2007´de Malatya Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesine ilişkin davada 90. duruşma görüldü. Geçtiğimiz günlerde savcılığa ve mahkemeye önemli itiraflarda bulunan azmettirici sıfatıyla yargılanan eski yayınevi çalışanı tutuklu sanık Hüseyin Yelki tahliye edildi. Duruşmada tutuklu sanık Hurşit Tolon´un avukatı ile mahkeme başkanının JİTEM´in varlığına ilişkin diyalogları dikkat çekti.
06.11.2013 20:51 Malatya´da 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi´nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel´in öldürülmesiyle ilgili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davanın 90. duruşması yapıldı.
Duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, Adem Gedik, Levent Ercan Gelegen, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Emre Günaydın, Ruhi Abat, Abdullah Atılgan ve Hüseyin Yelki hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral, Elbistan Cezaevi´nden görüntülü konferans sistemiyle katıldı. Tutuklu sanık Hurşit Tolon ile tutuksuz sanıklar İlker Çınar ile Aykut Saka katılmadı.
SANIK HAYDAR YEŞİL SAVUNMASINI TAMAMLADI
Duruşmada 5 gün boyunca savunma yapan tutuklu sanık binbaşı Haydar Yeşil, savunmasını bu duruşmada tamamladı. Yeşil, kendisine ait olduğu iddia edilen bilgisayar belleğinde Cüneyt Zapsu ve BİM ile ilgili belgenin açık kaynaktan alındığını, kendisi ya da jandarma tarafından hazırlanmadığını öne sürdü. Yeşil, Yazan belli, yayınlayan belli. Açık kaynaktan haberi almış okumuşum. Bundan dolayı suçlanıyorum. Bu belgeyi yayınlayan sitenin adresi bellidir. Harddiskten çıkan belge hükümeti yıkmaya yönelikse yayınlayan site bellidir. Savcı, yayınlayanı bulup hesabını sormalı. Açık kaynaktan almış olduğum belge için akıl almaz suçlamalar yapılıyor diye konuştu.
Yeşil, bilgisayar belleğinde Jandarma Genel Komutanlığı´nın Hizbullah´la ilgili olduğu bildirilen bir raporunun da yer aldığını, bunun da açık kaynaktan alınmış bir belge olduğunu savarak, davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar´ın ilk ifadesinde bu belgenin Ruhi Abat, ikincisindeyse Abdullah Atılgan tarafından hazırlandığını söylediğini belirtti. Yeşil, Çınar, bu belgenin misyonerlik ve Fethullah Gülen cemaati aleyhine hazırlandığını söylemiştir. Ancak bu belgede misyonerlik ve Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili tek bir bilgi yoktur. Bu belge basın kuruluşlarından alınmış bir belgedir dedi.
Duruşmada mahkeme heyeti ara kararı vermeden önce tarafların taleplerini aldı. Tutuklu sanık uzman çavuş Mehmet Çolak, kendisinin jandarmada kaçakçılık şubesinde görevli olduğunu, aşırı saf faaliyetler (ASAF) şubesinde görevli olmadığını, bu nedenle misyonerlikle ilgili çalışmalar içinde yer almadığını öne sürdü. Çolak, cinayetler öncesi misyonerlerle ilgili beyanatlarıyla televizyonlara çıkan İlker Çınar ile görüşmesini ise ´tarihi eser kaçakçılığına ilişkin görüştük´ şeklinde açıkladı. Dava dosyasındaki ses kayıtlarına değinen Çolak, bununla ilgili gerçek dışı bir bilirkişi raporu hazırlandığını savundu.
Tutuklu sanık uzman çavuş Adem Gedik de savunmasında, hiçbir örgütün üyesi olmadığını, kimseden konusu suç olan bir emir almadığını, kendisinin de suç işlemediğini söyledi. Aleyhinde somut delil bulunmadığını savunan Gedik tahliye talebinde bulundu.
Sanıklardan Murat Göktürk ise savunmasında Gece yarısı cezaevinden getirilen Hüseyin Yelki´nin tanık sıfatıyla ifadesinin alındığını, Yelki´nin burada daha önce hiç bahsetmediği konulara değindiğini ve kendisine iftira attığını ileri sürdü. JİTEM üyesi olmadığını ama jandarmaya istihbarat sağladığını ifade eden Göktürk, 32 aydır tutukluyum. Cezaevindeyken babamı kaybettim. Ailenin büyüğü olarak sorumluluk üzerimde. Tahliyemi talep ediyorum dedi.
YELKİ´DEN YENİ İDDİALAR
Tutuklu sanıklardan Hüseyin Yelki ise 4 Ekim´de savcılığa verdiği önemli ifadelerle ilgili diğer sanıkların kullandıkları sözlere diğer celsede cevap vereceğini ifade etti. Yelki, jandarma tarafından misyonerlikle ilgili haber elemanı olarak kullanıldığı iddia edilen, yayınevinin eski çalışanı tutuklu sanık Levent Ercan Gelegen´e ilişkin yeni iddialar ortaya attı. Gelegen´in 1999 yılında Malatya´da askerlik görevini yaptığını öne süren Yelki, askerlik görevi biterken komutanının kendisine Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde çalışmayı teklif ettiğini ileri sürdü. Bu diyalogları Gelegen´in aynı koğuşta kalırken kendisine anlattığını söyleyen Yelki, sanığın (Ben asla Hıristiyan olmadım. Elhamdülillah Müslüman´ım) dediğini aktardı. Yelki, Levent Ercan Gelegen´in askerlik görevinin hemen ardından haber elemanı olarak kullanılmaya başlandığına işaret etti.
SANIKTAN İLGİNÇ İDDİALAR
Dava kapsamındaki her duruşmada farklı tutumlarla mahkeme karşısına çıkan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, önemli iddialarda bulundu. 1995´te DHKP-C adına eylemlere katıldığını anlatan Aral, bu eylemlerde kimsenin yaralanmadığını belirtti. Gelişmeleri analiz ettiğinde derin devletin elini gördüğünü, bu yüzden örgütten ayrıldığını söyleyen Aral, yakın zamanda adliye lojmanlarına yönelik saldırılar olacağını öne sürdü. Davada tutuklu sanıkların suçlarını inkar ettiklerini anımsatan Aral, “Tabiî ki suçsuzum diyecekler. TUSHAD yok deniyor. Sonra ortaya çıkıyor. JİTEM yok deniyor sonra ortaya çıkıyor. Bu olaylarda derin devletin payı var. (tutuklu sanık) Albay Mehmet Ülger bana cezaevi nizamiye girişinde (cinayeti işleyen failler için) ´Ancak bunları bulabildik Bülentçiğim´ dedi. Cezaevinin kamera kayıtları incelensin bu ortaya çıkar. Beni öldürsünler sorun değil. Diğer sanıklar önceden benimle konuşmuyorlardı. Ne zaman mahkemeye yönelik tehditlerim oldu benimle konuşmaya başladılar. Bülent Arınç´ın dediği gibi (İyi ki biz bunlarla savaşa girmemişiz)” diye konuştu.
İddialar üzerine Mehmet Ülger, “Ben ciddiye almadığım için cevap vermedim. Cezaevinde bizim diğer sanıklarla yan yana gelme imkanımız yok” diye cevap verdi.
MAHKEME BAŞKANI İLE AVUKATIN JİTEM DİYALOĞU
Tutuklu sanık emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un avukatı İlkay Sezer, müvekkilinin ´JİTEM´i bilmiyorum´ şeklindeki ifadesinin tüm beyanatlarının mesnetsiz gibi algı oluşturmaması gerektiğinin altını çizdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, JİTEM´in önce defalarca inkar edildiğini, daha sonra Genelkurmay Başkanlığı tarafından mahkemelere gönderilen belgelerde ve Ergenekon Davası´nda yargılanan Arif Doğan gibi sanıkların ifadelerinde var olduğunun beyan edildiğini anımsattı.
JİTEM´in 1.5 yıl gibi sürede deneme amaçlı Diyarbakır´a kurulduğunu, bu dönemde Tolon´un KKTC´de alay komutanı olarak görev yaptığını anlatan avukat İlkay Sezer, Tolon´un JİTEM´i bilmemesinin normal olduğuna işaret etti.
Mahkeme Başkanı Kısa, kendisinin 1999-2004 yılları arasında Mardin´de görev yaptığını belirterek “Mardin´de görev yaparken yaşadığım olayı anlattırıp gazetelere manşet yaptırmayın” ifadelerini kullandı.
ARA KARARLAR
Verilen kısa aranın ardından mahkeme ara kararı açıkladı. Mahkeme azmettirici sıfatıyla yargılanan tutuklu sanık Hüseyin Yelki´nin tahliyesine, diğer tutuklu sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme heyeti, önceki celsede de talep edilen ancak gönderilmeyen Ergenekon terör örgütü, Balyoz Darbe Planı davalarının kararları ve Diyarbakır´daki JİTEM davasının iddianamelerinin birer suretinin talep edilmesiyle ilgili cevabın beklenmesini kararlaştırdı.
Mahkeme, bilgisayar belleğinde bir belgede ismi geçen Emanuel Bağış adlı kişinin AB Bakanı Egemen Bağış´ın akrabası olup olmadığının araştırılması için Malatya Emniyet Müdürlüğü´ne yazı yazılmasına kararlaştırdı.
Duruşma 16 Aralık tarihine ertelendi.
------------------------------------------------------------------------------
DAVANIN 91. DURUŞMASI YAPILDI
16.12.2013 21:02 Zirve Yayınevi Davası'nın 91. duruşması Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, ikinci iddianameyle 'terör örgütü yöneticisi' suçlamasıyla dahil edilen sanıklardan emekli orgeneral Hurşit Tolon gelmedi. Diğer sanıklar eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil'in yanı sıra astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, Inönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker duruşmada hazır bulundu. Sanık Varol Bülent Aral ise Adıyaman Cezaevinden video konferans sistemiyle duruşmaya dahil oldu. Tutuksuz sanık Hüseyin Yelki’nin de yer aldığı duruşmaya, müdahil avukatlar ve öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Susanne Geske de katıldı. Tutuksuz sanıklar Ilker Çınar ile Aykut Saka ise katılmadı.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, dosyaya giren yeni belgeler hakkında bilgi vererek, Malatya'da Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesi olayıyla ilgili görülen davada ele geçirilen hard diskte çıkan belgede ismi geçen Emanuel Bağış adlı misyonerin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın akrabası olup olmadığının araştırılmasına karar verildiğini hatırlatarak, emniyetin yaptığı inceleme ve araştırmada Bakan Bağış'ın Emanuel Bağış adında bir akrabasının bulunmadığı kaydedildi.
Ergenekon Davası'nın kısa kararının Zirve Davası dosyasına geldiğini belirten Mahkeme Başkanı Kısa, Ankara'daki Kozmik Oda soruşturması ile ilgili olarak yapılan taleplere herhangi bir cevabın verilmediğini belirtti.
Kısa, tutuklu sanıklar Levent Ercan Gelegen ve Adem Gedik'in telefon görüşme kayıtlarına ilişkin istenen belgelerin posta yoluyla geldiğini belirterek, gelen zarfların mahkemeye teslim edilmeden önce açıldığının tespit edildiğini ve postayla ilgili araştırma yaptıracaklarını kaydetti.
Kısa, tutuklu sanıklar Haydar Yeşil, Mehmet Çolak ve Adil Akçay'ın avukatı Mustafa Aydın'ın görevden çekildiğini belirterek sanıklardan yargılandıkları suçlar nedeniyle avukat tutmalarını, tutamadıkları durumda barodan görevlendirme ile avukat isteyeceklerini, Adil Akçay'ın ise yargılandığı suçlama nedeniyle avukat tutma zorunluluğunun bulunmadığını kaydetti.
Duruşmada bir önceki duruşmada tahliye edilen ve davada tanık olan Hüseyin Yelki'nin vermiş olduğu 2 sayfalık dilekçe okundu. Sanık ve tanık Yelki'nin verdiği ifadelerden dolayı kendisinin tutuklu sanık Mehmet Ülger ve Ruhi Abat tarafından baskı altında tutulduğunu ve öldürülmek istendiğini iddia ederek, bu şahısların "Diğerleri değil de Hüseyin bizi mahvedecek" dediklerini ileri sürdü.
Duruşmaya Adıyaman Cezaevi'nden görüntülü sistem üzerinden katılan sanık ve tanık Varol Bülent Aral'ın 5 gün süreyle soruşturma savcısına verdiği 16 sayfalık ifadesi okundu. Bu esnada söz alan Varol Bülent Aral, "Mehmet Ülger ters ters bakıyor. Ben bir açıklama gereği duydum. Savcı benim ifadelerime bazı şeyler eklemiş" ifadelerini ileri sürdü.
Sanık Levent Ercan Gelegen ise Mersin'deki misyonerlik faaliyetleriyle ilgili olarak mahkemeye savunma yaptı.
Bu arada, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, "Mikrofonu sonuna kadar açıyoruz. Ne konuşacaksanız burada konuşun. Gidip savcıya konuşuyorsunuz, gelip 'ifademi yazmadı' diyorsunuz. Anlatacaklarınızı gelip burada anlatın" ifadeleriyle sanıklara uyarıda bulundu.
Mahkeme, duruşmaya ara verdi.
Mahkeme başkanı Hayrettin Kısa, önceki celse Istanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden talep edilen Ergenekon davasının kısa kararının gönderildiğini, gerekçeli kararın yazım aşamasında olduğunu, mahkemeye ulaşan belgelerin dava dosyasına eklendiğini belirtti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin Balyoz Planı olarak bilinen davanın gerekçeli kararının henüz mahkemeye gönderilmediğini söyleyen Kısa, Kozmik Oda Soruşturması’ndaki davaya ilişkin belgelerin de dosyadaki gizlilik nedeniyle gönderilmediğine ilişkin yazının ulaştığını anlattı.
Dava kapsamında daha önce istenen Musa Anter dosyası eklenmişti.
SANIK HÜSEYİN YELKİ: ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİM
Mahkeme Başkanı Kısa, dava kapsamında daha önce ifade veren sanık Hüseyin Yelki’nin can güvenliği olmadığı için açıklanmasını istemediği iki sayfalık ifadesini okudu.
Yelki, ifadesinde cumhuriyet savcılığına verdiği ifadeler nedeniyle sanıklar Mehmet Ülger ile Inönü Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat’ın kendisini cezaevinde ölümle tehdit ettiğini dile getirdi. Cezaevinde Ülger ile Abat’ın kendisini öldürmeye yönelik konuşmalar yaptığını anlatan Yelki, şunları anlattı: “Koğuştayken bir gün doktor ‘seni hastaneye götürelim’ diye geldi. Ben ‘Ancak tam teşekküllü bir hastaneye giderim’ dedim. Bunun ardından Malatya Devlet Hastanesi’ne gittim. Bu sırada baskıyla dilekçe yazdırdılar. O dilekçede daha önce verdiğim ifadeleri geri aldığıma yönelik beyanlar var. Bunları baskıyla yazdırdılar. O dilekçe mahkemeye gelirse, ifadeleri kabul etmediğimi belirtmek istiyorum."
SANIKLARIN DAVAYI SULANDIRMA GİRİŞİMİNE MAHKEME BAŞKANINDAN SERT YANIT
Mahkeme başkanı Kısa, Varol Bülent Aral’ın iki celse arasında 9-14 Kasım tarihleri arasında kendi talebiyle başvurarak Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle yetkili cumhuriyet savcısı Ismail Aksoy’a 16 sayfalık ifade verdiğini belirtti. Cumhuriyet Savcısı Zafer Hazar, Aral’ın verdiği ifadeyi okumaya başladı. Aral, ifadesinde, kendisiyle ilgili iddianamede yer alan bilgiler ve medyada yayımlanan iddialar eşliğinde yaşamını anlattı. Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin iddianameyi destekleyen beyanlarda bulunan Aral, ifadesi mahkeme salonunda okunurken yarıda keserek ifadelerin kurgudan ibaret olduğuna işaret etti. Aral, cumhuriyet savcısının yönlendirme yaptığını öne sürdü. Duruşmalardan bağışık tutulma talebinde bulunan Aral, mahkemenin onayıyla duruşmadan ayrıldı. Kurgu olduğu belirtilmesine rağmen Aral’ın ifadesi sonuna kadar okundu.
Ardından söz alan sanık emekli albay Mehmet Ülger, Varol Bülent Aral’ın savcının yönlendirme yaptığı iddialarını da kullanarak savcının şahsına yönelik ideolojik tutumlar sonucu kin beslediğini, adil yargılama olmadığını savundu. Davada yargılanan bazı sanık ifadelerinden de bunun anlaşıldığını öne süren Ülger, savcının soruşturmadan çekilmesini istedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Kısa, Varol Bülent Aral’ın ifade vermeyi kendisinin talep ettiğini, diğer sanıkların da aynı şekilde kendi talepleriyle cumhuriyet savcılığına ifade verdiğini anımsattı. Davanın şahsileştirilerek mecrasından çıkartılmaya çalışıldığını vurgulayan Kısa, “Sanıklar, kendi iradeleriyle başvurarak ifade vermeye gidiyor. Zorla çağrılan yok. Dosyaya kişisel bir şeyler katılmak istense ifadelerin sonuna ekleme yapılır. Bırakın o işleri. Ifade veriyorlar sonra savcı verdirdi diyorlar. Varol Bülent Aral da Levent Ercan Gelegen de kendisi gitti ifade vermeye. Duruşmada herkese mikrofon veriyoruz. Burada niye konuşmuyorsunuz. Kendiniz ifade veriyorsunuz sonra söylemedim diyorsunuz. Kimse ne söyleyecekse burada söylesin. Neden burada konuşmaktan imtina ediyorsunuz” diyerek davayı sulandırma girişimlerine tepki gösterdi.
Dava kapsamında Hüseyin Yelki önemli iddialarda bulunurken Varol Bülent Aral’ın kurgusal bir ifade vermesi dikkatleri başka yönlere çekme girişimleri olarak nitelendirildi.
Duruşmaya ara verildi.
ARA KARARLAR
Zirve Yayınevi davasının 91. duruşmasının sonunda ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un evinde yapılan aramalarda ele geçtiği belirtilen CD sayılarının farklılığının sebepleri hususunda İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabının beklenilmesine, İstanbul10. Ağır Ceza Mahkemesinin Balyoz darbe planı yargılaması olarak bilinen Balyoz darbe planı olarak belirtilen davanın gerekçeli kararından ve yine bir takım belgelerin istenmesi için yazılan müzekkere cevabının beklenilmesine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Kozmik Oda soruşturmasının safahat ve akıbetinin sorulması için yazılan müzekkere cevabının beklenilmesine ve dosyadaki bir ses kayıdı ile ilgili olarak yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti, bazı sanıkların ek savunma için süre taleplerini reddederek, "Bir kısım sanıklar ve müdafilerinin tanık beyanları ve dosya kapsamına giren delillere karşı beyanda bulunmak üzere defaatle süre istedikleri, her defasında kendilerine talepleri doğrultusunda istedikleri sürenin verildiği, ancak tekrar süre talebinde bulunarak yargılamayı uzatma saiki ile hareket ettiklerinin anlaşıldığından sanıkların bu yöndeki taleplerinin makul yargılama süresi ile bağdaşmadığı, AİHM Kararları, gizli tanığın Mayıs 2013 tarihinde ifade verdiği o tarihten bu yana geçen süre ve diğer tanıkların dinlendiği tarihler ve dosya kapsamına giren ek delil klasörlerinin dosya arasına geldiği tarih ve buna göre geçen süre, diğer sanıkların bu delillere karşı beyanlarım sunmuş olmaları ve sair hususlar birlikte değerlendirildiğinde taleplerin yerinde olmadığından taleplerin reddine" şeklinde karar verdi.
DOSYA ESAS İÇİN SAVCIYA VERİLİYOR
Dosyanın mütalaa hazırlığı için Cumhuriyet savcılığının verilmesine de karar veren Mahkeme Heyeti tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme heyeti duruşmayı 24 Şubat 2014 tarihine bıraktı.
(06 Kasım 2013, 20:51), son güncel.: (16 Aralık 2013, 21:02)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Eymür´den Zirve´de şok iddialar
Zirve tanığı yeniden ifade verdi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve derinleşiyor: Yeni deliller
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler
JİTEM´le ilgili tüm manşetlerimiz