Muş´un Bulanık ilçesinde DTP´nin kapatılmasını bahane ederek izinsiz gösteri yapan grup, bir banka ve bazı iş yerlerine taşla saldırdı. İşyeri yakılmaya çalışılan işyeri sahiplerinden birinin içerde mahsur kalması üzerine can havliyle kaleşnikofla ateş ederek saldırganlara karşılık verdiği, 2 kişinin öldüğü, 7 kişinin yaralandığı bildiriliyor. Yetkililer halkı soğukkanlı olmaya çağırırken bu tür provokasyonların zaten beklendiğini, halkı çatışmaların içine çekmeye çalışan mihrakların tüm güçlerini en büyük beslenme kaynakları olan terör meselesinin çözülmemesi için harcamakta olduklarını bildiriyorlar. Sokaklarda çocukların ve gençlerin eline taş ve molotof kokteyli verenlerin amaçlarını boşa çıkarmak için güvenlik güçlerinin mücadelesine yardımcı olunmasını isteyen yetkililer, ´Ne zaman terörü bitirme ya da etkisizleştirmeye çalışarak sonuç almaya yaklaştıysak, muhakkak karanlık ellerin devreye girdiğini, milletimizin umudunu kırmaya, yılgınlık ve korku salmaya çalışan hainlerin boş durmadığını görüyoruz. Karanlık ellerin sağduyulu vatandaşlarımızın arasına karışarak karşı eylem yapabileceğini, kanlı eylemlere yönelebileceğini unutmayalım. Ufak bir kıvılcım, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Soğukkanlı davranarak, güvenlik güçlerimizin bu olaylarla başa çıkabileceğine güvenelim.´
FLAŞ!!! Bir iç çatışma da Muş´ta: 2 ölü, 7 yaralı
Muş´un Bulanık ilçesinde DTP´nin kapatılmasını bahane ederek izinsiz gösteri yapan grup, bir banka ve bazı iş yerlerine taşla saldırdı. İşyeri yakılmaya çalışılan işyeri sahiplerinden birinin içerde mahsur kalması üzerine can havliyle kaleşnikofla ateş ederek saldırganlara karşılık verdiği, 2 kişinin öldüğü, 7 kişinin yaralandığı bildiriliyor. Yetkililer halkı soğukkanlı olmaya çağırırken bu tür provokasyonların zaten beklendiğini, halkı çatışmaların içine çekmeye çalışan mihrakların tüm güçlerini en büyük beslenme kaynakları olan terör meselesinin çözülmemesi için harcamakta olduklarını bildiriyorlar. Sokaklarda çocukların ve gençlerin eline taş ve molotof kokteyli verenlerin amaçlarını boşa çıkarmak için güvenlik güçlerinin mücadelesine yardımcı olunmasını isteyen yetkililer, ´Ne zaman terörü bitirme ya da etkisizleştirmeye çalışarak sonuç almaya yaklaştıysak, muhakkak karanlık ellerin devreye girdiğini, milletimizin umudunu kırmaya, yılgınlık ve korku salmaya çalışan hainlerin boş durmadığını görüyoruz. Karanlık ellerin sağduyulu vatandaşlarımızın arasına karışarak karşı eylem yapabileceğini, kanlı eylemlere yönelebileceğini unutmayalım. Ufak bir kıvılcım, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Soğukkanlı davranarak, güvenlik güçlerimizin bu olaylarla başa çıkabileceğine güvenelim.´
Kontrgerillacıları sevindirecek haber
DTP´nin kapatılmasını protesto gerekçesiyle toplanan kalabalık, basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçti. Slogan atarak yürüyüşe geçen grup, Turhan Bilen´e ait Mardin manifatura adlı bir işyerine taşlarla zarar verdi. Dükkan sahibi Bilen de, kaleşnikof silahla kalabalığa ateş açtı. 2 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Olayın ardından manifaturacı dükkanının yakıldığı da alınan bilgiler arasında. Hayatını kaybeden göstericilerin adları da belirlendi: Kemal Kayacan ile Nejmi Oral. Açılan ilk ateşin ardından göstericilerin de bellerindeki silahları çektiği, araya giren şahıslar tarafından engellendikleri öğrenildi. Kemal Aycan´ın iş yerinde mahsur kalan Turan Bilen isimli esnafın etrafa ateş açması sonucu, Necmi Oral´ın ise nereden geldiği bilinmeyen bir kurşunun başına isabet etmesi sonucu öldüğü öğrenildi. Bulanık Belediye Başkanı, göstericilerin üzerine ateş açan kişinin ailesinin Mardin Manifatura adıyla Bulanık´ta 40-50 yıldır esnaflık yaptığını açıkladı. Turan Bilen isimli esnafın ateş açması sonucu yaralanan Hamdullah Güvercin, Sabit Çiftçi, Kenan Gündüz, Cüneyt Çelik, Abdulkerim Çelik, Heybet Kondu ve Lokman Sönmez ise Bulanık Devlet Hastanesi´ne kaldırıldı. Olaydan sonra manifaturacılık yapan esnaf Turan Bilen´in iş yeri ve otomobilinin ateşe verildiği, kendisinin ise gözaltına alındığı öğrenildi.
Kontrgerillacılar eteklerindeki bütün taşları dökmeye başladı..
12 Eylül generali olayları fırsat bilip sesini çıkardı: OHAL gerekli
Ergenekon soruşturmasına karşı tutumuyla dikkat çeken Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan, 12 Aralık 2009 tarihli Sözcü gazetesindeki köşesinde emekli Korgeneral Nevzat Bölügiray´ın olağanüstü hal ilanı gerektiğine yönelik mektubunu yayınladı. Bölügiray Paşa: Olağanüstü Hal İlanı Gerekebilir. başlıklı mektupta şu ifadeler yer alıyor: Demokratik açılım uydurmasının gerçekte ´Kürtçülük açılımı´ olduğunu herkes bilmektedir. Eğer gerçekten ve içtenlikle bir ´demokratik açılım´ yapılması isteniyorsa, öncelikle demokrasi ve özgürlüklere vurulmuş bir kelepçe olan Siyasi Partiler Yasası ile Seçim Yasası değiştirilmeli, giderek siyasallaşan yargının bağımsızlığı sağlanmalı, yolsuzluklara bir zırh gibi geçirilmiş olan dokunulmazlıkların kaldırılması ve bunun gibi demokrasinin önünü açacak gerçek açılımlar yapılmalıdır. AKP´nin Kürtçülük açılımının arkasında ABD var. ABD yıllardır Türkiye´nin boynuna bir ´Kürtçülük halkası´ takmış, iplerini elinde sıkıca tutmaktadır. Ülkemizi yöneten çapsız, basiretsiz, yeteneksiz, deneyimsiz, kişisel hırsları akıllarını aşmış olan kimseler ve ayrıca onların yurtdışındaki ve içindeki işbirlikçileri, Türkiye ile istedikleri gibi oyun oynamaktadır. Bunun son kanıtı, Kuzey Irak´taki PKK yuvalarının halen de korunup kollanmakta olmasıdır. Oysa ABD isteseydi, bu yuvaları Türkiye´nin de işbirliği ile yok etmek işten bile değildi. Ama ABD bunu yapmak yerine bizimkilere ´Kürtçülük açılımını´ yaptırmayı yeğlemiştir. Bu açılımın ucu ise ´Bağımsız Kürt Devletine´ uzanmaktadır. Bölgedeki güvenlik sorunumuza gelince: 12 Eylül sonrasında bölücü terör sıfır noktasında iken Özal yönetiminin basiretsiz tutumu sonucunda tırmanış gösterdi, binlerce şehit verilmesine ve onbinlerce vatandaşın ölümüne neden oldu. Ancak TSK´nın ödünsüz ve amansız savaşımı sonucu 1990´lı yılların sonunda ve 2000´li yılların başında sıfır noktasına yaklaştı. AKP iktidara gelince bölücü terör yeniden hortladı ve ´Kürtçülük açılımı´nın da etkisiyle son zamanlarda büyük bir iç kargaşaya neden oldu. Polis canla başla, hatta kimi zaman canı pahasına çalışıyor. Ancak giderek, olayları önleme ve bastırma konusunda yeterli olamadığı görülüyor.
Filistin´deki ´intifada´yı (Halk ayaklanması) örnek alarak yaratılan ayaklanma ve isyan provaları kontroldan çıkma yolundadır... Ve kimi zaman bir ´halk kalkışmasına´ dönüşme olasılığını akla getirmektedir. Sağduyudan yoksun DTP yöneticilerinin tutum ve davranışlarına bakılırsa, onların da hedefinin bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir durum, gerçek bir ´iç savaş´ durumu yaratabilir. Ayrıca şimdi sağduyulu davranan Türk milletinin ne zamana kadar sabır göstereceği de ayarı bir konudur. 12 Eylül´ün bir ´iç savaş´ öncesini andıran günlerinde en olaylı ve kanlı bir bölgeden sorumlu bir görevli, Adana ve çevresi sıkıyönetim komutanı olarak, şimdi bugünlerde yaşanmakta olan olayların acısını daha da derinden duyuyorum.Bu bağlamda, bölgede etkili bir güvenlik ve huzur ortamı sağlayabilmek için ´sıkıyönetim´ değilse bile, bir ´OLAĞANÜSTÜ HAL İLANI´ gerekebileceğini düşünüyorum. Kuşkusuz böyle bir durum hiçbir zaman arzu edilmez ama 12 Eylül öncesindeki yoğun iç çatışma günlerinde sıkıyönetim ilanını şiddetle karşı çıkan Başbakan Bülent Ecevit´in, Kahramanmaraş soykırımı karşısında sıkıyönetimi ilan etmek zorunda kaldığı da unutulmamalıdır. Eğer bir fırsat bulup göz atabilirseniz, 1991 yılında yayınlan Özal Döneminde Bölücü Terör isimli kitabımın sonunda yazdığım senaryoların adım adım gerçekleşme yolunda olduğunu hemen görebilirsiniz. Saygı ve Sevgilerimle. ( Zaman)
Danıştay saldırısıyla, Sarıkız´la, 27 Nisan Muhtırası´yla ve Islak İmza ile başaramayanlar, tüm güçleriyle yükleniyor
Kamuoyunda, sahneye konulan stratejinin ´olağanüstü hal ve sıkıyönetim´ gibi uygulamalara zemin hazırlamayı amaçladığı görüşü hakim. Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Sedat Laçiner, sokaklarda PKK´yı aşan işlerin olduğuna işaret ediyor. Alttan alta olağanüstü hal, hatta sıkıyönetim pişiriliyor. Andıçlarda, planlarda yapılamayan işler oluyor. diyen Laçiner, açılım ilerleyince DTP´ye yerleştirilmiş derin PKK´nın devreye girdiğini, bunların da partiyi kapattırmak ve kaos için ellerinden geleni yaptığını düşünüyor. Laçiner, şu tespitlerde bulunuyor: Dertleri ne Kürtler ne de Kürtçülük. PKK iç savaş hedefine kilitlenmiş durumda. Şehirler kana bulandıkça eylem yapmalarına gerek kalmayacak. Laçiner sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye, bir şeylere hazırlanıyor. Görünürde PKK var, hedefte ise Türkiye. Sürecin iki sigortası var. Hükümet her iki sigortayı da gevşek tuttu. Ve olan oldu, gevşek hatlar üzerinden gelen akım 2002´den bu yana gelen en ölümcül akım oldu. Danıştay saldırısıyla, ´Sarıkız´la, ´muhtıra´yla, ´ıslak imza´yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan, gümbür gümbür geliyor. Hedef iç savaş, kanlı bir iç savaş.
İçişleri Bakanı: Provokatörleri çok iyi biliyoruz, adalete teslim edeceğiz
18 Aralık 2009: İçişleri Bakanı Beşir Atalay dün yaptığı açıklamada, son günlerde çeşitli bahanelerle kanunsuz eylemlerle huzurun kaçırıldığını belirterek ?Demokratik rejimlerde şiddet hak arama yöntemi olamaz. Ortalığı kırıp dökenleri, insanlarımızın canına ve malına kast edenleri takip ediyoruz ve gereken işlemleri yapıyoruz. Bir eline para, bir eline taş verenleri biz iyi tanıyoruz. Kuru sıkı tabancaları birilerinin ellerine tutuşturanların zihniyetlerini de çok iyi biliyoruz. Bu provokatörler ve onların arkasındakileri tek tek adalete teslim edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın? diye konuştu.( Star)
(15 Aralık 2009, 13:35), son güncel.: (18 Aralık 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Savcılar Ergenekon ´İdharı´nın peşinde
Kontrgerilla Medyası