28 Şubat davasında 62. duruşma görülüyor. Duruşmada sanıkların savunmalarına devam ediliyor.
27.01.2014 15:24 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandıkları davanın 62. duruşması başladı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar ve avukatları ile müşteki ve avukatları katılıyor.
Üye Hakim Süleyman Köksaldı, sanık yoklamalarını aldı.
Daha önceki duruşmaların tümünde hazır bulunan Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in yerine bugünkü celsede Cumhuriyet Savcısı Mustafa Düzgün görev yapıyor.
Katılanların tutanağa geçirilmesinin ardından müşteki avukatlarından Necip Kibar, usule ilişkin bazı beyanlarda bulunacaklarını dile getirdi.
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, Kibar'dan beyanını yazılı olarak vermesini istedi. Köksal, aksi halde savunmalar bittikten sonra söz alabileceğini belirtti.
Kibar ise "Ağır ceza mahkemesinde sözlü usul vardır. Özellikle mahkemenin geçen haftaki tutum ve davranışlarına ilişkin taleplerimiz var. Söz istediğimiz tutanağa geçirilsin" dedi.
Başkan Köksal, Kibar'ın beyanda bulunmak için söz istediğini ve kendisine beyanını yazılı olarak vermesi, aksi halde savunmaların tamamlanmasını bekleyeceğinin söylendiğini tutanağa geçirdi.
SANIK ERDAL CEYLANOĞLU'NUN SAVUNMASI
Duruşmada daha önce savunmasını yapan sanık eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Erdal Ceylanoğlu tekrar söz aldı ve ek savunma yaptı. Ceylanoğlu, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada yaptığı savunmada, Sincan'dan tankların geçtiği gün izinde olduğunu bildirdi.
Planlı eğitim tatbikatının üç gün öne çekildiğini ve bundan haberdar olmadığını ifade eden Ceylanoğlu, "İzinden geldim, birliğe döndüm. O sırada birlikler Akıncılar'da tatbikatını tamamlamıştı. Tatbikatı biten eğitim birliğini, kışlasına geri döndürdüm" diye konuştu.
Bu açıklamaların ardından "Savunmam bundan ibarettir" diyebileceğini söyleyen Ceylanoğlu, ancak iddianamenin yapısı ve ağır suçlama nedeniyle açıklamalar yapacağını ifade etti.
Atılı suçlamaların bir tanesini dahi kesinlikle kabul etmediğini kaydeden Ceylanoğlu, suçlama konusu dönemde Etimesgut Zırhı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanı olduğunu bildirdi. Ceylanoğlu, eğitim amacıyla tankların bölgeden geçebileceği iki güzergah olduğunu, bunların kroki bilgilerinin dosyada yer aldığını anlatarak, şunları söyledi:
"O günlerde iznimin bir bölümünü kullanmıştım. 2 Şubat'ta Ankara'dan ayrıldım. 7 Şubat'ta olacak eğitim tatbikatı tarihinin değiştirildiğinden haberdar değildim. Dolayısıyla eğitim çıkış emrini almadım, intikal yol güzergah emrini de vermedim. Tatbikat faaliyetini sabah erken saatlerde öğrendim. Disiplinli bir komutan olarak iznimi kesip Ankara'ya döndüm. Öğle saatlerinde Ankara'ya ulaştım. Akıncılar'a giderek, bilgi aldım. Dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga telefonla aradı. Dönüş emrini aldıktan sonra birlik sabah kullandığı yoldan akşam saatlerinde kışlaya döndü."
Ceylanoğlu, bir gün sonra Genelkurmay Başkanlığının, tankların geçişinin "normal faaliyet" olduğuna ilişkin açıklamasının basında çıktığına işaret ederek, "Bu bir art niyete dayandırılmamalı. Öyle olsaydı, Tümen Komutanı, faaliyetten 2-3 gün önce izne gönderilmezdi" diye konuştu.
Eğitim tatbikatı için kullanılabilecek iki yol bulunduğunu, buna ilişkin emrin de güzergahlardan uygun olanın kullanılmasını belirttiğini aktaran Ceylanoğlu, şöyle devam etti:
"İzinden döndükten sonra eğitim tatbikat birliğindeki bir tankın motor gövdesinin önemli bir parçasının kırıldığı bilgisini aldım. Bunun, Sincan çıkışı, demiryolu hattı civarında ve TMO silolarının yakınında meydana geldiği belirtildi. Arızanın birlik seviyesinde bakımı ve mutlaka malzemesinin değişimi gerektiği için mürettebat tarafından giderilmesi mümkün değildi. Bu malzemenin değişim süresi 4 saatti. Sincan'da akşam saatlerine kadar bekledi. Üstelik bu tank Sincan merkezde arızalanmadı. Konu değişik boyutlara çekilmek istenmektedir. Bu tankın yanında bulunan diğer araç da tırtıllı kurtarıcı aracıdır. Destek malzemesinin getirilmesi dahil 4-5 saat alan sürededir. Bu konu gündemde tutularak, cebir ve şiddet gösterme gayretlerine giriliyor."
-"Şehrin en işlek caddesi olarak vurgulanmasını..."-
İddianamede yol güzergahının Sincan'ın en işlek caddesi olduğundan birçok kez bahsedildiğine dikkati çeken Ceylanoğlu, o güzergahın, 1997'de günün belirli saatleri dışında yoğun olmadığını, bunun bugün de aynı şekilde olduğunu ve istenirse yoğunluk analizi yapılabileceğini ifade etti.
Aynı bölgede tankların geçmişte de eğitim yaptığını ve bölge halkının da söz konusu eğitim tatbikatını önceki faaliyetlerdeki gibi izlediğini savunan Ceylanoğlu, "Amaçlı, kasıtlı görünen, atılı suçu destekleyici psikolojik çalışmalar yapıldığı düşüncesine kapılmakta haksız mıyım? İddianamede buraların, şehrin en işlek caddesi olarak vurgulanmasını da düşündürücü buluyorum" dedi.
Eğitim tatbikatı başladığı sırada izinli olduğunun o günkü ceridelerde bulunduğunu belirten Ceylanoğlu, iddianamede bunun belirtilmemesine karşın, gazete haberlerinin, atılı suçu desteklemek için iddianameye dahil edildiğini kaydetti.
Ceylanoğlu, "Konu çok değişik, yapılmayan, hiç düşünülmeyen boyutlara çekilmek istenmektedir. Bu konuda hiçbir farklı düşünceyi, yönlendirmeyi ve değerlendirmeyi kabul etmiyorum. Az da olsa eğitim faaliyeti olduğunu veren haberler neden iddianameye alınmamıştır?" diye sordu.
Ceylanoğlu, BÇG ile bağlantısı olduğuna ilişkin tek belge bulunmadığını da sözlerine ekledi.
Duruşmaya verilen öğle arasının ardından Ceylanoğlu, savunmasına devam edecek.
Ceylanoğlu, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın öğleden sonraki kısmında, Sincan'dan tankların yürümesinin 6 ay önce planlandığını, daha sonra emirle üç gün öne alındığını, kendilerinin de bu eğitim plan tatbikatını icra ettiklerini söyledi. Kendisi ve arkadaşlarının, sadece normal planlanmış eğitim görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek için çalıştıklarını anlatan Ceylanoğlu, şöyle konuştu: "Yapılan faaliyetler askeri birlik eğitim planlamalarına uygundur. Sonradan öğrendiğim ve yasal şekilde yürütülmüş karargah faaliyetlerinden haberim yoktur. Yapmadığım, hiç düşünmediğim atılı suçu kabul etmiyorum. Sebepsiz, mesnetsiz, dayanaksız cezalandırılmam çok acıdır. İzindeydim, eğitim tatbikatının tarihinin üç gün öne çekilmesinden haberim yoktu. İzinden döndüm, birliğe katıldım. Eğitim birliğini geri döndürmek üzere Kara Kuvvetleri Komutanı Doğu Aktulga'dan yol güzergah emir tekrarı aldım. Birliği kışlasına döndürdüm. Bu davadaki durumum budur."
Savunmasını tamamladıktan sonra Ceylanoğlu'nun sorgusuna geçildi.
Üye Hakim Süleyman Köksaldı'nın, "Sizin görev döneminizde tanklar aynı yerden hiç geçti mi? Daha önce olup olmadığını ve nereye gittiğini açar mısınız?" sorusuna Ceylanoğlu şu yanıtı verdi: "Bu faaliyet, Akıncılar üssünün korunması göreviyle 1960'tan beri çeşitli zamanlarda yapılmıştır. Ülkenin bölgesel veya genel yapılacak savunmasının bir parçasıdır. İki yol güzergahı mevcut, biri Ayaş yoluna çıkmak suretiyle olan, diğeri Etimesgut-Sincan içinden giden direkt yoldur. İkisi de kullanılmaktadır. Bakıma giden bütün tanklar Etimesgut-Sincan içinden gider."
Hakim Köksaldı'nın, "tankların taşıyıcılarla neden taşınmadığına" yönelik sorusu üzerine Ceylanoğlu, "taşımayla amaçlanan eğitimin yerine gelmeyeceğini" ifade ederek, "Tank şoförleri ve komutanları bu eğitimi basarak yerine getirmek zorundadır. Tanklar arasındaki mesafelerin, hızların ayarlanması, reaksiyon gösterme süresinin öğrenilmesi eğitim gereğidir. Taşınarak bunun yerine getirilmesi mümkün değildir" dedi.
Ceylanoğlu, Köksaldı'nın, "Sanıklardan İzzettin İyigün ile sizin anlatımlarınız arasında fark var" sözü üzerine, "Benimle ilgili değil, beni ilgilendirmez" ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal'ın, "7 Şubat'taki planlı tatbikatın, Kara Kuvvetleri Komutanının mazereti nedeniyle öne alındığından bahsettiniz. Bir tatbikatın, ertelenmesi olağan mıdır?" soruna Ceylanoğlu, "Sayın Kara Kuvvetleri Komutanının savunmasında, 'Ben bu tatbikatı kesin olarak görmek istiyorum' dediğini hatırlıyorum. Tabii, komutanımın ne düşündüğünü bilemem. Eğer planda değişiklik varsa, öne aldırmış olabilir. Bu tip konular da görev süremde birçok kez olmuştur. Öne alınmış veya daha sonraya bırakılmıştır" yanıtını verdi.
-"Konuyu saptırmaya yönelik"-
Müşteki avukatlarından Hüsnü Tuna'nın, "Yenikent Akıncılar'da daha önce herhangi bir eğitim ve tatbikat yapılmış mıdır?" sorusu üzerine, "Savunmamda söyledim, 1960'tan itibaren" ifadesini kullanan Ceylanoğlu, Tuna'nın, eğitim tatbikatının neden Şereflikoçhisar'da yapılmadığı sorusuna ise "Şereflikoçhisar'da atışlı tatbikatların yapıldığı, söz konusu tatbikatın ise atışsız fiili tatbikat olduğu" karşılığını verdi.
Avukat Tuna, Ceylanoğlu'na çok sayıda soru yöneltti. Soruların bir kısmını yanıtlayan Ceylanoğlu, bir kısmını ise sorunun cevabını savunması sırasında verdiği gerekçesiyle yanıtlamadı.
Ceylanoğlu, Tuna'nın, "Tankların yürütülme emrini siz mi verdiniz?" sorusunun "konuyu saptırmaya yönelik olduğunu" ileri sürdü.
Ceylanoğlu'nun, Tuna'nın, askeriyede tutulan ceridelere ilişkin sorularına, "Bu sizi ilgilendirmez" yanıtını vermesi üzerine Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal araya girerek, "Lütfen sorulara bu şekilde yanıt verilmesin. Daha önce sorulmuş sorular da sorulmasın" uyarısında bulundu.
-"Korkuları anlamak mümkün değil"-
Sorularına devam eden Avukat Tuna'nın, "Eğitim tatbikatları için haber ajanslarına bilgi verir misiniz?" sorusuna, "O benim görevim değil" karşılığını veren Ceylanoğlu, "Tankların yürümesinden bir gece önce Anadolu Ajansı'na bilgi verilmesinin nedeni nedir?" sorusu üzerine de, "O benimle ilgili değil" dedi.
Tankların yürümesine ilişkin, "Hiçbir şekilde psikolojik harekat değildir. Bu, benim de görevim değildir. Psikolojik harekatı Başbakanlık yapar" diyen Ceylanoğlu, Tuna'nın, "Tankların geçişi hükümet ve toplum üzerinde baskı kurmak değil midir?" sorusu üzerine ise, "Bunu söylemek istemiyordum ama tanklara cephane alınmamıştır. Bu korkuları anlamak mümkün değildir. Bu bir eğitimdir" diye konuştu.
Avukat Tuna'nın, o dönemde çıkan gazete haberlerinden örnekler okuyarak soru yöneltmesi üzerine Ceylanoğlu'nun avukatı Erol Aras ayağa kalkarak, Tuna'nın, hakkını kötüye kullandığını savundu.
Tuna, daha sonra sorularını tamamladı.
-"Sıkıntılarını yaşıyorum"-
Müşteki avukatlarından Muhammet Emin Özkan'ın bir sorusu üzerine Ceylanoğlu, "16, 17, 20 yıldır ben bu konunun sıkıntılarını hiç bilgim, ilgim olmadığı halde yaşadım" dedi.
Müşteki avukatlarından Emrullah Beytar'ın, "Bir tankın intikal sırasında arızalandığını söylediniz. Böyle bir tatbikat öncesinde tankların rutin kontrollerden geçirilmesi gerekmiyor mu?" sorusu üzerine Ceylanoğlu, rutin kontrollerin yapıldığını, ancak zaman zaman tonlarca yükü kaldıran parçaların kırıldığını belirtti.
Ceylanoğlu, Beytar'ın bir başka sorusunu yanıtlarken, "TSK hiçbir zaman siyasetin içine girmemiştir. Ben de girmedim" dedi.
"30 Ağustos 1996 törenlerinde zırhlı birliklere ait tanklar geçiş yaptı ve namluları hedefe doğruydu. Bu geçişler neden baskı olarak algılanmadı? Sincan'da yürütülen tankların namluları nasıldı?" sorusuna Ceylanoğlu, "Sincan'daki tankların namluları, bizim barış intikali dediğimiz, namlular arkadan kelepçeli şekildeydi. Kuleler kilitli vaziyetteydi. Muharebe durumunda değildi. Muharebe duumunda tankların namluları önde olur burada hiçbiri böyle değildi" yanıtını verdi.
DURUŞMA SONA ERDİ
Ceylanoğlu'nun sorgusunun tamamlanmasının ardından söz alan Avukat Erol Aras da ortada devrilmiş bir hükümetin bulunmadığını savunarak, "Müvekkilim ne bir hükümet devirme işi için emir almış ne de emir vermiştir" dedi. Askeri birliğin Sincan'daki tatbikatının, suçlamaya dayanak oluşturmak için iddianameye konulduğunu savunan Aras, müvekkilinin, beraatını istedi.
Ceylanoğlu'nun duruşmalardan vareste tutulmasına karar veren mahkeme, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.
(27 Ocak 2014, 15:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Darbe kaydına tekzip talebi
Darbe kaydına suç duyurusu
28 Şubat davasında mahkeme heyeti ile ilgili tartışmalar
28 Şubat´a Balyoz etkisi
28 Şubat davası duruşmaları
Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat iddianamesinde arama yap