KONTRGERİLLA VAR MI?
KlasikİlkBölümDelilleri | AksiyonDergisi,4Mart2007 | BülentOrakoğluRöpörtajı,Y.Şafak,18Haziran2007 | AliBayramoğlu,Y.Şafak,20Haziran2007 | ErgenekonTüzüğü,Radikal,5Nisan2008 | İbrahimKaragül,Türkiye'ninNeresindeSilahDepolarıYapıldı?,Y.Şafak,8Nisan2008 | ErgunBabahan,TetikçilerVeDestekçileri,Sabah,9Nisan2008 | BülentOrakoğluRöpörtajı,27Mayıs'ınArefesiGibi,CafeSiyaset,9Nisan2008 | İsmetBerkan,Ergenekon'unYakınTarihiYazıDizisi,Radikal,4-11Nisan2008 | Ergenekon'daVeliKüçük'tenbüyük7kişivar,Sabah,22Nisan2008 | A'danZ'yeErgenekon,Milliyet,24Mart2008 | ErgenekonİddianamesiTamamlanmakUzere,Sabah,6haziran2008 | ErgenekonİddianamesiKabulEdildi!-TAMAMI,25temmuz2008 | ErgenekonİddianamesindeKontrgerilla,27temmuz2008 | GladioyuÇökertenSavcıdanTavsiyeler,3temmuz2008 |
Ecevit'in,ÖzelHarp'inSivilUzantısındanDuyduğKorku,10ocak2010
Kontrgerilla'nın yargılanmasına başlanıyor
Abdullah Harun - 25 Temmuz 2008
İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 'Ergenekon'' soruşturması kapsamında 86
şüpheli hakkında hazırlanan 2 bin 455 sayfadan ve 441 klasörlü Ergenekon
iddianamesi'yle ilgili incelemesini tamamladı ve davayı kabul etti. Mahkeme
heyeti, iddianame üzerindeki incelemelerini tamamladı. İddianameyi, 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 170. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığı
yönünde inceleyen heyet, iddianamenin kabulüne karar verdi. Buna göre, 86
şüpheli hakkında düzenlenen, 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan
oluşan iddianame ile açılan dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülecek. İddianame, 14 Temmuz 2008 tarihinde mahkemeye sunulmuştu.
Ergenekon'' soruşturması kapsamında 86 sanık hakkında hazırlanan iddianameyi
kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşma tarihini 20 Ekim 2008
olarak belirledi. Alınan bilgiye göre duruşmalar, Beşiktaş'taki İstanbul
Adliyesi yerine Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kompleksi içindeki adliye binasında
görülecek. Buna göre, 20 Ekim 2008 pazartesi günü başlayacak ilk duruşma, 47'si
tutuklu 86 sanığın sorguları tamamlanıncaya kadar devam edecek. Bu arada,
dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, halen tutuklu bulunan 47 sanığın bu hallerinin
devamını kararlaştırdı.
Ergenekon Davası''nda 86 sanık, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''silahlı
terör örgütüne yardım etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs'',
''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik'',
''patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek'', ''Danıştay
saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına
azmettirmek'', ''devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek,
kişisel verileri kaydetmek'', ''askeri itaatsizliğe teşvik'', ''halkı kin ve
düşmanlığa alenen tahrik'' ve benzeri suçlamalar kapsamında yargılanacak.
Özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin bulunduğu Beşiktaş Adliyesinde görev yapan
İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın
tarafından bir yılı aşkın süredir yürütülen ''Ergenekon'' soruşturması
kapsamında hazırlanan iddianamenin 14 Temmuz 2008 günü UYAP sistemi üzerinden
otomatik olarak yapılan tevzi işlemi sonucu düştüğü İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesince kabul edilmesiyle birlikte dava açılmış oldu.
KABUL EDİLEN İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, 14 Temmuz 2008 günü
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinin bahçesinde yaptığı basın açıklamasında, ihbar
üzerine 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'de bir evde ele geçirilen patlayıcı
maddelerle ilgili olarak soruşturma başlatıldığını hatırlatmıştı. Başsavcı
Engin, soruşturmanın önemli bir bölümünün tamamlandığını ve tamamlanan bölüme
ilişkin soruşturmayı yürüten 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame
düzenlendiğini kaydetmişti. Engin, Cumhuriyet Savcılarından aldığı bilgilere
göre, soruşturmanın çok kapsamlı olması ve şüpheli sayısının fazlalığı, teknik
ve fiziki takipler ve aramalarda elde edilen yüz binlerce sayfa belge ve
dokümanların yeni operasyonları gerektirmesi, bunların incelenmesi ve tasnifi,
elde edilen belgelerle ilgili olarak yazışma yapılan kurumlardan cevapların
beklenmesi, özellikle yeni CMK hükümleri gereğince iddianamenin düzenlenmesi
için soruşturmaya esas teşkil eden tüm delillerin toplanmasının gerekli olması,
bu belge ve delillerin değerlendirilmesinin uzun süreleri kapsaması ve 441
klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan bir iddianamenin tanzimi ve
yazılması gibi zorunlu sebeplerle davanın açılmasının uzadığını dile getirmişti.
Başsavcı Engin, iddianamenin 86 şüpheliyi içerdiğini ve ''silahlı terör örgütüne
üye olmak'', ''silahlı terör örgütüne yardım etmek'', ''cebir ve şiddet
kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını
engellemeye teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı
isyana tahrik'', ''patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları
azmettirmek'', ''Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde
atmak suçlarına azmettirmek'', ''devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri
temin etmek, kişisel verileri kaydetmek'', ''askeri itaatsizliğe teşvik'',
''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' ve benzeri suçlardan düzenlendiğini
bildirmişti.
Engin, haklarında dava açılan şüphelilerden her birine bu suçların tamamının
isnat edilmediğini vurgulamıştı. Engin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/5.
maddesinde yer alan ''örgüt yöneticileri örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen
bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır'' hükmü dikkate
alınarak, örgütte yönetici olarak nitelendirilen şüphelilerin tüm bu suçlardan
da cezalandırılmalarının, yönetici konumunda olmayan diğer şüphelilerin ise
sadece eylemlerine uyan suçların vasıf ve mahiyetlerine göre
cezalandırılmalarının talep edildiğinin anlaşıldığını dile getirmişti. Engin,
soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifadeleri alınan 36 kişi hakkında ise kamu
adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini kaydetmişti. Örgüt isminin,
soruşturmayı yapan savcılar tarafından konulmuş bir isim olmadığını dile getiren
Başsavcı Engin, Cumhuriyet Savcılarının yaptıkları soruşturmalarda herhangi bir
isim konulmadığını, böyle bir uygulamanın söz konusu olmadığını belirtmişti.
Engin, iddianamede yer alan ve kamuoyunda ''Ergenekon'' olarak vasıflandırılan
ismin, bir örgütün yapılanmasında örgüt mensubu olduğu iddia edilen kişilerin
kendilerinin örgütlerine verdikleri isim olduğunu kaydetmişti.
DOSYALAR İÇİN ÖZEL BÖLÜM
Davanın görüleceği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin başkan ve heyet
üyelerinin bulunduğu katın koridoruna, soruşturmaya ilişkin ve 441 klasör olan
dosyaların konulması amacıyla özel bir bölüm yaptırılmıştı. Mahkeme Başkanı'nın
odasının yanında yapılan küçük bir oda şeklindeki bölümde dosyaların konulması
için raflar hazırlanmıştı.
47 TUTUKLAMA
İstanbul Cumhuriyet Savcıları Öz, Pekgüzel ve Taşkın tarafından yürütülen
''Ergenekon'' soruşturması kapsamında, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İP Genel
Başkanı Doğu Perinçek, İP Genel Sekreteri Nusret Senem, Türk Ortodoks
Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol, avukat Kemal Kerinçsiz, Kuvayı
Milliye Derneği Başkanı emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, emekli Binbaşı
Fikret Emek, emekli Astsubay Oktay Yıldırım, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski
Yüzbaşı Zekeriya Öztürk, emekli Yüzbaşı Gazi Güder, emekli Astsubay Mahmut
Öztürk, emekli Astsubay Orhan Tunç, eski uzman çavuş Muhammet Yüce, Bekir Öztürk,
Murat Çağlar, eski polis memuru Aydın Yüksek, yazar Ergün Poyraz, ''Susurluk
davası'' hükümlüsü Sami Hoştan, Doç. Dr. Ümit Sayın, Doç. Dr. Emin Gürses,
gazeteci Vedat Yenerer, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk,
Ulusal Kanal Yönetim Kurulu üyesi Adnan Akfırat, Ulusal Kanal Genel Yayın
Yönetmeni Ferit İlsever, Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Hayati Özcan, Hayrettin
Ertekin, Mehmet Demirtaş, Muzaffer Şenocak, İsmail Yıldız, Mete Yalazangil, Ayşe
Asuman Özdemir, Hüseyin Gazi Oğuz, Kahraman Şahin, Erol Ölmez, Erkut Ersoy,
Hüseyin Görüm, Oğuz Alpaslan Abdülkadir, Abdullah Arapoğlu, Ümit Oğuztan, Vatan
Bölükbaşoğlu, Muammer Karabulut, Abdülmüttalip Tonçer, Selim Akkurt, Hikmet
Çiçek, Ali Kutlu, Rasim Görüm, Behiç Gürcihan ve Kuddusi Okkır tutuklanmıştı.
Bu kişilerden, sağlık sorunları nedeniyle tahliyesine karar verilen Kuddusi
Okkır, tedavi gördüğü Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde hayatını
kaybetmişti. Ayşe Asuman Özdemir'in sağlık sorunları nedeniyle tahliyesinin
ardından da tutuklu sayısı 47'ye düşmüştü.
DEVAM EDEN SORUŞTURMA
Soruşturmaya ilişkin son operasyonda gözaltına alınanlardan Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD) Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Orgeneral Hurşit
Tolon ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ile emekli Albay Hasan
Atilla Uğur, Osman Gürbüz, Barbaros Hayrettin Altıntaş, İbrahim Özcan, Birol
Başaran, Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın tutuklanmış, bu kişilerden Aygün ile
Altıntaş, avukatlarınca yapılan itirazın ardından serbest kalmıştı.
Son operasyonun ardından adliyeye sevk edilen Cumhuriyet Gazetesi Ankara
Temsilcisi Mustafa Balbay, Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, İP Öncü Gençlik Genel Başkan Yardımcısı Tunç Akkoç,
Prof. Dr. Ercüment Ovalı, yazar Erol Mütercimler ile Türkiye Gençlik Birliğinin
önceki Genel Başkanı Adnan Türkkan'ın da bulunduğu 11 kişi ise savcılık ya da
mahkemeden serbest bırakılmıştı.
Soruşturması süren şüphelilere ilişkin ek iddianame düzenlenebilecek.
ERGENEKON DAVASI SİLİVRİ CEZAEVİ'NDE GÖRÜLECEK
13.Ağır Ceza Mahkemesi'nin bugünkü (25 Temmuz 2008) toplantısı sona erdi.
Toplantının ardından saat 16:30'da mahkeme heyeti başkanı bir açıklama yaptı.
Basın mensuplarına kararı bildiren mahkeme başkanı davanın kabul edildiğini dile
getirdi. Duruşmalar Silivri Cezaevi'nde görülecek ve ilk duruşma 20 Ekim'de
gerçekleştirilecek.
ERGENEKON SANIKLARI HANGİ SUÇLARDAN YARGILANACAK?
Ergenekon soruşturması kapsamında 48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheli
hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "silahlı terör örgütüne yardım
etmek", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan
kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti
hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik", "patlayıcı madde bulundurmak,
atmak ve bu suçları azmettirmek", "Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet
Gazetesi'ne patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek", "devletin güvenliğine
ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek", "askeri
itaatsizliğe teşvik", "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlarından
yargılanacak
BASIN ORDUSU TAKİP ETTİ
Ergenekon iddianamesinin mahkeme tarafından kabul edilip edilmemesinin bugün
açıklanması bekleniyor. Bu beklenti nedeniyle basın mensupları Beşiktaş'daki
İstanbul Adliyesi önünde adeta kamp kurdu.
İddianameyi inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bugün
vermesi bekleniyordu. Konuyu takip eden basın mensupları sabahın erken
saatlerinden itibaren adliyeye akın etmeye başladı. Adliye önüne çadır kuran
basın mensupları gelişmeleri canlı yayınlarla aktardı. Adliyenin bahçesinde
yaklaşık 15 canlı yayın aracı bulunuyordu.
İDDİANAME BİRÇOK DAVA VE SORUŞTURMAYI ETKİLEYECEK
Terör örgütü Ergenekon iddianamesi, sonuçlanmamış ve failleri bulunamamış birçok
davayı etkileyecek. İddianame; Danıştay saldırısı, Atabeyler Çetesi davası,
Hablemitoğlu davası, DTP'li kayıp şahıslar soruşturması, Gazi Mahallesi
olayları, Özdemir Sabancı suikastı, Eşref Bitlis'in öldürülmesi, Uğur Mumcu'nun
öldürülmesi, Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atılması olayı,
Adapazarı-İzmit-Sapanca ölüm üçgeninde yaşanan faili meçhul cinayetler gibi
birçok dava ve soruşturmayı etkileyecek.
Hatırlanacağı gibi 2 bin 500 sayfalık Ergenekon terör örgütü iddianamesinde
Danıştay saldırısına 60 sayfa ayrıldığı söylendi. Danıştay'a yönelik saldırı
davasında müebbet hapse mahkum olan Osman Yıldırım, saldırıyı gerçekleştiren
Alparslan Arslan ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile Ataşehir'de yaptıkları bir
toplantıda Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay'a saldırı kararını aldıklarını,
Cumhuriyet'e atılan bombaları da Küçük'ün verdiğini iddia etmişti.
İddianamenin etkileyeceği bir başka dava da halen İzmir 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen İbrahim Çiftçi davası. Doçent Necip Hablemitoğlu'nu
öldürdüğü iddiası ile ifade veren Çiftçi, 3 Ekim 2006'da İzmir'in Alsancak
semtinde işadamlarının bulunduğu bir kafeye el bombası atılması sonucu hayatını
kaybetmişti. Çiftçi'nin öldürülmesi ile ilgili davada karar aşamasına
gelinmişti. Ancak söz konusu dava, Ergenekon iddianamesinin açıklanmasını
bekliyordu. Davanın önümüzdeki ağustos ayında görülecek karar duruşması,
İstanbul'daki iddianameden etkilenecek.
Silopi ilçesinde 7 yıl önce jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra
kendilerinden bir daha haber alınmayan kapatılan HADEP'in Silopi İlçe Başkanı
Serdar Tanış ve İlçe Yöneticisi Ebubekir Deniz'in ailelleri de geçtiğimiz
günlerde emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında suç duyurusunda bulundu.
Hatırlanacağı gibi Ersöz, Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında
aranıyor. Ersöz'ün operasyondan önce Rusya'ya gittiği biliniyor.
Gazi Olayları'nda hayatını kaybedenlerin yakınları, geçtiğimiz günlerde
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Osman Gürbüz hakkında suç
duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunda bulunanlar, Gazi Mahallesi ve
Ümraniye'de yaşanan olaylara ilişkin davanın yeniden açılmasını talep etti. Gazi
Mahallesi olaylarında Ergenekon terör örgütü kapsamında tutuklanan Osman
Gürbüz'ün parmağı olduğu öne sürülmüştü.
Yine silahlı saldırı sonucu öldürülün Doçent Necip Hablemitoğlu dosyası da
iddianameden etkilenecek. Hatırlanacağı gibi seri katil olduğu iddiasıyla
tutuklu yargılanan ve 2003 yılında görülen duruşmasında suikasta kurban giden
Hablemitoğlu'nu İbrahim Çiftçi ile birlikte öldürdüğünü iddia eden Durmuş Anuçin,
Ergenekon soruşturması kapsamında Savcı Zekeriya Öz'e ifade vermişti. Danıştay'a
yönelik saldırı nedeniyle müebbet hapse mahkum olan Osman Yıldırım'ın da Savcı
Öz'e Hablemitoğlu suikasti ile ilgili önemli bilgiler verdiği ileri sürüldü.
Yıldırım'ın sorguda "Hablemitoğlu cinayetini bana 2-2.5 milyon dolara vermek
istediler. Ben cezaevinde birçok itirafçı ile görüştüğüm için bilirim, 'Bu
cinayeti işlediğimde devlet bana sahip çıkacak mı?' diye sordum. Garanti
verilmeyince ben de çekildim." dediği iddia edildi.
Ergenekon iddianamesi açıklandıktan sonra Dilovası kod adlı bir gizli tanığın,
tutuklu emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu
dönemde Adapazarı-İzmit-Sapanca ölüm üçgeninde yaşanan faili meçhul cinayetlerle
ilgili bilgiler verdiği ortaya çıkmıştı. Bu nedenle Adapazarı-İzmit-Sapanca
üçgeninde öldürülen Kürt işadamlarının dosyalarının yeniden açılabileceği
belirtiliyor.
Ölüm üçgenindeki faili meçhul cinayetler, 4 Kasım 1993'te Tansu Çiller'in
İstanbul'da Holiday Inn Oteli'nde ellerinde terör örgütü PKK'ya haraç veren
işadamlarının ve sanatçıların listesi olduğunu açıklamasından kısa süre sonra
başladı. Çiller, "Onlardan hesap soracağız." diyordu. Bu açıklamadan iki ay
sonra işadamı Behçet Cantürk şoförüyle birlikte evine giderken kaçırıldı ve
cesetleri ertesi gün Sapanca yolunda bulundu. İki ay sonra Cantürk'ün avukatı
Yusuf Ekinci, Ankara'da kaçırıldı ve cesedi iki gün sonra Konya yoluna atıldı.
Fevzi Aslan ve yeğeni Şahin Aslan ise İstanbul Şehremini'de bir kahvede
otururken polis olduklarını söyleyen dört kişi tarafından gözaltına alındı.
Fevzi ve yeğeninin cesetleri ertesi gün Hendek'te bulundu.
Bu cinayetten iki ay sonra da Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı
Hakkarili Namık Erdoğan kaçırıldı. Erdoğan'ın cesedi Ankara-Kırıkkale yolunda üç
gün sonra bulundu. DTP Milletvekili Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan, 2 Haziran
1994 günü İstanbul'daki Yeşilyurt Çınar Oteli'nden arkadaşları Adnan Yıldırım ve
Hacı Karay ile kaçırıldı. Cesetleri iki gün sonra ölüm üçgeni olarak anılan
Bolu'nun Yığılca ilçesi yakınlarında bulundu. İddianame, Özdemir Sabancı
suikastının da yeni baştan ele alınmasına yol açacak. Ergenekon'un yasadışı
terör örgütü DHKP-C ile ilişkisinin iddianamede gündeme geldiği belirtiliyor.
Özdemir Sabancı suikastında kilit rol oynayan 'Çaycı' Fehriye Erdal'ın
Ergenekon'la bağlantısı tespit edildi. Sabancı suikastına ilişkin çok önemli
belgeler de örgütten çıktı. DHKP/C ve Fehriye Erdal'ın Ergenekon bağlantısı da
bu belgeler yardımıyla anlaşıldı. Suikastın kilit ismi Fehriye Erdal'ı, kale
gibi korunan Sabancı kulelerine 'çaycı' olarak Ergenekon'un yerleştirdiği iddia
edildi.
Ergenekon iddianamesinde arama yap
KlasikİlkBölümDelilleri | AksiyonDergisi,4Mart2007 | BülentOrakoğluRöpörtajı,Y.Şafak,18Haziran2007 | AliBayramoğlu,Y.Şafak,20Haziran2007 | ErgenekonTüzüğü,Radikal,5Nisan2008 | İbrahimKaragül,Türkiye'ninNeresindeSilahDepolarıYapıldı?,Y.Şafak,8Nisan2008 | ErgunBabahan,TetikçilerVeDestekçileri,Sabah,9Nisan2008 | BülentOrakoğluRöpörtajı,27Mayıs'ınArefesiGibi,CafeSiyaset,9Nisan2008 | İsmetBerkan,Ergenekon'unYakınTarihiYazıDizisi,Radikal,4-11Nisan2008 | Ergenekon'daVeliKüçük'tenbüyük7kişivar,Sabah,22Nisan2008 | A'danZ'yeErgenekon,Milliyet,24Mart2008 | ErgenekonİddianamesiTamamlanmakUzere,Sabah,6haziran2008 | ErgenekonİddianamesiKabulEdildi!-TAMAMI,25temmuz2008 | ErgenekonİddianamesindeKontrgerilla,27temmuz2008 | GladioyuÇökertenSavcıdanTavsiyeler,3temmuz2008 |
Ecevit'in,ÖzelHarp'inSivilUzantısındanDuyduğKorku,10ocak2010
|