Adana 103 sanıklı Fetö davası

Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin iş adamlarına yönelik soruşturma kapsamında aralarında terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in de bulunduğu 103 kişinin yargılanmasına başlandı. 6-7-8-9 Şubat'ta peşpeşe günlerde görülen duruşmalarda sanık savunmaları alındı.

11.02.2017 09:36 Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin iş adamlarına yönelik soruşturma kapsamında aralarında terör örgütünün elebaşı Fetullah Gülen'in de bulunduğu 103 kişinin yargılanmasına başlandı. 6-7-8-9 Şubat'ta peşpeşe günlerde görülen duruşmalarda sanık savunmaları alındı.

06.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

FETÖ/PDY'e yönelik soruşturma kapsamında örgüte finans sağladıkları iddia edilen 36'sı tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmada kimlik tespitlerinin ardından haklarındaki suçlamaları hatırlatılan sanıkların savunmalarına geçildi.

Sanıklardan tutuklu bulunan Ali Yanar isimli emekli astsubay, suçlamaları reddetti.

Yapılanmayla ilk kez 'Kimse Yok mu Derneği' aracılığıyla tanıştığını anlatan Yanar, bu süreçte birkaç dernek çalışmasına katıldığını söyledi. Sosyal medyada terör yapılanması lehine paylaşım ve beğeniler yapmak, evinde örgütsel döküman ve kitap bulundurmak ve örgütün kripto programı ByLock bulundurmakla suçlanan Yanar, 'Eşimin akıllı telefonu olmadığı için telefonumu ona veriyordum. Eşimin iş yerindeki arkadaşları rica ettiği için o beğeni ve paylaşımları yapmış. Telefonu ikinci el aldığım için ByLock'tan haberim yoktu. Evimde bulunan örgüte ait olduğu ileri sürülen dökümanlar ve kitaplar da eşimin iş arkadaşlarının hediyesidir' diyerek kendini savundu.

Sanıklardan tutuklu bulunan Ali Koçaklı isimli iş adamı da suçlamaları reddederek, çocuklarının iyi eğitim alabilmesi için terör yapılanmasına ait okullara yazdırdığını bu süreçte Kimse Yok mu Derneği ile tanıştığını ve sohbetlere katıldığını söyledi. FETÖ'ye ait bir okulda mutfak işlerine yönelik yatırım yaptığı için hisse aldığını söyleyen Koçaklı, ABD'ye gittiği ve evinde 2.5 ton altın bulunduğu iddialarını yalanladı.

İkinci eşi nikah istedi diye okulu boşandığı ilk eşinin üstüne yaptı

FETÖ'ye ait olan 17 milyon lira değerinde bir okulu yatırım amaçlı 3 milyon liraya satın aldığını ve yeni evlendiği eşinin resmi nikah istemesi üzerine okulu boşandığı ve 'büyük eşim' diye tabir ettiği ilk eşinin üstüne yaptığını anlatan Koçaklı, daha sonra bu okula el konulduğunu savundu. 17/25 Aralık'tan sonra Bank Asya'da bulunan hesabına ilişkin de açıklamalarda bulunan Koçaklı, 'TEB'den çektiğim 1 milyon lira parayı yatırım amaçlı olarak Bank Asya'ya vadeli dolar hesabına yatırdım. Dolar yükseldi zaten. 50-60 bin lira kar ettim. FETÖ'nün Allah belasını versin' dedi.

Ali Koçaklı, hakkındaki suçlamaları reddederek, şunları söyledi:

'Çocuklarımı iyi bir eğitim alması için Burç Okulları'na gönderdim. Bu okulda da mutfak işlerine yönelik yatırım amaçlı hisse satın aldım. Birkaç defa sohbetlere katıldım. İl imamına bağlı mütevelli heyetinde olduğum iddiaları doğru değil. Birisinin okul ile ilgili hissesini sattığını duyunca ben de satın aldım. 2016 yılı içerisinde Burç Okulları'ndaki hissemi 9 milyon 500 bin liraya satın aldım. Okulu da resmi nikahlı olmayan eşimin üzerine yaptım.

Okulun normal değeri 17 milyon lira. Ben fiyatı uygun bulduğum için yatırım amacıyla aldım. 15 Temmuz'dan sonra da okula el konuldu. Yatırım amaçlı özel bankadan bir milyon lira kredi çekip dolara çevirdim. Onu da daha sonra Bank Asya'ya yatırdım. Bunu bir başkasının isteği üzerine değil, tamamen ticari gerekçelerle yaptım. Dolar yükseldikten sonra da kar ettim.'

Duruşmaya yarına kadar ara verildi.

07.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında örgüte finans sağladıkları iddia edilen 36'sı tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün ikinci gününde devam edildi.

Tutuklu sanık Birol Tekin Ünaldı, mahkeme başkanına verdiği savunmasında, işsiz kaldığı süreçte cemaate ait bir okul, daha sonra bir dershanede aşçı olarak işe başladığını, ardından üniversiteye hazırlanan kızına dershane indirimi yapmadıkları için dershaneden araları bozuk olarak ayrıldığını, daha sonra ise 2 yurtta görev yaptığını dile getirdi.

Bank Asya'ya para yatırmakla da suçlanan Ünaldı, bankaya yatıracak parasının bile bulunmadığını belirterek suçlamaları kabul etmedi. Gözyaşları içerisinde tahliyesini isteyen Ünaldı, 2 çocuğunun eşiyle birlikte mağdur olduğunu, tek mal varlığının 600 liralık bir motosiklet olduğunu ve tedbir olduğu için onu satamadıklarını, eşinin eve gelen faturaları ödeyemediğini söyledi. Ünaldı, yurt dışına çıktığı iddialarını da reddetti.

Tutuklu iş adamı Ali Kazım Başaran da şirketine TMSF el koymadan önce ayda ortalama 100 bin lira geliri olduğunu ifade ederek savunmasına başladı. Örgüte ticari finansman sağlamakla suçlanan Başaran, telefon kayıtları dahil bütün ilişkilerinin ticari olduğunu ve bunların belgelerle kanıtlı olduğunu savunarak suçlamaları reddetti. Bir çocuğunun engelli olduğunu ve tutuklu bulunduğu süre içerisinde aile yaşantılarının kötüye gittiğini ifade eden 2 çocuk babası Başaran, şirketinin de TMSF yöneticileri tarafından zarara uğratıldığını, iflas etme noktasına geldiklerini vurguladı. Beraatını ve şirketinin kendisine devredilmesini isteyen Başaran, hapishanede sağlık sorunları yaşadığını dile getirdi.

'Kaçma riskim olsa bir kamyon parayla kaçardım'

Hakkındaki soruşturmanın sosyal medyada aleyhinde yazılan paylaşımlar nedeniyle başlatıldığını öne süren Başaran, kaçma riski bulunduğu için tutuklu olduğunu söyleyerek, 'Mal kaçırmadım, kaçmaya da çalışmadım. Kaçma riskim olsa mallarımı satar bir kamyon parayla kaçardım. Tek bir gayrimenkul satmışımdır o da şirketimin borçlarını sıfırlamak, gücüne güç katmak içindir. Şirketim kötü durumda. Kayyumlar hak ettiklerinden çok daha fazla parayı, emek harcamadan kazanıyorlar. Şirket küçülmeye gittiği için personel sayısını yarı yarıya azalttılar. Şu an 300 civarı personel çalışıyor ama sigortaları ödenmiyor, şirketin vergi borçları ödenmiyor. Buradan çıksam düzeltmem yıllar alır. Adana'da bütün önemli işlerde Başaran imzası var. Yurt dışına çıkış sebeplerim de fuarlara katılmaktır. Devletin bana 'sen iş adamısın, daha çok gezmen lazım, niye bu kadar az gezdin' diye kızması lazım. FETÖ ile ilgim yoktur. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum. Ekonomik olarak şirketi toparlamam uzun yıllar alacak ama işimin başına dönmek istiyorum' dedi.

FETÖ'nün Türkiye'deki paralarını yurt dışına kaçırdığı iddia edilen firari iş adamı Kemal Elibal'a 500 bin dolar himmet parası gönderirken yakalanarak gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan Betül Karalürt ise mahkemede ağlayarak, 'Duygusallığımın kurbanıyım' diye konuştu.

Babasının hastalanması üzerine üniversite öğrenimi göremediğini ve bu sırada evlendiği eşinden boşandıktan sonra ekonomik zorluklar yaşadığını anlatan Karalürt, 2013 yılında firari iş adamı Kemal Elibal'ın yanında işe başladığını ifade etti. FETÖ ile hayatının hiçbir kesitinde bağı bulunmadığını öne süren Karalürt, işe başladıktan sonra Kemal Elibal ile aralarındaki iş ilişkisinin duygusal ilişkiye dönüştüğünü söyledi.

Elibal'ın yurt dışında işleri olduğunu ve o işler için muhasebeci İsmail Burak'a, Kemal Elibal'ın talimatıyla noterden vekalet verdiğini aktaran Karalürt, 'Bu süreç tamamen afaki oldu. Güvendiğim için hiçbir şey okumadım bile. Hesabımın yurt dışında arsa alımları, yatırımlar hakkında kullanıldığını biliyordum. 'İsmail'e güven' dedi. Daha sonra yurt dışına çıktık. Yabancı bir şirkette beni hissedar yapmak istedi. Resmi nikahlı eşine pay vermek istemedi. Daha sonra 20 dolar gibi bir rakamla o şirkete hesap açtık. Dil bilmediğim için sözleşmeyi okuyamadım. 19 Temmuz'da Türkiye'ye dönecektim ama 20 Temmuz'da döndüm. Hesabımda 317 bin para olduğunu gördüm. Hesabımdaki diğer paraları ifadem alınırken öğrendim. Bankalardan mesaj bile almadım' diyerek kendisini savundu.

'Cebimde 150 lira vardı ama hesabımdan trilyonlar dönmüş'

Kemal Elibal'a çok güvendiği için hesabını kullandırttığını söyleyen Karalürt, yaşadıklarını şöyle anlattı:

'Beni sevdiğini düşünerek, zarara atmayacağını düşündüm. Kemal ile yurt dışına çıktık ama sosyal olarak çok zaman geçirmedik. Tek sosyalliğimiz, benim biraz nazımla onun engelli oğlunu ziyaret etmekti. Gözaltına alındığımda cebimde babamın verdiği 150 lira vardı ama hesabımda trilyonlar dönmüş. Bir gün çocuklarına Bank Asya'ya 100'er bin atmış. Bana zarar gelmemesi için başka bir bankaya atmış. Ocak 2016'da ise 'diğerlerinin hesabını bozmak istemiyorum, senin hesabı bozalım' dedi bir para aktarımında. Kemal'in üzerimizde emeği de var. Yıllar önce eşimden ayrıldığım için 9 yaşındaki çocuğum ona ilk kez baba dedi.'

FETÖ'yle bağlantılı olduğu iddiasıyla aranan yurt dışındaki firari iş adamı Kemal Elibal'a para göndermek istediği ileri sürülen tutuklu sanıklardan Betül K, örgütle bağlantısı olmadığını iddia etti.

İşe başladıktan sonra Elibal ile duygusal bir ilişki yaşadıklarını anlatan Betül K, 'Kemal E'nin yurt dışında işleri olduğu için muhasebeci İsmail B'ye, Kemal E. talimatıyla noterden bana vekalet verdirdi. Güvendiğim için hiçbir şey okumadım bile. Daha sonra yurt dışına çıktık. Yabancı bir şirkette beni hissedar yapmak istedi. Resmi nikahlı eşine pay vermek istemedi. Dil bilmediğim için sözleşmeyi okuyamadım. Türkiye'ye 20 Temmuz'da döndüm. Hesabımda 317 bin para olduğunu gördüm. Hesabımdaki diğer paraları ifadem alınırken öğrendim. Bankalardan mesaj bile almadım. Ona çok güvendiğim için hesabımı kullandırttım.' ifadesini kullandı.

Tutuksuz yargılanan sanıklardan iş adamı Hüseyin Nuri Ç. bugüne kadar tüm okullara çeşitli yardımlarda bulunduklarını, Osmaniye'deki bir özel okula babasının isminin verilmesinin ardından bu okulun örgütle bağlantısının çıkınca ismi kaldırttıklarını söyledi.

Şirketlerinin yıllık toplam 1 milyar lira cirosunun olduğunu belirten Hüseyin Nuri Ç. savunmasından şunlara yer verdi:

'2014 yılında Bank Asya'ya ve her bankayla iş gereği çalıştık. 2012-2013 yıllarındaki çalışmalarımıza karşılık Bank Asya ile bin 7 işlem yapabildik. 2015 yılında ise şirket hesaplarımızı kapattık. Fakat benim gözlerimde görme problemlerim olduğu için aracımı eşim sürüyordu. Bu bankadan da 'dıt kart' alıp otobanda geçiş için kullanıyorduk. Ben finansla uğraşan arkadaşa bu hesabı da kapatmasını söylemiştim fakat kapatmamış. 2015 yılında kapattık tüm hesaplarımızı. Afrika'ya kurban bağışı yaptığım paraların neden gittiği raporlarda belirtilmiştir. Ben bu derneğe Diyanet Vakfı ile yaklaşık 5 yıldır kurban parası gönderiyorum. Bağış yapmaya da devam ediyorum. Abdullah Gül Adana'yı bir ziyaretinde konuştuğumuzda bana 'neden vakıf üniversitesi yapmıyorsun' diye sormuştu. Ben de o gün için Kanuni Üniversitesi mütevelli heyetine girdim. Son 5 yıldır 250 üniversiteliye burs verdik şirketimiz tarafından. Burslar öğrencilerin hesaplarına şirketimiz tarafından yatırılmıştır. Ben Türk Hava Yolları'nın Houston kentine ilk seferlerine başlamasını Zafer Çağlayan ile birlikte bende katılmıştım. Ben bakanla Adana'nın ihracatı ile ilgili konuşma fırsatım olmuştu.'

Tutuklu sanık Hüseyin K. ise Burç Okullarıyla iş yaptığını belirterek, 'İş amaçlı bu okulun yönetimine girdim. Okul kapanınca 300 bin lira alacağım içeride kaldı. Ben bu örgüt olayları çıkınca da bu okuldaki hissemi satmaya çalıştım ama alan olmadı. Ben zamanında Adana Valisi Hüseyin Avni Çoş'un davetiyle Senegal'e geziye gittim. Benim başka bir Hüseyin K. ile isim benzerliğim olması sebebiyle başıma bazı olaylar açıldı.' diye konuştu.

Tutuklu sanık Hikmetullah Y. ise ilahiyat mezunu olduğunu, yüksek lisans eğitimini daha rahat tamamlayabilmek için örgüte ait okullarda çalışmaya başladığını ifade etti.

Hikmetullah Y. savunmasında şunları söyledi:

'Aynı zamanda formasyon da yapıyordum. Ben bu eğitimleri tamamladıktan sonra bu eğitim kurumlarından ayrıldım. Sadece aileme biraz katkı olsun diye çalıştım. Bank Asya'daki hesabım kurumun maaşı hesabı olduğu için kullanıyordum. Benim ismin uzun olduğu için ben kod isimler kullandım. Benim ailemdeki herkes kendi ismi yerine kod isimler kullanır. Bizde böyle kod isim kullanmak bölgesel bir gelenektir.'

Tutuklu sanık Halim T. de öğretmenlik yaptığı sürece hiç bir ceza almadığını, çalıştığı okullarda hiç bir öğrencisine farklı düşünceler empoze etmediğini ileri sürerek, 'Ben 2008 yılında dershaneye gitmeye fırsat bulamayan 8. sınıf öğrencilerine ücretsiz matematik dersi verdim. Ben Bank Asya'ya kısa süreli 10 bin 820 lira para yatırdım. Bu parayı da ziynet eşyası almak için kullandım. Bu bankayı sadece tasarruf etmek için kullanıyordum.' dedi.

Duruşmaya, sanıkların ifadesinin alınmasına devam edilmek üzere yarına kadar ara verildi.

08.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Haklarında 'Terör örgütüne üye olmak' ve 'Terör örgütüne finans sağlamak' suçundan 25'er yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle dava açılan FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 14'ü firari, 103 işadamının Adana 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmalarına üçüncü günde de devam edildi.

Hakim karşısına Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEBGİS) ile çıkarak savunmasını yapan tutuklu sanık Kamil Üzüm, ByLock bulunduğu iddialarını yalanlayarak, 'Kullandığım iOs sistemli telefona zaten teknik olarak ByLock kurulamadığını biliyorum. Ben indirmedim de, kullanmadım da' dedi.

Tutuklu sanıklardan Erciyes İnşaatın sahibi Muammer Beluk, savunmasında yapıyla ilgili bildiklerini anlattı. Cemaat ile 2001 yılında Anadolu Genç İş Adamları Derneği vasıtasıyla tanıştığını anlatan Beluk, savunmasında şunları söyledi:

'Bu dernekle Ankara'da Türkçe Olimpiyatları'na gittik. Orada siyahi bir çocuğun İstiklal Marşı'nı ezbere okumasından çok etkilendim. Böylece içlerine girmiş oldum. Bu yapıyla birlikte 2012 ve 2013 yıllarında ABD'ye, bunun yanı sıra da Kongo, Mısır, Senegal, Cezayir'e de gittim. Gittiğimiz yerlerde bize bu yapının okullarını gezdiriyorlardı. Amaçları bana okul yaptırmaktı. Çünkü benim hayır için okul yaptırdığımı biliyorlardı. Ancak daha önce Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ne Mimarlık Fakültesi ve Adana'ya bir lise yapma sözü vermiştim. Bu yüzden herhangi bir okul yaptırmadım onlar için. ABD'ye ilk ziyaretimizde 4 kişi, Fetullah Gülen'i görmeye gidecekti. Ancak Gülen hasta olduğu için görüşmenin iptal edildiğini söylediler.'

Kongo'ya gittiklerinde yanlarında dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'un da bulunduğunu belirten Beluk, 'Kongo'ya gittiğimizde yanımızda dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan da vardı. Hatta Çelikcan, benim de geziye katılmam için çok arayıp ısrar etti. Senegal'de kurban kestik. Parasal olarak bu yapıya hiç yardım yapmadım, yapmam da. Zaten bunu en başta onlara söylemiştim. Dağlıoğlu Mahallesi'nde bulunan Altınçocuk Okuma Salonu'nu yaptım. Bunu benden Cevdet Şeker istedi. Toplantı ve sohbetlere katıldım. Toplantılarda Barış Hoca diye bildiğimiz kişi dini sohbetler yapardı. Mavi Marmara olayından sonra bu yapıya karşı soğudum. 25 Aralık'tan sonra da pişman oldum' diye konuştu.

Adana'da FETÖ yapılanmasına yönelik önemli bilgiler veren Beluk, 'Adana'nın il imamı olarak Öner Ekinci'yi biliyorum. Ekinci ile Kemal Elibal, Adana'da başrollerdeydi. A takımı olarak bilinen mütevelli heyetinde bildiğim kadarıyla Muammer Çalışkan, Mustafa Vural, Tahir Acaroğlu, Kemal Elibal, Ahmet Coşkun, Halil Kadı ve Ahmet Çalışkan yer alıyordu. Benim katıldığım toplantılarda himmet toplanmadı. Fetullah Gülen haini önce insanların gönlüne, sonra ruhuna, daha sonra ise ceplerine girdi' şeklinde konuştu.

Beluk yurt dışı gezileri ile bazı toplantılara katıldığını anlattığı savunmasına şöyle devam etti:

'Bunlarla birlikte 2012 ve 2013 yıllarında ABD, Kongo, Mısır, Senegal ve Cezayir'e gittim. Gittiğimiz yerlerde bize bu örgütün okullarını gezdiriyorlardı. Amaçları bana okul yaptırmaktı. Çünkü benim hayır için okul yaptırdığım herkes tarafından biliniyordu. Ama onlar için okul yaptırmadım. ABD'ye ilk ziyaretimizde 4 kişi Fetullah Gülen'i görmeye gidecekti. Ancak Gülen hasta olduğu için 15 gün süreyle görüşmenin iptal edildiğini söylediler. Kongo'ya gittiğimizde yanımızda dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Mahmut Çelikcan da vardı. Hatta Çelikcan, benim de geziye katılmam için çok arayıp ısrar etti. Bu gezide Zihni Aldırmaz da bulunuyordu. Burada bize fakir aileleri de gezdirdiler. Senegal'de kurban kestik. Hatta oradakiler yavaş olduğu için kurbanları ben kendi elimle kestim. Oradakiler derisini yüzüp parçaladı. Parasal olarak bu yapıya hiç yardım yapmadım, yapmam da. Zaten bunu en başta onlara söylemiştim. Dağlıoğlu Mahallesi'nde bulunan Altınçocuk Okuma Salonu'nu yaptım. Bunu benden Cevdet Şeker istedi. Toplantı ve sohbetlere katıldım. Toplantılarda Barış Hoca diye bildiğimiz kişi dini sohbetler yapardı. Mavi Marmara olayından sonra bu yapıya karşı soğudum. 17-25 Aralık'tan sonra da pişman oldum. Adana il imamı olarak Öner Ekinci'yi biliyorum. Ekinci ile Kemal Elibal, Adana'da başrollerdeydi. Kentte A takımı olarak bilinen mütevelli heyetinde Muammer Çalışkan, Mustafa Vural, Tahir Acaroğlu, Kemal Elibal, Ahmet Coşkun, Halil Kadı ve Ahmet Çalışkan'ın olduğunu hatırlıyorum. Bana yaklaşmalarında ki amaçları okul yaptırmaktı. Benim katıldığım toplantılarda himmet toplanmadı. Fetullah Gülen haini önce insanların gönlüne, sonra ruhuna daha sonra ise ceplerine girdi.'

Tutuklu sanıklardan İshak Ekinci ise telefonundaki ByLock programını kendisinin kullanmadığını, 'cemaate' ait bir kurumda genel müdürün isteği üzerine bir hat satın aldığını ve hattı genel müdürün kullandığını belirtti.

Hattın devrini daha sonra müdürün üzerine yapacağını ifade eden Ekinci, 'Ancak müdürüm işten ayrılınca devir yapamadık. Hat sadece 2 ay kullanıldı. Telefonu zaman zaman ben de kullanıyordum ancak dakikalarını kullanıyordum. İnternetini başka iş arkadaşlarım kullanıyordu. ByLock'tan haberim yok.' dedi.

Tutuksuz sanık Kurtuluş Ulular çocuğunun iyi bir eğitim alması için Burç Okullarına yazdırdığını, okulun ABD'ye düzenlediği gezi için kendisinden 250 dolar vize parası istendiğini, ödediği paranın cemaat bağlantılı bir kuruma gittiğini bilmediğini ve kasasından çıkan 1 dolarların çocuklarına verdiği harçlıklar olduğunu söyledi.

Adana'nın tanınmış işadamlarından tutuksuz sanık Mehmet Kıvanç ise 17-25 Aralık sürecinde AGİD ve kapatılan Kanuni Üniversitesi'ndeki görevinden istifa ettiğini belirterek, 'Bank Asya'daki hesap hareketliliğim 26 aylık sürede 404 kalemdir. Ben diğer bankalarda günde 250 kalem işlem yapıyorum. Bu yapıyla herhangi bir bağım yoktur. Fetullah Gülen'in talimatı üzerine Bank Asya'ya para yatırma iddiası gerçek dışıdır. Çünkü, istesek kanalize edebilecek durumdaydık. Ancak böyle bir destekte bulunmadık. Ayrıca Kanuni Üniversitesi'nde benim atmadığım imzalar var. Taklit imzaların tespit edilmesini istiyorum' diye savunma yaptı.

Kıvanç örgüt adına kurs açma, burs verme gibi faaliyetlerde de bulunmadıklarını, iş yerindeki çalışan bin 500 kişinin çocuklarına burs ve ailelerine kurban yardımı yaptıklarını söyledi.

Fetullah Gülen lehine verdiği röportajı ağlayarak yalanladı

'Terör örgütüne yardım' ve 'terör propagandası yapmak' suçlarından yargılanan tutuklu sanık 68 yaşındaki Mahmut Yesari Kahraman'a ise mahkeme heyeti, FETÖ lideri Fetullah Gülen lehinde kullandığı ifadeleri sordu. Basında yer alan 'Hayatımda 15 başbakan gördüm hiçbiri Hocaefendi'ye böyle iftira atmamıştı' başlıklı röportajını yalanlayan Kahraman, ifadelerinin çarpıtıldığını öne sürdü. Aynı röportajda Fetullah Gülen'in 45 yıllık dostu olduğunu ve Türkiye'nin, milletin, dinin zararına olacak hiçbir işin yakınından bile geçmediğini anlatan Kahraman ağlayarak, 'Fetullah Gülen ile 45 yıl önce İzmir'de imamlık yaptık. Maaşlarımız o dönemlerde elden verilirdi ve uzun kuyruklar oluşurdu. Bu kuyruklarda ara sıra selamlaşır, resmiyet içerisinde samimi olmadan sohbet ederdik. 1971 yılında İzmir'den ayrıldım, İskenderun'da bir fabrikada çalışmaya başladım. Oradan emekli olduktan sonra Adana'ya geldim ve Büyükşehir Belediyesinde dönemin Belediye Başkanı Aytaç Durak ile çalıştım. Fetullah Gülen'i 40 senedir görmedim, görüşmedim' dedi.

'Fetullah Gülen'in iyi görünen tarafını gördüm'

Ağlamaktan zaman zaman konuşamayan Mahmut Yesari Kahraman, 'Fetullah Gülen'in kötü yüzünü görmedim, iyi görünen tarafını gördüm' diye konuştu.

FETÖ'nün medya grubuna yapılan operasyonlarda yaptığı basın açıklaması ile diğer iddiaları yanıtlayan Kahraman, şöyle devam etti:

'Katıldığım basın açıklamasında söylediğim sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini istiyorum. Zaman abonesi değilim. Bank Asya ile ilgim yok. 10 yıldır basit bir telefon kullanıyorum; ByLock'tan haberim yok. 68 yaşıma kadar hiçbirine bulaşmadım. 15 Temmuz darbe girişiminde de Tömük'te yazlıktaydım. Bugüne kadar ismim hiçbir yerde geçmiyordu da 40 sene sonra mı keşfettiler beni? Cezaevinde sağlığım da kötüye gidiyor. Tahliyemi istiyorum.'

Duruşma, sanıkların ifadesinin alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.

09.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

FETÖ/PDY'e yönelik soruşturma kapsamında örgüte finans sağladıkları iddia edilen 36'sı tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün dördüncü gününde devam edildi.

Sanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savunmalarının kaydedildiği duruşmada tutuklu sanık Mustafa Boğar, kendisinin il imamı olduğu iddialarının doğru olmadığını, ve bu iftiraları hayretle karşıladığını belirtti.

Boğar, çocuğunun sağlık sorunlarından dolayı Kahramanmaraş'ta bulunduğunu ifade ederek, hiçbir zaman kod isim kullanmadığını, 13 yıllık öğretmenliği süresince Adana'da Mahmut Tuncer isimli kişiyle oğlunun derslerini konuşmak için tanıştığını ve dersane müdürünün kendisine ByLock programını telefona gelen dualarını okumaları için indirmesini istediğini, bu yüzden indirdiğini belirtti.

Tutuklu sanıklardan Şaban Üçgül, terör örgütüne üye olmadığını, örgüte himmet vermediğini ve Bank Asya'da hesabı bulunmadığını kaydetti.

Tutuklu yargılanan avukat Ruhi Hallaçoğlu da telefonunda çıkan Bylock programına ilişkin yaptığı savunmada, 'Burç Okullarının avukatlığını yapıyordum. 17-25 Aralık sürecinden sonra okula gerekli teşvikler verilmemesi nedeniyle davalar açtım. Bu davalar nedeniyle hızlıca teslim etmem gereken evraklar oluyordu. Bu evrakları daha önce WhatsApp üzerinden alıyordum. Ancak okulda bu WhatsApp gruplarında hükümet aleyhine istenmeyen iletiler gönderildiği için ve bu gönderiler telefon hafızasında saklandığı için bu programı kullanmayı bıraktılar. Bu yüzden Ömer Ekinci, ofisime geldiğinde kendisine tepki göstererek evrakların hızlıca gelmemesi durumunda sıkıntı yaşayacağımızı ve alternatif kullandıkları bir program varsa onu vermelerini istedim. Ekinci'nin söylediği programı telefonuma indirdim. Logosu WhatsApp'a benziyordu. Ancak bu programı hiç kullanmadım' dedi.

Ünlü bir mobilya firmasının tutuklu sahibi iş adamı Yağmur Akkülah ise terör örgütü üyeliğini kabul etmedi. 40 yıllık şirketinin geçmişinden bahseden Akkülah, bin çalışan, 700 bayi ile Fil Dişi Sahilleri ve Moğolistan'ın da aralarında bulunduğu 42 ülkeye ihracat yaptıklarını anlattı. Henüz daha tutuklanmadan önce bile kendisinin FETÖ'cü olduğuna ilişkin algı oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Akkülah, bu iddiaların ardından bayileri ve bankalarla ilişkilerinin bozulduğunu ifade etti. Hiçbir zaman yurt dışına kaçmayı düşünmediğini söyleyen Akkülah, tutuklandıktan sonra şirketinin de büyük bir krize girdiğini söyledi. İşkolik olduğunu, kent dışındaki fabrikaya bile ayda 1 kez gidebildiğini ve zamansızlığı nedeniyle ailesine zaman ayıramadığından kızının kendisine 'Para vermekle baba olunmuyor' dediğini aktaran Akkülah, cemaat toplantılarına katılmadığını dile getirdi.

Kayyum atanan şirketindeki malzemelerin değerinin altında satıldığına da dikkat çeken Akkülah, 'Ceketini al git deselerdi bu vatan için canım feda der giderdim. Beni Küçüksaat Meydanı'nda idam edersiniz ama 'terörist' diyemezsiniz. PKK'lılar havalandırmaya, voleybola gidiyor biz gidemiyoruz' diye konuştu.

Işık Dershanesinde hissesi olduğu iddialarını yanıtlayan Akkülah, bunun yatırım amaçlı olduğunu söyledi. Hayırsever bir kişiliği olduğunu anlatan Akkülah, babasının adına yapılan cemaat yurduyla ilgisinin bulunmadığını öne sürdü. Akkülah, 'Yurdun müdürü arayıp 'Babanıza hatim indirdik, duaya katılır mısınız' diyordu. Bu nedenle cemaat yurduna gidip dua etmişliğim vardır. Senede 10 kez gitmedim. Adana'nın dördüncü adamı olduğum iddia ediliyor. Fetullah Gülen'le samimi olduğum, telefonlaştığım iddia ediliyor. İspat edilirse buradaki herkesin cezasını üstüme alacağım' şeklinde kendisini savundu.

Mahkeme başkanının 'Fetullah Gülen ile görüştünüz mü?' sorusu üzerine Akkülah, 'Ben o kapasitede, o çapta değilim. Gidip kapısından dönenler var. Benden büyük adamlar görüşemiyor' dedi.

Oğlunun adına yurt yaptırdığının da iddialar arasında olduğunu söyleyen Akkülah, 3 tane kızı olduğunu, oğlu olmadığını söyledi. 17-25 Aralık'tan sonra yapılan Senegal gezisi sorulan Akkülah, 'Konya Valisi de eşiyle birlikte yanımızdaydı' şeklinde karşılık verdi.

Şirketinin Bank Asya hesabını da açıklayan Akkülah, Ziraat Bankasının büyük müşterisi olduğunu ve Bank Asyanın şirkette yüzde 3'lük işlem hacmine sahip olduğunu kaydetti. Akkülah şöyle devam etti:

'Böyle bir örgüt olduğundan haberim yoktu. Örgüt diye bir şey duymadım, bilmiyorum. MİT, istihbarat var, teknoloji var. Bulamamışlar da bizim gibi insanlar mı bilecek? Lanetliyorum. Allah belalarını versin.'

Duruşma ertelendi.

İDDİANAMEDEN

Cumhuriyet Savcısı, Fethullah Gülen’in 1 numaralı sanık olduğu 39’u tutuklu 103 iş adamı hakkında 'Terör örgütüne üye olmaktan 15 yıl, 'Terör örgütüne finans sağlamak' suçundan da 10 yıl olmak üzere toplam 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle hazırladığı iddianameyi, terör davalarına bakan Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermiş, dosyayı inceleyen 11. Ağır Ceza Mahkemesi de, iddianameyi kabul ederek 103 sanık hakkında dava açılmıştı.

Mahkeme, tutuklu bulunan iş adamlarından 4’nün tahliyesine karar verip, haklarında ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı getirdi. Mahkeme ayrıca firari sanıklar K.A., C.G. ve M.B.'nin de atılı suçları işlediklerine dair mevcut delil durumu ve Bylock kullanıcısı olmaları nedeniyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılmasına hükmetti.

BİR GÜNDE 4 MİLYON LİRA HİMMET

FETÖ/PDY örgütüne üye olup finans sağladıkları iddia edilen 103 iş adamı ilgili iddianamede daha önce örgütün içinde yer alıp sonradan ayrılanlar ile bazı gizli tanıkların sanıklar hakkında verdikleri iddialara yer verildi. Tanıkların, çok çarpıcı ve şok edici iddiaları arasında Adana’nın tanınmış işadamlarının bir himmet toplantısında 4 milyon lira bağış topladığı, bir iş adamının yılda örgüte 1 milyon lira bağışta bulunduğu, iş adamlarının belirli zamanlarda ABD’ye Fethullah Gülen’i ziyarete gittikleri de yer alıyor.

SOHBET VİLLASI

Bir iş adamının sohbet toplantıları için özel bir villa satın alıp toplantıları bu villada yaptıkları, 17/25 Aralık’tan sonra örgüte eleman kazandırdıkları okulları satışa çıkardıkları da anlatıldı. Ayrıca, hakkında yakalama kararı bulunan örgütün Adana’daki en üst düzey yöneticilerine darbe girişimi sonrası yüz binlerce lira para gönderildiği de ifade edildi. İddianamede, Paralel Devlet Yapılanması’nın Adana’ya tüm kamu kurum, kuruluşları ve işadamları üzerinde sınırsız yetkilerle görevlendirilen Ömer Ekinci’nin atandığı, Ekinci yönetimindeki mütevelli heyeti olarak bilinen bürokrasi ve iş adamlarından oluşan kişiler ise şöyle açıklandı:

FETÖ’NÜN ADANA’DAKİ A TAKIMI

1-Halil KADI: Karteks Tekstilin sahibi ve aynı zamanda Işık Dershanelerinin ortağıdır.
2-Mustafa VURAL: Vural plastik şirketinin sahibi ve Burç Okullarının ortağıdır.
3-Muhammer ÇALIŞKAN: Adana Ticaret Borsası’nın eski başkanı aynı zamanda Eğitim Gönüllüleri Derneği’nin yönetiminde ve Burç Okulları’nın ortağıdır.
4-Hakkı POLAT
5-Ahmet COŞKUN: Süvari Tekstil Şirketi’nin sahibi ve aynı zamanda AGİD Derneği’nin başkanlığını yapmıştır.
6-Yağmur AKKÜLAH:. Yağmur Mobilyanın sahibidir.
7-Ali KOÇAKLI: Kardeşler Unlu Mamullerinin sahibidir, cemaatin kasasıdır ve cemaatin himmet kurban gibi yollarla toplanan paralarını yurtdışına aktaran kişidir.
8-Muhammer BELÜK: Erciyes inşaatın sahibi ve paralel yapının en büyük destekçilerinden ve Belediyede imar yolsuzluklarına karışarak paralel yapıya rant sağlamaktadır. Özellikle eski belediye başkanı Zihni Aldırmaz dönemindeki imar uygulamalarına bakıldığında görülecektir.
9-Şaban ÜÇGÜL
10-Ramazan AŞLAMACI: Rimaş Gıdanın sahibi ve cemaatin menfaaatleri yönünde çalışır.
11-Cemal Tahir SONCU: Kimse Yok Mu Derneği’nin yönetimindedir Reyhan Gıdanın sahibidir cemaatin en etkili adamlarındandır, belediyedeki ihalelerinde cemaatin derneğine verilmesini sağlamıştır.
12-Kemal ELİBAL: Koza inşaatın sahibidir. Cemaatin en büyük destekçilerindendir Kimse Yok Mu Derneği’nin kurul üyelerindendir. Ayrıca yurtdışında bir şirketi vardır. Özellikle bu şirketler cemaatin yurtdışında açılan okullarının olduğu ülkelerdedir. Ayrıca Bank Asya’da da ortaklığı vardır.

14-Seyfettin ALPAT: AGİD Derneği’nin başkanı ve iş adamıdır. Cemaatin en büyük destekçilerindendir.
15- Fatih Doğan: Safari Çanta’nın sahibi
16-Fatih KAYACI : SGK eski müdürü ve paralel yapının bürokratik destekçisidir. Semader Derneğine üye olan eczanelere kurumun imkanlarını aktarmıştır.
17-Sultan SÖZERİ: Burç Okullarının Genel Müdürüdür. Okullar da toplanan kurban, himmet bağışlarının koordinesini sağlamaktadır. Basın yolu ile kolluk kuvvetlerini sürekli baskı altına almaya çalışmaktadır.
18-Cevdet ŞEKER: Şekeroğlu tekstilin sahibidir aynı zamanda Burç Okulları’nın ortağıdır. Cemaatin imkanları ile KOSGEB’den yüklü miktarlarda kredi kullanmıştır. Cemaatin maddi destekçilerindendir.

‘ALDIRMAZ DÖNEMİNDE İMAR YOLSUZLUĞU YAPMIŞLAR

Bu şahısların ilimizde kamunun bütün imkanlarını kullanarak paralel devlet yapılanmasına finansman sağladığı, bu finansmanla ilimizde daha önce Adana Büyükşehir Başkan Vekilliği yapan Zihni ALDIRMAZ döneminde imar yolsuzluğu yaparak kendilerine ya da yapılanmaya kazanç sağladıkları bunu yaparken de bürokraside kendileri için kolaylık sağlayan kamu görevlilerine bu yolsuzlukları usulüne uygun bir şekilde yaptıkları bu nedenle bu yapılanmaya karşı her ne kadar ilgili kurumlar tarafından işlemler yapılmış olsa da bir sonuç elde edilememiş, kurumlar içerisinde bu paralel yapılanmanın yandaşları tarafından ya güçlük çıkarılmış ya da engellenmişlerdir.”

‘BEN VERGİMİ CEMAATE VERDİM’

Eğitim kurumlarının sağlık ve diğer şartlar bakımından uygun olmadığı, bu konularda denetim yapılacağı zaman yapıya yakın olan kişilerce bu durumların örtbas edildiği belirtilen iddianamede, “Bu kurumların imar yönünden uygun olmadığı bu kurumlarda elde edilen gelirin büyük bir kısmının kayıt dışı yapılarak vergiden kaçırıldığı ve yandaş olan firmalarca yapılmamış hizmetlerin yapılmış gibi gösterilerek yüksek masraflarla devlete ödemesi gereken vergiyi ödemediği ve bu kaynağı yurt dışına aktardıkları bilinen bir gerçektir.(örn: Ahmet COŞKUN isimli şahsın ben vergimi cemaate verdim bir de devlete vermeme gerek yok diyerek pervasızca vergi kaçırdığı ve kaçırdığı bu vergileri himmet olarak bu örgüte aktardığını bilmeyen yok Adana’da) İlimizde faaliyet gösteren eczaneler sağlık kuruluşları ve sağlık çalışanları tarafından kurulan Samader isimli derneğin üyesi olan eczacıların fatura ve reçetelerinin denetimi ve kontrolü yapılmadan onaylanması ve buradan sağlanan maddi çıkarın yapıya destek olarak verilmesi…” denildi.

6 ŞUBAT 2017’DE YARGILANMAYA BAŞLAYACAKLAR

FETÖ/PDY'nin finans ayağına yönelik açılan davada, sanıklar 6 Şubat 2017’de hakim karşısına çıkacak. İddianamede, sanıkların FETÖ/PDY terör örgütü adına gerçekleştirdikleri faaliyet ve eylemler ise şöyle anlatıldı:

FETULLAH GÜLEN HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARTILDI

Davanın 1. numaralı sanığı Fetullah Gülen hakkında iddialar ve suçlamalar şöyle:

Şüpheli Fetullah GÜLEN; FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kurucusu ve lideri olduğu, terör örgütünün amacının, kuruluş yıllarından itibaren toplumun dini duygularını suiistimal ederek 'Himmet' adı altında topladığı finans ile yurtiçi/yurt dışında faaliyete geçirdiği eğitim müesseseleri üzerinden amaç ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirdiği öğrencilerini, elde ettiği finans ve siyasi gücünü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm anayasal kurumlarını (yasama, yürütme, yargı erklerini) ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek olduğu, geçmişte örgüt içinde faaliyet göstermiş kişilerin beyanlarından anlaşılmıştır. Fetullah GÜLEN hakkında İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesince 17.09.2015 tarihli ve 2015/281 Esas sayılı kararı ile "Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme" suçundan, İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesince 2015/366 Esas sayılı kararı ile "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini Ortadan kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme" suçundan, İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 24.02.2015 tarihli ve 2015/1144 Değişik İş sayılı kararı ile de "Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini-Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme", Uşak Sulh Ceza Hakimliğinin 13.10.2015 tarihli ve 2015/2356 kararı ile "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Dini İnanç ve Duygularını İstismar Suretiyle Dolandırıcılık, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme" ve Adana 2.Ağır Ceza Mahkemesince de hakkında Yakalama emri çıkartıldığı anlaşılmıştır. Silahlı Terör Örgütünün kurucusu ve lideri olması nedeniyle iddianamede ayrıntılarıyla belirtilen örgüt eylemlerinden sorumlu olduğu, eylemlerinin bütün itibariyle sevk maddelerinde belirtilen suçları oluşturduğu,

‘BİR GECEDE 4 MİLYON HİMMET TOPLADILAR’

Şüpheli Ali KOÇAKLI; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü Adana yapılanmasında mütevelli heyette yer aldığı, ilimizde faaliyet gösteren Kardeşler Unlu Mamulleri isimli firmanın gerçekte sahibi olduğu, örgütün finans desteği olarak önemli etken gördüğü okul, vakıf, dernek, şirket vb. gibi kuruluşların yönetim kadrosuna yapı içerisinde yer alan şahısları getirdikleri, bu çerçevede Ali KOÇAKLI’nın da Anadolu Girişimciler İş Adamları Derneği (AGİD) ve Özel Burç Eğitim İşletmeleri A.Ş. yönetim kurulu üyeliği ile yapıya ait Adana Özel Burç Vural okullarının ortaklarından olduğu, soruşturma sürecinde alınan beyanlarda, şüphelinin örgüt içerisinde yapılan himmet, kurban, bağış vb gibi paraların toplanıldığı organizasyonlarda ve toplanan himmet paralarının aklanması sürecinde yer aldığının belirtildiği, bazı beyanlarda; “Başaran Öğrenci Yurdu Sorumlusu olan Mehmet Ali SOLAK’ın ısrarlarıyla himmet miktarlarını söylemeye başladılar. Örneğin Küçük saatte esnaflık yapan ismini bilmediğim Fotoculuk yapan esnaf önce 60.000 TL olarak bağışladı, himmeti Mehmet Ali SOLAK’ın ısrarı ile önce 90.000 TL’ye sonra daha fazla ısrar üzerine de 100.000TL’ye çıkardı. Yine bu toplantıda ismini Ali olarak hatırladığım Doğu İllerinden olduğunu tahmin ettiğim sonradan ismini de Ali KOÇAKLI olarak öğrendiğim inşaat sektöründen bir iş adamı 350.000TL himmet vereceğini taahhüt etti. Bu toplantı esnasında anlattığım şekilde taahhüt edilen himmetlerle 4 Trilyon civarında para toplandı.” “Ali KOÇAKLI isimli şahsı tanırım kendisi Kardeşler Unlu mamullerinin sahibi idi 2013 yılı içerisinde okulun Yönetim Kurulu başkanlığına seçildi, bu da himmet toplantılarını organize ederdi, ayrıca kendi işyerinde de toplantılar düzenlerdi. Kendisi de okula yüklü miktarda himmet verip okula bağış yapardı” “Basında yer alan haberlerden Fetullah GÜLEN cemaatine mensup okul, yurt, kadın kolları veya dernekleri olarak lanse edilen yerlerde yapılacak faaliyetler öncesinde Ali KOÇAKLI direkt olarak bizi arar ve buradan gelecek kişilerin istedikleri tüm ürünlerin bedel alınmadan verilmesi talimatını verirdi. Ayrıca Burç Okullarının yönetiminde Ali KOÇAKLI bulunmaktadır. Çocukları bu okulda okumaktadır. Yine kendisinin ve çocuklarının Amerika da Fetullah GÜLEN’i ziyaret ettiğini duymuştum. Ofisinde cemaate ilişkin sohbet toplantıları yapılırdı. Cemaat içindeki il dışından gelenler burada ağırlanırdı. Ticari geliri ortadır. Bundan dolayı Ali KOÇAKLI’nın bu yapı içerisinde etkin bir konumda olduğunu düşünmekteyim.” “İl imamına bağlı olan asıl mütevelli heyeti içerisinde benim o dönemde duyduklarım Ahmet COŞKUN, Halil KADI, Kemal ELİBAL, …………………. Ali KOÇAKLI, Ali BAŞARAN, Hüseyin KARABULUT isimli şahıslar vardı” şeklinde beyanların bulunduğu,

‘PARALARI YURTDIŞINA AKTARAN KİŞİ’

Şüpheli hakkında gönderilen ihbarda; “Ali KOÇAKLI Kardeşler Unlu Mamullerinin sahibidir cemaatin kasasıdır ve cemaatin himmet kurban gibi yollarla toplanan paralarını yurtdışına aktaran kişidir” şeklinde iddiada bulunulduğu, 30.05.2016 tarih ve 2016-Mar-85/4 sayılı Masak Analiz Raporunda; şüphelinin terör örgütüyle bağlantılı yurt dışındaki kuruluşlara para gönderdiğinin tespit edildiği, Terör örgütüyle bağlantılı şirket ve eğitim kurumlarına kayyım atanması sürecinin başlamasından sonra örgütün mal varlıklarını kaçırma eylemlerini gerçekleştirdiği, bu çerçevede şüphelinin de ortaklarından birisi olduğu ve kayyım ataması yapılan Özel Burç Eğitim İşletmeleri A.Ş. ne ait Burç okulları şubesinin faaliyet gösterdiği binanın Meral GÖKTAŞ isimli 3. Şahsa satışı yapılmış gibi gösterildiği, ancak satışı yapılan Meral GÖKTAŞ isimli şahsın Ali KOÇAKLI’nın eski eşi olduğunun anlaşıldığı, FETÖ/PDY Adana il yapılanması içerisinde örgüte finansal destek sağladığı değerlendirilmesi üzerine hakkında kayyım ataması yapılan Burç Özel Eğitim İşletmeleri ile ilgili kayyım tarafından düzenlenen raporda; Pozantı İlçesinde bulunan 6 katıl misafirhane,yurt ve Çukurova ilçesinde bulunan 4 katlı öğrenci yurdu ile ilgili olarak; Yönetim Kurulunun 03.08.2015 tarih, 001 Karar Defter Nolu kararında Yönetim Kurulu Başkanı Sultan SÖZERİ, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet TAŞKIRAN, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali KOÇAKLI ve Hüseyin KARABULUT imzasını taşıyan kararda rapora konu taşınmazın satışına karar verildiği, Taşınmazın 28.12.2015 tarihinde 2.950.000,00 TL bedel ile Çukurova Eğitim ve Kültür Vakfı adına tapuda tescil edildiği, Taşınmazın bulunduğu mevki ve inşaat yoğunluğunun yüksek olması arsa birim fiyatlarının 1000 TL olması, taşınmazın arsa değerinin 12.000.000,00 TL civarında olması yapı değerinin de eklenmesi ile değerinin 17.000.000,00 TL üzerinde olacağı değerlendirmesinin yapıldığı, Çukurova Tapu Sicil Memurluğunda yapılan araştırma neticesinde 17 ve 25 Aralık operasyonları sonrasında şirkete ait taşınmazın yine aynı örgüt mensuplarının yönettiği Çukurova Eğitim ve Kültür Vakfına çok düşük bedelle satıldığının tespit edildiği, ancak bu taşınmazın satışının karar defterinde gözükmediği, Çukurova ilçesinde bulunan Faruk AKKÜLAH öğrenci yurdunun 22.07.2014 tarihinde 1.425.000,00 TL bedelle satışı yapıldığı, gayrimenkulün sadece arsa değerinin 2.000.000,00 TL değerinde olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan yapı da dikkate alındığında güncel değerinin 3.500.000,00 TL kıymetinde olduğu değerlendirmesinin yapıldığı,

ÇUKUROVA BURÇ OKULLARI KOÇAKLI’NIN EŞİNE SATILDI

01.12.2015 tarih ve 005 karar defterinde kayıtlı 8 nolu kararla şirket sermayesinin azaltılması kararı alındığı, Çukurova Burç Okulunun 08.12.2015 tarihinde 9.150.000,00 TL bedelle Ali KOÇAKLI’nın eski eşine satışının yapıldığı, Şirketin sermaye azaltma tarihi olan 01.12.2015 ile 08.12.2015 ile taşınmaza konu bedelin ödeme tarihi ile Şirketin sermaye azaltması ile şirket ortaklarının şirketten çekilen hisse bedelleri karşılaştırma tablosu ile ortaya konulduğunda şirketten çekilen hisse bedellerinin aynı ay içerisinde taşınmazın yeni maliki Meral GÖKTAŞ’ın şirketin hesabına paranın aktarımı arasında bir illiyet bağı olduğu, şirketin eski maliki olduğu taşınmazın yine şirketten çekilen paralarla düşük bedelle satın aldığı şüphesinin hasıl olduğu ” şeklinde belirtilmiştir. Şüphelinin terör örgütü elebaşının talimatları doğrultusunda Bankasya’daki hesabını aktif olarak kullandığı, 17/25 Aralık sürecinden sonra para yatırma işlemleri yaptığının anlaşıldığı, Şüpheliler arasındaki telefon irtibatı ile ilgili temin edilen HTS kayıtlarının incelenmesinde soruşturmaya konu olan şüphelilerle irtibatlı olduğunun belirlendiği, Şüphelinin örgütsel faaliyetleri gerçekleştirme kapsamında yurt dışına çıkış kaydı bulunduğunun tespit edildiği, Açık kaynaklardan elde edilen bilgilerde şüphelinin terör örgütü üyeleriyle birlikte faaliyet yürüttüğüne dair bilgilerin elde edildiği, Toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu; terör örgütüyle bağlantılı kurum, şirket ve derneğe üye olması, şirketlerin yönetiminde yer alması, terör örgütü içinde faaliyet gösterdiğine ve para topladığına dair beyanlar, gizli tanık beyanı, Masak raporu, terör örgütünün talimatları doğrultusunda Bankasya’da yaptığı işlemler, HTS kayıtları, yurt dışı seyahat kayıtları, terör örgütü mensuplarıyla birlikte faaliyet gösterdiğine dair açık kaynaklardan elde edilen bilgiler dikkate alındığında şüphelinin terör örgütüne üye olarak finansman sağlanmasında faaliyet gösterdiği, bu şekilde müsnet suçları işlediği,

‘CEMAATİN ADANA’DAKİ ETKİLİ 5. ADAMI’

Şüpheli Halil KADI; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü Adana İl Yapılanması içerisinde mütevelli heyette yer aldığı, Karteks isimli firmanın sahibi olduğu, örgütün finans desteği olarak önemli etken gördüğü okul, vakıf, dernek, şirket vb. gibi kuruluşların yönetim kadrosuna yapı içerisinde yer alan şahısları getirdikleri, bu çerçevede Halil KADI’nın da Çukurova Eğitim ve Kültür Vakfının kurucusu olan Kanuni Üniversitesi Mütevelli heyetinde yer aldığı ve Özel Işık Özel Eğitim İşletmeleri A.Ş. yönetim kurulu başkanı olduğu, alınan bazı beyanlarda; “İl imamına bağlı olan asıl mütevelli heyeti içerisinde beni o dönemde duyduklarım Ahmet COŞKUN, Halil KADI, Kemal ELİBAL, .Ali KOÇAKLI, Ali BAŞARAN, Hüseyin KARABULUT isimli şahıslar vardı” şeklinde, “Dönem itibariyle mütevelli seviyesinde veya daha üst seviyede olan kişiler arasında¸ Ahmet COŞKUN, Halil KADI, Yağmur AKKÜLAH ve isimlerini bilmediğim veya şu anda tam hatırlamadığım kişiler vardı.” “Halil KADI Karteks isimli firmanın sahibidir. Kendisi cemaat içerisinde kanuni üniversitesinin kuruluşunda yer aldı. Daha çok cemaatin eğitim şirketleri ve vakıfları ile ilgilendiğini duyuyordum.” “Ayrıca benden Bekir KADI isimli şahıs kurban bayramından önce benden 50 adet kurban istedi. Bende kendisine bunun mümkün olmayacağını söyledim. Daha sonra İsmail KADI, Halil KADI benden de kurban istediler. Onlara ben alamayacağımı söyledim. 2009 yılında da ben Adana ilinden İstanbul iline taşındım ve o tarihten sonra da AGİD’ te bulunan şahısların hiç birisi ile görüşmedim. Yukarıda adı geçen şahıslar Fethullah GÜLEN cemaatine para toplamaktaydılar. Bu işi organize sanayi bölgesini organize eden Bekir KADI, Halil KADI ve İsmail KADI kardeşlerdir. Bu şahıslar sürekli olarak Fethullah GÜLEN cemaatine yardım topluyorlardı. Ben bu şahıslara Adıyaman gezisi haricinde hiçbir şekilde para vermedim.” “Halil KADI isimli şahsı şahsen tanımıyorum ancak kendisinin büyük bir iş adamı olduğunu Organize sanayide Kadı tekstil fabrikası olduğunu ve bu cemaate himmet adı altında devamlı maddi yardımda bulunan şahıs olarak biliyorum.” “Halil KADI Cemaatin Adana İlinde bulunan etkili 5. adamıdır. Cemaatin Adana kasasıdır. Şu anda Karteks fabrikası sahibidir.” şeklinde beyanlarda bulunulduğu, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 30.05.2016 tarih ve 2016-MAR-85/4 sayılı Analiz Raporunda; Göndericisi olduğu TCMB Yurtdışı Para Transferinin tespit edildiği, buna göre şüphelinin 22/09/2005 tarihinde kendi adına yurt dışında açılan hesaba 151.002 dolar para transfer ettiğinin belirtildiği, bu transferin mahiyetinin anlaşılamadığı, Şüpheliler arasındaki telefon irtibatı ile ilgili temin edilen HTS kayıtlarının incelenmesinde soruşturmaya konu olan şüphelilerle irtibatlı olduğunun belirlendiği, Şüphelinin örgütsel faaliyetleri gerçekleştirme kapsamında yurt dışına çıkış kaydı bulunduğunun tespit edildiği, Açık kaynaklar üzerinde yapılan araştırmalarda terör örgütünce düzenlenen faaliyetlere katıldığının tespit edildiği, Toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu; terör örgütüyle bağlantılı şirket ve üniversitede yönetici olması, terör örgütü içinde faaliyet gösterdiğine ve para topladığına ve terör örgütüne gönderdiğine dair beyanlar, gizli tanık beyanı, Masak raporu, açık kaynak araştırmaları, HTS ve yurt dışı seyahat kayıtları dikkate alındığında şüphelinin terör örgütüne üye olarak finansman sağlanmasında faaliyet gösterdiği, bu şekilde müsnet suçları işlediği,

‘CEMAATE YILDA 1 MİLYON LİRA BAĞIŞLIYORDU’

Şüpheli Yağmur AKKÜLAH; Şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü Adana il yapılanması içerisinde mütevelli heyette yer aldığı, Yağmur Mobilya isimli firmanın sahibi olduğu, örgütün finans desteği olarak önemli etken gördüğü okul, vakıf, dernek, şirket vb. gibi kuruluşların yönetim kadrosuna yapı içerisinde yer alan şahısları getirdikleri, bu çerçevede Yağmur AKKÜLAH’ın da Çukurova Eğitim ve Kültür Vakfı Başkan Yardımcılığı, Özel Işık Eğitim İşletmeleri A.Ş. de yönetim kurulu üyeliği, Anadolu Girişimci İş Adamları derneği üyeliği yaptığı, Çukurova Eğitim ve Kültür Vakfını terör örgütü menfaati doğrultusunda kullandığı, alınan beyanlarda; “Yağmur AKKÜLAH Cemaatin Adana İlinde bulunan 4. adamıdır. Kendisi Adana’da Cemaat adına yapılacak faaliyetlerde bulunur ve söz sahibidir. Yüksek oranda bağışta bulunan bir kişidir. (Yıllık 1.000.000TL civarı) Yağmur Mobilyanın sahibidir. Fethullah GÜLEN ile direkt görüşür ve bu görüşmeler çok samimi bir şekilde yapılır.” “2013 yılının Kasım ayı başlarında yapılan bir toplantıda Barış Hoca Amerika’ya Fetullah GÜLEN’i ziyarete gideceklerini benimde bu ziyarette bulunmamı istediğini söyledi. Bunun üzerine hatırladığım kadarı ile 2013 yılının Kasım ayının ilk haftalarında Amerika ülkesine Barış Hoca Muammer ÇALIŞKAN, Yağmur AKKÜLAH, İsmail KADI ve Mehmet ŞAHBAZ ile birlikte gittik. İlk önce Huston ziyareti yapıldı. Burada cemaate ait okullar ve kuruluşlar gezildi. Birkaç gün sonra da Wasinghton ziyaret edildi. Buradan da Pensilvanya ya geçildi. Burada Fetullah GÜLEN’i ziyaret ettik.” “Yaklaşık 4 yıl bu yurtta görev aldım. Bu yurt Fetullah GÜLEN cemaatine ait bir yurttur. Yurdu yaptıran ve ismini veren Yağmur AKKÜLLAH isimli şahıstır. Bu şahıs iki üç haftada bir yurda gelirdi. Bu yurtta cemaatin sohbet toplantıları, mütevelli heyeti denilen iş adamlarının katıldığı toplantıları gibi toplantılar yapılırdı. Bu toplantılara Adana ilinden cemaatin sorumlu olan şahıslarda gelirdi. Hatırladığım kadarı ile 2008 ile 2011 yılları arasında cemaatin Adana il sorumlusu Mustafa AÇIL isimli hocaydı. Bildiğim kadarı ile kendisi başka bir ilden gelmişti. Burç okullarında bulunuyordu. 2011 yılından sonra ise doktor olarak kendisini tanıtan Ömer EKİNCİ isimli şahıs il sorumlusu olmuştu. Her iki şahsı da yurda gelip gitmeleri sırasında görmüştüm. Yapılan bu toplantılara Yağmur AKKÜLAH, Ahmet COŞKUN, Halil KADI, Ali KOÇAKLI, Hakkı POLAT, Tahir ACAROĞLU, Abdurrahman BAHŞİ, Barış BALTACI, Mehmet Ali SOLAK,……………. isimli şahıslar gelirdi.” “Yağmur AKKÜLAH isimli şahsı şahsen tanımıyorum ancak kendisinin iş adamı olduğunu, organize sanayinde Yağmur Mobilyanın sahibi olduğunu, ayrıca beyazevler mahallesinde oğlunun adına bu cemaat için Faruk AKKÜLAH Erkek Öğrenci yurdunu yaptırdığını ve burada toplantılar yapılarak cemaate himmet toplanıldığını kendisinin maddi yardım yani himmet verdiğini biliyorum.” “Yağmur AKKÜLAH Yağmur Mobilyanın sahibidir. Cemaat içerisinde yurt yaptırmıştır. Bu yurtlarda sohbet toplantıları yapılmıştır” şeklinde beyanlarda bulunulduğu, MASAK tarafından düzenlenen analiz raporunda Yağmur Mobilya tarafından Fetulah GÜLEN’e yakın yurt dışındaki kuruluşlara para gönderdiğinin tespit edildiği, Yağmur Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ş. (açıklamada yazan isim) 10.12.2010 6600 USD BROOKLYN AMITY SCHOOL Yağmur Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ş. (açıklamada yazan isim) 02.03.2011 3300 USD BROOKLYN AMITY SCHOOL Yağmur Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ş. (açıklamada yazan isim) 24.05.2011 3300 USD BROOKLYN AMITY SCHOOL Yağmur Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ş. (açıklamada yazan isim) 10.06.2011 5000 USD BROOKLYN AMITY SCHOOL Yağmur Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ş. (açıklamada yazan isim) 21.07.2011 5400 USD BROOKLYN AMITY SCHOOL Şüpheliler arasındaki telefon irtibatı ile ilgili temin edilen HTS kayıtlarının incelenmesinde soruşturmaya konu olan şüphelilerle irtibatlı olduğunun belirlendiği, Temin edilen Otel kayıtlarının incelenmesi sonucu, bu dosyada soruşturma yapılan şüphelilerle aynı tarihlerde örgütsel toplantı yapmak amacıyla bir araya geldiklerinin tespit edildiği, Şüphelinin terör örgütü elebaşının talimatları doğrultusunda Bankasya’daki hesabını aktif olarak kullandığı, 17/25 Aralık sürecinden sonra para yatırma işlemleri yaptığının anlaşıldığı, Şüphelinin örgütsel faaliyetleri gerçekleştirme kapsamında yurt dışına çıkış kaydı bulunduğunun tespit edildiği, Toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu; şüphelinin terör örgütüyle bağlantılı derneğe üye olması, vakfın yönetiminde yer alması, dersanede yönetici olması, terör örgütü içinde faaliyet gösterdiğine, finansman sağladığına dair beyanlar, Masak raporu, terör örgütünün talimatları doğrultusunda Bankasya’da yaptığı işlemler, konaklama kayıtları, HTS ve Yurt dışı çıkış kayıtları dikkate alındığında şüphelinin terör örgütü adına faaliyette bulunarak örgüte finansman sağlamada faaliyet gösterdiği, bu şekilde müsnet suçları işlediği,

‘9-10 KATLI BİNAYI KULLANMASI AMACIYLA CEMAATE VERDİ’

Şüpheli Ahmet Ali BOZKURT; FETÖ/ PDY Adana İl yapılanması ile ilgili soruşturma sürecinde tespit edilen bilgi ve bulgular ile birlikte söz konusu yapı ile ilgili düzenlenen değişik emniyet raporlarında ve Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen soruşturmalardan; örgütün Adana il yapılanması içerisinde finansal destek sağlanması amacıyla himmet, kurban, bağış, gazete aboneliği, burs vb. adı altında paraların toplanılması amacıyla gruplar halinde toplantılar organize edildiği, katılımcılarına göre mütevelli, iş adamları, esnaflar vb. şeklinde organize edilen ayrı ayrı gruplar halinde toplantılar yapıldığı ve bu gruplarda katılanların dini duygularının istismar edilerek yapıya finansal destek sağlandığı, soruşturma sürecinde alınan bazı beyanlarda; Bilgi sahibi alınan ifadede özetle; Ahmet BOZKURT ve Faruk BOZKURT kardeşler Adana ilinde bulunduğum zamanlarda beni haftanın belli günlerinde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklandığını duyduğum Yağmur AKKÜLAH ve Muammer ÇALIŞKAN’ın da olduğu bir çok işadamlarıyla yaptıkları toplantılara beni de çağırdı. Ancak bu toplantıların himmet toplantıları adı altında yapılan ve FETÖ/PDY terör örgütünün elaman kazanma yöntemlerinden biri olduğunu anladıktan sonra bir daha katılmadım. Bu toplantılar Bozkurt kardeşlerin zaman zaman evlerinde zaman zaman da Gündoğdu okullarının altındaki işyerlerinde yapılmakta, 2014 yılı Kurban bayramı arifesinde yapmış oldukları bir toplantıda Gülen cemaati adına benimde aralarında olduğum iş adamlarından maddi durumlarına göre kurbanlık almaları konusunda ısrar ettiler. Ben alamayacağımı söylemiş olsam da kurban sonrasında benden tanesi 4700 TL olmak üzere 2 adet dananın parasını kendileriyle olan ticari cari hesap ekstresinde ve yapılan hesaplaşma sonrasında birlikte imza attığımız tutanakta fark ettiğimde bana kurban parasını benden kestiklerini söylediler. Ahmet BOZKURT aynı zamanda Mustafa VURAL tarafından organize edilerek bizzat da her şeyiyle kendisinin ilgilendiği ve cemaat tarafından soy isminin verildiği Burç Vural okullarının mütevelli heyetinde olduğunu ve okul için seramik ihtiyacı olduğunu, seramik ihtiyacının bir miktarını benim karşılamamı söyledi, ben yine karşı çıksam da kendileriyle olan ticari cari hesabımızdan peşin olarak elden ödenmiş gibi gösterip benden habersiz 11.000 TL parayı tahsil edip Mustafa VURAL’a vermiştir. Bozkurtlar kardeşler tarafından Beyazevler mahallesinde bulunan ismini bilmediğim bir kız yurdu yine kullanım için Gülen cemaatine verilmiş” şeklinde, Bilgi sahibi alınan ifadede özetle; Zaman Gazetesine AGİD üyelik süreci öncesinde inşaat malzemesi sattığım Bozkurtlar İnşaat sahibi Ahmet BOZKURT’ un önerisi üzerine abone olmuştum, bu aboneliği de bir süre sonra iptal ettirdim.” şeklinde, Bilgi sahibi alınan ifadede özetle; 2011 veya 2012 yılı içerisinde AGİD’ in iki toplantısına katıldım, toplantısının birinde kentsel dönüşüm ile ilgili konuşma yapıldı, …. …, ikinci toplantıda da Zemin Etüdü ile ilgili konuşma yapıldı, konuşmayı ….….. isimli şahıs yaptı, bu toplantılarda katılım sayısı yüksekti, hatırladığım kadarı ile Bozkurtlar İnşaat sahiplerinden Ahmet BOZKURT isimli şahıs bulunmakta idi” şeklinde, Bilgi sahibi alınan ifadede özetle; Ahmet BOZKURT isimli şahıs Bozkurtlar İnşaat isimli firmanın yetkilisidir. Kendisi Beyazevler mahallesinde DSİ karşısında 9-10 katlı bina yaptı. Yaptığı bu binayı kullanılması amacıyla cemaate verdi. Sonra da burada cemaat yurt olarak faaliyet gösterdi. Yurdun adı şuanda aklıma gelmiyor. Bende birkaç kez bu yurda giderek sohbetlere katıldım. Bildiğim kadarı ile Bozkurtlar bu binayı herhangi bir karşılık almadan cemaate vermişti. 2010 yılına kadar da cemaat bu binayı kullanıyordu. Halen kullanıp kullanmadığını bilmiyorum. Hatta o dönemde Ahmet BOZKURT Samanyolu Tv de yayınlanan Maceracı isimli programda yayına çıkarak yaptığı hizmet ile ilgili bilgi vermişti. Benim bu yapı içerisinde bulunduğum dönemde bu şahıs ta cemaat adına faaliyet gösteriyordu. Ayrıca Ben 2010 yılında bu cemaatten ayrıldım. Benim anlattığım olaylar 2010 yılı öncesidir. Bu nedenle Ahmet BOZKURT’un 2010 yılından sonra cemaat adına faaliyet yürütüp yürütmediğini bilmiyorum” şeklinde beyanlarda bulunulduğu,

Şüpheli ile ilgili olarak 27.08.2016 tarihinde 155 ihbarında özetle; “Bozkurtlar inşaatın sahibi Ahmet BOZKURT ve diğer kardeşleri FETÖ üyesidir.” şeklinde iddiada bulunulduğu, Şüpheliler arasındaki telefon irtibatı ile ilgili temin edilen HTS kayıtlarının incelenmesinde soruşturmaya konu olan şüphelilerle irtibatlı olduğunun belirlendiği, Şüphelinin örgütsel faaliyetleri gerçekleştirme kapsamında yurt dışına çıkış kaydı bulunduğunun tespit edildiği, Sosyal paylaşım sitelerinde yapılan araştırmada, kişisel sayfasında beğeni başlığı adı altında terör örgütünün propaganda amacıyla yaptığı faaliyetleri desteklediği, Şüphelinin terör örgütüyle bağlantılı olup 15 darbe girişimi sonrası kapatılan AGİD isimli derneğe üye olduğunun anlaşıldığı, Şüphelinin terör örgütü elebaşının talimatları doğrultusunda Bankasya’daki hesabını aktif olarak kullandığı, 17/25 Aralık sürecinden sonra para yatırma işlemleri yaptığının anlaşıldığı, Toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu; terör örgütüyle bağlantılı derneğe üye olması, terör örgütü içinde faaliyet gösterdiğine ve para topladığına dair beyanlar, terör örgütünün talimatları doğrultusunda Bankasya’da yaptığı işlemler, HTS kayıtları, sosyal paylaşım sitesindeki sayfasındaki beğenileri, yurt dışı çıkış kayıtları, yapılan ihbar dikkate alındığında şüphelinin terör örgütüne üye olarak finansman sağlanmasında faaliyet gösterdiği, bu şekilde müsnet suçları işlediği.

Yargılanacak iş adamları

1-Fetullah Gülen 2-Halil Kadı 3-Ali Koçaklı 4-Yağmur Akküllah 5-Ahmet Ali Bozkurt 6-Hüseyin Karabulut 7-Hüseyin Nuri Çomu 8-Muammer Beluk 9-Mehmet Kıvanç 10-Abdurrahman Bahşi 11-Abdullah Sadioğlu 12-Adnan Öğe 13-Ahmet Coşkun 14-Ahmet Oğuz 15-Ahmet Özgül 16-Ahmet Tıknaz 17-Ahmet Dönmez 18-Ahmet Işık 19-Ali Yanar 20-Ali Özenç 21-Ali Kazım Başaran 22-Aydın Dertli 23-Aykut Fatih Doğan 24-Bahattin Özoğul 25-Barış Baltacı 26-Bayram İspir 27-Bayram Ali Sivaslıoğlu 28-Betül Karalürt 29-Birol Tekin Ünaldı 30-Cengiz Gümüş 31-Cevdet Şeker 32-Coşkun Sulukan 33-Doğan Turgut 34-Eğemen Kardaş 35-Emine Somuncuoğlu 36-Erdem Durukan 37-Erkin Karalar 38-Eyüp Akgemci 39-Fatih Arabacıoğlu 40-Fatma Çalışkan 41-Galip Şire 42-Hakkı Polat 43-Halil Oruçhan 44-Halim Tosunlu 45-Harun Şenel 46-Hasan Kavlak 47-Hikmetullah Yetkin 48-İbrahim Aras 49-İbrahim Orhan Gündüz 50-İbrahim Balta 51-İlhami Kara 52-İshak Ekinci 53-İsmail Burak 54-Kadir Okutan 55-Kamil Üzüm 56-Kemal Aydıner 57-Kurtuluş Ulular 58-Mahmut Yesari Kahraman 59-Mehmet Şaşmaz 60-Mehmet Taşkıran 61-Mehmet Özdoğru 62-Mehmet Aydın 63-Mehmet Alaaddin Pekedis 64-Mehmet Ali Solak 65-Mehmet Ali Yıldız 66-Mehmet Kazım Kaplan 67-Mehmet Rıza Yalınkaya 68-Melik Küçükeve 69-Mesut Yazar 70-Metin Tıraş 71-Mikail Altun 72-Muaz Ayhan 73-Muhammet Alıç 74-Muhsin Cengiz 75-Murat Lafcı 76-Mustafa Kılıçel 77-Mustafa Aksoy 78-Mustafa Boğan 79-Mustafa Hayta 80-Mustafa Erhan Çetinus 81-Naim Selmanlar 82-Nuri İlkkahraman 83-Osman Nuri Oğuz 84-Ömer Cevahir 85-Ramazan Kanlıdere 86-Resul Vural 87-Ruhi Hallaçoğlu 88-Rüştü Buyuran 89-Salim Koçak 90-Savaş Daşkan 91-Selim Aslan 92-Seyfettin Alpat 93-Erol Demirbaş 94-Şaban Üçgül 95-Tahir Acaroğlu 96-Vecihi Koyuncu 97-Yakup Koşan 98-Yakup Şevki Öztürk 98-Yalçın Uslular 100-Yasin Türkoğlu 101-Yunus Ulun 102-Yusuf Epli 103-Zekeriye Karaduman.

Paralel yapı-13 Kasım (2016) 'Adana örgüte finansal destek 103 sanık' davası

(11 Şubat 2017, 09:36)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: Göster/Gizle

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=9582