Bingöl´de ´33 erin katledilmesi´ olayına, Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantılarını gösteren bulgular üzerine savcılar el attı. Yaralı kurtulan bir askerin ifadesi alındı. 1993´te Bingöl´deki katliamdan yaralı kurtulan asker, Ergenekon savcılarının talimatıyla polis tarafından sorgulandı. Dört tanık da ifadeye çağrıldı. 1993 yılında Bingöl´de gerçekleştirilen katliam sonrası Turgut Özal´ın gerçekleştirmeye çalıştığı ´açılım projesi´ rafa kaldırılmıştı. Katliamın, barış olmasını istemeyen Kontrgerilla ve PKK´nın işbirliği içinde gerçekleştirildiği iddia edilmiş ve bu iddiayı destekleyen çok sayıda bulgu ortaya çıkmıştı. İkinci Ergenekon iddianamesine de dolaylı yoldan giren katliam için bir tanığın şüphesi aktarılıyordu.
FLAŞ!!! Savcılar ´33 Er Katliamı´ sorgularına başladı
Bingöl´de ´33 erin katledilmesi´ olayına, Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantılarını gösteren bulgular üzerine savcılar el attı. Yaralı kurtulan bir askerin ifadesi alındı. 1993´te Bingöl´deki katliamdan yaralı kurtulan asker, Ergenekon savcılarının talimatıyla polis tarafından sorgulandı. Dört tanık da ifadeye çağrıldı. 1993 yılında Bingöl´de gerçekleştirilen katliam sonrası Turgut Özal´ın gerçekleştirmeye çalıştığı ´açılım projesi´ rafa kaldırılmıştı. Katliamın, barış olmasını istemeyen Kontrgerilla ve PKK´nın işbirliği içinde gerçekleştirildiği iddia edilmiş ve bu iddiayı destekleyen çok sayıda bulgu ortaya çıkmıştı. İkinci Ergenekon iddianamesine de dolaylı yoldan giren katliam için bir tanığın şüphesi aktarılıyordu.
İkinci Ergenekon iddianamesinin 81. sayfasında kısaca ve şüpheyle bahsedilen ve Özal´ın ´Kürt Açılımı´ projesini bitiren olay olarak bilinen 33 er katliamıyla ilgili dosya Ergenekon soruşturması kapsamında 16 yıl sonra yeniden açıldı. Katliamdan yaralı kurtulan bir er, Savcılığın talimatı üzerine İstanbul Terörle Mücadele Şubesi´nde tanık olarak ifade verdi. Savcılık tanık olarak dinlenmesine karar verdiği diğer dört erin de adreslerinin tespit edilerek ifadelerinin alınmasını istedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından dört erin ifadeye çağrıldığı öğrenildi.
33 er dosyası 16 yıl sonra yeniden açıldı
33 erin kurşuna dizilmesi olayına ilişkin dosya yeniden açılıyor. Ergenekon savcılarının, saldırıdan yaralı olarak kurtulan bir kişinin ifadesini aldığı, dört kişiyi daha ifade vermeye çağırdığı öğrenildi. Ergenekon soruşturmasını yürüten özel yetkili Cumhuriyet savcıları, 1993´te Bingöl-Elazığ karayolunda silahsız 33 erin katledilmesi olayına ilişkin dosyayı yeniden açtı. 16 yıl önce meydana gelen olayın Ergenekon bağlantısını araştıran savcılar, saldırıdan yaralı olarak kurtulan beş erin tanık olarak ifadesine başvuracak. Savcılık talimatıyla İstanbul Terörle Mücadele Şubesi´nde bir kişinin tanık olarak ifadesinin alındığı öğrenildi.
33 er katliamının konuşulduğu günlerde Tokat Reşadiye katliamı yaşandı
Eski Milli Eğitim Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik´in Van´da katıldığı bir toplantıda 1993´te PKK ateşkesi ve genel af hazırlığı sırasında Bingöl´de 33 askerin şehit edilmesinde Ergenekon´u ima ederek, bu olayın aydınlatılacağını söylemesi konuyu tekrar gündeme getirmişti. 24 Mayıs 1993´te Bingöl-Elazığ karayolunda acemi eğitiminin ardından birliklerine gitmekte olan silahsız 33 erin katledilmesine ilişkin dosya Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcıları tarafından 16 yıl aradan sonra yeniden açıldı. 33 erin katledilmesi olayında PKK tarafından eylemin gerçekleştirileceği yönünde istihbari bilginin olmasına rağmen silahsız erlerin sevkiyatına neden izin verildiği, şüphe uyandıran soruların başında geliyordu. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların talimatıyla saldırıdan ağır yaralı olarak kurtulan beş erin ifadelerine başvurulmasına karar verildi. Bu doğrultuda savcılığın talimatıyla İstanbul Terörle Mücadele Şubesi´nde saldırıdan yaralı kurtulan bir kişinin tanık olarak ifadesi alındı. Savcılık bu kapsamda tanık olarak dinlenme-sine karar verdiği diğer dört erin de adreslerinin tespit edilerek ifadelerinin alınmasını istedi.
Eskort verilmesi gerekiyordu
Bingöl saldırısında ağır yaralanan beş erden biri olan Erdal Özdemir Tarata yaptığı açıklamada Biz neyin kurbanı olduk diye sormuş ve acemi eğitimini yapmak üzere Malatya ti Jandarma Alayı´ndan iki midibüs ile Bingöl´e giderken koruma olarak hiçbir eskortun verilmemesine dikkat çekmişti. Erdal Özdemir, birliklerine kendi başlarına gitmelerine izin verilseydi, böyle bir olayın başlarına gelmeyeceğini söyleyerek, Yol parasını bizden aldılar, sivil araçla gönderdiler, yolda yerden eskort, havadan helikopterle güvenlik önlemi alınmamıştı. Oysa zırhlı araçlarla güvenlik eskortunun bize eşlik etmesi gerekiyordu. O halde ne diye bizi kendi başımıza bırakmadılar? Biz birliklerimize daha güvenli teslim olurduk demişti, Özdemir, dönemin Jandarma Asayiş Komutanı Necati Özgen´e bu sorulan yönelttiğini, ancak ne Özgen´in ne de başka birinin bu soruları yanıtlayabildiğim belirtmişti.
Her şeyi anlatmaya hazırım
33 erin şehit edilmesi olayından yaralı kurtulan G. D. ise bir gazeteye yaptığı açıklamada, konu hakkında adli makamlara bildiği ve gördüğü her şeyi anlatmaya hazır olduğunu söylemişti. G. D. yaptığı açıklamada, yıllardır bu karanlık baskının gündeme getirilip durduğunu, sürekli olarak olayı yöneten elin arandığını belirterek, Bizlerin silahsız ve savunmasız olarak adeta eli kolu bağlı şekilde yola çıktığımızı PKK´ya sızdıran mı oldu? O kadar kritik bölgede minibüs şoförlerinin sıklıkla mola vermesi normal mi? Peki, sıklıkla telefonla görüşmeleri... Bu şoförlere bizi emanet edenler, bunların kim olduğu konusunda derin bir araştırma yaptılar mı? Teröristlerin bizi anında ayrı bir bölüme götürmeleri, üzerimizi aramamaları bir tesadüf mü yoksa bizim geleceğimizden haberleri var mıydı sorularını yöneltmişti.
Ergenekon imasından rahatsız olan komutan PKK itirafçısıyla fotoğrafına sessiz kalmıştı
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik´in bu açıklamasının ardından 33 erin şehit edildiği 1993´te Asayiş Bölge Komutanı olan emekli Org. Necati özgen sert yanıt vermişti. 33 erin şehit edilmesini bana sorun diyen Orgeneral özgen, Bu tür iddialar insafsızlıktır, vicdansızlıktır.... Devletin böyle bir şey yapabileceği nasıl düşünülebilir? Ben bu kadar saçma sapan bir iddia duymadım demişti. 33 erin şehit edilmesinde taktik sorumluluğun kendisinde olduğunu vurgulayan özgen, eylemin 300-400 kişilik bir PKK grubu tarafından gerçekleştiğini belirterek, erlerin sevkiyatında ihmali olan subayların yargılandığını da söylemişti. Olayda Ergenekon arasında bağlantı kurmanın ise Bu olayda başka bir şey aramak öküz altında buzağı aramaktır. Şehitlerimize de TSK´ya da hakarettir şeklinde konuşmuştu. Ancak bu tartışma üzerine medyaya yansıyan Özgen ile PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan´ın yanyana fotoğrafına Özgen sessiz kalmıştı.
Ergenekon tutuklusu Fikri Karadağ Elazığ´da görevliydi olay yerine ilk gelen de oydu
Ergenekon savcılarının, Ergenekon tutuklusu emekli askerlerin ne zaman, nerede ve hangi görevlerde bulunduğunu sorduğu Genelkurmay Başkanlığı´ndan gelen cevap, emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ´ın 33 erin şehit edildiği 24 Mayıs 1993´te, Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma (İKK) Şube Müdürlüğü´nde görevli olduğunu belirtiyordu. 33 erin şehit edildiği olay yerine ilk giden kişinin de Ergenekon sanığı olan dönemin subayı Fikri Karadağ olduğu, da iddia edilmişti.
Gaziden 10 iddia
Bingöl´de, 24 Mayıs 1993´te birliklerine giderken terör örgütü üyelerinin hain saldırısından kurtulan Gazi Erdem Doğan bir gazeteye şu açıklamalarda bulunmuştu: ?1) Yola savunmasız ve korumasız bir şekilde çıkarıldık. 2) Önünden geçtiğimiz karakollarda değil de; ilginç yerlerde mola verdik. 3) Molalar, bizi taşıyan sivil şoförlerin inisiyatifiyle gerçekleşti. 4) Çok sık verilen molalarda şoförler sürekli telefon görüşmeleri yaptı. 5) Baskının gerçekleştiği yere 10 dakika mesafede karakol vardı. 6) Yolumuz kesildiğinde üzerimiz aranmadığı gibi soru da sorulmadı. Sanki bizleri bekler gibi bir halleri vardı. 7) Her şey bir plan çerçevesinde işliyordu. 8) Bizi taşıyan şoförler serbest bırakıldı. 9) PKK kampına getirildiğimizde de üzerimiz aranmadı. Silahsız olduğumuzu biliyorlardı. 10) Kampta ifademizi Şemdin Sakık aldı. Onu çok sonra gazetelerde çıkan fotoğraflarından tanıdım.?
Öcalan: Sakık eylemi Ergenekon adına gerçekleştirmiş olabilir
Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada saldırının emrini verdiği ileri sürülen o dönem PKK´da üst düzey yöneticilerinden ´Parmaksız Zeki´ kod adlı Şemdin Sakık´ın eylemi Ergenekon adına gerçekleştirmiş olabileceğini ima etmişti. Öcalan, ?Şemdin doğrudan Ergenekon ´la bağlantılıdır, onların adamıdır, demiyorum, Ancak kullanılmıştır. Bu dönemde ateşkesi istemeyenler kimlerdi? Bunu anlamak benim için zor oldu? demişti.
Sakık: Saldırıyı Abdullah Öcalan´ın talimatıyla gerçekleştirdik
Şemdin Sakık ise, bazı yayın organlarına yaptığı açıklamalarda 1993 baharında PKK´nın tek taraflı ilan ettiği ateşkese kendisinin de uyduğunu ancak Abdullah Öcalan´ın Lübnan´da telsiz ile Türkiye´deki militanlara misilleme eylemi emri verdiğini anlatarak, şunları ileri sürmüştü; ?Bu ateşkesi ben bozmadım ama ne yazık ki bu yalan üstümde kaldı. Bu talimat değişik araçlarla militanlara ulaştıktan sonra, harekete geçen örgüt elemanları irili-ufaklı eylemler yapmaya başladılar. Çoğunlukla yollar tutuluyor, taciz atışları yapılıyor, mayın döşeniyordu. Bingöl kırsalında 200 civarında militan vardı. Bunlar iki ayrı ana grup ve bu gruplara bağlı küçük birimler halinde hareket ediyorlardı? dedi.
Ağız değiştirdi
Türkiye ve dünya kamuoyundan bu eyleme karşı sert tepkiler yükselince Sakık bu kez olayın örgüt içi çetelerce yapıldığını savundu. İsim vererek olay mahallinden uzaktaki şahsımı tepkilerin hedefi yaptı?. Sakık, ?O dönemin şartlanmış kafasıyla, üzüldüm desem yalan olur. Ama şimdi, her askerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum´ demişti. ( Taraf, Habertürk)
34. Er: Paşaya hesap sordum, tehdit edildim
16 Aralık 2009: 16 yıl sonra bir kez daha mercek altına alınan 24 Mayıs 1993´te dağıtıma giden 33 silahsız erin Bingöl-Elazığ yolunda şehit edilmesine ´tanık´lık eden 5 asker arasında yer alan Erdal Özdemir´in, polise verdiği ifadeyi HABERTÜRK ele geçirdi. Özdemir´in, polise verdiği ifadede bir televizyon programında emekli orgeneral Necati Özgen´e hesap sorduktan sonra tehdit edildiğini söyledi. İkinci Ergenekon iddianamesine gizli tanık anlatımlarıyla giren 33 erin şehit edildiği saldırıyla ilgili Ergenekon savcıları, katliamdan kurtulan 5 askerin ´tanık´ olarak ifadesinin alınmasını istemişti. 5 askerden birinin yine savcılığın talimatıyla polis tarafından ifadesi alınmıştı. 33 arkadaşının şehit edilişini 16 yıl sonra bir kez daha polise anlatan Erdal özdemir, saldırıyı Kaostan beslenen ve terörün devam etmesini isteyen kişilerin yaptırdığı bir eylem sözleriyle değerlendirdi. Saldırıda omuzundan, kolundan, bacağından, omuriliğinden yaralanan ve tekerlekli sandalyeye mahkum kalan özdemir, saldırının Ergenekon tarafından yapılmış olabileceğini düşündüğünü de belirterek, Bu eylem sonrası ülkede bir Kürt-Türk kavgası çıkartılmak istenmiş ve ülkede bir kaos ortamı oluşmasına neden olunmuştur. Ergenekon ile bağlantısı olabileceğini düşündüğüm eylem, hem PKK´ya hem Ergenekon´a yaradı iddiasında bulundu.
´ÖZGEN PAŞA´YA HESAP SORDUM TEHDİT EDİLDİM´
Erdal Özdemir, 2006´da bir TV programına telefonla katıldığını, dönemin Jandarma Asayiş Bölge Komutanı emekli Orgeneral Necati Özgen´e, 50 askeri niçin silahsız ve korumasız olarak gönderdiniz? Emri siz vermişsiniz, niye bize sahip çıkmadınız? diye sorduğunu anlattı. Özgen´in kafasını bile kaldırmadığını söyleyen Özdemir, 10 dakika sonra ev telefonunun aranarak, Niye böyle konuşuyorsun. Bu konuşmalarından dolayı öleceksin. Yalvarta yalvarta öldüreceğim. Pişman olacaksın diye tehdit edildiğini anlattı. Olayın ardından konunun savcılığa intikal ettiğini ifade eden Özdemir, Tehdit eden kişinin bulunması gerekirken eniştemin ifadesini aldılar... Tehdidin Ergenekon ile bağlantısı olabileceğini düşünüyorum. Bunun araştırılmasını istiyorum dedi. Özdemir ifadesinde şunları anlatı:
DEHŞET İFADELER
Bizi (24 Mayıs 1993) saat 11.00 sıralarında Malatya İl Jandarma Komutanlığı´na getirdiler. Burada astsubaylar bize gece orada kalmamamızı, yoksa sabaha kadar dayak yiyeceğimizi, hemen hazırlamış oldukları sivil arabalarla usta birliğimiz olan Bingöl İI Jandarma Komutanlığı´na gitmemizi söylediler. 50 askerdik. Astsubay tarafından yol parası olarak 5 bin TL toplandı. Bizden toplanan paraların araç şoförlerine verilip verilmediğini görmedim. 50 NC (OTOYOL) ve M23 tipi arabalara bindirilerek saat 12.00´de Bingöl´e doğru yola çıktık. Bindiğimiz araçların bir tanesi 34 (İstanbul), diğeri 44 (Malatya) plakalıydı. Araç içerisinde ve çevresinde ne eskort ne koruma vardı. Hepimiz sivildik, üzerimizde sadece askeri kimlikler vardı.
TELEFON TRAFİĞİ
Yol boyunca araç şoförlerinin 5 kez mola ve lastik patladığı gerekçeleriyle durduklarını, her seferinde ise ankesörlü telefonla birileriyle görüştüklerini ifade eden Özdemir, Malatya-Bingöl arası araçla 2.5 saat olduğu halde 6 saatte Bingöl´e varamadıklarını kaydetti. Özdemir, şoförlerin bu molalardan birinde bir çobanla konuştuklarına da dikkat çekti.
ŞOFÖR: SİZE 50 ASKER VAR
Saat 18.00 sıralarında bir kargo kamyonu tarafından yolumuz kesildi. Bazı araçların durdurulduğunu gördük, bizim aracımız ve diğer askerleri getiren araç da durduruldu. Şoförler teröristlere, ´50 asker var, ne yaparsanız yapın´ dedi. Daha sonra öğretmen olan 3-4 kişiyi bizim bulunduğumuz grup içerisine aldılar. Şoförleri serbest bıraktılar.
ÖĞRETMENLER ŞEHİT
Öğretmenleri (diğer araçlardan indirilen) 20-30 metre ayrı tutuyorlardı. Bir süre sonra köyün içerisinde teröristler öğretmenleri silahla tarayarak şehit etti. Saat 23.00 sıralarında bulunduğumuz bölgeden ayrılarak 40-50 kişilik örgüt mensupları ile birlikte biraz daha ileride bulunan köye doğru gitmeye başladık. Saat 24:00 civarında köye vardık... Benim de içerisinde bulunduğum 40 kişiyi köyden alarak dağa doğru götürmeye başladılar. Bizden ayırdıkları 10 kişinin kurtulduklarını duydum. 1.5-2 saat yürüdük, gündüz şoförlerin kendisiyle konuştuğu çobanı tekrar gördüm. Bu çoban ile bizi götüren örgüt mensupları aralarında konuştular. Bu konuşmalardan birbirlerini tanıdıklarını anladım. Çobanın yanından ayrıldıktan 2-3 kilometre sonra traktörlerin geçebileceği genişlikte olan bir yolda bizi durdurdular. Saat 03.00 sıralarında kol kola girmemizi söylediler. Bizi öldüreceklerini anladık. 40-50 kişilik teröristler silahlarla bizi taradılar.
´ÖZGEN PAŞA´YA HESAP SORDUM TEHDİT EDİLDİM´
Erdal Özdemir, 2006´da bir TV programına telefonla katıldığını, dönemin Jandarma Asayiş Bölge Komutanı emekli Orgeneral Necati Özgen´e, 50 askeri niçin silahsız ve korumasız olarak gönderdiniz? Emri siz vermişsiniz, niye bize sahip çıkmadınız? diye sorduğunu anlattı. Özgen´in kafasını bile kaldırmadığını söyleyen Özdemir, 10 dakika sonra ev telefonunun aranarak, Niye böyle konuşuyorsun. Bu konuşmalarından dolayı öleceksin. Yalvarta yalvarta öldüreceğim. Pişman olacaksın diye tehdit edildiğini anlattı. Olayın ardından konunun savcılığa intikal ettiğini ifade eden Özdemir, Tehdit eden kişinin bulunması gerekirken eniştemin ifadesini aldılar... Tehdidin Ergenekon ile bağlantısı olabileceğini düşünüyorum. Bunun araştırılmasını istiyorum dedi.
KATLİAM GAZİLERİ DEHŞET GECESİNİ ANLATTI
BİNGÖL´de 33 erin PKK tarafından şehit edildiği katliamın üzerinden 16 yıl geçti, devre´leri şehit düşerken, üzerlerine yağan binlerce mermiye rağmen şans eseri yaralı olarak kurtulan erler o ´dolunay´lı geceyi unutamıyor. Dün gibi akıllarında sıkılan kurşunlar, inleyen askerler ve karanlıkta hayatta kalabilmek için verdikleri mücadele. Erkan Omay, Erdal Özdemir, Erdem Doğan ve Osman Partal... Kimi isimlerinin önündeki gazi unvanını 1993´deki katliam gecesinden sonra aldı. Kimi kalıcı sakatlığı olmadığı için gazi sayılmadı. Katliamın tanıkları, hiç unutmadıkları 24 Mayıs 1993´teki karanlık geceyi HABERTÜRK´e anlattı...
Erdem Doğan: Erleri Sakık sorguladı
OTOBÜSÜ durduklarında saat 18.20 civarıydı. ´Sayım yapacağız´ deyip bizi tek sıra dizdiler. İlerleyen saatlerde dağa götürdüler. Gece 24.00´te de ifadeye aldılar. ´Adın ne, ananın babanın adı ne? Buraya niçin geldiniz, neden askerlik yapıyorsunuz?´ gibi sorular sordular.
ÖLÜM EMRİ
İfadeyi alan Semdin Sakık´-tı. Anladığım kadarıyla ölüm emri bekliyorlardı. Saat 03.00´ü gösterdiğinde dağ yamaçının aşağı tarafına bizi dizip, yukarı tarafına da kendileri çıkınca tarayacaklarını anladım. O an kurşunun sağ ayağıma girip çıktığını hissettim. İlk anda acı duymamıştım. Hemen yere düştüm zaten. Tarama sürüyordu. Sürüne sürüne kaçmaya başladım. Bu arada dolunay da yavaş yavaş gitmiş, hava kararmıştı. Makilik bir araziydi. Çalıların arasına saklandım. Sabah 07.00 sularında askerler geldi.
Erkan Omay: Üzerimizde çakı bile yoktu
BİRLİĞİMİZE doğru giderken yok lastik patladı, yok yemek molası diye 3-4 yerde mola verildi. 18.30´a kadar bekletildi otobüs. Ben ikinci otobüsteydim. Bingöl´e 10 kilometre kala önümüzdeki otobüsün durdurulduğunu gördüm. İkinci şoföre ´PKK yol kesmiş´ dedim. Çünkü az ileride de çatışma vardı. İkinci şoför de ´Onlar PKK değil´ dedi. Hatta Bingöl Tur´dan otobüsü de durdurmuşlardı. Bir astsubaya herkesin gözü önünde işkence ediyorlardı. Öyle kötü işkence ediyorlardı ki, astsubay ´Beni öldürün!´ diye yalvarıyordu. Bunları hatırlamak bile istemiyorum, öyle çok acı veriyor ki. Bizde çakı bile yok. Sonra bizi taradıktan sonra askerleri yardıma çağırmaya ben gittim. Kurşun ayağımı sıyırmıştı. Askerlerin üzerine koşarken askerler tarafından da tarandım. Beni PKK´lı sanmışlar. Yardım istedim, hayatta olanlar olduğunu anlattım. Bize yine Bingöl Komando Taburu yardım etti, zannedildiği gibi Özel Harekat falan kesinlikle yoktu. Bizi kaçıran o PKK´lı gruba yönelik operasyonda, 66´sının cesedini getirdiler.
Savcı İnayet Taş: İhmaller zinciri vardı
BİNGÖL´de, 24 Mayıs 1993 tarihinde 33 askerin şehit edilmesinin ardından, sorumluların cezalandırılması için dava açan dönemin Elazığ 8. Kolordu Askeri Mahkemesi Savcısı Binbaşı İnayet Taş, olayın Ergenekon ile ilişkilendirilmesiyle ilgili olarak Olayın perde arkası var mı yok mu bilemem. Olayda bir kasıt görmediğim için sorumlular hakkında ihmalden ötürü iddianame hazırladım dedi. Taş ihmaller zincirini şöyle sıraladı; Sevk edilecek erler için otobüs tutulması gerekirken Midibüs tutulmuş. Araç içinde, askerleri koruyan silahlı görevli olması gerekirken, yok. Bölgede teröristlerin bulunduğu bilgisi nedeniyle helikopter uçması lazım. Ama bunlar yapılmamış. ( Haberturk)
33 er dosyası Ergenekon savcılarında mı?
İşte gelen son bilgi: Bingöl´de 24 Mayıs 1993 tarihinde acemi eğitimlerinin ardından birliklerinden dönerken uğradıkları hain saldırıda şehit olan 33 erle ilgili Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nın herhangi bir çalışma yapmadığı öğrenildi. 16 yıl önce 33 erin şehit edilmesiyle sonuçlanan terör saldırısıyla ilgili bir süre önce Van´da yapılan bir ihbar üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı´nın bir soruşturma başlattığı ifade edildi. Halen devam eden bu soruşturma kapsamında saldırıdan kurtulan bazı askerlerin ifadelerine başvurulmuş olabileceği kaydedildi. ( Vatan)
Emekli orgeneral Özgen JİTEM´in varlığını kabul etti
17 Aralık 2009: 33 erin şehit edildiği Mayıs 1993´te Asayiş Bölge Komutanı olan emekli Org. Necati Özgen, JİTEM´in varlığını kabul etti. JİTEM´i ´oldukça´ iyi bilen Özgen Paşa, eski PKK itirafçısı ve JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan´la aynı masada fotoğraf çektirmişti. Emekli Orgeneral Necati Özgen, JİTEM olarak bilinen Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele biriminin varlığını kabul ederek, JİTEM de subay. JİTEM denilen insanlar da subay. Subay, yemek yediği, suyunu içtiği yere ihanet edebilir mi dedi. Can Dündar´ın NTV´de yayımlanan Canlı Gaste programına katılan Özgen, Asayiş Bölge Komutanı olduğu Mayıs 1993´te Bingöl´de 33 askerin şehit edilmesine ilişkin soruları yanıtladı. Özgen, görev yaptığı dönemde Güneydoğu´da görev yapan ve Ergenekon davasında yargılanan kişi olmadığını belirtti. Özgen, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik´in, 33 erin şehit edilmesinin devlet işi, Ergenekon işi olabileceğini ima etmesiyle ilgili soruyu şöyle yanıtladı: Yapmayın Allah aşkına. Siz bunu tutup, 85 teröristin ele geçirildiğini bir köşeye atarsanız olmaz.
33 er olayında yargılanan kişi JİTEM komutanıydı
Org. Özgen varlığını kabul ettiği JİTEM´i savunadursun, 33 er davası kapsamında yargılanan kişi olan Yüzbaşı Zahit Engen de bir JİTEM komutanıydı. Özgen, dün akşam NTV´de askeri mahkemede ´ihmal´den yargılanan askerler olduğunu ancak beraat ettiklerini açıkladı. Oysa gerçek öyle mi? Bingöl´de 33 erin şehit edildiği kanlı olaydan hemen sonra Elazığ 8. Kolordu Askeri Mahkemesi savcısı Binbaşı İnayet Taş, ihmali olduğu gerekçesiyle aralarında Elazığ ve Bingöl il jandarma komutanlarının da bulunduğu yedisi üst düzey komutan sekiz kişi hakkında soruşturma başlattı. Haklarında görevi ihmal ve büyük zarar doğuran emre itaatsizlik suçlamasıyla dava açılan komutanlar arasında daha sonra JİTEM´ci olarak adını sıkça duyuracak olan Elazığ´ın Kovancılar İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Zahit Engin de bulunuyordu. Yargılama sonucunda sanıklar önce bir yıl üç ay arasında hapis cezasına çarptırılmalarına karşın Askeri Yargıtay´a giden dava altı yıl sonra sanıkların beraatine karar verilerek kapatıldı. Askeri Yargıtay´ın gerekçeli kararında yanlış uygulamanın Malatya´da başladığına dair özel bir not düşülmesine karşın, sorumluları davaya dahil edilmedi.
Özgen Malatya´dakileri suçladı
Can Dündar´a konuşan Özgen, olayda sorumluluğunda bulunmayan Malatya´da askerlere eskort vermeyenlerin ihmali olduğunu öne sürdü: Acemi eğitimlerini tamamlayan askerlere 10 gün izin verildi. Sonra dağıtım için toplanma yerlerine gönderilmek için otobüslere bindirildi. O bölgede toplama merkezi Diyarbakır ve Malatya´da bulunuyordu. Yalnız Malatya bizim bölgemizde değildi. Kıtalarına giden askerler sivildi. Silahlarını gittikleri yerlerde alacaklar ve gerekirse orada da kısa bir eğitimden geçeceklerdi. Gelen istihbarata göre bölgede teröristler tespit edilmişti. 11-14 Mayıs arasında bölgede 300-500 terörist tespit edildiği için 4 gün operasyon yapıldı. Ancak herhangi bir terörist grupla karşılaşılmadı. Askerler yorulunca komutanlarına ´4 gündür dağdayız´ demişler. Bunun üzerine planlı bir şekilde geri çekilme olmuş. Yolda ise Mekanize Tabur Komutanlığı önlem almıştı. Ancak o zamanlar imkanlarımız kısıtlıydı. Askerleri Malatya´dan yollayanlar eskort aracı vermemişler. 150 kilometrelik iki, iki buçuk saatlik bir yoldan bahsediyoruz. Havadan takip deniliyor ama dediğim gibi imkanlar kısıtlı. O zamanlar koca Güneydoğu´da 5 Sikorsky ve 2 taarruz helikopteri var. Hain saldırıya 300-500 arası terörist katıldı. O bölgede o zamanlar 10 bin terörist vardı. Askerler dağdaki operasyonu bitirince teröristler içeri giriyor, araçları durduruyorlar. Otobüslerde asker olup olmadığını soruyorlar. Birçok aracı yaktılar, silahlarla taradılar. Dikkatimi çeken bir şey var. Şoförler yolda birkaç kez durup telefonla bir yerleri aramışlar. Demek ki şoförler işbirlikçi. Dağdakilere haber verdiler. Saat 18.00-18.30 arası yolu kesmişler. Diyarbakır´dan yardım gelmesin diye o yolu bombalamışlar. Olay yerine ilk ben gittim. Manzara çok korkunçtu. Bana göre Şemdin Sakık ifadesinde ´Ben yapmadım. Terörist başı Öcalan yaptı´ diyor. Bence de bu doğru. Reşadiye´deki saldırıdan da Öcalan´ın haberi var. Ondan habersiz birşey yapamazlar, herşeyden bilgisi var. ( aktifhaber)
Saldırıdan yaralı kurtulan erlerden biri Habertürk´teki ifadesinden çark etti: Saldırı Ergenekon değil PKK´nın işi
Tekerlekli saldalyeyle yaşamını sürdüren 36 yaşındaki gazi Erdal Özdemir, Bingöl´de, 33 arkadaşının şehit olduğu olayın Ergenekon ile bağdaştırılmasına anlam veremediğini, saldırının terör örgütü PKK tarafından gercekleştirildiğini söyledi. Neymiş, 33 erin şehit edilmesi olayında, Ergenekon Örgütü´nü suçlamışım. Olayı gerçekleştiren PKK´dır. Türk askerinden Genelkurmay Başkanı sorumluysa, PKK´dan da Abdullah Öcalan sorumludur. Beni bu hale getiren, arkadaşlarımı şehit eden PKK´dır dedi. Gazi, Bir gazetede birileri söylemediğim şeyleri haber yapıyor. Yazılanlara ben bile şaşırıyorum. diyerek sözlerini sürdürdü. Her şehitten sonra işin Ergenekon bağlantısına getirilmeye çalışıldığını da ileri süren Özdemir, Reşadiye´deki saldırıda da bunu gördük. Arkadaşlarımın şehit olduğu olayda ihmal ve kusur var. Çünkü, askerlerin hepsi silahsız ve korumasızdı. Ancak, olayı PKK yaptı. ( DHA)
İstanbul C. Başsavcılığı: Bingöl saldırısı dosyasını açmadık!
18 Aralık 2009: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Ceza Muhakemesi Kanunu´nun (CMK) 250. Madde ile yetkili birimlerinde Bingöl´de 1993 yılında 33 erin şehit edilmesiyle ilgili olarak herhangi bir soruşturma dosyasının bulunmadığı bildirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, son günlerde bazı basın yayın organlarında ´Ergenekon soruşturması kapsamında Bingöl´de 1993 yılında şehit edilen 33 erle ilgili soruşturma yapıldığı´ yönünde haberlere yer verildiğine ifade edildi. Açıklamada, ´Başsavcılığın, CMK 250. Madde ile yetkili birimlerinde olayla ilgili herhangi bir soruşturma dosyasının bulunmadığı´ bildirildi. Açıklamada, bu birimlerde, bu konuda herhangi bir soruşturma yapılmadığı belirtildi. CMK´nın ´Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme Görev ve Yargı Çevresinin Belirlenmesi´ başlıklı 250. maddesi özel yetkili mahkemelerin bakacağı suçlar ve yargı çevresini düzenleyen hükümler içeriyor. ( AA)
(15 Aralık 2009, 10:34), son güncel.: (18 Aralık 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
´1993 Bingöl 33 er katliamı´yla ilgili manşetlerimiz
Tokat-Reşadiye saldırısı ve bölgeyle ilgili manşetlerimiz
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Savcılar Ergenekon ´İdharı´nın peşinde