Ergenekon davasının 320. duruşmasında önemli gelişme.. Sanıkların savcılık mütalaasına karşı son savunmalarının alınması tamamlandı. Ardından hemen sanıkların son sözlerinin alınmasına geçildi. Sanıklardan kısa kısa bir kaç cümle ile son sözleri alındı. Ardından ara karar alındı: Davada hüküm günü 5 Ağustos..
21.06.2013 12:16 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 66´sı tutuklu, 275 sanıklı Ergenekon davasının 320. duruşması görülüyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nin yanında bulunan büyük salonunda yapılan duruşmada CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, Hurşit Tolon, Hasan Iğsız, Veli Küçük, Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 52 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Yalçın Küçük´ün de aralarında bulunduğu 9 tutuksuz sanık geldi. Küçük, başka suçtan tutuklu olduğu için tutuklu sanık bölümünde yer aldı.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler ve Levent Ersöz´ün de aralarında bulunduğu 14 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Öte yandan, Balbay ve Haberal´ın da aralarında bulunduğu bazı sanıkların daveti üzerine duruşmaya izleyiciler, CHP milletvekilleri ve basın kuruluşu temsilcileri yoğun ilgi gösterdi.
Duruşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile Mahmut Tanal, Haluk Eyidoğan, Sencer Ayata, Muharrem Işık, Gürkut Acar, Namık Havutça, Tufan Köse, Kemal Ekinci ve Ali Sarıbaş ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel; Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Cumhuriyet Gazetesi yazarları Şükran Soner, Güray Öz ve Meriç Velidedeoğlu ile Yalçın Bayar, Bedri Baykam ve Mustafa Mutlu katıldı.
İzleyicilere seslenen Mustafa Balbay, Biz yıllardır hukuku halkla arayacağız dedik. Yanılmadığımızı gördük. Bir kez daha anladık ki halktan büyük iktidar yok. Mehmet Haberal´ın dediği gibi haklı olmak kadar halklı kalmak da önemlidir. Biz haklıyız ve hep haklı kalacağız. Bu davada hukuk olmadığını size bugün bir kaz daha anlatacağız dedi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel´in de en ön sırada oturduğu basın mensuplarının bulunduğu bölüme yönelen Balbay, Lütfen bugün gerçek gazetecilik yapalım. diye seslendi.
Prof. Dr. Yalçın Küçük´ün ise, Boşuna hukuk aramayın çünkü hukuk yok. Hukuk aramayın, gerçekleştirin. çıkışı dikkat çekti. Küçük, Mustafa´nın sözü fazla kibar bence hiçbiriniz gazeteci değilsiniz. Hiçbiriniz gazetecilik yapmıyorsunuz. şeklinde konuştu.
Balbay izleyici sıralarına tekrar dönerek, Gezi olaylarının darbe girişimi olduğunu iddia edenler darbe yalanıyla yıllarca sizi kandırdı. Ancak siz kanmadığınızı gösterdiniz. dedi.
SANIK GAZİ GÜDER´İN SAVUNMASI
Duruşmanın başlamasıyla birlikte tutuksuz sanıkların esas hakkındaki savunmalarının alınmasına başlandı. Hakkında yapılan suçlamaları kabul etmediğini belirten Gazi Güder, Hayatımı, ülkemin ve insanların ekonomik ve teknik anlamda kalkınması için adadım. diye konuştu.
SANIK HAYRİ BİLDİK´İN SAVUNMASI
Sanık Hayri Bildik ise Ben savunmamı daha önce yapacaktım ancak yolculuğum sırasında çantam çalındı. Daha önceden hazırladığım ve burada yapacağım savunmam da içindeydi. Bu nedenle 10 sayfa olarak savunma yapacağım açıklamasında bulundu. Bildik´in, kendisine verilen sürenin 4 dakikasını sanıkların isimlerini tek tek sayarak ve selamlayarak kullanması dikkat çekti. Bildik, sanıklara seslenerek İzninizle sizlere dava arkadaşlarım diyorum. Bu kadar insanın bir araya gelmesine imkan yoktu. Bu dava nedeniyle bir araya geldik. Ağabey, kardeş, dost, arkadaş olduk. Bu dava beni zenginleştirdi ve çoğalttı. diye konuştu.
Dava konusu Ergenekon örgütünün varlığını kabul etmediğini belirten Bildik, Böyle bir örgütün varlığını bilsem asla üyesi olmazdım. Üyeliğine değil, yöneticiliğine talip olurdum. dedi.
Toplumsal Dönüşüm Yayınevinin kurucusu olduğunu belirten Bildik, 2005 yılında dargın olarak yayın evinden tüm haklarımı devrederek ayrıldım. Ancak oradan ayrılırken üzerime kayıtlı olan ve yayınevi görüşmelerinde kullanılan cep telefonunu almadım. 2008 yılında çıkarılan dinleme kararı ile dinlenen bütün konuşmaları benim yaptığım şeklinde kayıtlara geçirilmiş. Hatta Gazetelerde ´Hablemitoğlu´nun yayıncısı´ olarak geçti ismim. Oysa ölümünden sonra kitabını yayınlayacak yayınevi bulunamadığı söylenince ´Verin ben yayınlayacağım´ dedim. Ölmeden önce bir tane bile eserini yayınlamadım ben. ifadesini kullandı. (Cihan)
SANIK UFUK AKKAYA´NIN SAVUNMASI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, tutuksuz yargılanan Ulusal Kanal Haber Müdürü Ufuk Akkaya´nın esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunması alındı. Akkaya´nın avukatı olarak savunma yapan emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün kızı Zeynep Küçük, Danıştay saldırısı ve Ümraniye´de el bombalarının bulunmasıyla ilgili süreci anlattı. Küçük, Danıştay dosyası sanıkları Osman Yıldırım ve Süleyman Esen ile tanık olarak dinlenilen Salih Yaşar arasında, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay saldırısı arasında geçen 13 günlük sürede 464 görüşme olduğunu söyledi. Bu kişilerle dava sanıkları arasında telefon görüşmesi bulunmadığını ifade eden Küçük, baz istasyonu raporlarına göre eylem bölgesinde olan kişilere beraat, hiçbir bağlantısı olmayan kişilere ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini belirtti. Küçük, Danıştay dosyasının Ergenekon davasından ayrılmasını talep etti.
Küçük´ün ardından söz isteyen tutuklu sanık Osman Yıldırım´a Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese izin vermedi. Özese, ısrar eden Yıldırım´ın salondan çıkarılmasını istedi. Bunun üzerine jandarmalar eşliğinde salondan çıkarılan Yıldırım, Hepiniz sahtekarsınız. Hepinizin kanını içeceğim diye bağırdı.
-Şener Eruygur´un avukatının talebi-
Tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur´un avukatı Filiz Esen de kafa travması ve beyin kanaması nedeniyle müvekkilinin iyileşme şansının tıbbi olarak mümkün olmadığını belirterek, Müvekkilimin hiçbir zaman duruşma ehliyeti olmayacaktır. Duruşma ehliyeti sizlerin çok daha iyi bildiği gibi muhakeme şartıdır. İsnat yeteneği olmayan müvekkilim hakkında davanın düşürülmesi kararı verilmelidir diye konuştu. Esen, beyin harabiyetinin bir sonucu olarak Eruygur´un duruşma yeteneğinin kalıcı olarak ortadan kalktığını kaydetti.
Daha sonra tutuksuz yargılanan 5 sanığın esas hakkındaki savunmaları alınan duruşmaya ara verildi.
KRİTİK GELİŞME: SON SÖZLERE GEÇİLDİ
Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanıkların esasa ilişkin savunmalarının alınmasının tamamlandığını belirterek, duruşmada bulunan tutuklu sanıkların son sözlerini almaya başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Özese, 3 saatlik aranın ardından alınan kararı okumaya başladı. Reddi hakim taleplerini reddettiklerini belirtti. Sanıklar ile avukatları tarafından yapılan taleplerin ise ´daha önceden karar verildiği´, ´mükerrer talep olduğu´, ´davaya bir yenilik katmayacağı´ gibi gerekçelerle reddine ve bu konularda bir karar verilmesine yer olmadığını açıkladı. Başkan Özese ardından esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını halen yapmayan sanıkların mahkemeye gönderdikleri mazeretlerinin, dava dosyasının geldiği aşamayı da dikkate alarak reddine karar verdiklerini bildirdi. Hasan Hüseyin Özese, 20 Ekim 2008 tarihinden bu yana yaklaşık 56 aydır devam eden Ergenekon davasında sanıkların esas hakkındaki savunmalarının tamamlandığını aktardı. Dava dosyası incelendiğinde araştırılacak bir konu kalmadığını da vurguladı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Özese, duruşmada bulunan tutuklu sanıkların son sözlerinin alınacağını belirterek, son sözün de çok kısa bir beyan olduğunu kaydetti. Özese, duruşmada bulunan tutuklu sanıklara son sözlerini sormaya başladı.
İŞTE SANIKLARIN SON SÖZLERİ
Hıfzı Çubuklu: Tahliye ve beraatıma karar verilmesini istiyorum.
Mustafa Dönmez: Bize bu tezgahı kuran savcılar ve polisler hakkında işlem yapın lütfen.
Yalçın Küçük: Burada kendimi suç işlemeyen biri olarak tanıttım.
Kemal Aydın: Hakkımda yazılı iddianame ile 5 yıldır tutuklu bulunmam bir zulümdür. Bu zulmü bitirin.
Mustafa Balbay: Böyle baskın bir karar, hukuku halktan kaçırmak denir. Bu iddianamenin ve mütalaanın Türk hukuk sistemi ve Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkelerine bir saldırı olduğunu düşünüyorum.
Ziya İlker Göktaş: Bu davanın tekrar görüleceğine inanıyorum. O zaman inşallah avukat bölümünde otururum.
Erkan Önsel: Tarih önünde sizi son kez uyarıyoruz. Atatürk´ün kurduğu Cumhuriyet´i yıkma programında görevliydiniz. Görevinizi de layıkıyla yerine getirdiniz.
Tuncay Özkan: Son sözüm olmaz. Söyleyecek çok sözüm olacak. Adalet ve özgürlük cesaret ister.
Doğu Perinçek: Bu dava Türk milletine ve devrimlerine karşı emperyalistlerin tertibidir. Bu salonda suçlular vardır ama sanık sandalyesinde değildir. Son sözü Türk milleti söyleyecektir. Son sözü Cumhuriyet yargısı söyleyecektir.
Hurşit Tolon: Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Asılsız suçlamalarla 5 yıldır tutuklu bulunuyorum. Sizi vicdanınızla başbaşa bırakıyorum. Naçiz canımı da aziz Mustafa Kemal´in kurduğu Cumhuriyete feda ediyorum. Bu zulme son verecek son mercii vicdanlarınız. Sizi onunla başbaşa bırakıyorum.
Hasan Iğsız: Adil yargılandığımı düşünmüyorum. O yüzden size bir şey söylemeye gerek duymuyorum.
Dursun Çiçek: Yargılama tiyatrosunun oyuncusu olmak istemiyorum.
Kemal Kerinçsiz: Sonsöz son cümle değildir. Bırakın insanlar birkaç cümle konuşabilsin.
Fatih Hilmioğlu: Hukukun varlığı insan haklarını korumaktır. Yaşam hakkını ihlal eden bir mahkemeden adil bir karar beklemiyorum.
Turhan Özlü: Vereceğiniz kararı biliyorum. Benim için yok hükmündedir. Yaşasın tam bağımsız Türkiye.
Muzaffer Tekin: 4 yıldır devam eden süreç Hukuk Devleti´nin yaralandığı bir süreçtir. Hukuku askıya alanlardan beraat istemedim, istemeyeceğim.
Mehmet Haberal: Siz millet adına karar verdiğinizi söylüyorsunuz. Ben millet adına konuşuyorum. Adalet mülkün temelidir ilkesine göre karar verseydiniz insan hayatını önemserdiniz. Benim cerrah olarak hayatım gasp edildi.
Veli Küçük: 6 senedir buradayım. Siz heyet olarak o mütalaayı kabul ettiniz ise sizi şehit hakimin kanı ile başbaşa bırakıyorum.
Hikmet Çiçek: Bu dava dinci, gerici bir iktidarın yönlendirmeleri ile yürütüldü. Sonsözdeki kısıtlamalarla beni birkez daha haklı çıkardınız. Vereceğiniz kararı zerre önemsemiyorum. Size tırnağımın ucu kadar güvenmiyorum. Yaşasın tam bağımsız ve demokratik Türkiye. Kahrolsun faşizm.
Oktay Yıldırım: En baştan bugüne hazır bir kararı verebilmek için türlü hukuksuzluklara şahit olduk. Bu karar yok hükmündedir.
FLAŞ!!! KARAR 5 AĞUSTOS´TA
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon Davası´nda savunmaların alınması işlemi ve ardından da son sözlerin alınması işlemi tamamlandı. Mahkeme Başkanı Özese heyet olarak aldıkları ara kararı açıkladı. Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmaların alınmasından sonra sanıkların son sözlerinin de alındığını belirten Başkan Özese, açık yargılamaya son verildiğini söyledi. Başkan Özese, dosyanın kapsamlı ve sanık sayısının fazla olmasını da dikkate aldıklarını belirterek hükmün yazılması için duruşmayı 5 Ağustos 2013 tarihine ertelediklerini açıkladı. Duruşmanın tamamlanmasından sonra sanıklar ve izleyiciler Onuncu Yıl ve Gençlik Marşlarını birlikte söylediler. Bazı sanık yakınlarının ağlaması üzerine sanıklar telkinlerde bulundu. (Cihan)
(21 Haziran 2013, 12:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap