, 19:07)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: