Darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, Fetö yapılanması, TSK'daki uzantıları ve 15 Temmuz darbe girişimi konu edinildi. Ağırlıklı olarak örgütün Denizli Yapılanmasının konu edinildiği iddianamede Örgüt mensuplarının kendi aralarında kullandığı kriptolu yazışma programı 'ByLock' un kullanımına ilişkin, programın örgüt üyeliğine niçin delil oluşturduğu gibi çok önemli ve detaylı bilgiler de yer aldı. İddianamede, örgüt üyelerinin bağlı bulundukları 'imam'ların izni ve talimatıyla evlenebildiği, evlenmelerin katalog üzerinden yapıldığı, FETÖ'den ayrılmak isteyen kişilerin, eş ve çocuklarının kendisinden uzaklaştırılarak üzerinde baskı oluşturulduğu da ifade edildi.
28.10.2016 20:31 Darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensuplarının kendi aralarında kullandığı kriptolu yazışma programı "ByLock" un kullanımına ilişkin detaylı bilgiler yer aldı.
Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen, 20 klasör ve 143 sayfadan oluşan iddianamede, örgütün haberleşmede kullandığı şifreli mesajlaşma uygulaması ByLock'un nasıl ortaya çıktığı ve kullanımına ilişkin detaylara yer verildi.
Darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen eski 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da aralarında olduğu 42'si tutuklu 60 sanık hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, başta İngilizce olarak yazılan uygulama sonrasında "Turquoise" adlı güncellemeyle Türkçeleştirilerek, örgütün Türkiye yapılanmasında yaygınlaştırılan gizli yazışma programı "ByLock"un örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in "Tüm üyeler ByLock programı üzerinden görüşmeler yapsın, normal telefonla görüşme yapanlar hizmete ihanet etmiş olur." talimatıyla kullanılmaya başlandığına dikkat çekildi.
Bylock'un, flaş bellek ile kurulum dosyasını telefona kopyalama ile başlayan bir mesajlaşma programı olduğunun belirtildiği iddianamede, tanımlamayla giriş şifresi oluşturulduktan sonra sisteme başka bir ülkenin serverı üzerinden bağlantı sağlanabildiği, bu bağlantının genellikle ABD üzerinden gerçekleştirildiği kaydedildi.
-Veri tabanı Kanada'da-
İddianamede ByLock'un veri tabanının Kanada'da olduğuna işaret edildi. Bylock üzerinden gönderilen mesajların, mesajı gönderdikten sonra alıcı tarafından silinmemiş ise 24 saat içerisinde mesajın sistem tarafından otomatik olarak silindiği kaydedilerek, şu bilgilere yer verildi:
"Gönderici mesajı gönderdikten sonra mesajı telefonundan silerse, alıcı mesajı okuduktan sonra sistem mesajı otomatik olarak silmekte, ByLock içerisinde gelen mesajlardan telefonların özelliklerine göre ekran görüntüsü kopyası alınabilmektedir. ByLock programı ilk başta İngilizce yazılım olarak üretilmiş ve örgütün kullanımına sunulmuş, daha sonra Türkçe yazılım güncellemesi yapılarak Turquoise ismi ile özellikle tüm Türkiye'de FETÖ/PDY hizmetine sunulmuştur. Türkiye'de örgüt tarafından yazışma ve mesajlaşma olarak bu iki Türkçe ve İngilizce versiyonu kullanılmaktadır. Bu programlara ait ByLock ve Turquoise isimli versiyonlar App Store ve Google Play gibi kamuya açık mobil uygulama mağazalarında bulunmamaktadır. FETÖ/PDY üyeleri, Bylock ve Turquoise yazışma ve mesajlaşma programı haricinde App Store ve Google Play mağazalarında bulunan LİNE, Tango, Kakoa Talk, CoverMe gibi sesli görüşmeler, fotoğraf, video gönderebilen programları kullanmaktadır."
İddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den gelen mesajların, emir ve talimatların bölge imamlarına, bölge imamları vasıtasıyla il ve ilçe imamlarına ByLock (Turquoise Türkçe Versiyonu) üzerinden ulaştırıldığının bilindiği ve örgüt içerisinde gizliliğin en üst seviyede olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
-Sadece örgüt üyelerinin kullandığı özel program-
İddianamede özel bir yazılım olarak üretilen ByLock'un özel bir server üzerinden sadece FETÖ/PDY mensuplarınca kullanılabildiğine vurgu yapıldı.
İddianamede, "Örgüt mensuplarının deşifre olmadan kendi aralarındaki haberleşmeleri sağlamaları amacıyla kullanımına sunulan ByLock isimli kriptolu program üzerinden haberleşmeyi sağladıkları anlaşıldığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmış olduğu ByLock isimli kriptolu programın kurulum dosyası olmadan internet üzerinden temininin mümkün olmayacağı, yani bu programa erişimin ancak örgüt üyeleri arasında birbirlerine kurulum dosyasını bluetooth, flash bellek gibi digital ortamdan vererek sağlanacağı kesin ve net olduğu, dolayısıyla ByLock isimli programa FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet göstermeyen bir kişinin ulaşmasının mümkün olmayacağı açıktır." değerlendirmesinde bulunuldu.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
"Ülke genelinde FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili yürütülen soruşturmalar kapsamında şüpheliler tarafından gizlilik içerisinde iletişim kurmak için kullandıkları ByLock programı ile ilgili yapılan incelemede, yürütülen soruşturmalar kapsamında alınan ifadelerden anlaşıldığı üzere, 17 Aralık 2013 tarihinden sonra FETÖ/PDY üyeleri tarafından telefon dinlemeleriyle ilgili tedbir alınmaya başlandığı, Türkiye'de bulunan tüm telefonların güvenlik zafiyetleri ve dinlenmesinin çok kolay olduğunun örgüt tarafından bilindiği, bu konunun sohbetlerde anlatılıp toplantılarda örgüt görüşmelerinin Line, WhatsApp, Viber, Hi, Kakoa Talk, CoverMe gibi programlar üzerinden yapıldığı, bu programların güvenlik zafiyeti olduğundan örgütün bu programları kullanmaktan vazgeçtiği, örgütün kritik noktalarına bakan tüm üyelerinin yoğun olarak ByLock denilen programı kullandığı, örgüt üyelerinin Bylock üzerinden mesajlaşmak suretiyle bilgi alışverişini sağladıkları, ByLock ile ilgili FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'den gelen talimatta, 'Tüm üyeler ByLock programı üzerinden görüşmeler yapsın, normal telefonla görüşme yapanlar hizmete ihanet etmiş olur' denildiği, 15/07/2016 günü anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen ve başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi sonrası ülke genelinde örgüt mensuplarına yönelik başlatılan operasyonlar ve gözaltılar kapsamında, örgüt mensuplarının kriptolu ByLock programı üzerinden yaptıkları mesajlaşmalarda, deşifre olmamaları için alınacak tedbirler yönünden, telefonlarından ve bilgisayarlarından ByLock programını silmek suretiyle formatlamaları gerektiği ve güvenlik güçlerine karşı soruşturma aşamasında nasıl hareket etmeleri gerektiği yönünde talimatlandırıldığı görüldü."
Gizliliği en üst seviyede tutan FETÖ/PDY'nin devletin birçok kurum ve kuruluşları içerisine sızdığına işaret edilen iddianamede, örgüt mensuplarının kendilerini kamufle ederek bulundukları yerlerde örgüt adına eylem ve faaliyetlerine devam etmeye çalıştıkları, soruşturma kapsamında yakalanan ve ByLock programını kullandıkları anlaşılan kişilerin de FETÖ/PDY terör örgütünün hiyerarşisi içerisindeki talimatlar doğrultusunda hareket ettiklerinin değerlendirildiği aktarıldı.
FETÖ, ÖRGÜTTEN AYRILANLARA AİLELERİ ÜZERİNDEN BASKI KURMUŞ
İddianamede, örgüt üyelerinin bağlı bulundukları "imam"ların izni ve talimatıyla evlenebildiği, FETÖ'den ayrılmak isteyen kişilerin, eş ve çocuklarının kendisinden uzaklaştırılarak üzerinde baskı oluşturulduğu da ifade edildi.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde Tavas Cumhuriyet Savcılığı tarafından "FETÖ/PDY'nin Tavas'taki çatı yapılanması"na yönelik soruşturma kapsamında 31'i tutuklu 72 kişi hakkında hazırlanan ve Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame, FETÖ'nün örgütlenme şekli, hiyerarşik yapısı, bu yapıya bağlı kişilerin hareket tarzları anlatıldı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt mensuplarınca "olağanüstü hallere sahip kutsal kişilik" kabul edildiği belirtilen iddianamede, örgütün "gizlilik, hiyerarşik yapılanma, öz geçmiş raporu verme ve kod adı kullanma" gibi özellikleri ile terörist örgütlenmelerin taktiklerini kullandığına vurgu yapıldı.
Gülen'in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her türlü düşünce, eylem veya tavrın kuvvetle ezildiği, liderin ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatlarının aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulandığı ifade edilen iddianamede," Fetullah Gülen başta olmak üzere örgüt yöneticileri, halka hitap ederken büyük bir tevazu sergilerken, örgüt içerisinde mutlak bir otorite ile hareket etmekte olup, örgüt içerisinde ödül ve ceza sistemi uygulanmaktadır." ifadeleri yer aldı.
-Katalogdan evlilik iddianamede-
Örgüt mensuplarının evliliklerinin dahi bağlı bulundukları "imam"ların izni ve talimatları doğrultusunda gerçekleştiğine dikkat çekilen iddianamede, "Evlilik kararı veren örgüt mensubu, bu durumu kendisinden sorumlu imama iletmekte, müstakbel eşini yine örgüte bağlı olan bayanların resimlerinin bulunduğu bir katalogdan seçmektedir. Böylelikle hem mensupların örgüte bağlılığı artırılmakta hem de örgütten ayrılma durumunda, ayrılan kişilerin eş ve çocukları örgüt talimatı ile kendisinden uzaklaştırılarak baskı oluşturulmaktadır." görüşleri aktarıldı.
-Tüm kararlar örgüt tasarrufunda-
Örgüt içinde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile imamların "hata yapmayacağına" olan inanca vurgu yapılan iddianamede, bu nedenle örgüt mensuplarının iş ve özel hayatlarına ilişkin tüm kararları örgütün tasarrufuna bıraktıkları kaydedildi.
Örgüt mensuplarına, örgüt bünyesindeki faaliyetleri ile değer atfedildiğinin altı çizilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY'nin, dini değerleri zamana ve şartlara göre kendi idealleri doğrultusunda yorumlaması, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti kendisine hasım olarak görmesi, açık ve şeffaf olmak yerine bir istihbarat örgütü gibi 'kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar' kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetleri yurt dışından idare etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı yöntemi kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunması, söz konusu yapının 'casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize olmuş bir örgüt' olduğunu ortaya koyan unsurlardır."
-Kritik yerdekiler ayrı yapılanma içerisinde-
İddianamede, mülkiye, emniyet, Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı ve yargı içerisinde faaliyet gösteren "imam"ların ayrı bir yapılanma içerisinde bulunduklarına dikkati çekilerek "Bu yapılanmada yer alanlar, devletin hassas kurumlarında görev yapmaları nedeniyle takip edilmemek için diğer örgüt mensuplarına nazaran daha fazla önlemler almakta ve teknolojinin iletişim konusunda sağladığı imkanlardan kontrollü bir seviyede istifade etmektedir." denildi.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde Tavas Cumhuriyet Savcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin Tavas'taki "mütevelli" heyet oluşumu, dershane, yurt, pansiyon ve okullardan oluşan eğitim yapılanması, ilçedeki kadın yapılanması ve "ışık evleri" yapılanmasına yönelik başlatılan soruşturma ve yapılan operasyonlar neticesinde 31'i tutuklu 72 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmıştı.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 31'i tutuklu 72 şüphelinin, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyelik suçundan yargılanmaları istenmişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'Denizli darbeye destek' soruşturması
(28 Ekim 2016, 20:31)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: