Ergenekon davasynyn temyiz duru?malary Yargytay'da ba?lady. 7 Ekim'deki 2. duru?mada savunmasyny yapan eski Genelkurmay Ba?kany Ylker Ba?bu? çok uzun ve detayly açyklamalar yapty. Davanyn Gülen cemaatinin bir kumpasy oldu?unu iddia etti, çarpycy suçlamalarda bulundu. 'TSK'ne kar?y oynanan oyunun arkasynda kimler vardyr?' diyen Ba?bu?, 'George W. Bush yönetimi, TSK'ne kar?y oynanan oyunu desteklemi?tir. Cemaat i?lenen hukuk cinayetlerinin asli failidir. Bu cinayeti yargy ve emniyet içine yerle?tirdikleri kadrolary vasytasyyla i?lemi?tir. Siyasi iktidar ise, 'Ne istediler de vermedik' ve 'aldatyldyk' ifadeleri ile Cemaate gerekli deste?i verdiklerini açykça belirtmi?tir' ?eklinde konu?tu. 'Bu davalaryn iddianamelerini hazyrlayan savcylar kim' diyen Ba?bu?, 'görevlerinden uzakla?tyrylan, suç örgütleriyle ili?kili olduklary ileri sürülen, kimi tutuklu, kimi yurtdy?yna kaçan savcylar' dedi.
![]() ![]() ![]() |
10.10.2015 18:58 Ergenekon davasynyn temyiz duru?malary Yargytay'da ba?lady. 7 Ekim'deki 2. duru?mada savunmasyny yapan eski Genelkurmay Ba?kany Ylker Ba?bu? çok uzun ve detayly açyklamalar yapty. Çarpycy suçlamalarda bulundu.
Ba?bu?'un savunmasynyn tamamy ?öyle:
Sayyn Ba?kan, Sayyn Üyeler ve Sayyn Cumhuriyet Savcysy;
Dün ak?am, bu sabah burada yapaca?ym konu?manyn metni üzerinde çaly?yrken, daha önce de dü?ündü?üm bazy sorular, yine aklyma takyldy. Bu sorulara do?ru dürüst cevaplarda bulamadym. Ylk önce bunlary sizinle payla?mak istiyorum:
-Bugün 7 Ekim 2015. Türkiye’nin içinde bulundu?u durum nedir?
PKK terör örgütünün eylemleri, Suruç saldyrysyndan hemen sonra beklenmedik ?ekilde ba?lady. Daha önce ya?anmamy? seviyede devam ediyor. Her gün ?ehitler veriyoruz. Yüre?imiz yanyyor. ?ehit haberlerini takip bile edemiyoruz.
Güneydo?udaki bazy yerle?im yerlerine ili?kin medyaya yansyyan görüntüler vahim ve endi?e verici.
Suriye hududunda Türk uçaklary ile Rus uçaklary burun buruna geliyor.
Türkiye bu halde iken, bu gün ben neden Yargytay’dayym?
Türkiye ve bizler acaba enerjimizi yanly? yerlerde mi harcyyoruz?
Burada ne yapaca?ym, ne konu?aca?ym?
-Özel Yetkili Mahkemelerde ba?layan ve sonuçlanan bazy davalaryn, yerel mahkemelerde yeniden yargylanmalary sürüyor. Bazy davalar ise Yargytay’da temyiz a?amasynda.
Bu sürece ola?an bir süreç olarak bakabilir miyiz?
Rutin bir yargylama süreci içinde oldu?umuzu kabul edebilir miyiz?
Elbette ki, hayyr.
BU SAVCILAR KYM
Neden?
Bu davalaryn iddianamelerini hangi savcylar hazyrlady?
Görevlerinden uzakla?tyrylan, suç örgütleri ile ili?kili olduklary ileri sürülen, kimi ?uanda tutuklu olan, kimi de yurtdy?yna kaçan savcylar bu iddianameleri hazyrladylar.
Yddianameleri hazyrlayan bu savcylar kimdir?
145 Osmanly yöneticisi yargylanmak üzere Malta’ya gönderildi. Soru?turmayy yürüten Yngiltere Kraliyet Ba?savcyly?y; 29 Temmuz 1921 tarihinde, Malta’ya gönderilen Türklerin “eldeki kanytlarla” yargylanyp cezalandyrylamayaca?yna karar verdi.
Üzülerek söylüyorum; bu iddianameleri hazyrlayan kendi ülkemizdeki bu savcylar, bir dü?man ülkenin savcysy kadar bile adil olamadylar.
Özel Yetkili Mahkemeler ise bu kararlara imza atan mahkemelerdir.
Bu mahkemeler AYM’nin ihlal kararlarynyn üzerine alelacele kapatylan mahkemelerdir.
Bu mahkemeler neden kapatyldy?
Görevleri bitti?i için mi? Yoksa i?ledikleri hukuk cinayetleri ayyuka çykty?y için mi?
Bu mahkemelerin hakimlerine ne oldu?
Bazylary görevlerinden uzakla?tyryldy, bazylary suç örgütü içine sokuldu, bazylary da tutuklandy.
Bu savcylaryn ve hakimlerin aldyklary kararlaryn hukuk de?eri ta?ydy?yny söyleyebilir miyiz?
Bu iddianameler ve kararlar üzerinden hareket ederek, davalaryn yeniden yargylanmasyny veya temyizini yapmak ne kadar adil ve do?ru bir durumdur?
Türkiye ve 16. Ceza Dairesi olarak sizler bir ilkle kar?y kar?yyasynyz. Böyle bir durum Türkiye’de daha önce ya?anmady.
Bu duruma ola?an ve rutin olarak bakylmasy mümkün müdür? Hayyr. O zaman biz burada ne konu?aca?yz?
16. Ceza Dairesi olarak, bir ilkle ve ayny zamanda tarihi sorumluluklarla kar?y kar?yyasynyz.
Sizlerin; bu tarihi sorumluluktan ba?ary ile çykaca?ynyza ili?kin inancymy korumak istiyorum.
-Ya?anylan bu sürecin ola?anüstü oldu?una dair di?er bir soruya da de?inmeden geçemeyece?im.
2011 yyly ba?larynda, bir savcy hazyrlady?y iddianame ile bizim müebbet hapisle cezalandyrylmamyzy talep etti. 13. A?yr Ceza Mahkemesi de bu talep çerçevesinde bize bu cezayy verdi. Dün, burada, verilen cezalar tekrar okundu.
Neredeyse daha dört yyl geçmeden; bu sefer ayny adliyedeki bir Cumhuriyet Savcysy; ayny konuya 25 Aralyk Yddianamesinde yer verdi. Bu bölümü burada okumak istiyorum:
“2007 yylynda Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan el bombalaryndan yola çykylarak hazyrlanan Ergenekon terör örgütü dosyasy o kadar geni?letilmi?ti ki, cemaat muhalifi olan herkes bir ?ekilde bu örgütün üyesi olmakla kar?y kar?yya kalyyordu. 14 Nisan 2009 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genel Kurmay Ba?kany olan Ylker Ba?bu? kamuoyuna bir açyklama yapmy?tyr. Bu açyklamada ‘Bazy Cemaatler, kendilerini demokratik alanyn bir oyuncusu olarak takdim etmektedirler. Hedeflerine ula?mada, kendilerine büyük engel olarak TSK’yy görmektedirler. Bu yapylanlara kar?y, hukuk devleti kapsamynda TSK’nyn tepkisiz ve etkisiz kalaca?yny dü?ünmek ise büyük bir yanylgydyr.’ Ylker Ba?bu? bu açyklamayy yapmakla cemaatin hedefine girmi?tir. Artyk kurtulu?u yoktur. Kum saati dönmeye ba?lamy?tyr. Pensilvanya’da kalemi kyrylmy?tyr. Süreç i?lemeye ba?lar. Bir ?ekilde müritler onun icabyna bakacaklardyr. Tarihi fyrsatlar gözetilir. Bir yandan da orduya yerle?ilmektedir. Ylker Ba?bu?’un bu açyklamasy orduda cemaate rahat verilmeyece?inin i?aretleridir ve bu engel bir ?ekilde a?ylmalydyr. Paralel cuntanyn yargy aya?y faaliyete geçer ve sudan bir sebeple internet andycy davasy ady altynda genel kurmay ba?kanly?y yapmy? bir ki?i Terör örgütü yöneticili?inden ve hükümeti dü?ürmeye te?ebbüs suçundan TCK 314/1 ve 312/1 maddeleri gere?ince 06/01/2012 tarihinde tutuklanyr. Konu hükümet aleyhine kara propaganda yapyldy?y iddia edilen internet sitelerinin kurulmasyna Ylker Ba?bu?’un önderlik etti?i hususudur. Bugün Fetö terör örgütü liderinin güdümündeki internet sitelerinin devlet ba?kanyny, hükümet üyelerini, yargy mensuplarynyn alenen tehdit etmeleri ve bunu basyn özgürlü?ü adyna yapmalary, nereden nereye geldi?imizin göstergesidir. Ylk pervasyzlyk buradan ba?lamy?tyr. Artyk cemaat yargy yoluyla her türlü hukuksuzlu?u yapabilece?ini görmü?tür. Özel yetkili mahkemelerdeki hakim ve savcylar yoluyla diledi?i ki?iyi infaz edebilece?ini anlamy?tyr.
Cemaatin kar?ysynda yer almak neredeyse imkansyz gibi idi. Güç sarho?u olan cemaat ilk büyük infazyny Ylker Ba?bu?u tutuklayarak yapmy?tyr. Toplumun nabzy ölçülmü?, sol kesimler hariç yeterli tepki yoktur, hatta sa? kesimlerden hükümete kar?y bir olu?um içerisinde olan bir ordu ve komutany ?eklinde bir suçlama gündeme getirildi?i için destek görmü?tür. Cemaat süreci iyi okumu?tur. Kendi lehine de?erlendirmi?tir.”
?imdi, bugün biz burada ne söyleyece?iz, ne yapaca?yz?
SORUMLULU?UM ?EHYTLERE KAR?I
Aslynda, bu sözlerden sonra benim konu?mamy sonlandyrmam, ba?ka söz söylememem lazym. Y?te burada çok dü?ündüm. Nasyl hareket etmeliyim?
Ben, Türkiye’nin 26. Genelkurmay Ba?kanyyym. Emekli olmu? olsam da bazy sorumluluklary hala ta?ymaktayym.
Birinci sorumlulu?um; bu süreçte hayatlaryny kaybedenlere yani bu davalaryn ?ehitlerine kar?ydyr.
Ykinci sorumlulu?um; bu davalar süresince özellikle Be?ikta? Adliyesinde ifade verirken, kendilerini kendi topraklarymyzda, yani Türk topraklarynda; “yabancy bir ordunun askeri gibi” hisseden, bu acyyy ya?ayan, arkada?laryma kar?ydyr. Bu acyyy kimse unutturamaz. 11 ?ubat 2011 günü Silivri’de Balyoz Davasy duru?masy sonunda ya?atylan acyyy da kimse hafyzalarymyzdan silemez.
Üçüncü sorumlulu?um; tarihe kar?ydyr. Belki bugün Türkiye’nin ve Türk Milletinin bu davalar kar?ysynda yoruldu?unu söylesek, pek yanly? olmaz.
Ama, ileride mutlaka birileri bu dönemin tarihini sebep ve sonuç ili?kilerine dayanarak yazacaklardyr. Y?te onlara yardymcy olmayy da bir görev olarak kabul ediyorum.
Dördüncü sorumlulu?um ise; TSK’ne kar?y yapylan bu komplolaryn planlayycy ve icracylarynyn yakalanyp, ortaya çykarylyp, adil ?ekilde yargylanmalaryny sa?lamaktyr. Bu olmadan, bu davalar, bu süreç bitmez. Bu nedenle, olaylaryn büyük bir kysmyny bire bir ya?ayan birisi olarak bu komplolara ili?kin de?erlendirmelerimi sizlerle payla?mak mecburiyetindeyim.
Sayyn Ba?kan, Sayyn Üyeler; verece?iniz hüküm sadece “usul” ile synyrly olursa bu çok yetersiz bir sonuç olur. Sadece “usul” ve “esas”la yetinilirse, bize göre yine yetersiz olur.
Bizim dü?üncemiz, verece?iniz hüküm bir üçüncü boyutu da içermelidir. O boyutta; komplolara ili?kin ortaya konulan hususlaryn suç duyurusuna dönü?türülmesine yönelik olarak, Yüce Mahkemenizin yönlendirici bir rol oynamasydyr.
Bütün bu de?erlendirmeler y?y?ynda, bugün burada ta?ydy?ym sorumluluklar çerçevesinde konu?mamyn uygun oldu?unu dü?ündüm.
Burada söyleyeceklerim asla savunma amaçly de?ildir ve o ?ekilde de algylanmamalydyr.
Sözlerim; daha önce ifade etti?im gibi tarihe not dü?meye ve kumpaslary planlayan ve uygulayanlar hakkynda suç duyurusunda bulunmaya yöneliktir.
Konu?mama ?u soru ve soruya verilecek cevap ile devam etmek istiyorum:
NEDEN TSK HEDEF ALINMI?TIR?
26 A?ustos 2006 günü Kara Kuvvetleri Komutany oldum. Yapylan devir ve teslim töreninde, kendimi ?u sözleri söylemeye mecbur hissetmi?tim:
“Her zaman oldu?u gibi, Türkiye üzerinde dy? ve iç kaynakly radikal de?i?im projelerinin bulundu?unu görmekteyiz. Bu kesimler projelerinin önündeki en önemli engel olarak Türk Silahly Kuvvetleri’ni görüyorlar. Türk Silahly Kuvvetleri’nin siyasete müdahale etti?ini ifade ederek, Silahly Kuvvetleri’nin özellikle milli güvenlik açysyndan anayasal düzenin üç temel niteli?i olan ulus devlet, üniter devlet ve laik devlete kar?y yapylan saldyrylara kar?y kayytsyz kalmasyny istiyorlar.”
Bu sözlerim neye dayanyyordu?
Anayasanyn 5. Maddesine dayanmaktadyr. Bu madde Devletin temel amaç ve görevlerini tanymlamaktadyr. Bu madde de, çok bilinen ve üzerinde durulan bir madde de?ildir.
TSK Devletin anayasal bir kurumudur. Dolayysyyla bu maddede yer alan hususlar TSK’ni de ilgilendirmektedir.
Devletin korunmasy gereken temel amaç ve görevleri ba?ynda neler bulunmaktadyr?
Türk Milletinin ba?ymsyzly?yny,
Türk Milletinin bütünlü?ünü,
Ülkenin bölünmezli?ini,
Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak ve
Ki?ilerin refah, huzur ve mutlulu?unu sa?lamak.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk ve arkada?lary, Devletin temel amaç ve görevlerini yerine getirmek üzere, Cumhuriyetin kurulu? felsefesinin ana eksenini ulus devlete dayandyrmy?lardyr:
Ulus devlette; synyrlary çizilen bir toprak parçasy vardyr. Devlet, bu co?rafya üzerinde egemenlik hakkyna sahiptir. Aslynda, egemenlik kayytsyz ?artsyz millete aittir.
Ulus devlet yrk, din ve mezhep temeline dayanmaz.
Ulus devlette anayasal vatanda?lyk vardyr.
Ulus devlette, vatanda?lar ortak de?erlere ve ideallere sahiptir.
ABD dünyanyn en güçlü ulus devletidir. Aslynda ulus devlet yapysy, ABD’ni dünyanyn en güçlü devleti yapmy?tyr.
-Türkiye’nin ulus devlet yapysyna yönelik, Cumhuriyetin ilk günlerinden beri iki tehdit olmu?tur. Bunlar; etnik milliyetçilik ve laiklik kar?yty hareketlerdir. Her zamanda, bu iki tehdit dy?arydan destek görmü?tür.
Kürt etnik milliyetçili?i ne zaman ba?lady ve ne sonuçlar do?urdu, bunlaryn ilk önce do?ru anla?ylmasy gerekir.
Osmanly Ymparatorlu?unda; Türkiye, Irak ve Suriye’de ya?ayan Kürtler, Osmanlynyn hükümranly?y altynda, Osmanly topraklarynda ya?yyorlardy.
Kürt etnik milliyetçili?i, Osmanly Kürtlerinin 20. Yüzyylyn ba?ynda, kendi iradeleri dy?ynda, büyük devletlerin uygulady?y Ortado?u politikasy neticesinde, üç devlet arasynda, yani Türkiye, Irak ve Suriye’nin bölünmesiyle ortaya çykmy?tyr.
Bu yapylanma, Türkiye açysyndan bir iç ve dy? güvensizlik ortamy yaratmy?tyr.
Irak ve Suriye’de günümüzde ya?anmakta olan geli?meler, Kürtleri artyk o bölge siyasetinin yary-devletle?mi? veya kilit aktörü haline getirmi?tir.
Bu geli?meleri, kendi milli güvenli?i açysyndan, iç ve dy? güvensizlik sorunu olarak gören, Türkiye’nin olasy Kürt devleti veya devletlerini engellemeye çaly?masy do?ru anla?ylmaly ve do?ru okunmalydyr. Bu konudaki Türkiye’nin endi?eleri dikkate alynmalydyr.
Olasy Kürt devleti veya devletleri ile birle?meyi bu geli?melere bir çözüm olarak dü?ünenler ise, böyle birle?melerin di?er bölge devletleriyle, Irak ve Suriye gibi devletlerle sava?ma riskini do?urabilece?ini ve Türkiye’nin siyasi yapysynyn da, federal yapyya geçmeye zorlayaca?yny böyle bir sonucun ise Türkiye’yi daha da fazla zayyf kylaca?yny görmezlikten gelmektedirler.
Türkiye, 1984 yylyndan beri PKK terör örgütü ile mücadele etmektedir.
TSK yürütülen bu mücadeleyi ?u stratejiye dayandyrdy:
Terörle mücadele devlete ait bir görevdir. Bu mücadele devlet tarafyndan topyekun ?ekilde, milli gücün bütün unsurlary kullanylarak, koordineli ve etkin ?ekilde yürütülmelidir.
Ba?ta ABD olmak üzere uluslararasy güç özellikle Irak’taki geli?meleri de dikkate alarak, Türkiye’ye PKK terör örgütünün etkisizle?tirilmesi için “siyasi çözüm”ün uygun olaca?yny ifade ediyorlar.
TSK ise ya?anylan sorunu hiçbir zaman “siyasi sorun” olarak görmedi. Sorun, “terör sorunu” idi.
“Siyasi Çözüm”ün önündeki temel engel, elbette TSK idi.
Zaten bu önemli noktayy; örgütün lideri ?u sözleri ile ortaya koymu? idi:
“Ben Türk Ordusunu yenemem, Türk Ordusu çok güçlü. Türk Ordusunu yenemesem de öyle bir yüksek fatura çykartyrym ki, belirli bir konjonktür gelir, masaya oturmaya mecbur byrakyrym.
Hiçbir demokratik yoldan i?ba?yna gelmi? iktidar benimle masaya oturamaz. Bunu ba?ta asker engeller.”
O zaman, TSK halkynyn gözünde itibarsyzla?tyrylmaly ve sesi kesilmeliydi.
Peki “siyasi çözüm” ile istenilenler nedir?
PKK, ulus devlete kar?ydyr. KCK sözle?mesinin önsözünde ?öyle yazylmy?tyr:
“Ulus devlet sistemi 20. yüzyylyn sonlaryna do?ru toplumsal geli?menin, demokrasi ve özgürlüklerin önünde en ciddi engel durumuna gelmi?tir. Çyky? yolu; Demokratik Konfederatif Sistem’dir.”
Bu nedenle, PKK’nyn Türkiye’den istediklerinin ba?ynda; yapylacak bir anayasal reform ile “Kürt kimli?i”nin anayasal olarak tanynmasy gelmektedir. Ba?langyçta bu istek bazylaryna çok do?al olarak gelebilir. Ancak, basit gibi görülen iste?in altynda, esasen Türkiye’nin “iki milletli” bir devlete dönü?türülmesi yatmaktadyr. Yani, ayrylykçy Kürtlerin ayry bir millet olma iddiasydyr, asyl gerçekle?tirilmek istenilen. Biliniz ki, ayry bir millet olma iddiasyny, ayry bir siyasal egemenli?e sahip olma iddiasy takip eder.
Ba?ymyzy kuma gömmeyelim, bugün Türkiye’nin kar?y kar?yya kaldy?y büyük sorunun arkasynda; temelde iki ayry millet olma iddiasy ve davasy yatmaktadyr.
Ayry millet olma iddiasy ayrylykçy dü?üncenin tepe noktasyna ula?ty?yny göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ebedi ba?komutanymyz Mustafa Kemal Atatürk ise çözümü; Türk Milletini ?öyle tanymlayarak ortaya koymu?tur:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Türkiye halkyna Türk milleti, denir.”
Peki, PKK siyasi çözüm kapsamynda ba?ka ne istemektedir?
Uluslararasy Kriz Grubu Türkiye Direktörü 1 Aralyk 2014 günü bir gazetede çykan röportajynda bu soruyu ?öyle cevaplandyryyor:
“Kandildekiler ba?ymsyz Kürdistan fikrinden vazgeçme konusunda çok daha az hevesliler. Gelecekte, Türkiye’nin güneydo?usunu kendilerinin yönetece?ine dair bir dü?ünceleri oldu?unu anlyyorsunuz. Evet, bu demokratik özerklik bir anlamda.”
Bazylary ise, demokratik özerklik yerine AB’nin “Yerel Yönetimler ?arty”nyn uygulanmasyny istediklerini ileri sürmektedirler.
Avrupa Birli?i’nin ileri sürdü?ü “Yerel Yönetimler ?arty”nyn Demokratik özerklik ile hiçbir benzerli?i yoktur.
Demokratik özerklik, Irak’yn kuzeyinde oldu?u gibi yasama, yürütme ve yargy erklerine sahip bir federe devlet statüsüdür.
Bu statü, Anayasanyn üniter devlet yapysyna aykyrydyr.
Bu konuda, ?unu da hatyrlatmakta yarar var;
Egemenli?in, örne?in özerklik uygulanmasynyn, bölgesel bir grupla payla?ylmasy kararyny, o bölgesel grup kendi ba?yna veremez. Çünkü, böyle bir karar ülkede ya?ayan bütün vatanda?lary etkileyecektir. Bu nedenle, bu ?ekildeki kararlar, ancak o ülkenin bütün vatanda?laryny temsil eden ve ola?anüstü durumlarda, ancak “Kurucu Meclis”ler tarafyndan verilebilir. Bo?a hayallere kapylmayyn.
Türkiye’den istenilenler bunlar ise; elbette buna hep kar?y olduk, olmaya da devam edece?iz. Bu nedenle hedef alynacaksak, hedef alynmaya her zaman hazyrdyk ve hazyr olmaya da devam edece?iz. Bedeli ne olursa olsun.
-Laiklik konusuna, daha do?rusu laiklik kar?yty hareketlere gelince:
Bugün Türkiye’yi bulundu?u bölgede farkly ve güçlü konuma getiren, laik ve demokratik bir ülke olmasydyr.
Buna ra?men bazylary ilk günden beri laikli?i din kar?yty olarak topluma anlatmaya çaly?my? ve TSK’ni de hep din kar?yty olarak göstermeye gayret etmi?tir.
TSK bugüne kadar hiçbir zaman din kar?yty olmamy?tyr, sadece; Anayasanyn 24. maddesinde yer aldy?y ?ekilde, “siyasi veya ki?isel çykar yahut nüfus sa?lama amacyyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularynyn yahut dince kutsal sayylan ?eylerin istismar edilmesine, kötüye kullanylmasyna” kar?ydyr.
2002 yylynda ABD’de iktidara gelen yeni muhafazakar (neo-con’lar) Ortado?u’nun ?ekillendirilmesi için “Ilymly Yslam” dü?üncesini ortaya koydular.
Onlara göre; Ilymly Yslam altynda, bir Yslam ülkesinde, yasalaryn tümü dini kurallara dayandyrylmayacak, ancak toplumun talebi do?rultusunda bazy yasalaryn dini esaslara dayandyrylmasy mümkün olabilecektir. Türkiye’de, Ilymly Yslam için bir model ülke olabilirdi.
Mart 2004’de Gnkur.II.Ba?kany olarak resmi bir gezi nedeniyle bulundu?um ABD’de bana “Ilymly Yslam” hakkynda ne dü?ündü?üm soruldu. Verdi?im cevap ?öyle idi:
“Türkiye’nin model olma gibi bir iddiasy yoktur. Ilymly Yslam devleti modeli gibi kavramlar ortaya atylyyor. Hem laik hem Ilymly Yslam devleti bir arada olmaz. Ya biri, ya di?eri olur. Türkiye, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu özellikleri benimsemek isteyen varsa, sorun yok.”
Böylece, belki de bu konuya açyk ?ekilde cevap veren, ilk Türk yetkilisi olmu?tum.
Neo-con’laryn dü?üncesine Türkiye’de kar?y çykacak ana güç elbette TSK olacakty. TSK’nyn etkisizle?tirilmesi elbette bu açydan da yararly sonuçlar do?uracakty.
Daha sonra Obama yönetimi esnasynda, Ilymly Yslam dü?üncesi terk edildi.
Fethullah Gülen’e gelince, özellikle ABD’nde kalmasyna yardymcy olan isimlere bakylyrsa, O; neo-conlar tarafyndan Ilymly Yslam konseptinin uygulanmasynda kullanylabilecek bir ki?i olarak de?erlendirilmi? olabilir.
Sosyal devlet olgusunun zayyflamasy, yeni kimlik ve aidiyet arayy?lary, ekonomik beklentiler, toplumlary ister istemez yeni dayany?ma arayy?laryna, cemaatle?meye itmi?tir. Ancak, Gülen Cemaatinin bu beklentilerin üstünde hedefleri oldu?u çe?itli istihbarat raporlarynda yer almaktaydy.
Ba?langyçta bir noktaya açyklyk getirmek isterim. Cemaat deyince, bir camiayy toptan ve ba?tan suçlu ilan etmek do?ru de?ildir. Sözlerimiz; TSK’ne kar?y yapylan komplolarda planlayycy ve icracy olarak rol alanlara ve yapylanlara destek veren cemaat mensuplaryna yöneliktir.
Kara Kuvvetleri Komutanly?y dönemimde, bana çe?itli kanallardan iletilen bazy “duyumlar” özellikle Gülen Cemaatinin TSK içinde kadrola?maya çaly?ty?y ve TSK’nin sahip oldu?u “milli ordu” niteli?ine zarar verecek faaliyetler içinde oldu?unu gösteriyordu. Bu kapsamda, TSK personeli arasyndaki mezhep farklylyklarynyn kullanylmaya çaly?ylmasy en rahatsyz edici konularyn ba?ynda gelmekteydi.
Bu konulardaki rahatsyzly?ymy; Gnkur. B?k.ly?y Devir Teslim Toplantysynda yapty?ym konu?mada açykça ifade ettim:
“Giderek güçlenen bazy cemaatler, ekonomiyi yönlendirmeye, sosyo-politik ya?amy biçimlendirmeye, dine ba?ly bir ya?am tarzy olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çaly?maktadyr.”
Cemaatle ilgili esas ses getiren konu?mayy ise, 14 Nisan 2009’da yapmy?tym. Bu konu?mada Cemaat konusuna ?öyle de?inmi?tim:
“Modern organizasyon özgürle?meye dayalydyr. Sivil örgütler giri? ve çyky?yn özgür iradeye ba?ly oldu?u, gönüllülük temelinde i?leyen açyk örgütlerdir. Dinsel cemaatler ise kapaly ve içe dönüktür. Cemaate giri? ve çyky? çok farkly dinamiklere ba?lydyr. Bu ko?ullar altynda, dinsel cemaatlerin, hele çykar çerçevesinde örgütlenmi?se, sivil toplum hareketi oldu?unu öne sürmek çok güçtür.
Buna ra?men, bugünde bazy din eksenli cemaatler, kendilerini demokratik alanyn bir oyuncusu olarak takdim etmektedir.
Bu tip cemaatler, hedeflerine ula?mada kendileri için en büyük engel olarak TSK’ni görmektedir. Bunun içinde her fyrsattan istifade ederek, destekleyicilerinin de yardymyyla, TSK aleyhine faaliyette bulunmaktadyr. Bu yapylanlara kar?y, hukuk devleti kapsamynda, TSK’nin tepkisiz ve etkisiz kalaca?yny dü?ünmek ise büyük yanylgydyr.”
Görülece?i gibi; laiklik kar?yty hareketlerin ve Gülen Cemaatinin hedeflerine ula?masy için en büyük engel TSK idi. O zaman TSK halkyn gözünde itibarsyzla?tyrylmaly ve sesi kesilmeliydi, kar?yt kadrolar tasfiye edilmeliydi. Y?te ya?anylanda budur.
-Sivil-asker ili?kisi, yasalarla çizilen synyrlar içerisinde, kar?ylykly samimiyete, güven ve itimada ve askerlik mesle?inin profesyonel niteli?ine saygy gösterilmesine dayandyrylmalydyr.
Genelkurmay Ba?kany, Silahly Kuvvetlerin Komutanydyr. Güvenlik ihtiyaçlaryny, muhtemel hareket tarzlaryny tespit ederek, ilgili makamlara iletir. Yetkili makamlar tarafyndan alynan kararlary icra eder.
Gerekli gördü?ü hallerde de, Silahly Kuvvetlerin görü?lerini de kamuoyu ile payla?yr.
Asyl sorun; Silahly Kuvvetler adyna, ordunun görü?lerini gerekli hallerde kamuoyu ile payla?yp, payla?amayaca?yndan olu?uyor.
Kimilerine göre; bu siyasete müdahaledir, yanly?tyr.
Ba?ta AB olmak üzere, Türkiye’ye tavsiye edilen reformlaryn ba?ynda, “Ordunun sesinin kysylmasy” da yer almakta idi.
Güvenlik konulary içerisinde, yetki ve sorumluluklarynynyz içinde kalarak, konu?malarynyzda suç unsuru olu?turacak hususlar olmadykça, Ordunun adyna; gerek duyulan hallerde Genelkurmay Ba?kany’nyn bir görü? bildirmesinden do?al bir ?ey olamaz.
Demokrasinin be?i?i olan ülkelerde, ABD’de, Yngiltere’de bu konuda ya?anan çok sayyda örnek vardyr.
Siyasi otorite, konu?madan memnun olmazsa elbette, ilgili ki?iyi görevden alabilir.
O zaman neden Ordunun adyna, Genelkurmay Ba?kany’nyn konu?masyndan çekinilmektedir. Cevap basittir. Halkyn orduya duydu?u güvenin çok yüksek olmasyndan dolayy, gerekli görülen durumlarda, TSK’nin görü?lerini kamuoyu ile payla?masyndan rahatsyzlyk duyulmaktadyr.
O halde, ordunun sesi kysylmalydyr. Yapylan budur, büyük ölçüde de ba?ary sa?lanmy?tyr.
-Türk Silahly Kuvvetleri’nin “milli ordu” olu?u, Türk Ordusunun en güçlü yanyny olu?turur.
Türk Ordusu, gücünün kayna?yny silahtan de?il, ulusunun güven ve sevgisinden, halkynyn yüre?inden alyr.
Milli orduda, milletimizin bütün bireyleri, etnik, dini ve mezhepsel hiçbir fark gözetilmeksizin çok de?erlidir.
Ayryca, milli orduda yükselmeler sadece ve sadece “liyakat” esasyna dayandyrylyr. Di?er konular hiçbir zaman yükselmede etken olamaz.
Milli Ordunun bu niteliklerinden, özellikle liyakatyn yükselmelerde tek kriter olmasyndan rahatsyz olanlar olmu?tur. O halde, ordunun sesi kesilmelidir.
-ABD, 2003 yylynda icra edilecek Irak’y Kurtarma Harekaty için Türkiye’de bir cephe açylmasyny istedi. Ancak, bilindi?i gibi bu konuya ili?kin Hükümet tezkeresi TBMM’de yeterli kabul oyu alamady. Yapylan etkin propagandanyn da etkisiyle, tezkerenin geçmemesinin sorumlulu?u TSK’nin üzerine yykyldy. Bu olay belki de barda?y ta?yran son damla oldu, TSK cezalandyrylmalyydy.
-Derin devlet konusu, Türk siyasi hayatynda, siyasetçiler tarafyndan syk syk kullanylan bir kavramdyr. E?er, buradan kastedilen “Ergenekon” davasynda oldu?u gibi bir “gizli” yapy ise; 50 yyl devletteki fiili hizmetim esnasynda özellikle de devletin en üst düzeylerinde süren görevlerim syrasynda böyle bir yapylanmanyn varly?yna ?ahit olmadym.
Her ülkenin, anayasa ve yasalarla çizilmi? yasal yapylanmalary mevcuttur. Güvenlik konulary açysyndan da; görevde bulundu?um sürece; Türkiye’de yürütülen güvenlik politikalarynyn tespitinde ve uygulanmasynda Genelkurmay Ba?kanly?y, Dy?i?leri Bakanly?y ve MYT Müste?arly?ynyn önemli rolü bulunmaktaydy. Bu üç kurumun ortak aklynyn bir sonucu olarak, Ba?bakanly?a sunulan güvenlik politikalaryna ili?kin tekliflerinde, genel de kabul gördü?ü de bir gerçektir. Ancak, bu hiçbir zaman; güvenlik politikalarynyn tespiti ve uygulamasyndan sorumlu olan Bakanlar Kurulunun yetki ve sorumluluklarynyn kysytlandy?y anlamyna alynamaz.
ABD’de de ayny yapylanma söz konusudur. Pentagon, Dy?i?leri Bakanly?y ve CIA bu yapylanmanyn temel ta?laryny olu?turur. Ama, son söz Ba?kan’a aittir. Türkiye içinde ayny durum geçerlidir. Ba?bakan’yn siyasi yetkisi ve sorumlulu?u tarty?ylamaz. E?er, burada bazy yanly?lyklar olmu? ise de, herhalde sorumluluk siyasi otoritede aranmalydyr.
Burada esas önemli olan husus, Türkiye’nin güvenli?ini ilgilendiren konularda, devletin hafyzasyny ve gücünü temsil eden, ortak aklyn, yani Genelkurmay Ba?kanly?y, Dy?i?leri Bakanly?y ve MYT Müste?arly?y’nyn görü?lerinin ne kadar alyndy?y ve ne kadar da dinlendi?i noktasydyr.
2015 yylynda, Türkiye’nin güvenlik sorunlary açysyndan bir kaosa, kötü bir sarmalyn içine girdi?i ortadadyr. Acaba, bu güvenlik sarmalyna girilmesinde, “ortak aklyn” yeterince kullanylmamy? olmasy ve Ordunun sesinin kysylmasy ana nedenler midir?
Netice olarak;
Neticede, Ulus Devlet, üniter devlet ve laik devlet yapysyndan rahatsyzlyk duyanlar; Ilymly Yslam projesini hayata geçirmek isteyenler; 2003’deki 1 Mart Tezkeresinin bedelini TSK’lerine ödetmek isteyenler, TSK’nin “Milli Ordu” olu?undan rahatsyz olanlar ve PKK terör sorununa “siyasi çözüm” arayanlar için engel TSK idi. O halde, TSK halkynyn gözünde itibarsyzla?tyrylmaly ve sesi kesilmeliydi, kar?yt kadrolar tasfiye edilmeliydi.
?YMDY TSK’NE KAR?I OYNANAN BU OYUNUN ARKASINDA KYMLER BULUNMAKTADIR SORUSUNA CEVAP VERMEYE ÇALI?ACA?IM:
2001 yylynyn ba?ynda ABD’nde George W. Bush Ba?kan oldu. Onun dönemi, Ilymly Yslam Projesine inanan ve uygulamaya çaly?an ABD’ndeki Yeni Muhafazakarlar(neo-con)yn dönemi olarak ortaya çykacakty. Ayryca, daha önceki Ba?kan B.Clinton döneminden itibaren de ABD’nde, Irak’a askeri müdahale planlary üzerinde çaly?malara ba?lanylmy?ty.
2002 yyly Kasym ayy seçimlerinden kysa bir süre sonra, 15 Kasym 2002’de Ankara’daki ABD Büyükelçisi Washington’a ?öyle bir telgraf göndermi?ti.
“Türkiye’de ordu, bürokrasi ve yargydan bir derin devlet vardyr. Derin devletin merkezinde de Ordu bulunmaktadyr. Derin devlet, ABD’ nin de destekledi?i reformlaryn önündeki en büyük engeldir.”
Bush yönetimi; Türk Ordusunu, derin devlet olarak görmekteydi. Bu derin devlet; Ortado?unun yeniden ?ekillendirilmesine, Ilymly Yslam konseptinin uygulanmasyna, Türkiye’deki terör sorununun “siyasi çözüm” ile çözülmesine engeldi. 1 Mart 2003’de tezkerenin geçmemesinin sorumlulu?u da TSK’ne yykylynca, bu yönetimin TSK’ne kar?y yapylanlara sycak bakty?y, devlete ait bazy kurumlaryn ve kurumlardaki bazy ki?ilerin bu oyunda rol aldyklary veya destek verdikleri ifade edilebilir.
Obama yönetimine ise farkly bakylmalydyr.
Obama Yönetimi ise, ba?langyçta bu soruna taraf olmaktan kaçynmy?, ancak TSK’nin a?yry boyutlarda yypratyldy?yny görünce, bu konuya ili?kin rahatsyzlyklary açykça seslendirmeye ba?lamy?tyr.
Cemaatin ise i?lenen hukuk cinayetlerinin faili oldu?u anla?ylmaktadyr. Bu cinayeti yargy ve emniyet içine yerle?tirdikleri kadrolary vasytasyyla i?lemi?tir.
Siyasi iktidar ise, “Ne istediler de vermedik” ve “aldatyldyk” ifadeleri ile bu süreçte Cemaate gerekli deste?i verdiklerini, zaten kendi sözleriyle açykça belirtmi?tir.
Bu konudaki rahatsyzly?ymyzy her platformda ilgililerin dikkatine sunduk. Yapylanlaryn arkasynda Cemaate ba?ly polislerin ve yargy mensuplarynyn oldu?unu söyledik.
MYT Müste?arly?yndan, konuya ili?kin istihbarat talebinde bulunduk.
Ama maalesef bu konularda ilerleme sa?layamadyk. Hatta bir keresinde “bugün bize, yaryn size olacak” da dedim.
Bugün, o gün söylediklerimizin ne kadar do?ru ve gerçeklerin ne oldu?u bütün çyplakly?y ile ortay çykty.
O günlerde sesimize kulak verilseydi, belki onca acylaryn ya?anmasy engellenebilirdi.
Konu?malarym ve yaptyklarym ile Cemaati rahatsyz etti?im, Cemaat tarafyndan da hedefe alyndy?ym bir gerçektir.
Daha sonra ya?adyklarym; yaptyklarymdan hiçbir zaman pi?manlyk duymama neden olmady. Çünkü yapty?ym hukuk içerisinde kalarak görevimi yerine getirmeye çaly?mamdan ba?ka bir ?ey de?ildi.
Sadece, laik devlet yapysyny ve TSK’nyn “milli ordu” niteli?ini korumaya ve savunmaya çaly?tym.
Gazeteci ve yazar Kadri Gürsel’de 10 A?ustos 2012 günü bu konuya ili?kin ?u de?erlendirmeyi yapmy?ty:
“Yktidarla kavga etmek yerine, Cemaati iktidardan ayry?tyrarak Cemaati hedef gösterdi ve iktidary yanyna çekmeye çaly?ty. Ylgili hedef alynan kitle tarafyndan strateji do?ru bir ?ekilde okundu.
Sonra hatyrlayacaksynyz ‘Cemaat ve AKP’yi Bitirme Plany’ ortaya çykty.”
?YMDY ANA KONUYA GELYYORUM, TSK’NE YARGI YOLUYLA KURULAN KOMPLONUN TARYHSEL GELY?YMY NASIL OLDU?
Özellikle, ya?anylan olaylar ile zamanlar arasyndaki ili?kiye dikkat edilmesinin önemli oldu?unu söylemeliyim. Çünkü, tarihler hiçbir zaman yalan söylemez.
2005’deki ?emdinli soru?turmasy ile istenilen amaçlara ula?ylamady. Soru?turmanyn hedefinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutany bulunmaktaydy. 2006 yylyndaki Sauna ve Atabeyler davalary ile ilk uygulamalar gerçekle?ti. Bu iki dava, emekli ve muvazzaf askeri personelin adli mahkemelerde yargylanmasyna ili?kin yakyn tarihteki ilk örneklerdir. Davalaryn içinde “suikast” iddialary yer almaktaydy. Bu davalarda yargylanan sanyklara ne oldu? Yyllar sonra suikast iddialaryndan beraat ettiler.
TSK’ne asyl komplo ise “Ergenekon Davasy” ile kuruldu.
Ergenekon, Türkler için bir destanyn, efsanenin adydyr. Bu kelimenin, bir davaya isim olarak verilmesi de anlamlydyr. Ayryca üzerinde durulmaya de?er.
Türkiye “Ergenekon” adyny 1997’de, ilk kez “derin devlet” anlamynda bir televizyon programynda ve daha sonrada bu program metinlerinden yapylan “Ergenekon” kitabyyla duydu.
Daha sonra bu konu pek gündeme gelmedi.
Türkiye, 2000 yylynyn sonlaryna do?ru ciddi bir ekonomik krizin içine girmi?ti. Krizin ana nedeni, likidite syky?ykly?y idi.
19 ?ubat 2001 günü gerçekle?en Milli Güvenlik Kurulu toplantysy beklenmedik boyutta siyasi bir kriz ile sonuçlanmy?, iki gün sonra da ekonomik kriz tepe noktasyna ula?my?ty.
Bütün bu ya?ananlar olurken, arkasynda uluslar arasy gücün bulundu?u Tuncay Güney isimli ?ahys, Ystanbul emniyetinde ifade verdi. Bu ki?inin ifadeleri “Ergenekon” soru?turmasynyn ba?lamasyna neden oldu. Ancak, nedense bu ki?i “Ergenekon” davasynyn ne soru?turma, ne de kovu?turma safhasynda ifade vermeye ça?rylmady.
30 Nisan 2001’de bir ki?inin yazdy?y kö?e yazysy bir gazetede yer aldy. Yazyda “Ergenekon Örgütü”nden söz ediliyordu.
Yazara göre bu örgütün amaçlary arasynda:
“Bilgisayar korsanlary kullanylarak hassas bilgilerin toplanmasy”, “etkin faaliyetler ile kaynak ve para aky?ynyn kontrol altyna alynmasy” yer alyyordu.
Türkiye’nin tarihinin en büyük ekonomik krizini ya?ady?y bu süreçte, bu konularyn öne çykartylmasy ilginç idi.
Uluslar arasy düzeni kontrol etmeye ve yönlendirmeye çaly?an, uluslar arasy kurulu? ve ki?ilerin kullandyklary en etkili iki silahta; ki?ilere ili?kin gizli ve yasal olmayan yollarla elde edilen biyografik istihbarat ile dünya çapyndaki kaynak ve para aky?ynyn kontrol edilmesidir. Ki?ilere ili?kin özel bilgiler, ?antaj olaylarynda kullanylan en etkin araçtyr.
Daha sonraki yyllarda ya?anan olaylarda, Cemaatin gücünü bu iki noktadan, yani, 2001 yylynda yaratmayy dü?ündükleri, “Ergenekon Örgütü”nün üzerine yykmak istedikleri suçlardan aldy?yny göstermi?tir.
“Ergenekon Örgütü” konusu, 12 Mayys 2001’de de Aksiyon dergisinde de yer aldy. Dergi Cemaate yakyndyr.
Dönemin Ystihbarat Daire Ba?kanynyn yazdyklaryna göre;
14 Haziran 2001’de, “Ergenekon Örgütü ?emasy” ilk defa kendisine arz edildi.
?emayy hazyrlayan ve arz eden ki?i daha önceki yyllarda ABD’de e?itim almy?ty. Yleriki yyllarda da yine iki defa ABD’ye e?itim almak üzere gidecekti.
Ystihbarat Daire Ba?kany’nyn kendisine sunulan bilgiyi ciddi bulmamasy üzerine “Ergenekon Örgütü” soru?turmasyna ba?lanylamady. 3 Temmuz 2002’ de Ystanbul Emniyeti tarafyndan hazyrlanan bu dosya, daha sonra posta üzerinden göndereni belli olmayacak ?ekilde MYT Müste?arly?yna gönderilecekti. MYT Müste?ary’ da Kasym 2003’de konu hakkynda Ba?bakan’a bilgi verecek, ancak soru?turmanyn açylmasy için 2007 yyly beklenecekti.
Neden 2001 yylynda böyle bir soru?turmanyn açylmasy dü?ünülmü? olabilir?
Ylk akla gelenler, ayny yylyn ba?ynda ABD’de iktidara gelenlerin, “Ilymly Yslam” projesinin uygulanmasynda Türkiye’yi bir model ülke görmelerinin yany syra, Ortado?u’yu yeniden ?ekillendirme kapsamynda Irak’a muhtemel bir askeri harekat dü?üncesi içinde olmalary gelebilir.
Bu esnada, Türkiye ciddi bir ekonomik ve siyasi krizin tam gölgesindedir.
Ülkede, ayakta kalan kurumlaryn ba?ynda ise, TSK bulunmaktadyr.
O halde, TSK zayyflatylmalydyr.
Ancak, Ergenekon soru?turmasynyn açylmasy 2001’de gerçekle?memi?tir.
Bazy nedenler ?unlar olabilir:
Emniyetteki üst düzey yetkililerin iddialary inandyrycy bulmamasy.
Belki de en önemlisi, konjonktürün böyle bir soru?turmanyn açylmasyna henüz uygun olmamasy. Bu kapsamda “Ergenekon Örgütü”ne yykylacak cebir ve ?iddet olaylarynyn henüz ya?anmamy? olmasy.
1 Mart 2003’de Hükümet Tezkeresinin TBMM’den yeterli deste?i alamamasy ise, ABD’ye beklenmedik ?ekilde ?ok edici bir etki yaratacakty.
10 Temmuz 2003’te, MYT Müste?ary kendilerine ula?tyrylan “Ergenekon Örgütü”ne ili?kin bilgileri Genelkurmay Ba?kanyna arz etmi?ti. Genelkurmay Ba?kanly?ynyn da bu konuda bir i?lem yapmamasy, askerinde konuyu ciddiye almady?ynyn bir göstergesiydi. Bu sefer, 19 Kasym 2003’de MYT Müste?ary ayny bilgileri Ba?bakan’a arz etti.
?imdi ?u sorularyn sorulmasy yerinde olur:
Emniyetin ve askerin ciddiye alyp bir i?lem yapmamasyna ra?men, neden konu Ba?bakan’a arz edildi? Bu arz konusunda, dy? istihbarat güçlerinin bazy yönlendirmeleri oldu mu?
2006 yyly içerisinde, Türkiye’yi derinden sarsan Dany?tay saldyrysy oldu. Bu menfur cinayetten bir hafta önce neredeyse ayny ki?iler Cumhuriyet Gazetesine el bombalary atmy?ty.
5, 10 ve 11 Mayys 2006’da Cumhuriyet Gazetesi’ne el bombalary atyldy. Atanlar; Osman Yyldyrym, Alparslan Arslan, Ysmail Ayar ve Tekin Yrsi idi. Y?in ilginç yönü; birinci bombalama olayyndan sonra gazetede yeterli tedbir alynmamy? olmasyydy.
17 Mayys 2006’da da menfur Dany?tay Cinayeti i?lendi. Cinayeti i?leyen Alparslan Arslan, ifadesinde Cumhuriyet’e atylan bombalary Süleyman Esen’den aldy?yny söyledi.
Ankara Emniyeti, belki de bazy ki?ilerin yönlendirmesi ile Dany?tay saldyrysynyn arkasynda “Ergenekon Örgütü”nün bulundu?unu dü?ünüp, soru?turmaya ba?lamak istedi. Dany?tay saldyrysynyn kilit ismi oldu?u ileri sürülen Yüzba?y Muzaffer Tekin’in ili?kileri onlara göre “Ergenekon” yapylanmasyny i?aret ediyordu. Ystanbul Emniyet Ystihbarat Müdürü ise bu konuda ikna olmayanlaryn ba?ynda geliyordu. Hrant Dink, soru?turmasynda ifade veren Ystihbarat Müdürü; Muzaffer Tekin konusunda ?unlary söyledi:
“Muzaffer Tekin’in Alparslan Arslan ile Dany?tay cinayetinden 5, 6 ay önce 50 küsür saniyelik bir görü?mesi oldu?unu ve bunu da gerekçe göstererek, Muzaffer Tekin hakkynda Dany?tay Saldyrysy ile ili?ki kurulmasy istendi?ini anladym. Ben, bunun içeri?ini sordum, yani konu?manyn Dany?tay saldyrysy ile ba?lanty kuracak bir görü?me olup olmady?yny sordum, içeri?ini önemsemediklerini, sadece bu telefon irtibatyny önemsediklerini anlayynca, bunun do?ru ve ahlaki bir yol olmady?yny söyledim.”
Bu ifadeyi veren Ystanbul Emniyeti Ystihbarat Müdürü, 5 ?ubat 2007’de görevden alynacak onun yerine 23 Mart 2007’de Ali Fuat Yylmazer getirilecekti. Ve “Ergenekon” soru?turmasy 2007 yylynda ba?layacakty.
2007 yyly, Türk siyasi hayatynyn en kritik yyllaryndan birisidir. Bugünü anlamak için, 2007 yylynyn çok iyi anla?ylmasy gerekir.
-19 Ocak 2007 günü, Hrant Dink öldürüldü. O syrada Emniyet Genel Müdürlü?ü Ystihbarat Dairesinin ba?ynda bulunan Sabri Uzun, Hrant Dink davasynda verdi?i ifadede ?unlary söyledi:
“F4 Raporu(?ubat 2006 tarihli)nu Trabzon’dan gönderen ki?i Ramazan Akyürek’tir. (Raporda, Yasin Hayal ne pahasyna olursa olsun Hrant Dink’i öldürecek ibaresi vardy). Bu rapor bana sunulmady. Rapor hakkynda bilgi verilmedi. Raporu bizden saklayan birim, Ystihbarat Daire Ba?kanly?y C ?ube Müdürlü?üdür.”
-?ubat 2007’de; Hrant Dink cinayetinden 10 gün sonra, Emniyet Ba?bakan’yn önüne yeniden “Ergenekon Örgütü” ?emalaryny koydu. ?emalardan biri Hrant Dink cinayetini “Ergenekon”a ba?lyyordu. ?emayy hazyrlayan ki?i de; 2001’de ilk “Ergenekon” ?emasyny hazyrlayan ki?iydi.
Ama nedense, bütün dosyalary “Ergenekon”la birle?tirmeye çaly?an “Ergenekon” savcylary, göstermelik i?ler dy?ynda Dink dosya ile hiç ilgilenmeyecekti. Acaba neden, Dink olayynda adlary ihmali olan görevliler arasynda geçen; Trabzon Emniyet Müdürü ile Ystihbarat Dairesi C ?ube Müdürünün olmasy myydy? Herhalde bu sorunun cevabyna da ula?ylyr.
-23 Mart 2007’de Ali Fuat Yylmazer Ystanbul istihbaratynyn ba?yna getirildi.
-Nisan 2007’de Cumhuriyet Mitingleri yapyldy.
-18 Nisan 2007’de Malatya’da Zirve Yayynevi basyldy ve üç misyoner öldürüldü.
-27 Nisan 2007’de, Genelkurmay Ba?kanly?y bir bildiri yayymlady.
-1 Mayys 2007’de, Anayasa Mahkemesi Cumhurba?kanly?y seçiminin ilk turunu iptal etti. Ayny gün AKP seçim karary aldy.
-17 Mayys 2007’de Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y Dany?tay Davasyna bakan Ankara’daki A?yr Ceza Mahkemesine yollady?y bir yazyyla Dany?tay Davasy ile ilgilenmeye ba?lady.
-12 Haziran 2007’de Ümraniye’de el bombalary bulundu.
El bombalarynyn bulunu? tarihleri çe?itli evraklarda farkly yazylmy?ty.
Bulunulan bomba adetleri bile farklyydy. 27 ve 39.
Oktay Yyldyrym’yn parmak izlerinin bulundu?u iddia edilen yerlerde belgelerde farklyydy.
Ama, belki de en önemlisi; Ordu bir heyet tarafyndan bombalaryn incelenmesini 25 Haziran 2007 tarihli bir yazy ile istemi?ti. Ancak, bombalar 26 Haziran 2007 tarihli bir tutana?a göre imha edilmi?ti. Ymha edilen bomba sayysy da 20 idi.
Ankara A?yr Ceza Mahkemesi; Dany?tay Davasy ile ilgili kararyny vermek üzere iken, 7 gün kala, 6 Ocak 2008’de Osman Yyldyrym bir itirafta bulunacakty. Daha önce verdi?i ifadeyi de?i?tirerek, Cumhuriyet gazetesine atylan bombalary, Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Oktay Yyldyrym’dan aldy?yny ileri sürdü. Cumhuriyet gazetesine atylan el bombalary ile Ümraniye’de bulunanlar arasynda benzerlikler oldu?u iddia edilecekti.
“Ergenekon Davasy” için aranylan cebir ve ?iddet eylemleri bulunmu?tu: Cumhuriyet’e atylan el bombalary ve Dany?tay saldyrysy.
-27 Temmuz 2007:
2007 yylynda, Emniyet’in önemli yerlerine Sabri Uzun’a göre Cemaatin adamlary getirilmi?ti.
Sayysyz suikast iddialary da her gün Ba?bakan’a arz ediliyordu.
Artyk, sözde “askeri vesayetin” kaldyrylmasy ile dü?meye basylmasynyn uygun zamanyna gelinmi?ti.
Ve 27 Temmuz 2007’de “Ergenekon” dü?mesine basyldy. Bu kapsamda ilk gözaltylar gerçekle?tirildi.
-15 Ekim 2007’de David L.Phillips “PKK Terör Örgütü”nün nasyl sonlandyrylabilece?ine ili?kin bir rapor yayymlady. Raporda Terör Örgütü ile görü?ülmesi öneriliyordu.
-21 Ekim 2007’de PKK Hakkari/Da?lyca bölgesindeki karakola bir saldyryda bulundu.
Da?lyca, Irak’yn kuzeyinden gelen istikametlerin kesi?me noktasyndaydy. Daha önce bo? byrakylan bu bölgeye bir tabur yerle?tirilmi?ti. Arazi en zor kesimlerden birisiydi. Saldyry, terör örgütünün son on yylda yapty?y eylemlerden en büyük çaply olanyydy. Çaty?mada 12 ?ehit verildi. 8 askerde kaçyryldy. Buna benzer olaylar, daha önceki yyllarda ya?anmamy? myydy? Ya?anmy?ty. Ancak, bu sefer oldukça farkly bir durumla kar?yla?yldy. Medyada korkunç bir bilgi kirlili?i yaratylarak, TSK’nin icra etmekte oldu?u terörle mücadeleye kar?y haksyz ve önyargyly bir karalama kampanyasy yürütüldü. Bu olay, Terör Örgütünün büyük bir ba?arysy olarak gösterilirken, TSK’nin ise ba?arysyz oldu?u algysy kamuoyuna verildi.
Ystenilen olmu?tu. Kamuoyunda terörle mücadelede karamsarlyk olu?turulmu? ve kamuoyunda terör sorununun çözümünün silahly mücadele ile olmayaca?y dü?üncesi yaratylmy?ty.
Zaten Da?lyca saldyrysyndan kysa bir süre sonra da; Taraf Gazetesi yayyma ba?layacakty. Gazetenin ana görevi TSK’ne kar?y psikolojik harekat yürütülmesi ve açylan soru?turmalarla da TSK aleyhine kamuoyunda algy yaratylmasyydy. Bu gazete kimler tarafyndan görevlendirildi? Kimler destekledi? Bu sorulara, cevaplar bulunamadan 2000-2010 dönemi sa?lykly bir ?ekilde de?erlendirilemez.
21 Ekim 2007, Da?lyca saldyrysy için ?u söylenebilir:
Bu saldyrynyn amacy, PKK terörünün sonlandyrylmasynyn sadece “siyasi çözüm” ile olabilece?ini kamuoyuna benimsetmekti.
Bu saldyry, PKK terör örgütünün tek ba?yna planlady?y ve icra etti?i bir saldyry de?ildir.
2008-2010 SÜRECYNDE YSE, YANY GNKUR. B?K.LI?IM DÖNEMYNDE, YA?ANAN OLAYLAR VE KURULAN KOMPLOLAR NELERDY? ?YMDY BUNA DE?YNMEK YSTYYORUM:
Ergenekon davasynda tanyk olarak dinlenilmesi karary alynan, nedense sonradan vazgeçilen bir ki?i; 2008 yyly Ocak ayynda bir gazetede çykan yazysynda ?öyle diyordu:
“Darbe plany revize edildi. 2008 yylynyn ?ura’dan hemen sonraki ilk alty ayy hazyrlyk evresi, 2009 yylynyn ilk çeyre?inden sonraki en uygun takvimde eylem zamany.”
Yazylana göre ortada revize edilen bir darbe plany vardy ve Türkiye’de 2009 yyly baharynda birileri darbe te?ebbüsü amacyyla cebir ve ?iddet eylemlerine ba?layacakty. Mahkeme neden böyle önemli bir iddiayy ileri süren bu ki?inin tanyk olarak dinlenmesinden vazgeçti? Nerede bu revize edilen darbe plany diye sorulmasyndan neden vazgeçildi? Bu iddia, bu dava için önemli de?il miydi? Yoksa, “Balyoz Darbe Plany” fiyaskosu gibi bir olayyn tekrarlanmasyndan my kaçynyldy?
Peki, 2009 yyly bahar aylarynda neler ya?andy? Darbe amaçly cebir ve ?iddet olaylary ya?andy my? Hayyr. Ancak, 2009 yyly bahar aylarynda ba?layyp giderek yo?unla?an bir ?ekilde ortaly?a isimsiz ve imzasyz ihbar mektuplary, düzmece dijital veriler, gizli tanyk ifadeleri saçylmaya ba?lady. Bu durumu gözalty operasyonlary, ifadeler, tutuklamalar, sayysyz iddianameler ve takibi bile mümkün olmayacak mahkeme süreçleri izledi. Günün hangi saatinde, hangi televizyon kanalyny açarsanyz, hangi gazeteye bakarsanyz mutlaka bu olaylara ili?kin bir habere rastlanyyordu.
Ya?ananlara bakylynca, hakly olarak, 2008 yyly Ocak ayynda kaleme alynan yazy ile kastedilenin, ba?ka bir merkez tarafyndan tespit edilen bir eylem takvimi oldu?u sonucuna ula?ylabiliyor.
2008 yyly Ocak ayynda bu yazyyy kaleme alan ki?i; ya bu komplolaryn merkezindeydi veya komplocular tarafyndan kullanylan bir zavally idi. Umarym, nasyl bir ki?i oldu?u ileride açykly?a kavu?ur.
-2009 yylynyn ba?larynda ya?anan iki olay ve bu olaylara ili?kin soru?turmalar, TSK açysyndan çok önemlidir.
Ne tesadüf ki; bu iki olayda 2008 yyly Ocak ayynda kaleme alynan yazyda ifade edildi?i gibi; 2009 yylynyn ilk çeyre?inden hemen sonra ya?andy.
Birinci olay; Erzincan olayydyr. Erzincan Cumhuriyet Ba?savcyly?y Ysmaila?a Cemaatine ili?kin 2007 yylynda resen soru?turma açty. 23 ?ubat 2009’da bu kapsamda 9 ki?i tutuklady. Ayny tarihlerde Ba?savcylyk Cemaati mercek altyna aldy. Bunun üzerine; 10 Mart 2009’da Erzurum Özel Yetkili Savcylyk dosyayy Erzincan’dan aldy.
Erzurum, yürütülen soru?turmanyn Cemaate dayanmasy üzerine konuya müdahale etmi?ti. ?imdi, kar?y hamlenin zamanyydy. Dosya geni?letilerek, çok sayyda TSK personeli soru?turmanyn içine alynyp, tutuklanmalyydy.
Anla?ylan o ki, komplocular o tarihlerde 12 Haziran 2009’da medyaya yansyyacak “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany”ny hazyrlamy?lardy. Erzincan, bu Planyn uygulama alany olarak gösterilecekti. Ayryca, 3.Ordu Komutanly?y tarafyndan icra edilmi? “Yç Güvenlik Semineri”nden de bir “Balyoz” davasy üretilecekti.
3.Ordu Komutany’ny defalarca gözaltyna almaya çaly?tylar, ama ba?aryly olamadylar. Yç Güvenlik Seminerinden de istediklerini elde edemediler. E?er, ba?aryly olsalardy bir “Balyoz” davasy da Erzincan’da sahnelenecekti.
-Erzincan olayy ile neredeyse e? zamanly bir olayda Kayseri’de gerçekle?ti. 4 Mart 2009’da askeri savcylyk Kayseri’de bir gizli organizasyon tespit etti. Be? sivil bir birli?in içindeki askerlerden olu?an hücreleri vasytasyyla gizli ve ki?iye özel bazy evraklary çalarak ve daha sonra da içeri?ini de de?i?tirerek kamuoyunda infial yaratacak ?ekilde bazy yerlere ula?tyrmy?lardy. Ayryca, askeri yazy?ma kurallaryna uygun olarak flash bellekte hazyrladyklary suç içeren evraky da yine içerideki askeri hücre vasytasyyla, bilgisayarlara yükleyerek suç belgeleri haline dönü?türmü?lerdi.
Kayseri’de yapylanlar, daha sonra TSK’ne kar?y yürütülecek komplo eylemlerinin adeta bir prototipi gibiydi.
Askeri hücre içindeki astsubaylar yakalandy. Yfadelerinde; “I?yk evlerinde yeti?tim. Evinde kaldy?ymyz a?abey askerlerle ilgili bilgi topluyordu” sözleriyle suçlaryny itiraf etmi?lerdi.
Yine, soru?turma Cemaate dayanmy?ty.
Sivil be? ki?iye askeri savcylyk ula?amady.
Daha sonra Kayseri soru?turmasy da, Erzincan’da oldu?u gibi askeri personelin aleyhine dönü?türülen soru?turmalar ?eklini aldy.
Kayseri’deki olayyn açy?a çykarylmasynda katkylary olduklary dü?ünülen, Kayseri Hava Ykmal Merkezi Komutany, Kayseri J. Bölge Komutany ile Yl J. Alay Komutany ve soru?turmayy yürüten askeri savcylar ve hakimler çe?itli davalar kapsamynda suçlanarak tutuklandylar.
-25 Mart 2009 günü, Kayseri Yl J. Alay Komutany Albay Cemal Temizöz tutuklandy.
Albay Temizöz; 1993-1995 yyllary arasynda Cizre’de Ylçe J. Birlik Komutany olarak çok ba?aryly görev yapmy?ty.
4 Mart 2009’da Kayseri’de ba?latylan soru?turmada Yl J. Alay Komutany idi.
25 Mart 2009’dan birkaç gün önce, Alb.Temizöz’ün Cizre’de 1993-1995 yyllarynda ya?anan “faili meçhul” cinayetler nedeniyle Diyarbakyr’a ifade vermeye ça?ryldy?yna ili?kin bilgi Gnkur.Kh.na geldi.
TSK’nin terörle mücadelenin göbe?inde oldu?u bir anda, terörle mücadelede görev almy? bir subayyn böyle bir soru?turmaya dahil edilmesi kabul edilebilecek bir durum de?ildi. Alb.Temizöz, istenilen gün ifadeye gönderilmedi.
Durum, siyasi makamlara iletildi. Adalet Bakanly?y Müste?ary Karargaha geldi. Durum kendisi ile de görü?üldü. Daha sonra, bize verilen bilgi, konunun sadece bir ifade verme ile synyrly kalaca?y ?eklinde olunca, Albay Temizöz bir askeri uçakla Diyarbakyr’a gönderildi.
Ancak, Albay Temizöz 25 Mart 2009’da tutuklandy.
Bunun üzerine, Jandarma Genel Komutanly?y Karargahynda, Ankara’daki Jandarma personelini toplayarak bir toplanty yapyldy. Kendilerine bu olayyn terörle mücadeledeki moral durumuna menfi etki yapmasyny önlemek amacyyla bu konunun yakyn takipçisi olaca?ymyzy ifade ettik.
Tutuklanmalara neden olan, aslynda iki gizli tanyk idi. “Sokak Lambasy” ve “Tükenmez Kalem” isimli iki gizli tanyk. Olaya ili?kin ortada ciddi bir delil yoktu.
Medyada bu olay günlerce yer aldy. Yapylan kazylarda çok sayyda insan kemiklerine ula?yldy?y iddia edildi.
29 Nisan 2009 günü yapylan Basyn Toplantysynda bu konuya temas ettim:
“Gizli tanyk kimdir? Ne kadar güvenilir? Arty sadece bir gizli tanyk, onu destekleyen bir delilde yok. Yddianamelere, suçlamalara bakty?ymyz zaman bazy olaylaryn sadece ve sadece gizli tanyk ve itirafçylara dayandy?yny görüyoruz.”
5 Temmuz 2010 günü yapylan Televizyon Programynda yine ayny konu hakkynda ?unlary söyledim:
“Nuri Binzet diye birisi var, bu ki?i ceza almy?, hüküm giymi?. Midyat Cumhuriyet Savcysyna ba?vuruyor; benim bazy konularda bilgim var, diyor. Olay, yani Temizöz’ün tutuklanmasy böyle ba?lyyor. Binzet bu olaylaryn geçti?i zaman kaç ya?yndaydy? 12-13 ya?ynda.
14 Hazirandaki duru?mada, Binzet, daha evvel benim, Albay Temizöz’e ili?kin verdi?im ifadeler do?ru de?il diyor. Yki tane gizli tanyk var. Onlarda, biz daha önce verdi?imiz ifadeleri geri çekiyoruz, do?ru de?il, diyorlar.”
Bu olayyn, TSK’nin terörle mücadelesine yapty?y olumsuz etkiler, YA? Toplantylary dahil, her vesile ile siyasi makamlara anlatyldy. Ama, maalesef söylenenler dikkate alynmady.
Peki sonra ne oldu? Bu davanyn ileriki duru?masy 5 Kasym 2015 günü yapylacak. Son duru?mada, duru?ma savcysy, 20 faili meçhul cinayetten yargylanan sanyklaryn tümünün beraatini istedi. Evet, beraatini.
Yki gizli tanyk “Sokak Lambasy” ve "Tükenmez Kalem” daha önce verdikleri ifadeleri reddettiler.
Savcynyn, bütün sanyklaryn beraatini isterken ileri sürdü?ü gerekçeler ise ?öyle:
Tanyk ifadeleri, olaylarla ilgili kesin ve inandyrycy de?il. Vicdani kanaate uygun ortada delil bulunmamaktadyr.
Umarym; 5 Kasym 2015’de Mahkeme adil ?ekilde bir karar alyr.
Savcynyn gerekçelerini; 25 Mart 2009’dan beri her platforma ifade etmi?tik.
Gizli tanyk kimdir? Ne kadar güvenilir? Sadece gizli tanyk ile olur mu? Gizli tanyk ifadesini destekleyen ortada ba?ka somut delil var my?
Bu konu?malarymyzdan dolayy da yine Ergenekon Savcylary tarafyndan suçlandyk.
Ynsanlar bu dava süreçlerinde acy çektiler. Asylsyz cinayetle suçlanmak gibi insany kahredecek, ba?ka a?yr bir suçlama yoktur. Böyle suçlamalaryn, insanlar üzerinde ne kadar büyük travmalara neden oldu?una ?ahit oldum.
Bu insanlaryn kayyp ettikleri nasyl geriye getirilecek?
Bu açyk komplolary kuranlar, yakalanyp yargy önüne çykartylmayacak my?
Söylediklerimizi o zaman dikkate almayan siyasi makamlar, bu ya?ananlara kar?y ?imdi de sessiz kalmaya devam edecek mi?
-Poyrazköy Olayy:
Poyrazköy’de ilk arama, 23 ?ubat 2009’da yapyldy. Ylginç ?ekilde herhangi bir ki?i hakkynda i?lem yapylmady.
21 Nisan’da gelen yeni bir ihbar üzerine, ertesi gün yine ayny bölgede arama yapyldy. Aramayy yapan polisler, dedektörlerin sinyal verdi?i yerlere bakmadan, “önsezi”lerini kullanarak, “gömülmü?” mühimmatlary buldular.
Poyrazköy direkt olarak Deniz Kuvvetleri personelini hedef almy?ty. Poyrazköy’de yapylan arama nerdeyse televizyonlarda 50 dakikaya yakyn bir süre defalarca gösterildi. Sanki bir cephanelik bulunmu?tu.
Bulunanlar arasynda, be? tane bo? law da bulunmaktaydy. Law bir defa kullanylyr. Ate?lendikten sonra geride kalan bo? kysym bir daha kullanylmaz. Be? tane bo? lawyn orada gömülmesi, açykça bu silahlary bilmeyen bir ki?inin yapabilece?i bir ?eydi. Bu nedenle 29 Nisan 2009 günü yapylan basyn toplantysynda ?unlary söyledim:
“Poyrazköy’de yapylan kazylarda be? tane bo? law paketlenmi? olarak gömülmü? ?ekilde bulundu. Bu bo? lawyn kullanylma olana?y yok yani kullanmazsynyz. Ben de ?u soruyu soruyorum, acaba bunu yapanlar, gömenler kim?”
Aslynda, bu sözlerim ile bunlaryn buraya askerler tarafyndan de?il, komplocular tarafyndan gömülmü? olabilece?ini i?aret ediyordum.
Bu konu?mam, büyük yanky ve rahatsyzlyk uyandyrdy. Basyn toplantysynda bo? lawlara “boru” dememi?tim. Özellikle, bu “boru” sözcü?ü üzerinden aleyhimde propaganda yapyldy.
Ergenekon davasynda, suçlandy?ym olaylar arasynda yapmy? oldu?um basyn toplantylary da vardy. Yddia edilen “Ergenekon Örgütü”nden aldy?ym talimatlarla bu basyn toplantylaryny yapty?ym, sözlerim ile devam etmekte olan soru?turma ve davalary itibarsyzla?tyrmaya çaly?ty?ym suçlamasyyla kar?y kar?yya kaldym.
Aslynda yapty?ym; TSK personeline kar?y yürütülen asylsyz ve haksyz uygulamalar kar?ysynda, görevim gere?i kamuoyunu bilgilendirilmekten ba?ka bir ?ey de?ildi.
Bu davrany?larymyn ve söyledi?im sözlerin do?ru oldu?u bugün bir, bir ortaya çykyyor.
2 Ekim 2015 günü; ilgili Mahkeme; 84 sanykly “Poyrazköy’de Ele Geçirilen Mühimmat Davasy”nda tüm sanyklar için beraat karary verdi.
Söylediklerimin do?ru çykmasyndan ve yanylgyya dü?memi? olmamdan dolayy elbette, mutluyum. Ancak, bu süreçlerde hayatyny kaybedenlere ne olacak? Yyllarca hürriyetleri elinden alynanlaryn, kayyplary nasyl telafi edilecek? Komplocular hesap vermeyecek mi?
?imdi; 2009 yylynda Poyrazköy’de bulunan mühimmat üzerine ortaly?y ayaklandyranlar ve bu komployu kuranlar ne diyecek, nasyl davranacak diye bir beklenti içinde de?ilim.
Çünkü, onlar o günde vicdan sahibi de?ildiler, bugünde onlardan vicdanly ve onurlu davranmak beklenemez.
-Haziran ayy ba?ynda resmi ziyaret nedeniyle ABD’de bulunuyordum. Gezi esnasynda, ola?anüstü bir ilgi gördüm. Belki de ilk defa bir Gnkur.B?k. olarak bir dü?ünce kurulu?unda toplantyya katyldym. CSIS’deki toplantynyn ertesi günü, Cemaat üyesi ait bazy ki?ilerin orayy ziyaret edip, benim orada ne konu?tu?umu ö?renmeye çaly?tyklaryny daha sonra ö?renecektim.
ABD’de bulundu?um; 4 Nisan 2009 günü, Gazi Üste?men Avukat Serdar Öztürk’ün ofisi polisler tarafyndan arandy. Mustafa Levent Gökta?’yn avukatly?yny yapmakta olan Serdar Öztürk’ün bürosunda hiçbir CD ve DVD bulunamady. Çünkü, her ?eyden suç delili üretildi?ini dü?ünen Öztürk, onlary bürodan toplamy?ty.
Ancak, polisler bürodaki masanyn üzerinde açyktaki mavi klasörün içinde iddia edilen “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany”nyn fotokopisini buluverdiler. CD ve DVD’leri toplayan Öztürk, böyle iddia edilen bir planyn fotokopisini masasynyn üzerinde bulunan bir klasörün içine koymu?tu.
12 Haziran 2009 günü “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany” medyada haber oldu. Yapan gazete elbetteki Taraf idi.
Ayny gün Genelkurmay Savcyly?y tarafyndan konu hakkynda soru?turma açyldy.
Soru?turma kapsamynda, böyle iddia edildi?i ?ekilde bir planyn Gnkur.B?k.ly?ynda hazyrlanyp hazyrlanmady?y ile hazyrlanmy? ise kimlerin tarafyndan hazyrlandy?ynyn ara?tyrylmasy istenilmi?ti. Yurt dy?ynda olmam nedeniyle; Gnkur.II.Bsk.nynyn beni telefonla arayyp, görü?ümü sormasy bile, gözü dönmü? savcylar “örgüt ba?lantysy” delili olarak dava dosyasyna sunmaktan çekinmediler.
Fotokopi üzerinde tarih yoktu. Ama, Nisan 2009’da hazyrlandy?y iddia edildi.
Yddia edilen “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany”nda yer alan bazy önemli noktalar ?öyledir:
“Askeri suç kapsamynda I?yk evleri baskynlarynda silahly terör örgütü olu?turmak do?rultusunda silah, mühimmat, plan gibi materyal bulunmasy sa?lanarak Fethullah Gülen grubu silahly terör örgütü kapsamyna aldyrylacak ve soru?turmalar askeri yargy kapsamynda yürütülecektir.”
Cemaatin lideri 6 Nisan 2009 tarihinde bir internet sitesinde yayymlanan beyanatynda ?unlary söylüyordu:
“Mesela Tah?iye diye bir ?ey icat edebilirler. Yyi organize edebilirlerse bunlary belki hakiki Müslümanlarla kitap okuyan Müslümanlaryn içine sokmaya çaly?abilirler. Onlary güçlendirmek için ellerine silah da verebilirler.”
Gülen’in konu?masynda söyledikleri ile iddia edilen Planda yazylanlar arasyndaki benzerlik ortadadyr. Ayny günlerde; Kayseri’deki soru?turmada devam etmekte olup, soru?turmanyn I?yk evleri ile de ilgilendirildi?i unutulmamalydyr.
“Kollama” ve “Tek Türkiye” adly televizyon dizilerinin isimleri de iddia edilen planda yer almaktadyr. Planda bu diziler hakkynda olumsuz haberler yapylmasy istenilmektedir. Daha sonra anla?yldy ki, bu televizyon dizileri Tah?iye grubuna kar?y yapylan yayynlar arasynda imi?.
Yddia edilen planyn üzerinde “Yrticayla Mücadele Eylem Plany” ismi vardy. Ancak, Taraf gazetesi planyn ismini “AKP’yi ve Fethullah Gülen Cemaatini Bitirme Plany” olarak yayymlady. Bu ismi hakikaten kim koydu? Neden böyle bir isim koyuldu?
AKP ile neden Nak?ibendi Tarikaty de?il de, Fethullah Gülen Cemaati. Bu da üzerinde durmaya de?er, di?er bir noktayy olu?turmaktadyr.
24 Haziran 2009’da Genelkurmay Savcyly?y soru?turma hakkynda Kovu?turmaya Yer Olmady?y Karary’ny verdi. Bu do?al bir sonuçtu. Çünkü ellerindeki bir fotokopi idi, hukuki de?ere sahip bir “belge” de?ildi.
26 Haziran 2009 günü yapylan basyn toplantysynda, hakly olarak, “ka?yt parçasy” demem, kar?y tarafy ciddi ?ekilde rahatsyz etti. Komplolary, oyunlary tykanmy?ty.
Bu soru?turma kapsamynda, Genelkurmay Savcyly?y tarafyndan el konulan harddiskler; Ergenekon davasyna bakan 13.A?yr Ceza Mahkemesi Naip Hakimi tarafyndan incelendi. 5,5 GB hacmindeki tutanakta:
“71 adet harddiskte kovu?turma ile ilgili olacak veya kovu?turmaya katky sa?layacak hiçbir bilgi ve belgenin bulunmady?y”
Ynceleme Tutana?ynda ise:
“Yddia edilen ‘Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany’ bulunamamy?tyr” ifadeleri yer almaktaydy.
17 Haziran 2009 günü, Albay D. Çiçek Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y tarafyndan ifade vermeye ça?rylmy?ty. Bunun yasaya aykyry oldu?unu kendilerine iletince, Savcylyk bir yazy ile bu talebini geri almy?ty.
26 Haziran 2009 günü basyn toplantysy yapty?ymyz günün erken saatlerinde; sabah kar?y TBMM’de bir yasal düzenleme yapylmy?ty. Gece yarysy yapylan de?i?iklikten Genelkurmay Ba?kanly?y ile Milli Savunma Bakanly?y’nyn bilgisi yoktu.
Birinci de?i?iklik ile; askeri ?ahyslaryn askeri mahallerde i?ledikleri suçlar nedeniyle Özel Yetkili Mahkemeler tarafyndan yargylanmalarynyn önü açylyyordu. Bu madde, Anayasa’ya aykyry idi.
26 Haziran 2009’da yapylan yasa de?i?ikli?i üzerine Albay Çiçek tekrar ifade vermeye ça?ryldy. Yfadeye ça?ryldy?y gün 30 Haziran 2009 idi. O gün Milli Güvenlik Kurulu toplantysy vardy. Belki de o günü özellikle seçmi?lerdi. Toplanty esnasynda 26 Haziran’da yapylan yasa de?i?ikli?inin, Anayasa’ya aykyry oldu?unu açykça belirttik. Ancak, görü?lerimiz dikkate alynmady.
O gece tutuklanan Albay Çiçek; 18 saat geçmeden tahliye edildi.
Daha sonra, Anayasa Mahkemesi de de?i?ikli?in bu maddesini iptal etti.
Ykinci de?i?iklik ise, her halükarda sivil ?ahyslaryn askeri mahkemelerde yargylanmalaryna son veriliyordu. Bu madde tarty?maly idi. Ba?langyç da, do?al uygun bir de?i?iklik olarak da görülebilir. Ancak, unutulmasyn ki bu de?i?iklikten ilk faydalanacak ki?iler, Kayseri’de haklarynda askeri savcylyk tarafyndan soru?turma açylan ancak o günde yakalanamayan be? sivil ki?i oldu?udur.
Olaylar, yasa de?i?ikli?inin zamanlamasy, yasa de?i?ikliklerinden nasyl ve kimlerin faydalandy?y, bu yasa de?i?ikliklerinin Cemaat tarafyndan istenildi?ini göstermektedir.
Yddia edilen “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany” komplosu burada bitmeyecekti. Cemaat bu konudaki ba?arysyzly?y kabul etmeyecek, komplonun devamy için her fyrsaty kullanmaya çaly?acaktyr.
-Kamuoyunda “Amirallere Suikast” soru?turmasy olarak bilinen Gölcük operasyonu 15 Temmuz 2009’da Ystanbul Emniyet Müdürlü?üne ula?an isimsiz ve imzasyz bir e-posta ihbaryyla ba?lady.
Donanma Komutanly?ynda görevli bazy te?menler ile askeri okul ö?rencilerinin uyu?turucu ve fuhu? temelli örgütsel faaliyetler içerisinde olduklary iddia ediliyordu.
Ystanbul Emniyet Narkotik ?b. Md.lü?ünün hazyrlady?y “sanyk karar takip formu” incelendi?inde çarpycy bir gerçek ortaya çykyyordu. Belgenin üzerindeki tarih 28 Haziran 2009 idi. Demek ki, soru?turma e-posta ihbary ile ba?latylmamy?ty. Komplo planlanmy?ty.
Ystanbul Harp Akademileri Komutanly?y diploma töreninde kar?yla?ty?ym; Ystanbul Valisine bu yapylandan çok rahatsyz oldu?umuzu söyledim.
Vali, Ba?bakan’a bilgi verip müsaade istedikten sonra, Ankara’ya Genelkurmay Ba?kanly?y’na geldi.
Vali’nin elinde iddia edilen “Kafes Eylem Plany” vardy.
“Kafes Eylem Plany”, 21 Nisan 2009 günü ilginç bir ?ekilde Levent Bekta?’yn i?yerinde bulundu?u ileri sürüldü. Anla?ylan geçen sürede polis bu komplo plany üzerinde çaly?my?ty.
Yddia edilen plany karargah inceledi. Gecikmesiz olarak, incelenmek üzere Deniz Kuvvetleri Komutanly?y’na “Kafes Eylem Plany” gönderildi.
Deniz Kuvvetleri Komutanly?y, ortada bir delil veya bilgi bulunmady?y için askeri savcylyk tarafyndan soru?turma açylmasyna gerek duymady.
Ancak, Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y 5 Kasym 2009’da “Kafes Eylem Plany” soru?turmasyny açty.
Poyrazköy ve Amirallere Suikast soru?turmalary sonunda hazyrlanan iddianameleri incelemeyi müteakip; 10 ?ubat 2010 günü bir gazeteye röportaj verdim. Amacym, kamuoyunu bilgilendirmekti. Röportajda ?u konulara de?inmi?tim.
“Bir denizaltyda bomba patlatyp çoluk çocu?un ölümü ile kaos yaratylaca?y iddia edilmektedir.
Bulunan patlayycy ise yarym libre TNT ile iki burgu patlayycy. Toplam 400gr. Patlayycylar, buradaki kripto cihazlarynyn dü?manyn eline geçmesini önlemek üzere eskiden konuldu?u belli. Usulüne göre imha edilmemi?.
450gr. patlayycy denizaltyyy batyryr my? Hayyr. Gemiye ziyaret için gelen çocuklary öldürmek için konuldu?unu iddia etmek saçmalyktyr.
Yddianamenin suçlar bölümünde amirallere suikast ile ilgili bir satyr var my? Hayyr. Bu denizciler kendi komutanlaryna dahi suikast yapacaklar diye, yazan, çizen, ba?yranlara ne oldu? Bunun hesabyny kim verecek, böyle rezillik olur mu?
Deniz Kuvvetleri sürekli gündemde, neden?
Karadeniz’in önemi giderek artyyor. Do?u Akdeniz’inki zaten malum. Milli Gemi projesi ile artyk kendi gemilerimizi üretece?iz.
Bize kar?y yapylanlaryn arka planyny biliyoruz.
Birileri gerekeni yapar diye susuyoruz ve bekliyoruz.
Ama, bununda bir synyry var.”
Bu konu?mada, hakkymda hazyrlanan iddianamede yer aldy. Suçlama yine ayny idi:
“Ergenekon Davasyny” kamuoyu gözünde itibarsyzla?tyrma ve yargylamayy etkileme.
Peki ne oldu? Ekim 2015’de “Kafes Eylem Plany”, “Amirallere Suikast”, “Gölcük Belgeleri” gibi davalaryn birle?tirildi?i 84 sanykly “Poyrazköy’de Ele Geçen Mühimmat” davasyndaki bütün sanyklar beraat etti.
-7 A?ustos 2009’da Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y bir karar aldy. Suç yerinin Ankara olmasy nedeniyle “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany” ile “TSK’ni a?a?ylama ve hakaret suçu”na ili?kin soru?turmanyn Ankara Cumhuriyet Ba?savcyly?y tarafyndan yürütülmesini istedi.
Bu karar çok önemli idi. Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y iddia edilen planyn birileri tarafyndan üretildi?ini ve bunlaryn amaçlarynyn ise TSK’ne bir komplo/kumpas kurulmasy oldu?unu bir noktada kabul ediyordu.
Bu aslynda, çok önemli bir kyrylma ve dönüm noktasyny olu?turuyordu.
Komplocular tam bir panik haline girmi?lerdi.
-Komplocular; iddia ettikleri “Yrtica ile Mücadele Eylem Plany” ile girdikleri çykmazdan çok rahatsyzlardy. Medyadaki rüzgar aleyhlerine dönmü?tü. Çyky? yolu aradylar.
Çözüm; 30 Eylül 2009 günü Savcy Zekeriya Öz’e gönderilen bir ihbar mektubunda bulundu.
Yhbarcy, mektuba göre bir subaydy. Yhbarcy subay mektup ile gönderdi?i “Yrtica ile Mücadele Eylem Plany”nyn yslak imzaly olan dosya suretini 12 Haziran 2009 günü klasörden almy?ty.
Neden 3,5 ay bekledi? Kimse bu konunun üzerinde durmady.
Öz, ihbar mektubu kendisine ula?yr ula?maz; 16 Ekim 2009 günü mektubu Adli Typ Kurumu Ba?kanly?y’na gönderdi.
Olay; 23 Ekim 2009 günü basynda yer aldy. Y?in ilginç yönü 19 Ekim 2009 günü de Habur olayy ya?anmy?ty. Bu iki olay arasynda bir ili?ki oldu?u ?üphesini çok ki?i ta?ymaktaydy.
Yddia edilen planyn üzerindeki “yslak imza”nyn incelenmesinin yapylmasy ise tam 3,5 ay sürdü. Karar, dört üyenin muhalefeti ile çykty.
Bir imzanyn incelenmesi bu kadar süremez. Bu akla, arzu edilen bir ?ekilde raporun çykmasy için kadrola?ma için harcanan sürenin, 3,5 ay aldy?yny getirir.
11 Kasym 2009 günü, ifadeye ça?rylan Alb.Çiçek tutuklandy. Giydi?i eldivenler ile “yslak imzaly” plany ele alan, Çiçek defalarca, planyn üzerinde bulunan parmak izlerinin incelenmesini talep etti, bu talepler hiçbir zaman dikkate alynmady. Çünkü, hazyrlanan plan üzerinde komplocularyn parmak izleri vardy.
Ba?bakan, iddia edilen “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany”nyn yer aldy?y ihbar mektubuna ili?kin kendisine sorulan soruya, 8 Kasym 2009 günü ?öyle cevap vermi?ti:
“Genelkurmay Ba?kany ile Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany ile ilgili aramyzda bir sorun, güven sorunu yok.”
-27 Ekim 2009 günü Erzincan Çatalarmut Köyü yakynynda bulunan DSY barajynda mühimmat bulundu.
Mühimmaty bulan, “Göyne” isimli bir gizli tanykty. Yfadesi ?öyleydi:
“Balyk tutmak için göle gitti?imde göl sularynyn çekilmi? oldu?unu gördüm. Biraz dikkatle bakty?ymda yan taraflarda bir adet el bombasynyn oldu?unu gördüm, etrafa saçylmy? çok sayyda mermilerin ve el bombalarynyn oldu?unu görünce, görü?mekte oldu?um polis memuruna telefonla ihbary yaptym.”
Mühimmatlary bulan vatanda? gizli tanyk yapylyyor. Nasyl oluyor ise; o vatanda? ihbary arkada?y olan polise yapyyor. Gerçekten, inanylmasy zor bir durum.
Daha sonra tutuklanan MYT personeli, Çatalarmut’taki mühimmaty oraya polisler koydu diye ifade verdi.
-10 Aralyk 2009 günü 3.Ordu Komutany Erzurum Özel Yetkili Savcyly?y tarafyndan ifade vermeye ça?ryldy. Bu bir ilkti. Görevi ba?ynda, bir Ordu Komutany, ?üpheli olarak ifade vermeye ça?rylmy?ty. Mazeret gösterilerek, Ordu Komutany ifade vermeye gönderilmedi.
Kasym ayy içerisinde Deniz Kuvvetleri personeline yönelik büyük bir karalama kampanyasy da yürütülmü?tü. Soru?turmalaryn bir Ordu Komutanyna kadar uzamasy, TSK personeli üzerinde büyük etki yaratmy?ty. Bunun üzerine, 3.Ordu bölgesine giderek, personele moral deste?i verilmesinin uygun olaca?y dü?ünüldü.
17 Aralyk 2009 günü Trabzon’a gidildi. Trabzon limanynda bulunan Oruç Reis Fyrkateyni’nde bir konu?ma yaptym. Konu?ma yeri için bir Fyrkateyni seçmemin nedeni, Deniz Kuvvetleri personeli üzerinde olumlu etki yaratmakty.
Ergenekon savcy ve hakimleri, konu?manyn bütününe bakmadan, bir cümleyi saptyrarak, Oruç Reis’in ki?ili?inden hareket ederek anlamsyz suçlamalarda bulundular.
Üzerinde durduklary cümle ?u idi; “TSK’ne kar?y yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekata ili?kin bazy hususlara de?inmek istiyorum. Bu konulara TCG Oruç Reis Fyrkateyni’nde de?inmemin özel anlamy var.”
Halbuki, daha öncede de?indi?im gibi, Oruç Reis Fyrkateyni’ni seçmemin nedeni, Deniz Kuvvetleri personeline moral vermekten ve TSK’ne kar?y yürütülen asimetrik psikolojik harekata de?inmekten ba?ka bir ?ey de?ildi. Nitekim, bazy kö?e yazarlary da yazdyklary yazylarda bu konuya bu ?ekilde de?inmi?lerdi.
Konu?mada dikkati çeken di?er hususlar ise ?öyleydi: Karadeniz halkynyn ulusal konulara kar?y hassasiyeti, TSK’ne kar?y ilk defa asimetrik psikolojik harekatyn medya aracyly?y ile yürütüldü?ü. Adli makamlaryn, ihbar mektuplary, itirafçylar ve gizli tanyk ifadelerinden hareket ederek soru?turma açtyklary. TSK personeline kar?y yürütülen soru?turmalar hakkynda, Genelkurmay Ba?kanly?y’na bilgi verilmedi?i. Polis ve askerin kar?y kar?yya gelebilece?i durumlaryn olmasyna neden olunmamasy.
Konu?mada söyledi?im ?u sözler ise, Ergenekon Savcy ve Hakimleri tarafyndan görülmedi bile:
Son zamanlarda artan toplumsal olaylarda ?iddete ba?vuruldu?unu görmekteyiz. Bu olaylar, hiçbir ?ekilde kabul edilemez. Toplumun bütün kesimleri, sa?duyulu olmak tahriklere kapylmamak zorundadyr. Toplumsal çaty?ma hiç kimseye ve ülkemize fayda sa?lamaz…..
Türk Silahly Kuvvetleri, her vesile ile demokrasinin ve hukuk devletinin yanynda oldu?unu ifade etmektedir…..
Türk Silahly Kuvvetleri, hiçbir zaman hatalary örtme, suçlulary koruma durumunda olmamy?tyr…..
Konu?mamy da ?u cümle ile tamamlamy?tym:
Gün, birlik beraberlik ve bütünlük günüdür.
-19 Aralyk 2009 günü ak?am üstü; Ankara Seferberlik Bölge Ba?kanly?y ile ilgili olay oldu.
Yani, Trabzon konu?masyndan nerdeyse iki gün sonra.
Trabzon’da ?ikayet etti?imiz konulara adeta birer cevap gibi; olan olaylardan bize bilgi verilmedi ve yaratylan olaylarla da adeta polis-asker çaty?masyna neden olunmaya çaly?yldy. Bu konuya ili?kin örnekler ?unlardyr:
Polis; medyaya göre en az Mart 2009’dan beri, o bölgede askerlerin kiralady?y bazy araçlaryn dola?ty?yny biliyordu. Ama, Genelkurmay Ba?kanly?y’na bunlar kime aittir, neden burada bulunuyorlar diye sorma ihtiyacy duymady.
Kar?ylykly güvenin ve devlet adabynyn oldu?u ülkelerde oldu?u gibi, ?üpheli durumlarda TSK ile irtibata geçerek bilgilendirme yapylmasy ve gerçekten ?üpheli bir durum varsa da Ordu ile i?birli?i yapylarak, yasalar çerçevesinde hareket edilmesi gerekirken, bunlara asla itibar edilmedi. Çünkü amaç; TSK’ne komplo kurulmasy idi. Fyrsat kollanyyordu. Yakaladyklary bu fyrsaty kullandylar.
Ayny tip di?er bir olay ise; 31 Aralyk 2009 günüde ya?andy. Polis, beyaz renkli Deniz Kuvvetlerine ait iki aracy durdurdu. Merkez Komutanly?y ile irtibata geçilmesine yine gerek duyulmamy?ty. Yhbara göre; araçtakiler bir hakimi takip ediyordu, ona suikast giri?iminde bulunacaklardy. Bu olayda asker ve polis neredeyse kar?y kar?yya geliyordu. Malum, araçtan a?çy uzman çavu? çykmy?ty.
Yine ayny ?ekilde bir olayda Mart 2010’da ya?andy. Özel Kuvvetler Komutanly?y bakym ve onarym için Ankara’ya getirilen bombalary kiraladyklary 4 sivil kamyonla naklediyordu. Bu dört araç Ankara’ya giri?te durduruldu, TSK’ne ait malzemeyi ta?ydyklary bilinmesine ra?men, Ankara Emniyet Müdürlü?ü’ne getirildi, arandy. Daha sonra da Ankara Merkez Komutanly?y’na bilgi verildi. Yapylan tamamen yasa dy?y idi, kötü niyetli idi. Buradan hareket edilerek, ortaya çe?itli senaryolar atyldy.
25 Aralyk 2009 günü, Özel Yetkili Savcy adeta bir basyn ordusu ile bu sefer Ankara Seferberlik Bölge Ba?kanly?y’nda aramalara ba?lady. Aramalar mahkeme karary ile; yasalar etrafyndan dola?ylarak ve yapylan bütün itirazlara ra?men mahkemece görevlendirilen hakim tarafyndan, 20 Ocak 2010 gününe kadar devam etti.
19 Aralyk 2009 günü ba?layan ve 20 Ocak 2010 gününe kadar devam eden, Ankara Seferberlik Bölge Ba?kanly?y olayynda, komployu kuranlaryn amacy daha öncede ifade etti?imiz gibi, çe?itli tarihlerde i?lenmi? “faili meçhul” cinayetler ile TSK arasynda ili?ki kurmakty.
Bu konuya ili?kin, dü?üncelerimiz, görü?lerimiz ve tekliflerimiz, Genelkurmay Ba?kanly?y’nda düzenlenen Ba?bakan ve ilgili Bakanlaryn da katyldy?y bir toplanty da dahil olmak üzere, yetkili ve sorumlu makamlara defalarca anlatyldy. Olaylaryn, asker-polis çaty?masyna neden olabilece?i belirtildi. Ancak, maalesef di?er ya?ananlarda oldu?u gibi hiçbir sonuç elde edilemedi.
2009 yylynda açylan soru?turmayy yürüten savcy görevden alyndy?y tarihe kadar dosyayy açyk tuttu. Herhalde, ortaya yeni bir ihbar mektubu, gizli tanyk çykaca?yny bekliyordu.
Dosya ile görevlendirilen yeni savcy, derinli?ine yapty?y bir incelemeden sonra, dosyada ?üpheli olarak bulunan herkes için; “Kovu?turmaya Yer Olmady?y” kararyny verdi.
Bu olay, bir yüzkarasydyr. Yapylan komplolara ait tipik bir örnektir. Komployu kuranlar ve yürütenler bellidir. Beklenen, onlar hakkyndaki soru?turmalaryn en kysa zamanda açylmasydyr.
-20 Ocak 2010 günü, Ankara Seferberlik Bölge Ba?kanly?y’nda yürütülmekte olan arama sona erdi.
Olaylaryn adeta bir merkezden senkronize edildi?ini gösterecek ?ekilde, ayny gün, yani 20 ocak 2010 günü Taraf Gazetesi iddia edilen “Balyoz Güvenlik Harekat Plany”nda oldu?u ileri sürülen bir takym haberleri sansasyonel bir tarzda yayymlady:
Fatih Camisinin uçaklar tarafyndan bombalanaca?y, insanlaryn tutuklanyp stadyumlarda 200 bin ki?inin gözaltyna alynaca?y gibi.
5-7 Mart 2003 tarihleri arasynda icra edilen, 1.Ordu Plan Seminerinde yapylan konu?malaryn ses kayytlary alynmy?ty.
Daha sonra hazyrlanan bilirki?i raporunda; bu ses kayytlarynyn çözüm metninin Aralyk 2007’de yazyldy?y, bunlaryn elektronik ortama geçirilmesinin ise 25 Kasym-15 Kasym 2009 tarihleri arasynda yapyldy?y yazylydyr.
Bu tarihler ?unu göstermektedir. Türk Silahly Kuvvetlerine kar?y komplo yapylmasyna daha öncede de?indi?imiz gibi 2007 yylynyn sonunda karar verilmi?tir. “Balyoz” komplosunun sahneye konulmasyna ise; Ekim 2009’da ba?lanylmy?tyr. Typky; iddia edilen “Yrtica Yle Mücadele Eylem Plany”nyn yslak imzalysynyn gündeme sokulmasyna Ekim 2009’da karar verildi?i gibi.
25 Ocak 2010 günü Gnkur. Kh.da; Kazym Karabekir’i anma günü tertiplenmi?ti. O vesile ile; “Balyoz” soru?turmasyna ili?kin ?u sözleri söylemi?tim:
“Allah Allah diye askerine hücum ettiren, taarruz eden bir Ordu, nasyl Allah’yn evi camiye bomba atmayy dü?ünür. Vicdansyzlyktyr. Lanetliyorum bunlary.”
Konu?mayy da ?öyle tamamlamy?tym:
“Türkiye’de son dönemlerde darbe iddialary gündemin ba?yny i?gal ediyor. Darbe iddialary hicap ediyorum. Bu iddialardan fevkalade rahatsyzyz. Elbette, Türkiye’de bazy olaylar ya?andy. Ama, diyoruz ki bugün artyk bu olaylar geride kaldy. Bu süreçte ya?anan olaylardan, herkesin kendi ba?yna dü?en bölümlerden gerekli dersleri çykardy?yny dü?ünüyoruz.
Biz diyoruz ki, demokraside, demokratik yönetimlerde en önemli husus iktidarlaryn seçimlerle, demokratik yöntemlerle el de?i?tirmesidir.”
26 Ocak 2010 günü, 1. Ordu Savcyly?y “Balyoz” iddialaryna ili?kin soru?turma açty.
29 Ocak 2010 günü de, Taraf Gazetesi yazary, bavul dolusu dokümany Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y’na teslim etti. Ertesi günde savcylyk soru?turmaya ba?lady.
22 ?ubat 2010 günü, 22 ?ubat 1962 olayy hatyrlanyrsa, sanki özel olarak seçilmi? bir gün olarak, “Balyoz” davasynda ilk gözaltylar gerçekle?ti. Kuvvet Komutanlary ile durumu de?erlendirdik. Mysyr gezisini iptal ettim. Ba?bakanly?a vekalet eden, Ba?bakan Yardymcysy Gnkur.Kh.na geldi.
24 ?ubat 2010 tarihinde, Genelkurmay Ba?kanly?y Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?yna göndermi? oldu?u yazyda, “Balyoz”, “Oraj” ve “Suga” adly iddia edilen planlaryn bulunmady?yny bildirdi. Ancak, bu dönemde; mahkemeler Gnkur. B?k.ly?ynyn yazylaryna itibar etmediler, dikkate bile almadylar. Böyle bir devlet yapysy olabilir mi?
26 Ocak 2010 günü soru?turmaya ba?layan 1.Ordu Savcyly?y, bir bilirki?i raporunun hazyrlanmasyny 1. Ordu Komutanly?y’ndan istemi?ti. Y?in ilginç yönü; Bilirki?i Raporunun Tanzim Tarihi: 22 ?ubat 2010’du. Ayny gün gözaltylar oldu. Bilirki?i raporu, temelden sakatty. Savcy ve hakimler bu rapora dört elle sarylmy?lardy.
26 ?ubat günü, tutuklanan personel sayysy 28’e ula?my?ty.
27 ?ubat 2010 günü, Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y duruma müdahale etti. Yazdy?y yazyda ?unlary söylüyordu:
“Ben ve yardymcylarymyz onaylamady?y sürece savcylaryn talimatyny yerine getirmeyin.”
Herhalde, hukukun normal i?ledi?i bir ülkede, Ba?savcy ile savcylar arasynda böyle bir ili?ki olamaz. Bu ancak, savcylaryn gerekli direktifleri Ba?savcydan de?il de, ba?ka bir yerden aldy?y ülkelerde olabilir.
Mart 2010’da “Balyoz soru?turmasyndan tahliyeler olmaya ba?lady.
3 Nisan 2010 günü, 12. A?yr Ceza Mahkemesi 97 “Balyoz” davasy ?üphelisi için yakalama karary verdi.
Olaya yine Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?y müdahale etti. Yapylan açyklamada ise ?unlar söylenmi?ti:
“Gözaltyna alynmasy istenen subaylaryn 78’i muvazzaf, 25’i general ve amiral. Böyle bir yakalama ve gözalty kararynyn yol açaca?y sonuçlar iyi de?erlendirilmeli.”
Ba?savcylyk, ayny anda davaya bakan 2 savcyyy da görevden aldy.
Ystanbul Cumhuriyet Ba?savcyly?ynyn yazmy? oldu?u yazy ve yapmy? oldu?u açyklama, oynanan oyunu aslynda, o gün ortaya koymu?tu. Ancak, ayny noktaya gelmek için 5 sene geçecekti.
Haziran 2010 ayy içerisinde “Balyoz” davasyna ili?kin tahliyeler devam etti. “Balyoz davasyndan tutuklu olan kalmamy?ty.
23 Temmuz 2010 tarihinde, savcylar bu seferde “Balyoz” davasyndaki 102 ki?i hakkynda yakalama karary çykardylar. Karar, yasal olarak yanly? idi.
O anda Ystanbul’da idim. O syrada Ystanbul’da bulunan Cumhurba?kany ile görü?üp, bu kararyn uygulanmasynyn mümkün olmayaca?yny ifade ettim.
Bu karar uygulanamady. Ytiraz üzerine, Ylgili Mahkeme de bu karary 6 A?ustos 2010’da yani Askeri ?ura Toplantysy bittikten sonra iptal etti.
“Balyoz” davasy da syky?my?ty. Yine, bir çözüm aradylar ve 6 Aralyk 2010’da Gölcük, Donanma Komutanly?y’nda savcylar arama yaptylar. Bu aramada, yalnyz “Balyoz” davasy için de?il, “Ergenekon” gibi davalar içinde önem ta?yyan me?hur 5 No’lu Harddisk gibi. Poyrazköy davasyna bakan mahkemenin görevlendirdi?i bilirki?iler 5 No’lu Harddiskin manipüle edildi?ini açykça ortaya koydular.
Elbette, “Balyoz” davasy TSK’ne vurulan en büyük darbedir. Bu darbe ile, pek çok de?erli Türk Silahly Kuvvetleri personelinin, TSK’nden ili?i?i kesilmi?tir.
Tarih, bu davayy bir ülkenin, kendi ordusuna yapabilece?i en büyük ihanet olarak yazacaktyr. Bundan, hiç ?üphem yok.
Yeniden yargylanma neticesinde, 7 arkada?ym dy?ynda herkes bu davadan beraat etti. O arkada?larymyn da beraat edece?ine yürekten inanyyorum.
-30 A?ustos 2010’da emekli oldum. Herhalde, benimle hesapla?mak için emekli olmamy beklediler. Suçlama içinde “Ynternet Andycy” ny seçtiler.
Ynternet Andycy internet sitelerini konu alan, metin kysmy iki sayfadan ibaret tamamlanmy? bir karargah çaly?masydyr. Andyçyn içinde suç unsuru te?kil edecek bir husus kesinlikle yoktur.
Ama, Ergenekon Savcylary ve hakimleri için bu önemli de?ildir.
Onlar, bu andyç vasytasyyla, kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerinin icra ve organize edildi?ini ileri sürerken, o anda ve ilerde Genelkurmay Ba?kanly?y’nda bu amaçla kullanylabilecek hiçbir internet sitesi olmady?yny görmeyecek kadar vicdansyz ve üzerlerine cüppe giydirilmi? zavallylardyr.
Ynternet Andycy ile bana ula?mak için, karargahymdaki personeli de tutuklayyp, ceza evine koymaktan çekinmeyecek kadar gözü dönmü?, böyle bir mahkemede savunma yapmayy uygun görmedim. 7 Haziran 2013 günü, Mahkeme de yapty?ym genel de?erlendirmemi, ?u sözlerim ile bitirmi?tim:
“E?er Ynternet Andycy adly sanal davanyn asyl amacy-ki ben öyle oldu?unu dü?ünüyorum- Genelkurmay Ba?kanly?y Karargahy’nda benim komutam altynda çaly?an ve sadece yasal bir belge olan Ynternet Andycy üzerinde parafeleri bulunan sivil memurundan orgeneraline kadar tüm personelin üzerlerine basarak Genelkurmay Ba?kany’na yani bana ula?mak ise, bu silah arkada?larymy byrakynyz gitsinler.
Ne yapacaksanyz bana yapynyz.
Buradayym. Dimdik ayaktayym.”
SONUÇ OLARAK ?UNLARI YFADE ETMEK YSTYYORUM:
Tarih ilerisini göremeyenler için acymasyzdyr.
Osmanly Kürtlerinin 20. Yüzyylyn ba?ynda, kendi iradeleri dy?ynda, büyük devletlerin uygulady?y Ortado?u politikasy neticesinde; üç devlet arasynda, yani Türkiye, Irak ve Suriye olarak bölünmesi Türkiye açysyndan, bir iç ve dy? güvensizlik ortamy yaratmy?tyr.
Bugün oynanan oyunun ba? aktörleri de?i?mi? olabilir, ancak oynanan oyun de?i?memi?tir.
Irak’yn Kuzeyinde ba?ymsyz bir Kürt devletinin kurulu?u, sadece zaman meselesidir. PKK, belki de beklemedi?i bir ?ekilde, Suriye’nin kuzeyinde kendi topraklaryna sahip olma y?y?yny görmü?tür.
Türkiye’deki etnik Kürt milliyetçileri ise, temelde iki ayry millet olma iddiasyny savunmaktadyrlar. Bu ayrylykçy bir yakla?ymdyr. Bu yakla?ymyn sonu; ba?ymsyzlyktyr.
Bu geli?meler kar?ysynda Türkiye bölgesinde güçlü olmalydyr. Bunun için yapylacak ilk i?; Türk Ordusu’nun kyrylan gurur ve onurunun tamir edilmesidir. Bunun gerçekle?mesi ayny zamanda Türk Milletinin adalete kar?y duydu?u güveni de tazeleyecektir.
Bir Genelkurmay Ba?kany’nyn Özel Yetkili Savcylar ve hakimlerin yapty?y gibi, suçlanmasy, hiçbir zaman ki?isel suçlama olarak kabul edilemez. Bu suçlama, gerçekte onun ?ahsy üzerinden Türk Silahly Kuvvetleri’ne yöneltilen a?yr bir suçlamadyr. Amaç; Türk Ordusunun gurur ve onurunun kyrylmasydyr.
Onlar tarafyndan suçlanan, Genelkurmay Ba?kany ne yapmy?tyr?
Sadece; Atatürk’ün bir subayy olarak, O’nun “Hayat demek mücadele demektir. Hayatta ba?ary kazanmak, mutlaka mücadelede ba?ary kazanmaya ba?lydyr” sözüne sadyk kalarak, yalnyz görevde bulundu?u süreçte de?il, hayatynyn son dakikasyna kadar mücadeleye devam etmi?tir ve etmektedir.
Eski itibaryna kavu?an Türk Ordusunun ba?aramayaca?y hiçbir ?ey yoktur.
Çünkü bu Ordunun mayasy sa?lamdyr.
Çünkü bu Ordu, Mustafa Kemal Atatürk’ün Ordusudur.
Bu Ordu, Atatürk’ün dedi?i gibi:
Zaferleri ve mazisi insanlyk tarihi ile ba?layan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlaryny ta?yyan kahraman Türk Ordusudur.
Ancak, geçti?imiz dönemde Atatürk’ün Ordusuna ihanet edilmi?tir.
Yhanetin kimler tarafyndan planlandy?yny, uygulandy?yny ve desteklendi?ini konu?mamyn önceki bölümlerinde ortaya koydum.
George W.Bush yönetimi, TSK’ne kar?y oynanan oyunu desteklemi?tir.
Siyasi iktidar “Ne istediler de vermedik” ve “aldatyldyk” ifadeleri ile Cemaate gerekli deste?i verdiklerini, zaten kendi sözleriyle açykça belirtmi?tir.
Cemaat ise i?lenen hukuk cinayetlerinin asli failidir. Bu cinayeti yargy ve emniyet içine yerle?tirdikleri kadrolary vasytasyyla i?lemi?tir.
Siyasi iktidarlar, siyasi partilerdir. Ba?y bellidir, sonu bellidir. Ne olursa olsun partiler ile hukuk çerçevesinde kalarak mücadele edilebilir. Sonuçta, seçimler ile millet siyasi partilerden hesap sorar.
Ama Cemaat, ba?y bellidir ama sonu belli de?ildir. Görülmezdir.
Hele bu yapy Devleti ele geçirmeyi hedeflemi? ise, bu tehdidi görmezlikten gelemezsiniz.
Hanefi Avcy, son kitabynda “17 Aralyk’ta ba?layan operasyonun amacynyn yolsuzlu?u ortaya çykarmak de?il darbe oldu?unu, rakibini devirmeyi ve iktidary ele geçirmeyi hedefledi?ini, ortada evet bir yolsuzlu?unda olabilece?ini ancak, Cemaatin hiçbir zaman yolsuzlu?u önlemek ve bu yönde görev alma gibi bir hedefinin olmady?yny” yazmy?tyr.
Bu çerçevede, elbette Türkiye’nin kar?y kar?yya kaldy?y en önemli ve en büyük sorunlardan birisi; Cemaatin illegal yapylanmasydyr.
Yalnyz bu dü?ünceyi bazylary gibi ben ilk defa bugün dile getirmiyorum. Genelkurmay Ba?kanly?y dönemimde açykça bu tehdide i?aret etti?im, herkesin malumudur.
Her ?ey, net olarak ortadadyr.
Hala durumu anlamamakta ysrar edenlere, iki hukuk adamynyn sözlerini hatyrlatmak isterim:
Yargytay Birinci Ba?kany; 1 Eylül 2015’de yapty?y konu?mada ?unlary söyledi:
“Son yyllarda, gündemin ön syralarynda yer alan davalarda temel kurallara aykyry ?ekilde yapylan adli i?lemler Türk kamuoyunu ciddi ?ekilde me?gul etmi? ve uluslar arasy alanda da bunun yansymalary olmu?tur. Hukuka aykyry i?lemlerin hedefi olan gazetecilerin, siyasetçilerin, hakim ve savcylaryn, bürokratlaryn ve kritik noktalardaki Silahly Kuvvetler mensuplary ile emniyet görevlilerinin toplum ve devlet hayaty açysyndan ta?ydyklary önem dikkate alynyrsa, söz konusu ihlallerin adalet sisteminin rutin i?leyi?inden kaynaklanan münferit hatalardan ayry bir ?ekilde de?erlendirilmesi gerekir.”
Yargytay Birinci Ba?kany; açyk ?ekilde “kritik noktalardaki Silahly Kuvvetler mensuplarynyn” hukuka aykyry i?lemlerin hedefi olduklaryny, bu ki?ilerin devlet hayaty açysyndan ta?ydyklary önemin dikkate alynmasyny ve yapylanyn rutin i?leyi?inden kaynaklanan münferit hatalar olarak görülmemesine i?aret etmektedir.
HSYK 2. Daire Ba?kany 21 Eylül 2015 günü basyna yansyyan konu?masynda ise ?u noktaya temas etti:
“Yasa dy?yly?a, adalet ülküsü dy?ynda hareket eden, hukuk zemininde kalmayan eylemlere göz yumuldu?unda neler ya?andy?yny, yakyn bir geçmi?te, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Yzmir ve Ystanbul Casusluk, Hanefi Avcy, Ylhan Cihaner, Ahmet ?yk, Nedim ?ener soru?turma ve davalarynda hep birlikte gördük, izledik ve ders aldyk.”
HSYK 2. Daire Ba?kany da, ba?ta “Ergenekon” davasy olmak üzere, bu davalarda ya?anan hukuksuzluklary gördüklerine ve buralardan ders çykardyklaryna de?inmektedir.
Her ?ey bütün çyplakly?y ile ortadadyr.
Adeta “dü?man hukuku” uygulanarak suçlananlar, cezaevlerinde yyllarca tutulanlar, bugün Türk Milletinin gözünde suçsuzdurlar, çoktan beraat etmi?lerdir.
Ya bu süreçte hayatyny kaybedenler? Onlary geriye getirebilecek bir güç var mydyr?
Ortada yapylacak iki ?ey kalmy?tyr:
Birincisi, bu süreçte zarar görenlerin “itibarlarynyn” geri verilmesi, böylelikle Türk Silahly Kuvvetleri’nin kyrylan onur ve gururunun tamir edilmesidir.
Ykincisi ise, bu komplolary planlayan, icra eden ve açykça destekleyenlerin yargy önüne çykartylarak, adil ?ekilde yargylanmasydyr.
Hala önümüzde zaman ve ?ans oldu?unu dü?ünmekteyim.
Heyetinizin bu tarihi fyrsaty en iyi ?ekilde kullanaca?yna ili?kin inancymy koruyorum.
KUMPAS ?ÜPHESYYLE YLGYLY HABERLER
Mahkeme Ergenekon davasyny ba?aryyla gördü
Balyoz örtbasynda skandal detaylar
Skandal: Yeniden görülen Balyoz davasy örtbasla bitti
Kumpas'la do?an kahramanlar
Kumpasa bak cambazly?y zirvede
Yargytay'dan Balyoz gibi gerekçe
Balyoz plany ve davasyyla ilgili man?etlerimiz
Ergenekon ve benzer davalary engelleme giri?imleri
Balyoz ve di?er davalardaki delil tarty?malary
Ergenekon, Balyoz ve ba?lantyly iddianamelerde arama yap
Paralel yapy-Çe?itli davalardaki kumpaslar man?etlerimiz
Paralel yapy-Ergenekon man?etlerimiz
Paralel yapy ile ilgili tüm haberlerimiz
(10 Ekim 2015, 18:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: