28 Şubat davasında 45. duruşma başladı. Duruşmada, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
09.12.2013 13:36 28 Şubat darbe sürecine ilişkin 5'i tutuklu 103 sanığın 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak' suçundan müebbet hapis cezası talebiyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 45. duruşması başladı.
Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, bu duruşmaya da katılmadı.
Duruşmanın başında üye Hakim Süleyman Köksaldı, sanıkların yoklamasını aldı. Duruşmada daha sonra sanıkların savunmasının alınmasına geçildi.
SANIK METİN YAŞAR YÜKSELEN'İN SAVUNMASI
Duruşmada önce, dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı İstihbarat Yönetim Plan ve Koordine Dairesi Başkanı emekli Tuğgeneral Metin Yaşar Yükselen'in avukatı Aykanat Kaçmaz, önceki celse yarım kalan savunmasına devam etti.
Kaçmaz, savcılığın soruşturma yaparken taraflı olduğunu iddia ederek, "1997 Şubat'ından çok önce, devletin istihbarat kurumlarınca düzenlenmiş istihbarat raporlarını getirtiniz. Getirirseniz, buradaki tespitlerin iddia makamının önümüze koyduğu Genelkurmay belgelerinden çok daha vahim, çok daha ayrıntılı olduğunu göreceksiniz" diye konuştu.
SANIK AHMET ZİYA ÖZTOPRAK'IN SAVUNMASI
Sanıklardan dönemin Genelkurmay Bilgi Sistemleri Daire başkanı emekli Albay Ahmet Ziya Öztoprak da 1996-1999 arasında Genelkurmay Bilgi Sistemleri Daire Başkanlığı yaptığını bildirerek, bin 309 sayfalık iddianamede yalnızca 7 Nisan 1997 tarihli "İrtica Konusunda Alınacak Tedbirler" konulu belgeyle adının "ilişkilendirildiğini" ifade etti. "Adım geçmemekte, ilişkilendirilmektedir" diyen Öztoprak, ancak bu toplantıya katılmadığını öne sürdü.
Öztoprak, "Doğal olarak toplantı tutanağında da herhangi bir açıklamam, adım, imzam yer almamaktadır. Albay rütbesinde biri olarak general-amiral toplantısına katılmam için o dönemki komutanım Hayri Bülent Alpkaya tarafından görevlendirilmem gerekir. Sayın Alpkaya, toplantıya katılmam için emir verip vermediği sorulduğunda 'Hiçbir daire başkanımı BÇG'de görevlendirmedim' diyerek, şahsına emir vermediğini teyit etmiştir" diye konuştu.
"Varsayımla toplantıya katıldığının ileri sürüldüğünü" söyleyen Öztoprak, şunları kaydetti: "Toplantıya katılmadığımı ispatlamaya çalışıyorum. Toplantıda olmadığımı ispat etmek için general, amiral ve subaylarla yüzleştirilmek istiyorum. Toplantıda beni gören var mıdır? Hiçkimsenin beni gördüğünü söyleyemeyeceğinden eminim. Ben buradayım, Cengiz Koşal da burada. Toplantıya kim katılmışsa, hangi kişi katılmışsa beni yüzleştirin."
SANIK AHMET ZİYA EFEER'İN SAVUNMASI
Duruşmada daha sonra tutuksuz sanık emekli Korgeneral Ahmet Ziya Efeer'in savunmasına geçildi. Efeer, üç toplantıya katıldığı iddiasını da reddetti.
Emekli Korgeneral Ahmet Atalay Efeer ise savunmasında, 1996'da tuğgeneral rütbesiyle Genelkurmay Harekat Başkanlığına bağlı Komuta Kontrol Dairesi Başkanlığı yaptığını bildirdi.
Savcılık sorgusunda, "Sizinle ilgili bilgi belge yok, ancak o tarihte daire başkanı olduğunuz için sizi çağırdık" denildiğini savunan Efeer, iddianamede BÇG'ye ilişkin 4 ve 7 Nisan 1997 ile 2 Temmuz 1997'deki toplantılara katıldığının öne sürüldüğünü söyledi.
Buna karşın 4 Nisan 1997'de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Slovenya ziyaretine eşlik ettiğini bildiren Efeer, 7 Nisan 1997'deki toplantıya ilişkin savunmasını ise şöyle yaptı:
"İddia makamı, toplantıya çağrılan herkesin toplantıya katıldığı varsayımıyla hareket ediyor. Bu toplantıya davet emrini almadım. 6-10 Nisan 1997 arasında Türkiye'ye ziyarette bulunan Polonya Genelkurmay Başkanı ve eşine, şeref mihmandarı olarak görevlendirildim. Ankara, İzmir ve İstanbul ziyaretlerine eşimle birlikte refakat ettim. Polonya Genelkurmay Başkanına mihmandarlığım, 6 Nisan'da Ankara'da karşılamayla başlayarak, 10 Nisan'da İstanbul'dan uğurlamaya kadar devam etti. Bu nedenle 7 Nisan 1997'deki toplantıya katılmış olmam mümkün değildir."
Efeer, 30 Haziran-4 Temmuz 1997 arasında ise Almanya'da generallere yönelik özel kursa katıldığını bildirerek, 2 Temmuz 1997'deki toplantıya katılmasının mümkün olmadığını söyledi.
Efeer, "Her üç toplantıya da yurtdışı ve yurtiçi görevlerim nedeniyle katılmam mümkün değildir. BÇG'nin hiçbir faaliyetinde bulunmadığım gibi BÇG'nin hiçbir yazısı da bana ve daireme gönderilmemiştir. İddia edilen dönemde, öncesinde veya sonrasında darbe faaliyetine katılmadım, buna ilişkin görgü veya duyum tanığı olmadım" dedi.
Duruşmaya daha sonra öğle arası verildi.
SANIK YÜCEL ÖZSIR'IN SAVUNMASI
Duruşmada tutuksuz sanık emekli Tümgeneral Yücel Özsır da savunma yaptı. Özsır, 1995-1997 yılları arasında, tümgeneral rütbesiyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevini yürüttüğünü belirten Özsır, 7 Nisan 1997 tarihli "İrtica Konusunda Alınacak Tedbirler" başlıklı belge gerekçe gösterilerek tutuklandığını iddia etti.
Mahkeme dosyasında bulunan 7 Nisan 1997 tarihli belgenin gerçek olmadığını, bu nedenle de delil niteliği taşımadığını savunun Özsır, şunları ifade etti: "Bana ve aile efradıma, yakınlarıma, silah arkadaşlarıma böyle bir acı ve ızdırabı çektirenlere hakkımı helal etmiyorum ve Allah'a havale ediyorum. Bu toplantıya katıldığım için tutuklanmam Anayasaya ve yasalara aykırıdır. İddianamede, sanıkların lehine olan delillere yer verilmemiştir. Suç isnatlarının benimle alakası yoktur ve suçun şahsiliği prensibi açıkça gözardı edilmiştir."
Özsır, 18 Aralık 1995 tarihli, "iç tehdit ve yıkıcı-bölücü faaliyetlere karşı koyma" konulu emrin, belli bir grubu hedef almadığını, 600 bin kişinin üzerinde bir topluluğa, 'isteyen istediğini yapsın' demenin kaos yaratacağını söyledi. Özsır, "Askerlik mesleğinin toleransa tahammülü yoktur. En ufak disiplin zafiyeti personel, malzeme ve teçhizat kaybına yol açar" dedi.
-"Sicil amirleri yüksek vermiş"-
Savunmasını tamamlamasının ardından Özsır'ın, sorgusuna geçildi.
Üye Hakim Hakan Oruç'un, "1990'lı yılların başında uygulanan 'Bulut' isimli projeyle, askeri personelin takibe alındığı, sorgulandığı ve yalan makinesine bağlandığı yönünde bilgiler var. Projenin 1992'de sonlandırıldığı belirtiliyor. Hava kuvvetlerinde 1995'ten sonra bu projeler uygulandı mı?" sorusuna, Özsır, "1989-1991'de Eskişehir'de görevliydim ve böyle bir proje uygulandığını biliyordum. Ancak bu proje sonradan iptal edildi ve uygulanmadı" yanıtını verdi.
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "Atılmayı hak eden personel için yeterli delillerin sicil amirleri tarafından oluşturulması isteniyor. Atılacak kadar suç işlemişse, neden delil oluşturulmasına ihtiyaç duyuluyor?" sorusu üzerine Özsır, şunları söyledi: "700 bine yakın orduda, 40 bin civarında sicil amiri var. MİT ve emniyet raporlarıyla, sakıncalı sınıfına alınan personelin sicil amirleri tarafından personele çok yüksek siciller verildiği görüldü. Yani personelin durumuyla, sicili arasında uyumsuzluk var. Bu, bununla alakalı verilmiş bir emir."
-"Tehlikeli yayınlar var"-
Kemal Çetin'in, "Personelin bir ideolojiye sahip olmasından aşırı derecede korkuluyor. Dini yaşamını ön plana çıkarmış kişilerin kaynanasına, annesine, herşeyine dikkat ediliyor. Personelin bir ideolojiye sahip olması suç işlemediği halde tehlikeli görülüyor? Çağdaş diye değerlendirilen personelin de farklı bir ideolojiye sahip olduğu değerlendirilemez mi?" sorusuna, Özsır, "Sadece irticayla ilgili değil,1970 ile 1973 yılları arasında 300'e yakın komünizmi benimsemiş kişi ordudan atıldı" karşılığını verdi.
Savcı Çetin'in, "Personelin okuduğu yayınlardan dahi korkulmuş, içeri sokulmamış. Oysa piyasada serbestçe alıp satılan yayınlar. Ben çok aşırıya kaçıldığını düşünüyorum" demesi üzerine Özsır, "Biz, 'şu kitabı okumayacaksınız' diyemeyiz. Tehlikeli yayınlar var, bu yayınların etkisinde kalan personel var. Bazı yayınlarda, bazı şeylerde ifrada kaçılmış mıdır, bunun değerlendirmesini yapacak değilim" dedi.
Çetin'in "Personelin, yıkıcı, bölücü, irticai faaliyetlerde bulunduğu yönünde Yüksek Askeri Şura kararları var. Bunlar için suç duyurusu gerekmez mi?" sorusuna, Özsır, "Hakkında adli soruşturma yapılanlar da var. Siz sadece terör ve irticaya bakıyorsunuz. Kumar ve içkiye düşkünlük yüzünden de TSK'dan uzaklaştırdığımız var. Bir personelin dosyasının, Yüksek Askeri Şura'ya (YAŞ) gidene kadar 9 ayrı kademede incelemesi yapılıyor. Ama hangi suç adli soruşturmaya tabidir, değildir, onun cevabını veremeyeceğim" yanıtını verdi.
-"BÇG'den haberim var"-
Müşteki avukatı Emrullah Beytar'ın, "Genelkurmay Başkanlığı'nda Batı Çalışma Grubu (BÇG) yapısının bulunduğundan haberiniz var mı?" sorusuna, Özsır, "Var" yanıtını verdi.
Beytar'ın, "BÇG rapor sistemine benzer bilgi toplamalar sizin istihbarat dairesinde de yapıldı mı?" sorusuna, Özsır, "Yapılmadı, bizim ne personelimiz ne de durumumuz müsait değil. Biz, hedef ülkelerdeki istihbarat faaliyetlerine önem veririz. Hava Kuvvetleri içerisinde böyle bir teşkilatlanmanın içine girmedik" cevabını verdi.
-Ergenekon davasındaki belgeyi kabul etti-
Müşteki avukatı Reşat Petek, "28 şubat darbesiyle ergenekon terör örgütü davasında ortak bazı belgelerin olduğu ifade ediliyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın, 18 Aralık 1995 tarihli, gizli antetli, sizin tarafınızdan imzalanan, el yazılı bir belgesinden bahsediliyor, bunu kabul ediyor musunuz?" sorusuna, Özsır, "İmza benim imzama benziyor, kabul ediyorum" karşılığını verdi.
-"Savcı beyin takdiri"-
Petek'in, "Ergenekon soruşturmasında Atatürkçü Düşünce Derneği'nde yasalara uygun arama yapılıyor ve oradaki belgelerle bu el yazısı belgenin aynı olduğu belirtiliyor. Ergenekon silahlı terör örgütü davasında sizin imzanızın olduğu belgenin, 28 Şubat belgeleriyle örtüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Özsır, "Savcı beyin takdiri" dedi.
Sanık emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın, "İstihbarat faaliyetlerine ilişkin bazı belgeleri hatırlatıp, BÇG yapılanmasına" ilişkin bir soru sorması üzerine Özsır, "Ben 16-17 sene önceki yazıların hiçbirini hatırlamıyorum. BÇG'nin illegal olduğunu düşünmüyorum, emir verilseydi onun içine de girer çalışırdım" cevabını verdi.
Özsır'ın avukatı Şükrü Gün de "müvekkilinin BÇG toplantılarına katılmadığını, BÇG'nin yakınında, uzağında, sağında, solunda yer almadığını" savunarak, beraatını istedi.
Mahkeme, sanıklardan emekli Korgeneraller Çetin Saner ve Ahmet Atalay Efeer ile emekli Albay Ahmet Ziya Öztoprak ve Yücel Özsır'ın duruşmalardan vareste tutulmalarına karar vererek, duruşmayı yarın saat 10.00'a erteledi.
(09 Aralık 2013, 13:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Darbe kaydına tekzip talebi
Darbe kaydına suç duyurusu
28 Şubat davasında mahkeme heyeti ile ilgili tartışmalar
28 Şubat´a Balyoz etkisi
28 Şubat davası duruşmaları
Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat iddianamesinde arama yap