Adana'da hakim ve savcıların kumpas kurularak yasa dışı dinlenmesi konusunda açılan dava başladı. Dava sanıklarının çeşitli emniyet yetkililerini de aynı şekilde dinlemelerini konu alan ikinci bir davanın daha açıldığı belirtildi ve bunun ilk davayla birleştirilmesine karar verildi. Duruşmada savcı sanıkların tutuklanmasını talep etti. Mahkeme talebi reddetti.
16.07.2014 14:50 Adana’da hakim ve savcıları yasa dışı dinleme iddialarıyla ilgili tutuklanıp 5 gün sonra tahliye edilen biri emekli 10 polisin yargılanmasına başlandı. Duruşmaya tutuksuz yargılanan emniyet müdürleri İsmail Bilgin ve Ertuğrul Yetkin ile komiser Fevzi Mert, polis memurları Abdullah Karaca, Ahmet Şenal, B.A.D, Mehtap Avcu, Hasan Serçe, Ramazan Kasap ve avukatları katıldı. Sanıklardan emniyet amiri Aytaç Akyol duruşmaya gelmedi.
İKİ DAVA BİRLEŞTİRİLDİ
Duruşmada önemli bir gelişme yaşandı. Sanık polisler hakkında, emniyet müdürleri A.T., İ.U., ve S.Y., emniyet şube müdür yardımcıları N.K.D. ve H.A., emniyet amiri Ö.K., komiserler F.U. ve Ö.Ö., komiser yardımcıları C.U., F.U. ve eşi olan D.U. ile polis memurları Y.D. ve A.F.Ç.’yi ’organize suç örgütü kapsamında uydurma suçlar işlemiş gibi göstermek ve resmi belgede sahtecilik yapmak suretiyle mahkemelerden kararlar alıp yasadışı dinledikleri iddiasıyla yürütülen bir başka soruşturma sonucu 25’er yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talebiyle bir başka dava daha açıldığı belirtildi. Mahkeme heyeti, her iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Bu karar, iki mahkemedeki üç iddianamenin birleştirilmiş olduğu anlamına geliyor.
Duruşmada sanık avukatları mahkeme heyetine dava ile ilgili soruşturma izni alınması gerektiğini belirterek, duruşmanın kapalı oturumla yapılmasını talep etti. Mahkeme heyeti ise her iki talebi de oy birliğiyle reddetti. Daha sonra duruşmaya iddianamenin okunmasıyla devam edildi.
SANIK İBRAHİM BİLGİN'İN SAVUNMASI
İddianamenin okunmasının ardından sanık savunmalarına geçildi. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sanık emniyet müdürü İsmail Bilgin savunmasında, 2009 yılından 2012 yılı Temmuz ayına kadar İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde müdür olarak görev yaptığını, sadece İstihbarata Karşı Koyma (İKK) biriminde değil, aynı zamanda farklı birimlerin de başında bulunduğunu söyledi. Dinleme sürecinin işleyişini anlatan İsmail Bilgin, şunları kaydetti:
"Dinlemeler esnasında eğer önemli bir durum tespit edilmiş ise bana bilgi verilir. Bunun dışında dinlemeler bana detaylı olarak bildirilmez. Dinlemeler bilgisayar ortamında yazılır, kağıda dökülüp tape haline getirilmez. Ben suçlamayı kabul etmiyorum. Suç kastım yoktur. Elimden geldiği kadar numaraları kontrol etmeye çalıştım. Ancak iş yoğunluğu nedeniyle numaraların çoğunu kontrol edemedim. İddianamede 3 yıllık bir süreden bahsedilmektedir. Adana'nın nüfusuna bakıldığında toplam 6 kişide bu tarz hata yapılmış olması mümkündür. Bu durumu fark etmiş olsaydık kesinlikle hemen müdahale ederdik. Büroda yapılan çalışmaya güvenmekteyiz. Herhangi bir değişiklik yapmıyoruz. Ayrıca sistemdeki bilgisayarlarda kimin hangi tarihte hangi işlemi yaptığı, neden kişi hakkında çalışma başlattığı yazmaktadır. Biz dinlenen kişilerin hakim, savcı olduğunu bilmiyorduk. Ayrıca dinlenen kişilerin hangi suçtan dinleneceğini de ilgili büro belirlemektedir. Bana dinlenen kişilerin hakim, savcı olduğuna veya dinleme kayıtlarındaki kişilere bu şekilde hitap edildiğine dair bir bilgi ulaşmadı. Benim dinleme yetkim yoktur. Bizim adli görevimiz yoktur, sadece istihbarat toplamaktayız. Bu kapsamda önleme dinlemesi yapmaktayız. Dinlemelerden 2 yıl sonra Star gazetesinde buna ilişkin haber çıkması nedeniyle, hem gazete hem de bunu verebilecek kişiler hakkında şikayetçi oldum. Zira iddianamede belirtildiği gibi şantaj amaçlı dinleme yapsaydık bunun için 2 yıl beklemezdik. Böyle birşey yapmadık, bunu bir şekilde ayarlayan insanlar 2 yıl beklemiş. Ben de bunun algı operasyonu olduğunu düşünüyorum. Hiçbir suçumuz yoktur."
SANIK ERTUĞRUL YETKİN'İN SAVUNMASI
Sanık emniyet müdürü Ertuğrul Yetkin de kendisine, müdürlük yaptığı dönemde hakim ve savcıların dinlendiğine ilişkin hiçbir bilgi gelmediğini ifade etti. Ertuğrul Yetkin, IMEI numaralarının klonlanmış olabileceğini düşündüğünü belirterek, şöyle konuştu:
"Bizim birimde güven esastır. Şimdiye kadar alt birimde bu konu ile ilgili hiçbir sıkıntı yaşanmamıştı. Ben IMEI numara kayıtlarının tekrar istenmesini talep ediyorum. Ayrıca asaleten müdürlük görevime başladığımda İKK biriminden bilgi gelmediğini fark ettim. Daha önce dinlenmiş olan numaralara ilişkin hiçbir uzatma talebinde bulunulmayacağı yönünde talimat verdim. Çok önemli hususlar mevcut ise talepte bulunduk. İş yükü çok olduğu için yeni bir talepte bulunulmaması talimatı vermiştim. Sistemde kişinin ismini ve IMEI numarasını doğrulamadan hiçbir arkadaşımız böyle bir dinleme kararı talep etmez. Ayrıca yönetmeliğe aykırı karar alındığında TİB'in hukuk bürosu bu kararları iade etmektedir."
SANIK HASAN SERÇE'NİN SAVUNMASI
Sanık polis memuru Hasan Serçe ise teknik izleme biriminde sadece dinleme yaptığını, alınan duyumla ilgili sorgulama yapma yetkisi ve görevi bulunmadığını aktararak, "Her ne kadar dosyaya benim detay sorgu yetkim olduğuna dair bir cevap gelmiş ise de benim böyle bir yetkim bulunmamaktadır. Bu konuda ilgili birime dilekçe verdim. Benim tüm konuşmaları dinlemem mümkün değildi. Sistem attığı konuşmalardan rastgele seçerek dinleme yaptım. Dinlediğim kişilerin birbirine 'hakim, savcı' diye hitap ettiklerini hatırlamıyorum. Böyle birşey olsaydı amirlerime bildirirdim" diye konuştu.
SANIK FEVZİ MERT'İN SAVUNMASI
Sanık Fevzi Mert de üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, iddianamede sanki kendisinin de işleyişe dahil olmuş gibi ifadelerin kullanıldığını, bunun düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Dinlemelerin nasıl yapıldığı ile ilgili mahkeme heyetinin sorularını yanıtlayan Fevzi Mert, 2012 yılından buyana Adana Emniyet Müdürlüğü İKK biriminde büro amir yardımcısı olarak çalıştığını anlatarak, şöyle devam etti:
"İstihbari duyumlar birime her şekilde gelebilir. Duyuma ilişkin yazılı tutanak veya belge olmayabilir. Projeyi yürüten görevli telefon numarasının veya imei numarasının sorgulamasını yapar. Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan uygundur görüşü talep edilir. Bu şekilde projeden geçmeyip sorgulanmayan numaralar dinlenmez. Zira talep formuna hem isim hem de numaralar yazılmaktadır. Ben projeyi yürüten arkadaşlarıma güvenerek düzenlenen talep formlarını imzaladım. İmzalar bana ait, ancak belgeler sahte değildir. Talep formunda hakim ve savcı olan kişilerin imeilerinin başka isimle bulunduğuna inanmıyorum. Suçları ben işlemedim."
SANIK MEHTAP AVCU'NUN SAVUNMASI
Sanık Mehtap Avcu ise İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bağlı Teknik Operasyon Bürosu'nda çalıştığını bildirerek, detay sorgulama ve dinleme yetkisinin bulunmadığını söyledi. Çeşitli birimlerden gelen talep formunu içeriğinde hiçbir değişiklik yapmadan karar talep formu haline getirdiklerini anlatan Mehtap Avcu, güven esasını dayalı çalıştıklarını ve sadece yazıcılık yaptığını ve suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.
SANIK RAMAZAN KASAP'IN SAVUNMASI
Sanık polis memuru Ramazan Kasap da olayla ilgili bilgisinin olmadığını, diğer birimlerden gelen talep formlarını resmi yazılarını hazırlayıp mahkemeye gönderdiklerini, dinleme süreleri bitince de İstihbarat Daire Başkanlığına bağlı ana bilgisayardaki programdan sildiklerini kaydetti.
SANIK AHMET ŞENAL'IN SAVUNMASI
Sanık polis memuru Ahmet Şenal ise İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bağlı bilgi işlemde çalıştığını, dinleme yetkisinin suç tarihinden sonra verildiğini anlatarak, "Dinleme yaptığım dönemde kişilerin birbirlerine 'hakim, savcı' şeklinde hitap ettiklerini duymadım" dedi.
SANIK B.A.D.'NİN SAVUNMASI
Sanık polis memuru B.A.D. de teknik operasyon biriminde çalıştığını, dinleme süreci ile ilgili herhangi bir yetki ve görevinin bulunmadığını aktararak, suçlamaları kabul etmedi.
SANIK ABDULLAH KARACA'NIN SAVUNMASI
Sanık emekli polis memuru Abdullah Karaca ise çalıştığı dönem dinleme ve detay sorgulama yetkisinin bulunduğunu vurgulayarak, "Detay sorgulamayı sadece büro amirlerimiz ve onların talimatları doğrultusunda yapmaktaydım. Ben büro işleri ile uğraştığım için dinleme bölümüne nadiren giriyordum. Detay sorgulamasını yaptığım numara veya kişilere ilişkin olarak iddianamede belirtildiği şekilde bir farklılık görmedim, müştekileri de tanımam" şeklinde konuştu.
MÜŞTEKİ HAKİM S.K.'NIN İFADESİ
Müşteki Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı S.K. ise sanıklardan şikayetçi olduğunu, suç işleyenin hak ettiği cezayı almasını istediğini söyledi. S.K., 2003 yılından bu yana devletin Avea ile anlaşması sonucu vermiş olduğu hattı kullandığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Son 3-4 yıldır numarayı Turkcell'e taşıdım. Ancak numara aynıdır. Telefonumu ise 5 yıldır değiştirmedim. Sadece bir kere arızalandığında KVK'ya yaptırdım. Telefonumda başka hat kullanmadım, başka hattım da yoktur. Telefonumu tamire bıraktığımda önceki telefonuma hattımı taktım. Ben talep yazısında 30 numaranın olduğu, sadece benim T.İ. adıyla IMEI numarası esas alınarak dinlemenin talep edildiğine ve uzatma talebinin de aynı şekilde olduğuna dikkat çekmek isterim. Ayrıca durumu Star gazetesinin haberi ile öğrendim. 18 yıllık ağır ceza başkanıyım, 32 yıldır da bu mesleğin içerisindeyim. Gazetede örgüt lideri olmak, yağma, adam kaldırma, cebir, tehdit uygulamak gibi suçlardan ötürü dinlendiğim yazıyordu. Bunun bir algı operasyonu olduğu açıktır. Ayrıca manevi olarak beni etkilemiştir. Şikayet dilekçemi sundum, olayı vahim olarak görüyorum."
Diğer müştekiler F.Y. ile G.G. de isimlerini kullandıkları için sorumlulardan şikayetçi oldular.
DURUŞMA SONA ERDİ, TUTUKLAMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Yasa dışı dinlemelere ilişkin soruşturma kapsamında, ikisi emniyet müdürü 10 polisin yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi. 10 saat süren duruşma sonunda Mahkeme heyeti, sanıklar hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının devamına, hakkında bu yasak bulunmayan sanık B.A.D.'nın da buna dahil edilmesine ve 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aynı kapsamdaki dosyanın da birleştirilmesine karar verdi. Duruşmada savcının sanık 9 polis hakkındaki yeniden tutuklanması talebi reddeden heyet ayrıca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan (TİB) çeşitli taleplerde bulunulmasına karar verdi. Dosyadaki eksikliklerinin tamamlanması amacıyla duruşma 24 Kasım 2014'e ertelendi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Adana Cumhuriyet savcılarından A.G.’nin F.U. sahte kimliğiyle, Y.K.’nin Hasan Serçe sahte kimliğiyle ve Adana Hakimi K.V.’nin A.Y. sahte kimliğiyle organize suç örgütü kapsamında dinlendiği; Adana Cumhuriyet savcılarından C.T.’nin de G.G. sahte kimliğiyle organize suç örgütü kapsamında ’uydurma suçlar işlemiş gibi göstermek ve resmi belgede sahtecilik yapmak’ suretiyle dinlendiği geçen Mayıs ayında ortaya çıktı. Bu dinlemelerle ilgili olarak yapılan soruşturma sonunda tutuksuz şüpheliler emniyet müdürleri İsmail Bilgin, Ertuğrul Yetkin ile emniyet amiri Aytaç Akyol, komiser Fevzi Mert ve polis memurları Abdullah Karaca, Ahmet Şenal, B.A.D., Mehtap Avcu, Hasan Serçe ve Ramazan Kasap hakkında 'Haberleşmenin gizliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçlarından 16’şar yıl 6’şar aya kadar cezalandırılmaları talebiyle Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açılmıştı.
ŞU ANA KADAR 3 TELEKULAK DAVASI AÇILDI VE BİRLEŞTİRİLDİ
Hakim S.K. Ve Cumhuriyet Savcısı Ş.Ü.'nün telefonlarını terör örgütü kapsamında yasadışı dinledikleri iddia edilen Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin, eski İstihbarat Şube Müdürü Ertuğrul Yetkin, Trabzon'a tayini çıkan emniyet amiri Aytaç Akyol, komiser Fevzi Mert ile İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memurları Hasan Serçe, Ahmet Şenal, Mehtap Avcu ve Ramazan Kasap ile emekli olan polis memuru Abdullah Karaca 7 Nisan'da yapılan operasyonla gözaltına alındı. Serbest bırakılan 9 polis hakkında Adana 8'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
-2 yeni davanın iddianamesi kabul edildi-
Bu davadan kısa süre sonra bu 9 polis ile birlikte polis memurları B.A.D., E.G., F.K., M.G. Ve Ş.Ş.'nin de dahil edildiği toplam 14 polisin yer aldığı 2 ayrı dava daha açıldı. Sanık polislerin, yine Adana Adliyesi'nde görevli Cumhuriyet Savcıları C.T., A.G. ve Y.K. ile hakim K.V. ile emniyet müdürlüğünde görevli aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 9 polis ile bir polis eşini dinledikleri iddia edildi.
-Davayı dinlenen savcı açtı-
Yeni davalardan birini de telefonu dinlenen Cumhuriyet Savcısı Cumali Tülü açtı. Adana Cumhuriyet Savcısı Cumali Tülü'nün Adana 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki açtığı 14 sanıklı, Cumhuriyet Savcısı Atilla Rahimi'nin Adana 8'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açtığı 10 sanıklı davaların iddianameleri mahkemelerce kabul edildi.
-3 dava birleştirildi-
3 ayrı davanın 8'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan 9 sanıklı ilk dava ile birleştirilip bir dava üzerinden yargılamanın yapılacağı değerlendiriliyordu. Bugünkü duruşmada bu gerçekleşti. Aynı mahkeme olan 8. ACM'de farklı savcılarca açılmış olan iki dava birleştirildi. 6. Ağır Ceza mahkemesindeki 3. dava da bu duruşmada alınan kararla birleştirildi.
-Rekor cezalar istendi-
Adana'daki yasa dışı dinlemelerle ilgili yeni davalarla birlikte açılan toplam 3 ayrı davada, 'Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, suç uydurma, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, gizlilik ihlalinde haberleşme içeriklerinin kaydedilmesi, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek' suçlarından yargılanacak olan tutuksuz 14 polis hakkında rekor cezalar isteniyor.
-Müdüre 383 yıl, emekli polise 518 yıl hapis-
3 ayrı iddianamede, en fazla hapis cezasının dava açılmadan önce emekliye ayrılan polis memuru Abdullah Karaca'ya istendiği görülüyor. Karaca'nın 518 yıl 6 ay hapsi istenirken, eski emniyet müdürü İsmail Bilgin'in 383 yıl 6 ay, eski istihbarat şube müdürü Ertuğrul Yetkin'in 251 yıl, emniyet amiri Aytaç Akyol'un da 456 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor. Diğer sanık polislerden B.A.D.'nin 225 yıl 6 ay, Fevzi Mert'in 382 yıl, Hasan Serçe'nin 304 yıl, kadın polis Mehtap Avcu'nun 209 yıl, komiser Ramazan Kasap'ın 325 yıl 6, Ahmet Şenal'ın 177 yıl 6 ay, polisler E.G., F.K., M.G. ve Ş.Ş.'nin ise 63'er yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.
-Hakim, savcıyı örgüt lideri yaptılar-
İddianamelerde, sanık polislerin, yasa dışı telefonlarını dinledikleri hakim, savcılar ile kendi meslektaşlarını 'cebir şiddet uygulayarak tehdit, zorla haraç alma, silahla adam yaralama, çek-senet tahsilatı yapma gibi haksız ekonomik çıkar sağlamak' için örgüt kurmak, yönetmek ve örgütün üyesi gibi gösterdikleri belirtildi.
-İlk davanın iddianamesi sitemizde-
Bu üç davadan ilkine ait iddianame daha önce sitemize eklenmiş idi. Temin edildiğinde diğerleri de aynı şekilde siteye eklenecektir.
Adana-Telekulak davasının 1. iddianamesinde arama yap
(16 Temmuz 2014, 14:50), son güncel.: (17 Temmuz 2014, 11:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: