Ankara'da, 2009 Aralık ayında Özel Harp Dairesi Seferberlik Bölge Başkanlığının "kozmik odaları"nda 1 ay kadar süren aramalarla devam eden soruşturmada görev alan hakim ve savcıların yargılandığı davada bazı sanıklar hakkında karar verildi. Soruşturmayı yürüten eski savcı Mustafa Bilgili ile soruşturma kararlarına imza atan eski hakimler Nihal Uslu ve Halil İbrahim Kütük'e FETÖ üyeliği ile devlet güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmekten 12 ile 17 yıl arası hapis cezaları verildi. Firari sanıklar eski hakim Dündar Örsdemir ile eski savcı Şadan Sakınan hakkında açılan dava dosyalarını ayıran mahkeme, tutuksuz sanık Abdullah Bahçeci'nin ise beraatini kararlaştırdı.
04.05.2019 14:28 Ankara'da, 2009 Aralık ayında eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarıyla başlatılan ve Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığının "kozmik odaları"nda günlerce süren aramalarla devam eden soruşturmada görev alan hakim ve savcıların yargılandığı davada karar verildi.
25 Nisan'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar "Kozmik Oda" soruşturmasını yürüten eski savcı Mustafa Bilgili, soruşturma kapsamında bazı kararlar veren eski hakim Halil İbrahim Kütük, tutuksuz sanık Abdullah Bahçeci katıldı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil'in, dosyaya gelen bilgi ve belgeleri okumasının ardından sanıklara söz verildi.
Sanık ve avukatların savunmasının ardından mahkeme heyeti başkanı Eyüp Yeşil, araştırılacak başka bir husus bulunmadığını, davanın bittiğini belirterek, karar için duruşmaya ara verdi.
Karar
Aranın ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Mahkeme Başkanı Eyüp Yeşil tarafından okundu.
Karara göre, Mustafa Bilgili, "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri temin etmek" suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 327/1. maddesi gereğince 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak ceza, 5 yıl 10 aya indirildi.
Ayrıca Bilgili'ye, "FETÖ'ye üye olmak" suçundan, TCK'nin 314/2. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildi. Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 13 yıl 6 aya çıkarıldı. Sanık Bilgili'nin, duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak, ceza 11 yıl 3 aya indirildi.
Mustafa Bilgili'nin, "görevde yetkiyi kötüye kullanma", "verileri yok etmeme" suçlarından ise "suç işleme kastı bulunmadığı" gerekçesiyle beraatine hükmedildi.
"Casusluk" suçundan açılan dava ayrıldı
Bilgili hakkında, devlet sırrına ilişkin bilgileri aynı suçtan başka davada yargılanan eski TÜBİTAK çalışanı Ünal Tatar'a vermek suretiyle "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri casusluk amacıyla açıklamak" suçundan açılan kamu davası bu davadan ayrıldı.
Eski hakim Halil İbrahim Kütük'e, "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri temin etmek" suçundan TCK'nin 327/1. maddesi gereğince 4 yıl hapis cezası verildi. Sanık Kütük hakkında TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak ceza, 3 yıl 4 aya indirildi.
Sanık eski hakim Kütük'e, "FETÖ'ye üye olmak" suçundan ise TCK'nin 314/2. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak 7 yıl hapis cezası verildi. TMK'nin 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 10 yıl 6 aya çıkarıldı. Sanığın, yargılama aşamasındaki olumlu tavırları lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek, TCK'nin 62. maddesi gereğince Kütük'e, FETÖ üyeliğinden verilen ceza 8 yıl 9 aya indirildi.
Son duruşmalara gelmemişti
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki davanın ilk aşamalarında tutuksuz yargılanan eski hakim Nihal Uslu, son birkaç duruşmaya gelmemişti. Duruşmalara mazeretsiz katılmayan ve adli kontrol şartlarına uymayan sanık Nihal Uslu hakkında yakalama emri çıkartılmıştı.
Eski hakim Nihal Uslu, "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri temin etmek" suçundan TCK'nin 327/1. maddesi gereğince 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
"FETÖ üyeliği" suçundan ise TCK'nin 314/2. maddesi uyarınca 6 yıl hapis cezası verilen Nihal Uslu'nun bu cezası, TMK'nin 5/1 maddeleri gereğince 9 yıla çıkarıldı. Sanığın yargılama aşamasında, yargılamadan kaçarak ortaya koyduğu olumsuz tavrı dikkate alınarak Uslu hakkında, her iki suça ilişkin TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Firari sanıklar eski hakim Dündar Örsdemir ile eski savcı Şadan Sakınan hakkında açılan davaları ayıran mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Abdullah Bahçeci'nin ise beraatini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, firari sanıklar Uslu, Sakınan ve Örsdemir hakkındaki yakalama emirleri ile Bilgili ve Kütük'ün tutukluluk hallerinin devamına da hükmetti.
Yarım asırlık devlet sırrı ele geçirilmişti
Genelkurmay Başkanlığının tüm itirazlarına rağmen kamuoyunda "kozmik oda" olarak bilinen Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında 20 gün boyunca yapılan aramaların ayrıntıları, çeşitli kurumların raporlarıyla ortaya çıkmıştı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki yargılamalar sırasında verilen ara karar gereği Genelkurmay Adli Müşavirliğince gönderilen raporla, aramalarda TSK'nin devlet sırrı niteliğindeki belgelerinin ele geçirildiği tescillenmişti.
Raporda, davaya konu belgelerden, incelenen 374 dijital veri ve 7 fiziki belgenin dördünün oluşturulduğu tarihten itibaren devlet sırrı niteliği taşımadığı, bunlar dışında kalan diğer tüm belgelerin başlangıcından itibaren devlet sırrı olduğu ve bu özelliklerini halen koruduğu belirtilmişti.
Raporda, "Devlet sırrı olduğu belirtilen bir kısım belgelerin, düşman ülkeye savaş hazırlıklarımızı, savaş etkinliğimizi ve çalışma prensiplerimizi ortaya koyabilecek nitelikte bilgiler içerdiği anlaşılmıştır." tespiti yapılmıştı.
Kozmik Oda'da ne olmuştu?
Bülent Arınç'a "suikast" düzenleneceği yönündeki telefon ihbarı sonucu konuyla ilgili soruşturma başlatan dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı 11 ve 16 No'lu odalarda 25 Aralık 2009'da kendisi arama yapmak istedi.
Genelkurmay Seferberlik Tetkik Dairesi Başkanlığınca yazılan yazıda, binanın 1. katında bulunan 11 ve 16 numaralı çift kilitli çelik kapılarla muhafaza edilen odalardaki bilgi, belge ve arşiv kayıtlarının devlet sırrı niteliğinde, devletin güvenliğiyle ilgili doğrudan bilgiler içerdiğinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 125. maddesi gereği cumhuriyet savcılığına bu odalara giriş izni verilemeyeceği belirtildi.
Bunun üzerine, Bilgili yerine dönemin Ankara Hakimi Kadir Kayan, 26 Aralık 2009'da Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı 11 ve 16 No'lu odalarda arama yapmaya başladı.
Kayan'ın 20 gün süren araması sonucu CD, dosya ve harddisklerden oluşan "gizli belgeler" dışarı çıkarılarak, bugün FETÖ ile bağlantılı oldukları tespit edilen TÜBİTAK uzmanı bilirkişilere çözümletildi. Kozmik odalarda yapılan ve 27 Aralık 2009'da başlanan aramalar 20 Ocak 2010'da tamamlandı.
Genelkurmay Başkanlığının o günlerde tuttuğu tutanaklarda, odalardaki belge ve arşiv kayıtları, devlet sırrı niteliğinde, devletin güvenliğiyle ilgili doğrudan bilgiler içerdiğinden bu odalara giriş izni verilemeyeceği belirtilerek, "Bu açıklamaya rağmen Hakim Kadir Kayan tarafından bugüne kadar yapılan incelemelerden 1970'li yıllardan günümüze kadar yüklenen suçla ilgisi olmayan devlet sırrı niteliğindeki tüm bilgilere nüfuz edilmiştir." denilmişti.
Bu aramanın ardından Yargıtay üyesi yapılan Kadir Kayan, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana firari.
MÜTALAADA ŞUNLAR BELİRTİLMİŞTİ
Savcılığın esas hakkındaki mütalaasında sanıklardan eski hakimler Nihal Uslu ve Halil İbrahim Kütük'ün, "silahlı terör örgütü üyeliği", "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme" suçlarından 10,5 yıldan 23 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları, tutuksuz sanık eski hakim Abdullah Bahçeci'nin ise beraatine karar verilmesi talep edilmişti.
"Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı içerisinde devlet sırrı niteliğinde bilgi ve belgeler bulunan 11 ve 16 No'lu odalarda yer alan devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımında niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri hukuka aykırı şekilde temin etmeye yönelik oluşturulan örgütsel plan çerçevesinde ve kamuoyunda 'Kozmik Oda' soruşturması olarak bilinen kurgu bir soruşturmada yargısal faaliyet kılıfına büründürdükleri örgütsel eylem ve faaliyetleri ile bu devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri temin etmeye çalıştıkları ve iştirak halinde bu suçu işledikleri anlaşılmıştır"
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarıyla başlatılan ve Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığının "kozmik odaları"nda günlerce süren aramalarla devam eden soruşturmada görev alan hakim ve savcıların yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
DAVANIN FİRARİ SANIKLARI
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar "Kozmik Oda" soruşturmasını yürüten eski savcı Mustafa Bilgili, soruşturma kapsamında bazı kararlar veren eski hakim Halil İbrahim Kütük, tutuksuz sanıklar Abdullah Bahçeci ve Nihal Uslu katıldı. Davanın iki sanığı Dündar Örsdemir ile Şadan Sakınan halen firari bulunuyor.
Duruşmada, Hakimler ve Savcılar Kurulunun son kararnamesiyle Yargıtay üyeliğine seçilen duruşma savcısı Kenan Zeybek'in hazırladığı esas hakkındaki mütalaa, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kürşat Serbes tarafından okundu.
Esas hakkındaki mütalaada, FETÖ'nün yapısı, Genelkurmay Başkanlığının kozmik odalarına girebilmek için yapılan hazırlıklar ve sahte ihbarla başlatılan soruşturmanın ayrıntıları anlatıldı.
Kozmik odalarda yapılan ve 27 Aralık 2009'da başlanan aramaların 20 Ocak 2010'da tamamlandığı belirtilen mütalaada, aramalar sonrası sanıklar tarafından verilen teknik takip, iletişimin tespiti kararlarına da yer verildi.
Mütalaada, sanıkların, hukuka aykırı olarak yürütülen Kozmik Oda soruşturmasının genişletilerek devam ettirilmesine sebep oldukları, koruma tedbiri niteliğinde bulunan kararlarda ve buna dayanak soruşturma organı tarafından yapılan taleplerde kuvvetli suç şüphe sebeplerinin bulunmamasına, atılı suçlara ilişkin somut olaylar, bilgi ve belgeler olmamasına karşın CMK'da düzenlenen şartların varlığı denetlenmeden hukuka aykırı nitelikte kararlar verdikleri belirtildi.
Sanıkların örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock kullanıcısı oldukları da ifade edilen mütalaada, sanıklar hakkındaki itirafçı ve tanık beyanları da aktarıldı.
DEVLET SIRRI NİTELİĞİNE İLİŞKİN YAZI
Mütalaada, kozmik odadan çıkarılan davaya konu bilgi ve belgelerin suç tarihi itibarıyla devlet sırrı olup olmadığı konusunda dava sırasında verilen ara karar uyarınca, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliğine yazı yazıldığı hatırlatıldı.
Esas hakkındaki mütalaada, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliğince, Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilen İnceleme Heyeti Sonuç Raporunda, davaya konu belgelerden, incelenen 374 dijital veri ve 7 fiziki belgenin dördünün oluşturulduğu tarihten itibaren devlet sırrı niteliği taşımadığı, bunlar dışında kalan diğer tüm belgelerin başlangıcından itibaren devlet sırrı olduğu ve bu özelliklerini halen koruduklarına oy birliğiyle karar verildiği aktarıldı.
Esas hakkında mütalaanın hukuki değerlendirme, sonuç ve talep bölümünde hakim ve savcıların, Anayasa ve yasalarla kendilerine verilen görev ve yetkileri, yazılı olan veya olmayan ancak evrensel anlamda hakim ve savcıları bağladığında kuşku bulunmayan etik kurallara tabi olarak yerine getirmeleri gerektiği vurgulandı.
Davaya konu eylemlerinden ve terör örgütü eylemlerinden dolayı haklarında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) 2016'daki kararıyla FETÖ/PDY örgütüyle iltisak ve irtibatlarının sabit görüldüğünden bahisle sanıkların meslekten çıkarılmalarına karar verildiğinin hatırlatıldığı mütalaada, sanıkların ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı yazılarıyla örgütün şifreli haberleşme ağı "ByLock"u kullandıklarının da tespit edildiği belirtildi.
Mütalaada, örgütün faaliyetleri kapsamında hareket eden sanıkların örgüt tarafından nasıl korunup kollanmaya çalışıldığının ByLock mesajlarının içerikleriyle ortaya konulduğu ifade edildi.
SANIKLAR ÖRGÜTÜN HÜCRE EVLERİNDE SAKLANDI
Bir ByLock yazışmasında "Uygun yerde tatil yapıyorlar." şeklindeki ifadeyle, bu davaya konu eylemlerinden dolayı HSYK tarafından açığa alındıkları dönem içerisinde sanıkların "gaybubet" olarak adlandırılan örgütün hücre evlerinde saklandıklarının anlaşıldığı kaydedilen mütalaada, şu tespitler yapıldı:
"Sanıklardan Mustafa Bilgili, Halil İbrahim Kütük ile Nihal Uslu'nun tabi oldukları yasal mevzuatın yanı sıra 'bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk ve tutarlılık, dürüstlük, eşitlik, ehliyet ve liyakat' şeklindeki yargı etiği ilkeleriyle bağdaşmayan biçimde mensubu oldukları anlaşılan FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amacını benimseyip bu örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak kendilerine verilecek emir ve talimatları sorgulamadan, tam bir teslimiyet duygusuyla bunları yerine getirmeye hazır şekilde kendi iradelerini örgüt iradesine terk ederek üzerlerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
Bu sanıkların hiyerarşik yapısına dahil oldukları FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından kendilerine verilen talimat doğrultusunda kendileriyle birlikte aynı örgütün mensubu durumunda bulunan diğer bir kısım kişilerle fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı içerisinde devlet sırrı niteliğinde bilgi ve belgeler bulunan 11 ve 16 No'lu odalarda yer alan devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri hukuka aykırı şekilde temin etmeye yönelik oluşturulan örgütsel plan çerçevesinde ve kamuoyunda 'Kozmik Oda' soruşturması olarak bilinen kurgu bir soruşturmada yargısal faaliyet kılıfına büründürdükleri örgütsel eylem ve faaliyetleri ile bu devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri temin etmeye çalıştıkları ve iştirak halinde bu suçu işledikleri anlaşılmıştır."
"KURGULANMIŞ SORUŞTURMAYI BAŞLATTI"
Bu kapsamda Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan sanıklardan Mustafa Bilgili'nin, örgütsel plan çerçevesinde oluşturulan sahte delillerle Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığında görevli bir kısım personelin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast girişiminde bulunacakları iddialarını içeren önceden kurgulanmış soruşturmayı başlattığı anlatıldı.
Bilgili'nin, örgütün sahip olduğu medya desteğinin de kullanılması suretiyle kamuoyunda oluşturulacak algı operasyonundan yararlanılarak soruşturma görünümü altında bu kozmik odalara girerek devlet sırlarını ele geçirme girişiminde bulunduğu aktarılan mütalaada, bu amaçla kendisiyle aynı örgüt mensubu durumundaki hakimlerin görev aldığı mahkemelerden gerekli kararları talep ederek arama faaliyetlerini başlattığı bildirildi.
Ancak devlet sırrı olması nedeniyle kendisi tarafından arama yapılamayacağı yönündeki itirazlarla karşılaştığında aramayı bizzat gerçekleştirmesi için Bilgili'nin bu konuda mahkemeden talepte bulunduğu kaydedilen mütalaada, halen FETÖ/PDY üyesi olmak suçundan firari durumda bulunan ve yakalama emri ile aranan eski hakim Kadir Kayan tarafından gerçekleştirilip tamamlanan arama faaliyeti sonucunda "Kozmik Odalar"dan ele geçirilen devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri buradan dışarıya çıkarmaya çalıştıkları anlatıldı.
Mütalaada, belgelerin dışarıya çıkarılması girişimi engellendiğinde uygun zaman ve zemin bulununcaya kadar bu girişimin dondurulup, örgütsel amaçların zamana yayıldığı belirtildi.
Sanıkların, kendilerini engelleyebilecek konumdaki kişilerin de kumpas soruşturmalarla bertaraf edilmesini sağladıktan sonra uyumada bekletilen soruşturma dosyasını tekrar canlandırarak, yine örgüt mensubu hakimlerin görev aldığı mahkemelerden gerekli kararları talep ettikleri belirtildi.
Esas hakkındaki mütalaada, Bilgili'nin, aldığı bu hukuka aykırı mahkeme kararlarından da yararlanarak hukuka ve CMK'nın ilgili maddelerine açıkça aykırı olacak şekilde başlatıp yürüttüğü sahte delillere dayalı kurgu bir soruşturmada örgütsel eylem ve faaliyetlerini, yargısal faaliyet kılıfına büründürerek gerçekleştirdiği, arama ve el koymalarla devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri temin ettiği kaydedildi.
Diğer sanıklar Halil İbrahim Kütük ve Nihal Uslu'nun da örgüt hiyerarşisi içerisinde kendilerinden talep edilen kararları, bu konuda bir sorgulama yapmadan tam bir teslimiyet duygusuyla vererek, hukuka aykırı şekilde verdikleri kararlarla bu kurgu soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin soruşturma aşamasında bu konuda yetkisi olmadığı halde hukuka aykırı bir şekilde devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri temin etmesi eylemine iştirak ettikleri belirtildi.
Sanıklar hakkında siyasal veya askeri casusluk maksadıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçunu işledikleri gerekçesiyle TCK'nın 330/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açıldığı hatırlatılan mütalaada, Genelkurmay Adli Müşavirliğinin konuyla ilgili inceleme heyeti sonuç raporunda, devlet sırrı olduğu belirtilen belgelerin aleniyet kazandığına dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığının bildirildiği aktarıldı.
Mütalaada, bu nedenle, sanıkların eyleminin devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme boyutunda kaldığı belirtildi. FETÖ/PDY mensubu durumunda bulunan sanıklar Bilgili, Kütük ve Uslu tarafından örgüt faaliyetleri kapsamında iştirak halinde gerçekleştirildiği anlaşılan eylemlerin TCK'nın 327/1 maddesi kapsamında "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etme" suçunu oluşturacağı kaydedildi.
Sanık Bilgili'nin de ayrıca Kozmik Oda soruşturması sırasında şüpheli durumda bulunanların iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması kararının uygulanması sırasında alınan telefon görüşmesi kayıtlarının derhal yok edilmesi gerektiğine ilişkin CMK hükmünü ihlal etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminden dolayı TCK'nın 257/1 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanığın bu eyleminin TCK 138/1 maddesi kapsamında "verileri yok etmeme" suçunu oluşturacağı ifade edildi.
SANIK BAHÇECİ'YE BERAAT TALEBİ
Sanık Abdullah Bahçeci hakkında ise silahlı terör örgütüne üye olma, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri casusluk maksadıyla açıklama suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı hatırlatılan mütalaada, Bahçeci'nin gerçekleşen eylemlere iştirak iradesiyle katıldığına dair delil elde edilemediği belirtildi. Bu nedenle sanık tarafından verilen kararların hakimin yargı yetkisi ve takdiri kapsamında kaldığının kabulünün gerektiği bildirildi. Mütalaada, Bahçeci'ye isnat edilen suçların yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle ayrı ayrı beraatine karar verilmesi istendi.
FİRARİ SANIKLARIN DOSYASI AYRILSIN
Mütalaada, davanın daha fazla uzamaması diğer sanıkların adil yargılanma haklarının etkilenmemesi açısından firari durumda bulunan ve yakalama emirleriyle aranan sanıklar Şadan Sakınan ve Dündar Örsdemir hakkında yakalama emrinin devamıyla bu sanıklar hakkındaki kamu davasının ayrılması talep edildi.
İSTENEN CEZALAR
Diğer sanıklar Mustafa Bilgili, Halil İbrahim Kütük ve Nihal Uslu'nun, eylemlerine uyan TCK'nın "silahlı terör örgütü üyelerine 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası"nı öngören 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 3. maddesi ile "silahlı terör örgütüne yönelik suçları işleyenlerin cezalarının yarı oranında artırılmasını öngören 5/1. maddesi gereğince cezalandırılması istendi. Sanıklar hakkında, TCK'nın 53. maddesindeki belli haklardan yoksun bırakılmasına ilişkin hükümlerinin de uygulanması talep edildi.
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçunu işledikleri tüm dava dosyasından anlaşılan sanıklar Bilgili, Kütük ve Uslu'nun, eylemlerine uyan TCK'nın "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme" suçunu düzenleyen ve 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasını öngören 327/1. maddesi uyarınca da cezalandırılmaları istendi.
Sanık Mustafa Bilgili'nin ayrıca, "verileri yok etmeme suçu"nu düzenleyen ve 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasını öngören TCK'nın 138/1 maddesi uyarınca cezalandırılması talep edildi.
Böylece sanıklardan eski Savcı Mustafa Bilgili'nin 11 yıldan 24 yıla kadar, eski hakimler Nihal Uslu ve Halil İbrahim Kütük'ün 10,5 yıldan 23 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi
Mütalaada, tüm sanıklara isnat edilen suçların işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, suçların işlendiği zaman ve yer, suç konularının önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, faillerin kastına dayalı kusurların ağırlığı, faillerin güttüğü amaç ve saikler gibi konular bir bütün halinde göz önünde bulundurularak işlenen suçların kanuni tanımında öngörülen cezaların alt sınırından uzaklaşılarak temel cezaların belirlenmesi gerektiği görüşü belirtildi.
Paralel yapı-12 Nisan (2017) 'Ankara 1 sanık Kozmik Oda savcısı Mustafa Bilgili' davası (bitti)
Paralel yapı-12 Nisan (2017) 'Ankara 2 sanık Kozmik Oda hakimleri Halil İbrahim Kütük ve Nihal Uslu' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı-10 Nisan (2017) 'Ankara Kozmik Oda savcı ve hakimleri 8 sanık' davası (Yargıtay)
Paralel yapı-02 Haziran (2017) 'Ankara 118 sanık (ilk 121) Kozmik Oda Kumpası' davası
Paralel yapı-Kozmik Oda soruşturması konulu haberler
Arınç'a suikast ve kozmik arama konulu tüm haberler
(04 Mayıs 2019, 14:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: