KONTRGERİLLA'NIN TASFİYESİ / GELECEĞİ
Klasik_ilk_bölüm |
Ergenekon_soruşturması_burada_noktalanır,Zaman,7Nisan2008 |
A.Dilipak_ABDdestegiyle_kisitli_tasfiye,Vakit,12Nisan2008
ZAMAN GAZETESİ, 7 NİSAN 2008:
ERGENEKON SORUŞTURMASI BURADA BİTİRİLİR?
Nuriye Akman'ın Şamil Tayyar'la Röportajı
Ergenekon soruşturması burada noktalanır
'Operasyon Ergenekon' isimli kitabıyla dikkatleri üzerine şeken Star Gazetesi
Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, röportajın dünkü bölümünde ölüm tehditleri
aldığı için koruma talep ettiğini açıklamıştı. Tayyar, Ergenekon'un Kafkas
kökenlilerin ağırlıkta olduğu bir yapı olduğunu da iddia etmişti. Şamil Tayyar,
bugün ise Ergenekon soruşturmasında son noktaya gelindiğini belirterek "Ötesi
Türkiye'de kan gövdeyi götürebilecek, çok büyük siyasi cinayetlerin
işlenebileceği bir süreci tetikleyebilir." diyor.
Ergenekon iddianamesi ne zaman ortaya çıkar? Biraz gecikmedi mi?
Ergenekon çok merkezî ve derin bir yapılanma. Her soruşturma başka bir
soruşturmayı tetikliyor. O nedenle büyüdükçe büyüyor. İnanılmaz bir halka var.
Bu kadar büyük bir soruşturmanın kısa sürede sonuçlanması mümkün değil.
Savcılıkta binlerce sayfalık doküman var. Ben basit bir kitabı yazarken sadece
Malatya davası ile ilgili otuz bir klasör okudum. Bazen bir paragraf yazı
yazabilmeniz için on klasörü okumanız gerekebilir. Dolayısıyla ortaya çıkacak
iddianame çok önemli. Ama ben geciktiğini düşünmüyorum. Savcıların çok büyük bir
fedakârlıkla, inanılmaz bir çabayla çalıştıklarını görüyorum. Biraz sabırlı
olmakta fayda var. Ortaya, bir manifesto niteliğinde çok önemli
değerlendirmelerin de içinde olacağı, yakın tarihimize ışık tutacak bir
iddianamenin çıkacağını düşünüyorum.
Şemdinli'de ne olduysa bunun da başına ya kazalar gelirse?
Ferhat Sarıkaya için uygulanan prosedür, özellikle Ergenekon soruşturmasını
yürüten savcı Zekeriya Öz için de uygulanmak istenebilir. Ferhat Sarıkaya bugün
avukatlık yapamayacak durumda ve linç edildi. Ama onun açtığı bir yol var.
Herkes şimdi bunu sorguluyor. Eğer o kendisini feda etmeseydi belki biz bugün
bunları konuşmuyor olacaktık. Ama kral çıplak dedi. Zekeriya Öz de kral çıplak
dedi. O yüzden yarın Zekeriya Öz de harcanırsa ben inanıyorum ki onun Türk
demokrasisine katkısı asla unutulmayacaktır. Bazen gerektiğinde kendi
kariyerinizi, ikbalinizi yok etme pahasına bu mücadele içine girmişseniz bazı
şeyleri de göze almanız gerekiyor. Anadolu'da bir laf var: Harmana giren porsuk
dirgenden korkmaz.
Peki diyelim ki kapatıldı AK Parti. Buna rağmen mi her şey yürür diyorsun?
Birbiriyle doğrudan ilişkilendirmemek lazım. Ancak Ergenekon soruşturmasından
rahatsız olanlar bir intikam duygusu ile AK Parti'yi kapatmaya yönelik bir
psikolojik hareket yürütmüş ve Yargıtay Başsavcısı da bu havadan etkilenmiş
olabilir. Zaten Ergenekon soruşturmasının daha derinlere gitme şansının
kalmadığını görüyoruz. Ama bu şekli bile Ergenekon ile gelinen mücadele
açısından son derece önemli. Bu soruşturma yakın bir zamanda bitecek. Bir
iddianame hazırlanacak. Kapatma davasından önce bu zaten sonuçlanacak.
İddianame hazırlanmadan evvel gizli olan soruşturma dosyalarından bazı
bilgiler yayınladın. Nasıl olabiliyor bu?
Kitabımda soruşturmanın gizliliğine halel getirecek tek kelimeye yer vermedim.
Köşemde de ona mümkün mertebe dikkat ettim. Ancak eğer rejim üzerinde çok
karanlık bir oyun oynanıyorsa ve bu oyunu deşifre etmek her Türk vatandaşı gibi
benim de görevimse ve bunun karşılığında bir bedel ödemem gerekiyorsa bu bedele
razı olarak bunu yaparım. Susurluk iddiaları araştırılırken toplumda inanılmaz
bir beklenti vardı. Tüm yasağa ve gizliliğe rağmen insanlar sokaklara düştüler
ve o bilgilere sahip olma duygularını ön plana çıkardılar. Şimdi de toplumda
aynı beklentinin yüksek dozda devam ettiğini görüyorum. Benim kitabımda ya da
köşemde yazdığım bir bilgiden dolayı bir sanık bir yere mi kaçtı? Elindeki
belgeyi, bilgiyi yok mu etti? Ben sadece kral çıplak dedim. Savcının da,
hakimlerin de elinde olan bilgi ve belgeler üzerinden analiz yaptım.
Kitabında adı geçen Kültür ve Turizm Bakanlığı müfettişi Halit Bozkurt
kimdir?
Ben bunu dönemin bakanı Atilla Koç'a da söyledim. Hiç ciddiye almadı. Bu adam
kendisini general olarak tanıtan ya da kendisine generalim diye hitap
edilmesinden keyif alan biri. Vatanseverlerle, değişik derin simalarla işbirliği
yapan bir adam. Diyeceksin ki bu kadar belirgin bağa rağmen nasıl görev yapıyor?
İnan onu da anlamış değilim. Kitap çıkınca Ertuğrul Günay'a kitap gönderdim. O
kitabı okuduysa ve ismini de gördüyse mutlaka bir işlem yapması gerekirdi. Ama
görevine devam ediyor.
Kendisini "bir numara" olarak mı takdim ediyor?
Bir numara ama asıl bir numara o değil. Her yapının bir numarası var. Bu onların
jargonu. Telefon konuşmalarında "Bir numaraya gidiyorum. Az önce bir numaranın
yanındaydım" gibi ifadeler var. Eğer Vatanseverler hareketini bir hücre tipi
yapılanma olarak görürseniz onun içerisinde kendi adı bir numara olarak geçiyor.
Bir numaraların 1 numarasını sormayacağım, ne sen söyleyebilirsin, ne de ben
yazabilirim. Ama safraları atmanın zamanı geldiğine inanılıyor olmalı.
Biraz öyle. Siyasi otoritenin Ergenekon yapılanmasının deşifre edilmesi
konusunda ciddi bir kararlılığı var. Yargıda da kısmî olarak böyle bir
kararlılık görüyoruz. Yaşar Büyükanıt'ın da pozitif katkı sunduğunu düşünüyorum.
Ulusalcı kanattan kendisine yönelik tepki oluşturma çabalarını buna bağlıyorum.
Buna ilave olarak, Ergenekon merkezî yapısı da soruşturmanın daha derinlere
inmesini önlemek adına safraların atılması konusunda karar vermiş olabilir. Yani
Ergenekon'un tepe kadrosu, soruşturmanın burada kesilmesi için bazı bilgileri
bilinçli olarak sızdırmış olabilir. Mesela Veli Küçük gözaltına alınmak
istendiğinde, sekiz yeri aramak istemiş. Hatta önemli bir şahısla da konuşmuş.
Ama yine sahip çıkmadılar ona.
Demek ki sonuna kadar gidilemeyecek bu işin.
İlhan Selçuk'un tutuklanması, Ergenekon soruşturmasının nereye kadar gideceği
konusunda bir test olmuştur. Bana göre gelinen en üst noktadır. Daha yukarıya
çıkacağını zannetmiyorum. Bu haliyle bile bir iktidar partisinin kapatılması
gibi bir süreci doğuran gelişmeler yaşandı. Daha ötesi Türkiye'de kan gövdeyi
götürebilecek, çok büyük siyasi cinayetlerin işlenebileceği bir süreci
tetikleyebilir. O nedenle, bu iş burada noktalanacaktır.
Yani bir başka bahara kalacak hesaplaşma?
Bunların iki temel hedefi var. Birisi AB müzakere sürecini kesintiye uğratmak,
diğeri de AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak. Bu iki hedefe ulaşıncaya kadar
devam edecekler. Eğer AK Parti kapatılırsa, Recep Tayyip Erdoğan'a siyaset
yasağı gelirse, AB reformları askıya alınırsa, bu süreç kesintiye uğrarsa ben
eminim ki toplum üzerindeki baskıları azalır. Bir başka baharda tehlike ortaya
çıkana kadar kendilerini rölantiye alırlar.
Peki Ergenekon'un AK Parti içindeki ayaklarını tespit edebildin mi?
Benim zihnimde çok önemli bir iki isim var. Ama bunları belgelendirebilecek bir
durumda değilim. Eğer olursa her ne pahasına olursa olsun bunları da yazmayı
düşünüyorum. Kuşkusuz bu kadar büyük bir siyasi partinin içine el atmamaları
düşünülemez.
Yapılacak anayasa değişikliğinde grupta fire olabilir mi?
AK Parti'nin kapatılmasını önleyecek bir formülü hayata geçirmeye çalışırsanız,
bu çerçevede bir anayasa değişikliği yaparsanız darbe olur havası yayılıyor.
Devlet Bahçeli parti yöneticileri ile yaptığı özel bir toplantıda bunu çok açık
olarak ifade ediyor. Benzer bir yaklaşımın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
parti yöneticileri ile yaptığı görüşmede de ifade edildiğini duyduk. Bana da,
bak Şamil bu işlerle uğraşma. Yakında darbe olacak, diyenler oldu. Ben bu
yayılan darbe korkusundan çok sayıda AK Parti milletvekilinin etkilendiğini
bizatihi gözlemledim. Eğer bu korku onların davranışlarını etkilerse ve Sayın
Başbakan kendi grubuna güçlü bir moral motivasyonu desteği sağlayamazsa, 330'u
bulmakta çok zorlanabilirler.
Ama herhalde bu kişileri Ergenekon'la bağdaştırmayacaksın?
Hayır Ergenekon ile hiçbir bağlantısı olmayan ama sadece kendi ikbalini düşünen
kimseler. Korkuyu yayanlar evet Ergenekon ve uzantıları. Ama bundan etkilenip
tavır değişikliği içine girenleri, Ergenekon'a bağlantılı göstermek haksızlık
olur.
Özden Örnek'in günlüklerinin gerçek olduğunun belgelendiği söylendi. Ama
resmî bir açıklama yapılmadı. Ve kimse bu raporları görmedi. Biz neye dayanarak
buna inanıyoruz? Niye rapor açıklanmıyor?
Ne bileyim, belki fincancı katırlarını ürkütmek istemiyorlardır. Bu konuda
somut, işte budur denebilecek bir belge yok. Ama benim eski bir yazımda dile
getirdiğim bir şeyi tekrarlamak istiyorum. Bu günlükleri ilk olarak ben yazdım.
Daha sonra Nokta dergisi yazdı. Yazdığım gün, biz bunları Özden Paşa'yla
konuştuk. Ben o konuşmadan bu günlüklerin Özden Paşa'ya ait olma ihtimalini çok
yüksek gördüm. Çünkü Özden Paşa, 'Yıllardır hep not tuttum. Ama benim notlarım
bugün şununla görüşeceğim, bununla görüşeceğim gibi bir ajanda şeklindeydi. Ama
emekli olduktan sonra birilerinin eline geçer, canımı yakar düşüncesiyle, daha
üniformamı çıkarmadan iki gün önce üzerini yazdırarak bunların hepsini
bilgisayarımdan sildim.' dedi. Ben de bunun üzerine dedim ki, tamam böyle
söylüyorsunuz da ben buradaki iddiaları araştırdım. Ve o toplantıların, o
görüşmelerin büyük ölçüde doğru olduğunu tespit ettim. Peki, bu kadar hiç
kimsenin bilmediği toplantıların yan yana getirilmesi, kurgulanması mümkün mü?'
Özden Paşa dedi ki 'Benim notlarım bilgisayardan çalınarak ve aktüel konularla
derlenerek yayınlanmış olabilir.' Kuvvet komutanlığı yapmış birinin makamından
bu kadar özel bilgileri kim nasıl çalabilir?
İnternete bir kez girdiyse o bilgisayardan, bu notları çalmanın teknolojik
olarak çok kolay olduğunu söylüyorlar.
Bunu bilmiyorum.
Şu anda ne yapıyor Özden Örnek?
Hiç bilmiyorum.
Şener Uygur ne yapıyor şu anda?
O yine birtakım sosyal faaliyetlerde bulunuyor.
Aytaç Yalman ne yapıyor?
Aytaç Yalman fazla gözükmüyor. Şener Eruygur ile Hurşit Tolon epey dolaşıyor. Bu
son dönemde yaşananları görünce biraz da gazetecilik tecrübemle şöyle bir
kanaate vardım. Emekli paşaların bir kısmında ciddi olarak topluma intibak
sorunu yaşanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, intibak sorunu yaşayan emekli
paşalara bir rehabilitasyon merkezi açması iyi olur diye düşünüyorum. Yoksa bu
tür darbe işleriyle uğraşıyorlar. Ve Türkiye'ye zararları oluyor. Bu zararların
minimize edilmesi için böyle bir merkeze ihtiyaç var.
Yaşar Büyükanıt'ın görev süresinin uzatılacağını ve İlker Başbuğ'un emekli
olacağını söyleyenler var. Sence ne olacak ağustosta?
Bence Yaşar Büyükanıt'ın görev süresi kesinlikle uzatılmayacak. Böyle bir niyet
olsa bile Yaşar Paşa'nın bunu kabul edeceğini düşünmüyorum. Bu tür söylentiler,
Yaşar Paşa'yı yıpratmaya yönelik psikolojik harekâtın bir parçası. Buna
kamuoyunun inanmaması gerekir. İlker Başbuğ'un genelkurmay başkanı olma
ihtimalini çok yüksek görüyorum. Sürpriz olabilir mi? Her şûra sürprizlere
gebedir. Sonuçta kimin genelkurmay başkanı olacağına siyasi otorite karar
verecektir. O açıdan her türlü sürprizlere açık olmak gerekir. Askerî şûrayı
etkilemek için siyasi gerginlikler şûra tarihi yaklaştıkça biraz daha
arttırılabilir. Bazı paşaların koruma sayısının arttırıldığı yönünde bazı
bilgiler ulaşıyor. Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. (Nuriye Akman / Zaman)
Klasik_ilk_bölüm |
Ergenekon_soruşturması_burada_noktalanır,Zaman,7Nisan2008 |
A.Dilipak_ABDdestegiyle_kisitli_tasfiye,Vakit,12Nisan2008
|