Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 53'ü tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılanmasına devam edildi.
22.04.2018 16:26 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 53'ü tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılanmasına devam edildi.
16.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu.
Darbe girişimi sırasında, etkisiz hale getirilerek alıkonulan eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele'nin bulunduğu TCG Yavuz Gemisi'nde Yara Savunma Astsubayı olarak görev yapan tanık Aşkın Alper Özdem, o gün İstanbul'dan Gölcük Poyraz Limanı'na dönerken, terör saldırısı alarmı gerekçesiyle geminin geri döndüğünü söyledi.
"Askerlik hayatımda komutanın gemide silah taşıdığını ilk defa gördüm"
Diğer tüm gemilerin seyre çıktığını duyduklarını ve büyük bir terör saldırısı olabileceği ihtimaliyle tedirgin olduklarını anlatan Özdem, "Astsubay kamarasında televizyondan Başbakanın bunun bir grup askerin kalkışması olduğu açıklamasını, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve diğer kuvvet komutanlarının bu darbe girişiminin içinde olmadıklarını izledik. İyice tedirgin olduk. Hatta, 'Bu devirde darbeci mi olur, saçmalık' diye tepki gösterdik. Daha sonra Cumhurbaşkanımız canlı bağlantı gerçekleştirdi. İzleyince rahatladık. Bazı şeylerin normale döneceğini umut ettik." diye konuştu.
Geminin 2. Komutanı tutuklu sanık Meftun Metin'e, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile bazı kuvvet komutanlarının açıklamalarını söylediğini, kendisinin televizyon izlemediğini ve olup bitenlerden haberinin olmadığını söylediğini aktaran Özdem, amiral kamarasının önünde sivilleri gördüğünü ifade ederek, "Meftun'a, 'Komutanım neler oluyor? Doğru yerlerden mi emir alınıyor?' diye sordum. O da, gemide misafirimiz var. Gemi komutanımız gerekli yerlerden, doğru yerden emir alıyor. Merak etmeyin.' diye cevap verdi. Meftun Metin'de silah olunca tedirgin oldum. 15 yıllık askerlik hayatımda 2. komutanın gemide ilk defa silah taşıdığını gördüm." şeklinde konuştu.
Misafir olarak bahsedilen kişinin Donanma Komutanı Veysel Kösele olduğunu öğrendiğini anlatan Özdem, şöyle konuştu:
"Amiral kamarasının önünde silah sesi duyulduğu yönünde söylentiler dolaşıyordu. Sonradan öğrendiğime göre Kösele'nin koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'e direndiği için ateş edilmiş. Meftun Metin, Öztürk'ün kendisine ve başkasına zarar vermemesi, sakinleşmesi için meyve suyunu benim götürmemi istemiş. Meyve suyunda sakinleştirici mi var yoksa sakinleşmesi için mi dediler tam hatırlayamadım. Ben bu meyve suyunu götürmem dedim. İçinde ilaç olabilir diye korktum. Öztürk'ün tutulduğu amiral kamarasının önünde bekleyen arkadaşlara içecek taleplerinin olup olmadığını sordum. İstemediklerini söyleyince, Metin'e böyle bir istekleri yok dedim. O da bu meyve suyunu kaldırın, ortalıkta durmasın dedi. Koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün, Donanma Komutanı'nın tutulduğu kamaranın kapısına plastik kelepçe ile bağlı olduğunu gördüm."
Yavuz Gemisi Komutanı Sezai Özgür Öztürk'ün sabaha karşı, "Yaptıklarımdan ve yapmadıklarımdan sorumluyum. Şu andan itibaren Donanma Komutanımızın emrindeyim." diye anons yaptığını belirten Özdem, "Komutanın anonsunu duyunca yanıltıldığımızı, kandırıldığımızı anladım." dedi.
"Darbe yapıyoruz' deselerdi, geminin yarısı sağ olarak dönemezdi"
Özdem, geminin daha sonra Gölcük Poyraz Limanı'na demirlediğini ve herkesin savcıya ifade verdiğini kaydetti.
Başbakanlık avukatı Halit Çokan'ın, "Gemi komutanının anonsundan sonra kandırıldığınızı ifade ettiniz. Bunu derken neyi kastettiniz?" şeklindeki sorusuna Özdem, "Geminin yanlış yönetildiği ve personelin yanlış yönlendirildiğini söylemek istedim. Gemide kaçırılan biri varsa onlardan biri de benim." diye cevapladı.
Özdem, Gemi Komutanı Öztürk'ün, "Ben size darbeciyim dedim mi veya darbeye destek olacak kanun dışı emirler verdim mi?" sorusunu ise "Ben sizin mi yoksa Donanma Komutanının mı darbeci olduğunu bilemedim. Hala da öyle." şeklinde yanıtladı.
Tanık Aşkın Alper Özdem, bir sanık avukatının, "Gemide size darbe yapıldığını söyleyen oldu mu?" şeklindeki sorusu karşısında, "Darbe yapıyoruz deselerdi, o geminin yarısı sağ olarak dönemezdi zaten." ifadesini kullandı.
Darbe girişimi sırasında, 2 Komodor Albay Levent Kerim Uça'nın Harekat Subayı olarak görev yapan, şu an TCG Büyükada Gemisi Savaş Harekat Subayı olan binbaşı tanık Hürol Çırmıktılı, etkisiz hale getirilerek alıkonulan eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele'nin bulunduğu TCG Yavuz Gemisi'nde Uça ile birlikte olduğunu söyledi.
"Bizi darbeciler yargıladı, şimdi de darbe yapıyorlar"
Çırmıktılı, 15 Temmuz'da sabah saatlerinde Deniz Lisesi mezuniyet töreni için Yavuz Gemisi ile Heybeliada'daki törenlere katıldıklarını, 19.30'da Gölcük Donanma Komutanlığına dönerken kimden ve nereden geldiğini bilmediği emir üzerine gemilerin geriye dönerek, tatbikat için Marmara Denizi'ne açıldığını söyledi.
Gemiye sıkıyönetim mesajının geldiğini belirten Çırmıktılı, daha önce Balyoz davasında tutuklanan Komodor Albay Levent Kerim Uça'nın mesajı okuduktan sonra, "Bugünleri de mi görecektik. Bizi darbeciler yargıladı, şimdi de darbe yapıyorlar." şeklinde tepki gösterdiğini söyledi.
-"Faaliyete devam edersen gözaltına alırım"
Uça'nın, dönemin Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin gemiye geleceğini ve onun adına hazırladığı mesajı seyre çıkan bütün gemilere çekmesini istediğini aktaran Çırmıktılı, şöyle konuştu:
"Komodor Uça, 'Donanma Komutanı Yavuz Gemisi'ndedir. Emir komuta zinciri bozuldu. Emirleri Donanma Komutanı verecek. Dinlemeyenler cezalandırılacak.' şeklinde mesaj yazdı. Kösele gemiye gelince, mesajın çıktısını Uça'ya verdim. O da Donanma Komutanına imzalattı. Mesajı çekmek için telsiz odasına gittim. Mesajı çekeceğim sırada X-Band uydu sisteminin kapatılması emri geldi. Bir subay gelerek sistemi kapattı. Geminin 2. komutanı tutuklu sanık Meftun Metin geldi. Mesaj çekilmediğini öğrenince, kendisine mesajın Donanma Komutanının emri ile çekilmesi gerektiğini söyledim. Bana, 'faaliyete devam edersen gözaltına alırım.' dedi. Silahı olduğu için karşı koymadım. Mesajı çekemedim. Beni telsiz odasından çıkardı."
Tanık Çırmıktılı daha sonra Donanma Komutanı Kösele ve Komodor Kerim Levent Uça'nın gemide amiral kamarasında alıkonulduğunu öğrendiğini belirtti.
Tanık Serdar Üstüner
Gölcük Tersanesi Komutanlığında astsubay olarak gören yapan, darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Gemisi'nde görevli olan Serdar Üstüner, Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmada tanık olarak dinlenildi.
Üstüner, tutuklu sanık Salih Yalçınkaya'nın kendisinden "parima" adı verilen ip istediğini belirterek, "Ben de kendisine bir parmak kalınlığında yaklaşık 1,5 metre uzunluğunda ip verdim. Ne için kullanacağını söylemedi." diye konuştu.
Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin tecrit edildiği kamaranın arka çıkış kapısının verdiği iple bağlanıp bağlanmadığını bilmediğini ifade eden Üstüner, daha sonra televizyondan darbe girişimine ait görüntüleri izlediğini belirtti.
"Genelkurmay'ın emri ile Donanma Komutanı görevden alındı"
Söz alan Yalçınkaya, "Ben sizden ip istedim ama verdiğinizi hatırlamıyorum. Bana ip verdiğinize emin misiniz?" demesi üzerine Üstüner, "Ben size ipi verdim, eminim." şeklinde karşılık verdi.
Donanma Komutanı Kösele'nin gece gemiye geldiğinde anons yapılmadığını, Albay Uça tarafından karşılandığını anlatan Üstüner, "Gemi 2. Komutanı Meftun Metin, 'Emirleri Genelkurmay'dan alıyoruz ve uyguluyoruz. Genelkurmay'ın emri ile Donanma Komutanı görevden alındı. Gemide tutuluyor. Gölcük limana gidildiğinde güvenlik güçlerine teslim edilecek. Kösele'ye herhangi bir zarar vermedik. O bizim büyüğümüz, onu misafir ediyoruz.' dedi." şeklinde konuştu.
Bu arada, darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde makine elektronik astsubayı olarak görev yapan tutuklu sanık Ali Cihan Özçelik, söz hakkı istemeden konuştuğu gerekçesiyle Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli tarafından duruşma salonundan çıkarıldı. Sanık Özçelik, bir süre sonra Sevimli'nin talimatıyla tekrar salona alındı.
Daha sonra dönemin Yavuz Gemisi telsiz astsubayı Burkay Nalçacı, astsubay Hakan Kotel ve astsubay Cem Bahadır Karakoca tanık olarak dinlenildi.
Milli Savunma Bakanlığı davaya müdahil oldu
Milli Savunma Bakanlığı, suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle davaya katılma talebini içeren dilekçe sundu.
Cumhuriyet savcısı, bakanlığın talebinin kabul edilmesi yönünde karar verilmesini istedi.
Başbakanlık avukatı Halit Çokan da Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlandığını ifade ederek, "Darbe girişimi sırasından gemiler seyre kaldırılmış ve silah kullanılmıştır. Bundan dolayı maddi manevi zarara uğrayan bakanlığın davaya katılma talebinin kabul edilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz." şeklinde konuştu.
Bazı sanıklar ve avukatları ise Milli Savunma Bakanlığının davaya katılma talebine itiraz etti.
Mahkeme heyeti, Milli Savunma Bakanlığının suçtan zarar görmesi ihtimaline binaen dava ve duruşmalara katılma talebinin kabulüne, darbe girişiminden sonra firar eden amiraller Hayrettin İmren ve Nazmi Ekici'nin hakkında Gölcük 3. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dava dosyasının bu dava ile birleştirilmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti ayrıca tutuklu sanık eski Harekat Başkanı Albay Mustafa Bardakçı'nın, heyetin başkanı Yusuf Sevimli için reddi hakim talebini uygun bulmayarak, talebi değerlendirilmesi için Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini kararlaştırdı.
Öte yandan mahkeme heyeti, tutuklu sanık eski TCG Yavuz Gemisi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'ün, Donanma Komutanlığınca görevlendirilen personelin duruşma salonunda bulundurulmaması yönündeki talebini reddetti.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
17.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Emre Arık, TBMM adına avukat Ömer Burak Barış, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan'ın avukatları Samet Genç ve Hüseyin Coşkun da duruşmada hazır bulundu.
Darbe girişiminde Gölcük Donanma Komutanlığı limanından seyre çıkartılan ve İstanbul Moda açıklarında caydırıcılık için top atışı yaptırıldığı belirlenen gemilerden TCG Kemalreis Fırkateyni'nde Savaş Harekat Merkezi Elektronik Harp Astsubayı olarak görev yapan Kadir Gülmez, tanık olarak ifade verdi.
Astsubaylar top atışına karşı çıkmış
Terör alarmı nedeniyle gemilerin seyre çıktığını, kendisinin de görevli olduğu Kemalreis Gemisi'yle limandan ayrıldıklarını anlatan Gülmez, televizyondan darbe girişiminin yaşandığını öğrendiğini belirterek, "Astsubay arkadaşlarla konuşup durum değerlendirmesi yaptık. Kanuna ve anayasaya aykırı bir şey yapılmaya çalışılırsa karşı çıkacağımızı, gerekirse denize atlayıp, bu işin içinde olmayacağımız yönünde bir karar vardık." ifadelerini kullandı.
Sabah 05.50 sıralarında İstanbul Moda önlerinde, tutuklu sanık 5 Komodor Önder Öngör'ün emriyle top atışı yapılacağını duyduğunu anlatan Gülmez, şöyle konuştu:
"Yarbay Hasan İlhan'a, top atışının neden yapıldığını sorduğumda bana Önder Öngör'ün emir verdiğini söyledi. Ben de İlhan'a bunun kanunsuz bir emir olabileceğini, bu atışın sorgulanması gerektiğini ve yarın bunun hesabının savcılar tarafından sorulabileceğini söyledim. Tutuklu sanık Hasan İlhan da bana, 'Top atışı emrini 3 kez teyit ettim. Biz doğru taraftayız, darbeyi desteklemiyoruz' dedi. O sırada alçak uçuş yapan F-16 uçaklarının olması, top atışının denize yapılacağı ve eğitim mermisi kullanılacağını öğrenince karşı koymadık. Komodor Önder'in atış emrini yerine getiren Gemi Komutanı Arif Çırtlık ve uygulayan silah subayı Özkan Yıldırım'dır."
Kadir Gülmez, ikinci bir top atışı hazırlığı yapıldığını öğrendiklerini dile getirerek, "İlhan'a, karaya ve canlı hedeflere top atışı yapılırsa diğer astsubay arkadaşlarımla buna karşı çıkacağımızı, geminin seyir yapmasını engelleyeceğimizi söyledim. Daha sonra top atışı yapılmadı." şeklinde konuştu.
O gece her şeyin birbirine karıştığını ifade eden Gülmez, bir darbe girişiminin içinde olmamak için mücadele ettiklerini söyledi.
TCG Kemalreis Fırkateyni'nde teğmen rütbesiyle 2. çarkçı olarak görev yapan, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Umut Ünal da tanık olarak ifade verdi.
TCG Kemalreis Fırkateyni'nin komutanının ve başçarkçının 15 Temmuz'da izinli olduğunu ve geminin onarım çalışmalarının devam ettiğini belirten Ünal, o gün 15.00 gibi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Teknik Başkanlığından arandıklarını ve geminin seyre çıkıp çıkamayacağını sorduklarını ifade ederek, "Konuyu gemi 2. komutanı Hasan İlhan'a rapor ettim. 'Gemi arızalı. Gemi komutanı ve başçarkçısı da izinli. Bize seyir yazmasınlar' şeklinde söylememi istedi." şeklinde konuştu.
Saat 20.30 sıralarında Orduevi'ndeyken 5 Komodor Önder Öngör'ün Harekat Subayı gelerek, "Herkes gemilere" diye emir verdiğini, koşarak gemiye gittiğini anlatan Ünal, "Hasan İlhan oradaydı. Terör saldırısı olduğunu duydum. Gemimiz onarımda olduğu için tek motor ve tek pervaneyle seyre çıktık. Daha sonra televizyonda köprülerin kapatıldığını, uçakların alçak uçuş yaptığını, darbe girişimi olduğunu öğrendik. Darbecilerden gemileri kurtarmak için seyre çıktığımızı düşündük. Gemi Komutan Vekili Deniz Kurmay Yarbay Arif Çırtlık, 'Dost düşman kim bilmiyoruz. Şu an önemli olan geminin güvenliğidir' şeklinde anons yaptı." diye konuştu.
Alçak uçuş yapan gemilere karşı caydırıcı olması gerekçesiyle gemiden 3 top atışı yapıldığını ancak makine dairesinde olduğu için neler olduğunu tam olarak görmediğini belirten Ünal, "Gölcük'e geldiğimizde 'darbeci gemiler limana geldi' şeklinde haberler okuduk. Bizim darbeden taraf olduğumuzu gazetelerden öğrendik." dedi.
Darbe girişiminde, Gölcük Donanma Komutanlığı limanından seyre çıkartılan ve İstanbul Moda açıklarında top atışı yaptırıldığı belirlenen TCG Kemalreis Fırkateyni'nde telsiz astsubayı olarak görev yapan Fırat Tekin, tanık olarak ifade verdi.
Tekin, 21.30 sıralarında SABKOR (Sabotaja Karşı Koyma) alarmı verildiğini, hemen görevli olduğu gemiye gittiğini ve Gemi 2. Komutanı Yarbay Hasan İlhan'ın emri üzerine kendi birimindeki astsubayları göreve çağırdığını belirterek, "Limandan ayrılarak seyre çıktık. Bazı personel yetişemediği için gemiye binemedi. Ankara'da ikamet eden anne ve babam, o akşam İstanbul'a gidecekti. Babamı telefonla aradım. Bana köprünün kapatıldığını ve 'darbe oluyor' şeklinde söylentilerin olduğunu söyledi. Normalde böyle bir harekat önceden bilgi gelir, neler yapılacağı belirlenirdi. Mesaj da gelmemişti. 'Gemi niye kalktı, nereye gidiyoruz?' diye sorgulamaya başladım." diye konuştu.
"Gemi seyir halindeyken top atışı yapılması bana saçma geldi"
Sabah 04.30'da tutuklu sanık Komodor Albay Önder Öngör'le telefonda konuşan tutuklu sanık Gemi Komutanı Yarbay Arif Çırtlık'ın, "Emin misiniz komutanım?" dediğini duyduğunu ifade eden Tekin, şöyle devam etti:
"Çırtlık, 'Top atışı yapacağız, atış personeli toplansın.' şeklinde emir verdi. Top atışında eğitim mermisi kullanılacağı, ses yaparak alçak uçuş yapan F-16 uçakları caydırmak amacıyla yapılacağı söylendi. Bu normal bir durum değildi. Niye top atışı yapıldığını bilmiyoruz. Gemi seyir halindeyken top atışı yapılması bana saçma geldi. Normalde atış yapılmadan önce koordinatlar verilir, bölgede emniyet tedbirleri alınırdı. Silah subayı Kenan Erkalkan ve topçu astsubayları geldi. Gereken talimatlar verildi. İstanbul Moda açıklarında denize doğru 3 top atışı yapıldı. Bir süre sonra ikinci kez top atışı yapılacağı söylendi ancak iptal edildi."
Tekin, Donanma Komutanlığı'ndan, Gölcük Poyraz Limanı'na gelen gemilere ateş açılacağı şeklinde telsiz anonsu yapıldığını sözlerine ekledi.
"Karaya veya canlı hedefe top atışı yapılsaydı sistemi kesecektim"
İskenderun Deniz Üs Komutanlığı'nda elektronik astsubayı olarak görev yapan, darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı TCG Kemalreis Gemisi Savaş Harekat Merkezi elektronik astsubayı olan Cem Ünlü de İskenderun Asliye Ceza Mahkemesi salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak ifade verdi.
Ünlü, 15 Temmuz akşamı terör saldırısı alarmı nedeniyle Kemalreis Gemisi'nin seyre kaldırıldığını, Komodor Önder Öngör'ün ise Oruçreis Gemisi'nde olduğu yönünde anons yapıldığını belirterek, "Sabah 05.00'te herkesin savaş yerlerine gitmesi yönünde anons yapıldı. Bir süre sonra da darbecilere karşı geminin güvenliğini sağlamak için top atışı yapılacağı söylendi. Karaya veya canlı hedefe atış yapılsaydı karşı çıkacaktım. Elektronik astsubayı olarak sistemi kesecektim." dedi.
Tanık Ünlü, tutuklu sanık Gemi Komutan Vekili Arif Çırtlık'ın darbecilere karşı olduğuna dair anons ettiğini duymadığını anlattı.
Tanık Ahmet Can Ellialtı
Tanık olarak dinlenilen dönemin TCG Kemalreis Gemisi İkmal Subayı Yüzbaşı Ahmet Can Ellialtı ise Komodor Albay Önder Öngör'ün emriyle personelin gemide toplanmaya başladığını, personelin tamamı gelmeden hemen seyre çıkıldığını söyledi.
Televizyondan darbe girişimine ilişkin Başbakan ve kuvvet komutanlarının açıklamalarını izlediğini ve geminin komutan vekili Arif Çırtlık ve 2. komutan Hasan İlhan'a ilettiğini anlatan Ellialtı, Çırtlık'ın "Tamam" dediğini, İlhan'ın ise "Biz komodorun emrindeyiz. Gelişmeleri takip et, bize bilgi ver." şeklinde konuştuğunu aktardı.
Saat 03.00 sıralarında gemi İstanbul açıklarına geldiğinde tedirgin olduklarını savunan Ellialtı, "Gemiden top atışı yapılacağını Silah Subayı Kenan Eralkan'dan duydum. Atış için yazılı emir istediğini ve komutanın imzalaması için hazırlayacağını söyledi. Çırtlık, 'Neyin ne olduğu belli değil. Komodor Önder Öngör'ün emri ile atış yapacağız.' şeklinde anons yaptı. Sonra 3 atım top atışı yapıldı." ifadelerini kullandı.
Mahkeme ara kararını açıkladı
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanıkların tahliye taleplerinin reddine, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, gözaltına alınan amiralleri İstanbul'a götüren askeri cezaevi nakil aracının şoförü tutuklu sanık Uzman Çavuş Mustafa Dikme'nin adli kontrol ve yurtdışı çıkış yasağı şartıyla tahliyesine, tutuklu 52 sanığın bu hallerinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
18.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Emre Arık, TBMM adına avukat Ömer Burak Barış, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan'ın avukatları Samet Genç ve Hüseyin Coşkun da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmayı AK Parti Darıca İlçe Başkanı Muzaffer Bıyık ve yönetim kurulu üyeleri, AK Parti Kandıra İlçe Başkanı Erol Ölmez, MHP Kandıra İlçe Başkanı Ahmet Uğur, bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.
Darbe girişiminde seyre çıkarılan Gölcük Donanma Komutanlığı TCG Turgutreis Gemisi Komutanı olarak görev yapan ve hala bu görevi yürüten Kurmay Albay Mevlüt Savaş Bilican, tanık olarak ifade verdi.
Komutandan habersiz gemiyi seyre çıkardılar
Bilican, 15 Temmuz'da mesai bitiminde saat 19.00 sıralarında lojmandaki evine gittiğini, 21.45'te gemilerin seyre çıktığı şeklinde bir bir duyum aldığını belirterek, "Hemen Poyraz Limanı'na gittim. Gemilerin bir kısmı seyre çıkmış, bazıları da kalkmak için hazırlık yapıyordu. Limanda ciddi bir hareketlilik ve kargaşa hakimdi. Komutanı olduğum Turgutreis Gemisi limanda yoktu. Benden habersiz gemi seyre çıkarılmıştı. Gemi 2. Komutanı Kurmay Yarbay Ali Kocamanoğlu'nu telefonla aradım, cevap vermedi. Gemi personelinin aranmasını emrettim ama kimseye ulaşılamadı. Gemiye, Kocamanoğlu'nun benimle iletişime geçmesi yönünde telsizle çağrı yaptırdım. Gemiden çağrının alındığı ve Kocaman'a iletildiğine dair teyit alındı ama bana dönüş yapmadı." şeklinde konuştu.
Firari amiral gemi komutanına "sen git uyu" demiş
Firari sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay tarafından Sabotaja Karşı Koyma (SABKOR) alarmı verildiğini ve gemilerin onun emriyle seyre kaldırıldığını öğrendiğini anlatan Bilican, şöyle konuştu:
"Daha sonra Ayhan Bay'ın makamına gittim. Kendisine 'Gemileri seyre kaldırmışsınız. Komutanı olduğum gemi benden habersiz kalkmış. Bu nasıl olur' diye sordum. O da bana, 'Sen git yat. Gemiler 2 saat sonra gelecek' diye cevap verdi. Bu söylediği tamamen teamüllere aykırı bir şeydi. Gemi komutanına nasıl böyle bir şey söylenir. Anormal bir şeylerin olduğunu anladım."
Tanık Bilican, Harp Filosu Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın makamında olmadığını, odanın lambalarının kapalı olduğunu gördüğünü ifade ederek, SABKOR alarmının verildiği bir zamanda, Harp Filosu Komutanının yerinde olmamasının endişelerini iyice arttırdığını söyledi.
Emri altındaki personeli toplayarak, gereken bilgilendirmeleri yaptığını kaydeden Bilican, emirleri WhatsApp'tan kurduğu gruptan vereceğini söylediğini kaydetti.
"Gemi 2. Komutanı çağrılara cevap vermedi"
Gemi 2. Komutanı Ali Kocamanoğlu'nu gece boyunca 8-10 kere, gemide olan silah subayı sanık Fatih Ergin'i de bir kez aradığını ama telefonu açmadıklarını, geri dönüş yapmadıklarını dile getiren Bilican, şöyle devam etti:
"Kocamanoğlu'yla lojmandaki evlerimiz yan yana. Göreve giderken bana haber vermedi. Giderken telefon etmedi, telefonlarıma çıkmadı ama silah subayı Fatih Ergin'e haber vererek, gemiye çağırmış. Bir gemi acil olarak kaldırılsa bile mutlaka gemi komutanına haber verilmesi gerekir. Zaten 2. komutan gemiyi kaldırmaz. Komutan ehliyeti yok çünkü. Telefonum 24 saat açık. Sabit telefonum var. Evim ile liman arası 3 dakika. Tüm bunlara rağmen gemi benden habersiz seyre çıkarılıyorsa ben bunda bir iyi niyet görmüyorum."
"Darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını değerlendirdik"
Görevlendirdiği personelin, internetten köprünün kapatıldığı, Ankara'da uçakların alçak uçuş yaptığını söylediğini belirten Bilican, "O gece güvendiğim arkadaşlarımızı aradım. Yaptığımız görüşmelerde darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını değerlendirdik. İskender Yıldırım ve Yalçın Payal amirallere gelişmeleri aktardım. Donanma Komutanı Veysel Kösele aradı. Kendisine gemilerin seyre çıkarıldığını söyledim, yaşananlarla ilgili gereken bilgilendirmeyi yaptım. Bana, 'Ayhan Bay'dan değil, benden emir alacaksın' dedi." ifadelerini kullandı.
Turgutreis Gemisi'nin 16 Temmuz 18.00 gibi Gölcük Poyraz Limanı'na geldiğini, 5-6 personelle gemideki subayların ifadelerini aldığını ve silah sayımı yaptığını anlatan Bilican, "Geminin X-Band uydu sistemi kapatılmış. Televizyon izlenmesi yasaklanmış. Gemideki kamera görüntülerini ve jurnalleri inceledim. Gemi 2. Komutanı Kocamanoğlu ve silah subayı Ergin'in gemide silah kuşandığını tespit ettik." şeklinde konuştu.
"Kocamanoğlu'nun FETÖ'cü olabileceğini düşündüm"
Bir soru üzerine Bilican, "Turgutreis Gemisi 2. Komutanı Kurmay Yarbay Ali Kocamanoğlu'nun önceden FETÖ'cü olduğuna dair bir bilgim yoktu ama gemileri benden habersiz seyre çıkardığı, telefonlarıma cevap vermediği ve çağrılarıma geri dönmediği için onun FETÖ'cü olabileceğini düşündüm." ifadelerini kullandı.
Firari sanık Ayhan Bay'dan aldığı direktifler doğrultusunda gemileri seyre kaldırılması emrini veren tutuklu sanık eski 5 komodor Önder Öngör, gemi komutanı Mevlüt Savaş Bilican'ın kendisinde telefon numarası olmadığı için bilgi veremediğini öne sürdü.
Bilican'ın, gemiye telsiz çağrısı yaptığı ve bu çağrının alındığını teyit ettirdiği yönündeki ifadesine karşılık, sanık Gemi 2. Komutanı Kocamanoğlu, söz konusu çağrıyı almadığını ileri sürdü.
Darbe girişiminde seyre çıkarılan Gölcük Donanma Komutanlığı'na bağlı TCG Turgutreis Gemisi'nde nöbetçi subay olan Üsteğmen Mert Kasap, duruşmada tanık olarak dinlenildi.
O gece, Sabotaja Karşı Korunma (SABKOR) alarmı verildiğini ve personelin çağrılarak gemilerin seyre çıkarıldığını anlatan Kasap, görevli olduğu gemide makine arızası olduğunu ve seyre kalkacak durumda olmadığını belirterek, "Gemi 2. Komutanı Kurmay Yarbay tutuklu sanık Ali Kocamanoğlu'na neler olduğunu sorduğumda bana 'Çok büyük terör saldırısı var. Acilen kalkmamız gerekiyor.' dedi. 'Gemi Komutanı Kurmay Albay Mevlüt Savaş Bilican'a bilgi verdiniz mi?' şeklindeki soruma ise 'Gemi komutanını arayıp bilgi verdim. Kendisi ulaşamayacağını söyledi.' diye cevap verdi. Gemi kalktığı sırada Kocamanoğlu, bütün personelin telefonlarını topladı, kamarasına koydu." şeklinde konuştu.
"Uydu sistemiyle televizyon yayınını kapattılar"
Kasap, Kocamanoğlu ve silah subayı tutuklu sanık Fatih Ergin'in emriyle dışarıyla iletişimi sağlayan X-Band uydu sistemi ve J-Chat ile televizyon yayınlarının kapatıldığını ifade ederek, "Geminin kalkışını J-Chat'ten karargaha bildirelim." dediğinde Kocamanoğlu'nun komutana bilgi verdiğini söylediğini kaydetti.
Bir ara tuvalete gitmek istediğinde Kocamanoğlu'nun kendisine izin vermediğini aktaran Kasap, "Personelin telefonları toplatılmıştı ama Kocamanoğlu ve Ergin'in önce gizlice sonradan da açıkça cep telefonlarını kullandıklarını gördüm. Daha sonra 'Televizyon izlenmeyecek.' anonsu yapıldı. Ardından 'Sadece TRT izlenebilir.' anonsu geçildi. Geminin kalkışı esnasında silah subayı Ergin'in çok sinir ve gergin olduğunu gördüm. Personele sürekli bağırıyordu. Sürekli, 'Bir an önce kalkmamız lazım.' diyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde kendisinin çökmüş ve moralsiz olduğunu gördüm." ifadelerini kullandı.
Gemi Komutanı Albay Mevlüt Savaş Bilican tarafından gemiye telsizden gelen çağrılara cevap verilmediğini belirten Kasap, "Çağrı geldiğinde geminin 2. Komutanı Ali Kocamanoğlu ve silah subayı Fatih Ergin telsizin başına gidiyor fakat cevap vermiyordu. Ayrıca SABKOR nedeniyle 'Kırmızı alarm var.' denmesine rağmen bunun gereği olan tedbirler alınmadı. Ali Kocamanoğlu'na sorduğumda, 'Zamanımız yok.' demişti." şeklinde konuştu.
Tanık Mert Kasap, öğlen Gölcük Donanma Komutanlığı'na dönerken Kocamanoğlu'nun, "Sağ salim limana dönüyoruz. Başarısız bir darbe girişimi oldu." şeklinde anons ettiğini aktardı.
Söz alan tutuklu sanık Ali Kocamanoğlu ise "Tanık hakkında yalan beyanlarından dolayı suç duyurusunda bulunacağım. Tanıklıktan düşürülmesini talep ediyorum." ifadesini kullandı.
"Sokağa halk mı, AKP'liler mi çıkmış"
Darbe girişimi sırasında TCG Turgutreis Gemisi'nde seyir astsubayı olarak görev yapan Bekir Sıtkı Duran, Marmaris'ten Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak ifade verdi.
Duran, 15 Temmuz akşamı gemilerde hareketlilik olduğunu ve herkesin elinde telefon büyük bir telaş içinde koşuşturduğunu gördüğünü anlatarak, "Gemi 2. Komutanı Ali Kocamanoğlu, 5 Komodor Önder Öngör'ün emriyle acil olarak kalkış yapılmasını ve görevli personelin çağrılmasını emretti. Daha sonra hızlıca limandan ayrıldık. Kocamanoğlu, terör saldırısı tehdidi olduğunu söyledi. Personel tüm telefonları poşetin içine koyarak, Kocamanoğlu'na teslim etti. Televizyon yayını ile X-Band uydu sistemi ve ve J-Chat devre dışı bırakıldı. Biz o akşam sabotaj tehdidi görmedik." ifadelerini kullandı.
Akşam 23.00'ten sabah 06.30'a kadar köprü üstünde vardiya nöbeti tuttuğunu anlatan Duran, şöyle konuştu:
"Cep telefonumuz yanımızda değildi ve televizyon izleyemedik. O gece sabaha kadar ülkedeki gelişmelerden hiç haberimiz olmadı. Gemi 2. Komutanı ve silah subayının telefonları yanındaydı ve sürekli internete giriyorlardı. Silah subayı Fatih Ergin'e, 'Madem SABKOR tehdidi var, bize ağır silah ver.' dedim. Kendisi 'Gerek yok.' diye cevap verdi. Çok ısrar edince 12,7 milimetre çapında göstermelik bir silah koydular."
Geminin öğleden sonra limana geldiğini, cep telefonunu aldığında, Cumhurbaşkanı'nın darbecilere karşı halka sokağa çıkmaya davet ettiğine dair mesajı gördüğünü anlatan Duran, "Silah subayı Fatih Ergin'e konuyla ilgili bilgi verdim. 'Bakın, Cumhurbaşkanı halkı sokağa davet etmiş, halk sokağa çıkmış.' dedim. O da bana, 'Sokağa halk mı, AKP'liler mi çıkmış?' diye karşılık verdi. O an silah subayının ülkede yaşanan darbe girişiminden çok önceden haberinin olduğunu anladım." şeklinde konuştu.
Subaylara "kod" adı vermişler
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan Yüzbaşı İ.A, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından 5 Komodor Önder Öngör vasıtasıyla Komutan Vekili Arif Çırtlık'a verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle hareket ettiği, gemilerine verilen Marmara Denizi'nde darbecilerin kararlılığını göstermek amacıyla 3 atım top atışı yapılması talimatını yerine getirdiği" suçlamalarıyla tutuklu olarak yargılanan eski TCG Kemalreis Savaş Gemisi'nin Silah Subayı Yüzbaşı tutuklu sanık Kenan Erkalkan hakkında bildiklerini anlattı.
Tanık İ.A. ifadesinde, sanık Erkalkan ile 1997-2007 arasında arkadaşlık yaptığını, o dönem söz konusu örgütte tanıştıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"O zamanlar cemaatin evlerinde Kenan ile birlikte kalıyorduk. Bizden sorumlu üniversite öğrencisi abiler vardı. Derslerimize yardımcı olurlardı. Fetullah Gülen'in kitaplarını okuyorduk. Dini bilgiler öğretiyorlardı. Zeka düzeyim yüksekti. Deniz Lisesi ve Fen lisesi sınavlarını kazandım. Askeri liseyi tercih ettim. Askeri liseyi kazandıktan sonra Kenan Erkalkan ile başka bir abiyle devam ettim. Cemaat abileri bize, 'Kendinizi fazla sivriltmeyin. Göze batmayın. Dersinizi çalışın. TSK'de dine karşı ön yargı var. Dindar olduğunuzu belli etmeyin, gizli tutun.' şeklinde telkinlerde bulunuyorlardı. Abiler, 'Dışarıda gerçek isimlerinizi söylemeyin, takma isim kullanın.' dedi. Bana 'Ertuğrul', Kenan'a ise 'Selim' kod adını verdiler. Yabancılarla görüşürken, farklı etkinliklere giderken hep bu kod isimleri kullandık. Bizden sorumlu abilerin gerçek ismini bilmiyorduk."
Sanık avukatının, "Cemaatin silahlı terör örgütü olduğunu ne zaman anladınız ve bu yapıyla ilişkinizi ne zaman kopardınız?" şeklindeki sorusuna İ.A, "FETÖ'nün, o zamanki adıyla cemaatin hükümete yaptığı 17-25 Aralık operasyonu ve MİT tırlarının durdurulması hadisesinden sonra bu yapının terör örgütü olduğunu anladım. Pişmanlık duydum. Yastığa kafamı koyduğumda uyuyamadım. Bu örgütten kopmaya çalıştım. 15 Temmuz darbe girişiminden önce de ilişkilerimizi tamamen kopardım." şeklinde cevap verdi.
Tanık İ.A, geçen yıl emniyete giderek, FETÖ ile ilgili bildiklerini anlattığını sözlerine ekledi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı yarına erteledi.
19.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya Başbakanlık adına müdahil olan avukatlar Halit Çokan ve Abdullah Yürük duruşmada hazır bulundu.
Darbe girişiminde seyre çıkarılan Gölcük Donanma Komutanlığı'na bağlı TCG Turgutreis Gemisi'nde Silah Elektronik Astsubayı olan Samet Tosun, duruşmada tanık olarak dinlenildi.
O gece, Sabotaja Karşı Korunma (SABKOR) alarmı verildiğini ve personelin acil olarak çağrılarak gemilerin seyre çıkarıldığını anlatan Tosun, Gemi 2. Komutanı Kurmay Yarbay tutuklu sanık Ali Kocamanoğlu'nun gemiye geldiğini ve sürekli telefonla mesajlaştığını belirterek, "Kendisine neler olduğunu sorduğumuzda, bizi dinlemedi, cevap vermedi." dedi.
Manevra yaparak limandan ayrılırken silah subayı tutuklu sanık Fatih Ergin'in iskele olmadığı için vasat bölümünden gemiye girdiğini aktaran Tosun, "O sırada telefonla konuşuyordum. Ergin yanıma gelerek bana kızdı, 'kimse telefonla görüşmeyecek' diyerek telefonumu kapattırdı. Kısa bir süre sonra da gemideki bütün personelin telefonlarının toplanacağı anonsu yapıldı. Personel telefonlarını kapatarak teslim etti." diye konuştu.
"Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete"
Tosun'un, "Fatih Ergin bir ara, 'Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete' şarkısını söyleyip alkış tuttuğunu gördüm" demesi üzerine, duruşma salonunda bulunan tutuklu sanıklardan eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem'in sesli olarak güldüğü duyuldu. Bunun üzerine Erdem, Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'nin talimatıyla salondan çıkarıldı. Erdem çıkarken, Sevimli'ye hitaben, "Tarafsız değilsiniz. Reddihakim talep ediyorum." dedi.
Silah subayı Fatih Ergin'in, "25 milimetre topları devreye alabilir misin?" diye sorduğunu anlatan Tosun, "Bunu yapabileceğim halde kendisinden şüphelendiğim için 'alamam' dedim." ifadesini kullandı.
Başbakanlık avukatı Halit Çokan'ın, "Sizi şüpheye sevk eden neydi?" şeklindeki sorusuna Tosun, "Gemi 2. Komutanı Ali Kocamanoğlu ve silah subayı Fatih Ergin'in silahlı dolaşması, X-Band uydu ve telsiz sisteminin kapattırılması, darbeye destek verdikleri ihtimalini güçlendirdi. Bu yönde faaliyet olması halinde Şahin ve Mehmet astsubaylarla birlikte karşı çıkmaya karar vermiştik." cevabını verdi.
Tanık Ramazan Burak Öztürk
Darbe girişiminde TCG Turgutreis Gemisi'nde Lumbarağzı Nöbetçisi olan astsubay tanık Ramazan Burak Öztürk, gemide cep telefonlarının toplatıldığını, astsubay salonunda ise silah subayı Fatih Ergin'in televizyonun alıcısını söktürdüğü için kimsenin televizyon izleyemediğini aktardı.
"Mükremin astsubaydan, Ergin'in 2 tabanca ve 2 dolu şarjör aldığını duyduğunu" belirten Öztürk, Gemi 2. Komutanı Ali Kocamanoğlu'nun gece ve sabah elinde telefonla gördüğünü, sürekli mesajlaştığını ve telefona bakarak, Ergin'e bir şeyler söylediğini ifade etti.
Telefon ve televizyon seyretme imkanı olmadığı 16 Temmuz'a öğleye kadar ülkedeki yaşanan olaylardan haberlerinin olmadığını dile getiren Öztürk, "Normalde seyirde telefonlar toplatılmaz ve kapatılmazdı. İlk kez böyle bir şey oldu." ifadesini kullandı.
Ali Kocaman'ın, "Gemide bizim darbeye yönelik bir faaliyetimiz oldu mu?" şeklindeki sorusuna Öztürk, "Darbeye yönelik bir faaliyet olup olmadığı görecelidir. Fakat gemide normal zamanda silah alınmazken, sizde silah olduğunu gördüm." şeklinde cevap verdi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenebilmesi için duruşmayı 7 Mayıs'a erteledi.
İDDİANAME
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 86 sanık bulunuyor.
İddianamede, Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altı aya kadar hapis cezası isteniyor.
Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli 86 sanık (ilk 92) Darbe Yap./Donanma Komutanlığı' davası
(22 Nisan 2018, 16:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: