Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ofisine böcek yerleştirilmeyle ilgili soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı verilen 5 şüpheli polisi serbest bırakan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin karar yazısı 3 skandal ayrıntıyı ortaya çıktı. Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal'ın uyardığı ve muhalefet şerhi olarak belirttiği bu üç maddeye göre; Yakalama kararına itiraz reddedildiyse, bir daha itiraz edilemez iken bu yapıldı. Aynı mahkeme, paralelcilerin tasfiye ettiği Orhan Özdemir'in aynı şekildeki başvurusunu reddetmişti. Tutuklamayı kaldıran diğer iki hakim 'Hasan Palaz'ın TÜBİTAK raporu'na dayandı. Oysa rapor Palaz'ın değil.. İşte açık şekildeki bu üç skandal detay, verilen kararın adil ve hukuka uygun olmadığı, paralel yapının etkisiyle verildiği şüphesini doğurdu.
05.07.2014 10:18 Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ofisine böcek yerleştirilmeyle ilgili soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı verilen 5 şüpheli polisin serbest bırakılması kararında skandal detaylar ortaya çıktı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 3'te 2 oy çokluğuyla verdiği karara Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal'ın muhalefet ettiği ortaya çıktı. Karar yazısında Köksal'ın uyardığı ve muhalefet şerhi olarak belirttiği üç madde yer alıyor. Bunlar şu şekilde:
1-Mahkeme Başkanı: Yakalama kararına itiraz reddedildiyse, bir daha itiraz edilemez.
2-Aynı mahkeme, Paralelcilerin tasfiye ettiği eski emniyet müdürü Orhan Özdemir’in aynı şekildeki başvurusunu reddetmişti.
3-Tutuklamayı kaldıran hakimler “Hasan Palaz’ın TÜBİTAK raporu”na dayandı. Oysa rapor Palaz’ın değil.
İŞTE DETAYLAR
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, muhalefet şerhinde “yakalama kararına itiraz reddedildiyse CMK 271/4.maddesi uyarınca bir daha itiraz edilemez” cümlesi skandalın ilk adımı oldu.
Başkan muhalefet şerhi yazdı
Böcek soruşturması şüphelilerinin serbest bırakılmasına ilişkin karara bizzat Mahkeme Başkanı muhalefet etti. Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nin böcek şüphelilerini serbest bırakan kararı üyeler Hakan Oruç ve Mustafa Karatay’ın oyu ve Başkan Tayyar Köksal’ın karşı oyuyla çıktı. Köksal karşı oy yazısında verilen kararın hukuksuz olduğunun altını çizdi. Köksal, Ankara 9.Sulh Ceza Mahkemesinin kararına karşı yapılan itirazın Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bozulduğunu hatırlattı. Başkan Köksal, 10. ACM’nin verdiği kararın “yakalama kararı” olduğunun altını çizerek, “CMK’nın 271/4 Maddesi gereğince itiraz üzerine merciin verdiği kararlar kesindir” dedi.
Belki de tutuklamayacak
Köksal, “Ancak ilk defa mercii tarafından verilen tutuklama kararlarına itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz üzerine mercii tarafından verilen karar tutuklama kararı değil, tutuklanmak üzere verilen yakalama kararıdır. Yakalama kararı tutuklama kararı olarak değerlendirilemez, hakkında yakalama kararı verilen şüpheli yakalandığında sorgusu yapıldıktan sonra tutuklanabileceği gibi tutuklanmayabilir de” değerlendirmesinde bulundu. Karşı oy yazısında şöyle denildi:
Karar kesin, reddedilmeli
“CMK’nın 271/4 maddede itiraz üzerine verilen kararların kesin olmasının istisnası açık ve tek olarak ‘tutuklanma kararları’ olduğundan ve bu karar yukarıda açıklandığı üzere tutuklama kararı olmadığından, kesin nitelikte olup esastan incelenemeyeceğinden, usulen kesin olduğundan reddedilmesi gerektiği kanaatindeyim.”
Özdemir kararı da buna emsal
Benzer bir olay eski Ankara İl Emniyet Müdürü Orhan Özdemir soruşturmasında da yaşandı. Ankara 11. Ağır Ceza Nöbetçi Hakimliği Özdemir’i serbest bıraktı. Savcının itirazı üzerine 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Özdemir hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Yakalama kararına yapılan itirazı bir üst mahkeme olan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi reddetmişti. 12.Ağır Ceza, CMK 271/4.maddesi üzerine ret kararı vermişti.
TÜBİTAK raporu karıştırıldı
Ankara 11.Ağır Ceza kararındaki bir diğer skandal nitelikteki değerlendirmeyi ise TÜBİTAK raporu konusunda oldu. Mahkeme, Ferhat Sarı’ya ait raporu TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’a aitmiş gibi gösterdi. Oysa Palaz, TÜBİTAK raporunu bir üst yazıyla Ankara Başsavcılığına gönderen kişi konumunda. (Star)
KARARA PARALEL GÖLGE DÜŞTÜ
İşte mahkemenin aldığı karardaki bu üç skandal detay, verilen kararın adil ve hukuka uygun olmadığı, paralel yapının etkisiyle verildiği şüphesini doğurdu.
Ne olmuştu?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisine yerleştirilen dinleme cihazıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 11 kişi gözaltına alınmış, 5'i tutuklama talebiyle mahkemeye gönderilmiş ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Kararın ardından savcılık, 23 Haziran'da yeniden harekete geçerek 5 zanlının tutuklanması talebiyle serbest bırakılma kararına itiraz etmişti. Haklarında savcılıkça yakalama ve tutuklama kararı verilmesi istenen emniyet görevlileri, Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci ve İlker Usta'dan oluşuyordu. Savcılığın bu itirazını değerlendiren Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 şüpheli hakkındaki yakalama ve yeniden tutuklama talebini kabul etmişti. Zanlıların avukatları da bir üst mahkemeye itiraz ederek kararının kaldırılmasını istemişti. İtirazı son olarak görüşen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 3'te 2 oy çokluğuyla savcının itirazını reddetmişti.
(05 Temmuz 2014, 10:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: